mühendis ve makina - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Arşivi

Transcription

mühendis ve makina - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Arşivi
MÜHENDİS VE MAKİNA
ISSN 1 3 0 0 - 3 4 0 2
Aralık 1997 • Sayı: 455
TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI AYLIK YAYIN ORGANI
• Türkiye'de Enerji ve Ekserji Kullanımı
• Türkiye'mizin En Temel Sorunu: Bilim-Teknoloji
• Trafik Ka
• Sonlu Elemanlar
^0"
en
deneme
r L: Qr. LL L Cr L'
• Dökme dilimli kazamyla en az 20 yıl
hiç sorun çıkarmaz. • Bağımsız ısınma ve
konfor sağlar. • Mikrokompüter sistemi,
iç ortam sıcaklığını dış ortamdaki
değişimlere göre ayarlar. • Ön ısıtmalı
brülör, yakıtı yüksek verimle yakarak yüksek
tasarruf sağlar. • Her bütçeye uygun 79
ayrı modeli vardır. • Demirdöküm Panel
Radyatörlerle yüksek uyumludur.
LLL L %
• Yüksek ısıl güce sahiptir, yakıttan tasarruf sağlar. • Dünyanın en gelişmiş yüzey kaplama
teknolojisiyle boyandığından, korozyona, darbelere ve her türlü kimyasal etkiye karşı
dayanıklıdır. • Az yer kaplar, şık ve dekoratiftir. • 1 3 bar basınç altında teste tabi
tutulmaktadır. • Montajı pratiktir. • Zeminden beslemeli sistemlere de uygun zengin seçenekleri
ile 5 yıl garantilidir.
• Dökme dilimli kazamyla en az 20 yıl hiç sorun çıkarmaz. • Bağımsız ısınma ve konforj
sağlar. • Mikrokompüter sistemi, iç ortam sıcaklığını dış ortamdaki değişikliklere görei
ayarlar. • On ısıtmalı brülör, yakıtı yüksek verimle yakarak yüksek tasarruf sağlar.)
• Her bütçeye uygun 79 ayrı modeli vardır. • Demirdöküm panel radyatörlerle yüksek:
uyumludur.
• Kat kaloriferi ve şofben olarak görev
yapar. • Bağımsız ısınma sağlar. • Yer
kaplamaz, duvara asılır. • Pilotlu veya
elktronik ateşlemeli, bacalı ve hermetik
tipleri mevcuttur. • Doğalgaz veya LPG ile
çalışır. • Her türlü gaz, su, elektrik ve
basınç emniyeti vardır. • Çok uzun
ömürlüdür, sessiz çalışır, yüksek verimlidir.
• 1 yıl garantilidir.
• Dökme dilimli kazamyla en az 20 yıl hiç sorun çıkarmaz. • Bağımsız ısınma ve konfor
sağlar. • Mikrokompüter sistemi, iç ortam sıcaklığını dış ortamdaki derişikliklere göre,
ayarlar. • Ön ısıtmalı brülör, yakıtı yüksek verimle yakarak yüksek tasarruf sağlar. • Her
bütçeye uygun 79 ayrı modeli vardır. • Demirdöküm panel radyatörlerle yüksek uyumludur.
n kaliteli ısıtma sistemlerini biz yapıyoruz" diyecek
müyüz. Çünkü yüksek teknolojimiz ve bilgimiz:,
yan daha üstün sözlerle ifade edilme
D6 Kat Kaloriferi
Otomatik ateşlemelidir. • 5 ayrı emniyet
temi vardır. • Şık ve dekoratiftir.
)ogalgaz veya LPG ile çalışır. • Baca
ısörü ile donatılmıştır. • Uzun ömürlüdür.
• Yüksek ısıl güce sahiptir, yakıttan tasarruf sağlar. • Dünyanın
en gelişmiş yüzey kaplama teknolojisiyle boyandığından,
korozyona, darbelere ve her türlü kimyasal etkiye karşı
dayanıklıdır. • Az yer kaplar, şık ve dekoratiftir. • 13 bar
basınç altında teste tabi tutulmaktadır. • Montajı pratiktir.
• Zeminden beslemeli sistemlere de uygun zengin seçenekleri
ile 5 yıl garantilidir.
aşantlan ortamı kontrollü olarak ısıtır. • Gereksiz yakıt tüketimini önler,
ırruf sağlar. • Otomatik ateşleme sistemiyle bir düğmeye basarak, mavi
r
\\, tam emniyetli ısınma konforu sağlar. • Bacalı ve Hermetik modelleri
cuttur. • Sağlam ve uzun ömürlüdür. • Ayarlı termostatlı, basınç ayarlıdır.
(I
: GÜVENCE BELGES
TÜKETİCİ
D A N I Ş M A
S E R V İ S İ
0 800 261 1950
• saat 0 800 261 1951
ÜCRETSİZDİR
• Yüksek verimli, uzun ömürlüdür.
• Üflemeli oîduğu için düzenli yanar,
sessiz çalışır, havayı kirletmez. • Hava
ile yakıtı en uygun oranda karıştırır.
• İçi tuğlalı, döküm gövdelidir. Isıyı uzun süre
muhafaza eder. • Önden ve üstten doldurmalıdır.
• Yüksek verimlidir. • Uzun süre sönmeden yanar.
• Çiftcidarlı modellerin yüzeyleri çift kat emayedir.
Q> DemirDöküm
" İ N S A N
İ Ç İ N
H E R Y E R D E "
Türk Demir D ö k ü m Fabrikaları A.Ş. P a z a r l a m a ve Satış Gnibu: Çamlıca İş Merkezi, B2 Blok, Ünalan Mahallesi, Ayazma
Caddesi, Küçük Çamlıca 8 !l 90 Usküdor-lstanbul, Tel
-C-2lS| 3 I 5 55 15-315 13 57 Faks: (0216) 3 1 7 66 99
A d a n a Blg. Satış Ma1.: Ziyapaşa Bulvarı Ser Apl No: 27/A Atana, Tel: |0322) 459 30 96 - 97 - 98 A n k a r a % S a l ı ; Ma 1 .:
İzmir Çad, Koç Han 25/3 Yenısehir-Ankara. Tel: (0312) 425 43 20 • 22 - Bursa Blg. Satış M d . : Yalova Yolu 5. Km, Borsa,
Tek (0224) 257 36 10 (7 Hat), i i m i r Blg. Satış M d . : 1200/3 Sokak F-l Yenişehir • İzmir, Tel: (0232) 458 58 58 Samsun Blg.
Satış M d . : Ulugazi Mah. istiklal Cad Cerit Apl 32/A Samsun, Tel: (0362] 435 10 52 İnternet: d e m i r d o k u m . c o m . t r
ARGOSHIE
Birleşik Oksijen Sanayi A.Ş.
Gaz siparişi ver|rken, beklentilerinizin yeterincf
karşılandığından emin misiniz ?
t% .*. ı
K
•"•_
fi:
c
uy n a k '
P ikisi.' r ^
! Daha temiz bir kaynak elde edilebilir mi ?
ı . •
• I •' • ı I ı I I : *
! Daha sağlam bir kaynak yapılabilir mi ?
î
'
i
;
; .
! • , . " ; ' •
i
s;
'
•
,
i;
i
:
•'
•
*
! Daha az sıçrama sağlanabilir mi ?
i
;
•
!' • "•'
:!• ' •;! i
i
i
! Enerjiden tasarruf edilebilir mi f?
! I Kaynak telinden tasarruf edilebilir mi ?
i
,. • • - • ' ( , V
••!
••
•
'
.
•
•
•
I I
•
j !
i
I
! Daha iyi nüfuziyet sağlanabilir ipi ?
I . .
. ı •.! ' • •' ! : : t i
! İhtiyaç duyulduğunda uzman kadro ile so
çözümleniyor mu ?
Mükemmel
Nüfuîiyot
En I)
Kaliteli
Kaynak
Dikişi
Eğer çalıştığınız firma yukarıdaki sorulara evet di>emiyorsa, evet diy|
firma ile çalışmaya başlamanın zamanı değil mi ?
ISO 9002
Birleşik Oksijen Sanay A.Ş. Merkez Tel: 0(2) 2) 274 09 60 Gebze Tel: 0(262) 751 01 00
Büyiikdere caddesi 145/1 Aygaz Han Zincirlikuyu - İSTAN BliL 80300
a
ALARKO
KONFOR TEKNOLOJİSİ
•I
ARALIK 1997 • Sayı : 455
DECEMBER 1997 • No : 455
İÇİNDEKİLER • CONTENTS
TEKNİK YAZILAR
17
TÜRKİYE'MİZİN
İLAN SAYFALARI DİZİNİ
EN TEMEL SORUNU
:
BILIM-TEKNOLOJI / Bu m a k a l e n i n
amacı, bilim-teknoloji ortamlarının bütünleşik bir sistem yapısına kavuşturulması ereğidir.
The Basic Problem of Turkey : Science-Technology
İlter SERİM
22
TÜRKİYE'DE ENERJİ VE EKSERJI KULLANIMI VE SEKTOREL VERİMLER /
Bu makalede, Türkiye genelinde enerji ve ekserji kullanım miktar ve verimleri incelenmiştir.
Energy and Exergy Utilization in Turkey
Arif İLERİ, Türker GÜRER
DEMİRDÖKÜM
1
B.O.S.
2
ALARKO •
SARMAKİZOCAMDOĞUŞ VANA-
-30
VIBRATEK-
-31
DOĞUŞVANA-
-42
MAKDOS —
-55
ÖLÇSAN
-59
PETNİZ
-60
;
%j Tİ IKI FAZLı AKıMDA DIRENÇ KATSAYıSı ILIŞKILERININ KARŞıLAŞTıRıL A R A K DEĞERLENDİRİLMESİ / Bu çalışmada; C D direnç katsayısının hesabı için
önerilen denklemlerin, diğer denklemlerden daha iyi sonuç verdiği gösterilmektedir.
İn Two Phase Flow the Analysis of Drag Coefficient Relation by Comparing
Ayla KALELİ
«3 / POMPALI SİSTEMLERDE TİTREŞİM KAYNAKLARI VE SÖNÜMLENMELERİ /
Bu çalışmada, titreşimlerle ilgili tam ve hesapların iyi bir şekilde yapılması konusunda
bilgiler verilmiştir.
The Vibration Sources in Pumping Systems and Their Attenuations
Suat CANBAZOĞLU
45
SONLU ELEMAN METODU İLE MODELLEME / Bu araştırmada sonlu ele
manlar metodu ile diğer sonlu farklar metodu karşılaştırılmıştır.
The Principles of Modelling by Finite Element Method
Cüneyt FETVACI
AYIN DOSYALARI
8
10
15
32
YENİ ÜRÜNLER
ODA'DAN HABERLER
BAŞKENTTEN HABERLER
PÜF NOKTASI
33
43
49
51
GEÇMİŞE BAKIŞ
TRAFİK KÖŞESİ
SEMİNER-KURS-SEMP. HABERLERİ
37. CİLT YAZILARI
YILMAZ REDÜKTÖR
61
KANTHAL
62
ANTEL
•
K.S.B.-
—•-
63
:
64
DEMİRDÖKÜM
Ön İç Kapak
S.T;F.A.
Arka İç Kapak
ARCTECH •
Arka Kapak
Yayım Koşullan : Yazılar daktilo ile iki satır aralıkta iki kopya yazılmış olarak, 70-100 sözcükten oluşan Türkçe ve tngilizce özeti, yazı başlığının Ingilizcesi, yazarın kısa özgeçmişi, adresleri ve telefon numaralan ile birlikte Dergi Yönetim Yeri Adresı'ne gönderılme• Yazılar 12 daktilo sayfasını (yaklaşık 3000 sözcük) geçmemelidir. (12 daktilo sayfasını aşan yazıların 2 bölüm halinde birbirini izle
yen sayılarda yayımlanabileceği düşünülerek bölümlere ayrılmış olarak gönderilmesi gerekir.
• Yazılarda kullanılan fotoğraflar net ve temiz olmalı, şekiller aydınger veya beyaz kağıda çini mürekkebi ile çizilmelidir.
• Yazılarda SI birimleri kullanılmalı, yazıların sonuna yararlanılan kaynakça eklenmelidir.
• Özgün ve derleme yazılardaki görüşler yazarına, çevirilerden doğacak sorumluluk ise çevirene aittir.
• Yazılar başka bir sürekli yaym organında yayımlanmış olmamalı, herhangibir toplantıda tebliğ olarak sunulmuş veya sunulacak ise
bu açık olarak belirtilmelidir.
• Dergide yayımlanan yazılara bir dergi sayfası için, özgün ve derleme yazılarda 700.000.-TL., çeviri yazılarda 450.000.-TL. net ödeme
yapılır.
• Dergideki yazılardan kaynak gösterilmek koşuluyla alıntı yapılabilir.
Yazıların Değerlendirilmesi: Dergiye gönderilecek yazılar öncelikle Yayın Kurulu tarafından ön elemeden geçirilmekte daha sonra kurulun belirlediği uzmanlar tarafından değerlendirilmektedir. Uzmanların yaptığı değerlendirme sonuçları yazara da iletilecek, uzmanların
önerdiği ve Yaym Kurulu'nun uygun gördüğü düzeltmelerin yapılması yazardan istenecektir. Bu düzeltmelerin yazar tarafından yapılması
durumunda yazı yayınlanabilecektir.
MÜHENDIS^FMAKINA
TMMOB
MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
AYLIK YAYIN ORGANI
Değerli Okuyucularımız,-
ARALIK / December 1997
Cilt / V d : 38
Sayı / N o : 455
Yönetim Yeri - Head Office
Sümer Sokak 36/1-A
Dcmirtepe - ANKARA
Tel :(0-312)231 31 59
Fax: (0-312) 231 31 65
MMO Adına Sahibi
Publisher
Mehmet SOĞANCI
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Managing Editör
Emin KORAMAZ
Yayın Kurulu - Publishing Board
Melih ŞAHİN
AnılKAREL
Devrim Erinç ASLAN
Utku TÜZÜNER
Engin AYKOL
Yayın Sekreteri
Publishing Coordinatpr
Nilgün KARAKÜÇÜK
1 997 yılı gündemi; siyasal belirsizlikler, Avrupa Topluluğu'na
J_ giriş bunalımı, temiz toplum arayışları ve neden olduğu toplumsal hareketliliklerle dolu idi. Ülkemiz böylesine ilginç bir yılı geride bırakıyor. Umarız aydınlık dolu bir yeni yıl bizleri bekliyor.
Bildiğiniz üzere her yeni yıl dergimiz için yeni bir yayın dönemi başlangıcı, her geçen yıl ise bir yayın döneminin sonu. Yayın
Kurulu olarak geçen yayın dönemine ilişkin kısa da olsa birşeyler
söylemek artık gelenekselleşmeye başladı. 1997 yılı yaşanan aksaklıklara rağmen 1994 yılında başladığımız yayın anlayışımızı
sürdürmeye gayret ettik. Önceden yayın planına alınan Özel Sayı
uygulamalarımız, şubelerimizin de desteğiyle; "Ulaşım ve Trafik", "Kaynak", "Çevre ve Enerji", "Bilgisayar", "Otomotiv",
"Kalite" olmak üzere yıl boyunca yayınladığımız 12 sayıdan 6'sını kapsadı. Böylelikle Oda'mız mesleki disiplin alanlarına giren
ihtisas konularında uzman kişi ve kuruluşların birikimlerini, çalışmalarını siz okuyucularımız için bir araya getirmiş oldu.
Dergimizin- içerik, nitelik, nicelik açılarından sunduklarının
daha da geliştirilmesi gerektiği düşüncesini taşırken, sunulanların kalite açısından değerlendirmesini de sizlere bırakmak istiyoruz.
Yılın bu son sayısında, karma yazılarla karşınıza çıkarken yazıların ilginizi çekeceğini umuyoruz.
Yeni yayın dönemimizde dergimize gösterdiğiniz ilgi ve desteğin süreceği düşüncesiyle...
Teknik Sorumlu
Technical Manager
Mehmet AYDIN
Saygılarımızla
Mühendis ve Makina
Yayın Kurulu
İlan Sorumlusu
Advertising Representative
Ayten YILDIZ
Nuray ÖZER (İstanbul)
Komisyon İlişkileri
Redactor
Şehnaz KAPLAN
ÖZÜR
Dizgi
Type Setting
Ali Rıza FALCIOĞLU (MMO)
Dergimizin Ekim 1997 453. sayısı olan "Otomotiv" özel sayısının
19. sayfasında yer alan "Çevre Dostu Yağlama Yağlan" başlıklı
makalenin yazarlarından Aykut ÖZGÜLSÜN'ün ismi makalede
unutularak yazılmamıştır. Bu hatamızı düzeltir, yazardan ve okuyucularımızdan özür dileriz.
Baskı
Printed by
Özkan Matbaacılık
Tel (0-312) 229 59 74
DÜZELTİ
TMMOB Makina Mühendisleri Yayın Orgam olan Mühendis ve Makina Dergisi
TMMOB'ye bağlı Odaların üyelerine, mühendislik eğitimi yapan öğrenci, araştırma
ve öğretim görevlilerine yıllık abone bedeli
-özel sayılar dahil- karşılığında gönderilmektedir. Dergimize abone olabilmek ve
daha detaylı bilgi alabilmek için yukarıda
verilmiş olan adresimize başvurabilir ya da
telefon ve faksla bilgi alabilirsiniz.
Dergimizin 444 (Ocak '97) ve 445 (Şubat '97) sayılarında yayınlanan "Sonlu Eleman Kodu Epdan Üzerinde Yapılan Dinamik Boyutlandırma Tanımlamaları" ve "Sonlu Eleman Kodu EPDAN için Etkileşimli Ön İşlemci: DATOR" adlı makalelerde sayın Prof. Dr. A. Erman Tekkaya'nın ismi bilgisi dışında yayınlanmıştır. Bu düzeltiyi
bilginize sunarız.
İZOCAM ALU-FOLYO
İzocam
Prefabrik Boru
İZOCAM'DAN,
ISITMA,
KAPLI PREFABRİK BORU'nun
kullanım alanları:
•
•
SOĞUTMA VE SOĞUK SU BORULARINDA ISI KAYBINI
ÖNLEMEK İÇİN ÇOK PRATİK, ÇOK HESAPLI BİR URUN:
BİNDİRME PAYI YAPIŞKAN BANTLI ALÜMİNYUM FOLYO KAPLI PREFABRİK BORU...
İZOCAM
ALÜ-FOLYO
CAMYÜNÜNDEN
ÜRETİLİR.
SAYESİNDE,
KONTROL
KAPLI
ALTINA
PREFABRİK
BORU,
ALÜMİNYUM
İZOLASYON
FOLYONUN
ÖZELLİKLERİ
ALINIR
YÜKSEK
İZOCAM
BUHAR
KORUNUR,
ALÜ-FOLYO
BİRİM
KESİCİ
BUHAR
KAPLI
AĞIRLIKTA
ÖZELLİĞİ
DİFUZYONU
PREFABRİK
BORU,
Sanayi
Kalorifer
YAPISKANLI
BANDIYLA
UYGULAMAYI
KOLAYLAŞTIRIR,
tesisatlarında.
•
Merkezi
•
Soğuk
su
•
Güneş
enerjisi
•
Boruların
karşı
ısıtma
tesisatlarında.
borularında
ısınmaya
karşı.
tesisatlarında.
terlemeye
korunmasında.
• Yüksek basınçlı su b o r u l a r ı n d a
f i t r e s i m e ve sese karsı.
• Boruların d o n m a y a karşı
korunmasında.
İ Z O C A M TİCARET VE S A N A Y İ A.Ş.
DANIŞMA
KENDİNDEN
borularında.
MERKEZLERİ
• İSTANBUL Tel (2 12) 275 72 22 (8 hol)
F o b [ 2 \ 1 ) 266 97 69 » A N K A R A Tel ( 3 1 2 )
HIZLI
MONTAJ
İMKÂNI
SAĞLAR.
İŞÇİLİK,
ZAMAN
VE
MALİYETTEN
KAZANDIRIR.
4 18 66 67-4 18 30 32 F o b (3 12) 425 05 15
• İ Z M İ R Tel (232) 4 8 4 57 85- 4 8 4 3 1 78
F o b (232J 4 8 9 00 52 - A D A N A Tel (322)
İZOCAM
3 5 2 29 .80 F o b (322) 3 5 2 02 54 -BURSA
Tel (224) 253 95 35
F o b (224) 255 60 13
• ELAZIĞ Tel (424) 2 1 8 66 00
F o b (242J 242 39 84
Koc
F o b (424)
233 19 96 -ANTALYA Tel (242) 24 1 19 50
»GAZİANTEP
Tel (342) 233 97 00 F o b (342) 2 3 3 97 00
YENİ ı
Hazırlayan : Nilgün KARAKÜÇÜK
MMO Genel Merkezi
ÜRÜNLER
KOLAY SÜRÜŞ
Küçük motorsiklet sürücüleri için kırmızı ışıkta durmak tehlikeli olabilmektedir. Çünkü iki ayaklarını da yere
koyamayabilirler. Yamaha'nın V
Star modeli diğer bütün modellerden daha düşük olan 25.6
inçlik oturak yüksekliği
ile sürüşü daha güvenli hale getiriyor.
3
40 inç 'lük V-çift
motorla çalışan
motorsiklet 4.3 galonluk gaz deposu
ile benzerleri arasında en geniş kapasiteye sahip.
Fiyatı 5.899$.
www. yamaha.com
ŞOK DEĞERI
Normal bisikletlerin şok yutucularını hafiften serte kadar ayarlayabilirsiniz, ancak istenen düzgün sürüşü sağlamak çok ender gerçekleşir. Pieozoelektrik malzeme kullanan ACX adlı şok kontrolcüsü değişik sönümlemeleri sürekli olarak sağlayan ilk alet. Bir
alıcı şok pistonun saniyede 50 hareketini kaydeder. Eğer piston
hızlı hareket ederse -aşırı sarsıntı nedeniyle piston hızı artarmaksimum sönümleme uygulanır. Piston daha yavaş hareket ettiğinde -düzgün yüzey üzerinde- uygulanan sönümleme daha azdır. K2 Bisikletlerinin Pro-Flex somart
shock serisinde uygulanan bisiklet fiyatları 2.249$ ile 4.000$
arasında.
www.acx.com
Pil
Manyetik alıcı
Pieozoelektrik
malzeme
Elektronik kontrol
ROBOTLARıN
BIR SONRAKI
ADıMı
Honda'nın P2 insansı robotundan sonra geliştirilen P3 modeli daha düzgün çalışıyor. Yönünü
değiştirirken dengesini
düzelterek 3 boyutlu hareketleri
daha bağımsız
yapabiliyor, insandan daha
güçlü olan ve merdivenleri tırmanabilen
P3'ü nükleer veya tıbbi
tesislerde kullanmak
mümkün olabilecek.
7
:V
Mıknatıs
Popüler Science Dergisi'nden çevrilmiştir.
Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455 • 8
YENİı
ÜRÜNLER
ROBOT BAHÇESI
Robot Bahçesi Sergisinde bulunan 8 tane robot hayvan ve bir
düzineden fazla etkinlik hayvanların nasıl hareket ettiğini gösteriyor. Çocuklar bir bukalemunun nasıl renk değiştirdiği ve bir
böceğin tavanda nasıl yürüdüğü gibi biomekanik işlemleri öğrenebiliyor. Atlanta Doğal Tarih Müzesi ve Pittsfield Berkshire
Müzesinde bulunan sergiler önümüzdeki beş yıl içinde değişik
yerlere gidecek.
www.sgi.com/robot200
ÇOK ÖLÇEKLI
BıÇAK
KÜÇÜK KARANLıK ODA
Sadece 30x60x38 inç boyutunda olan küçük
"Desk Zig" ile 20x24 inç'e kadar baskı yapılabiliyor. Sol tarafa konulan küvetler film baskısının
her bir aşamasında kayarak dışarı çıkıyor.
Damlalar küvetler hareket ettiği için bir lavabo
tarafından toplanıyor. Paslanmaz çelikten olanın fiyatı 8500$, plastik ise 35.000$.
Delme presinizle yassı bir parçaya değişik büyüklükte delik
açmanız için farklı bıçaklar kullanmanız gerekiyordu. Şimdi,
VVolfcraft'ın ayarlanabilir tahta
delme bıçağını 5/8'ten 1 1/2 inç
çapa kadar ayarlayabilirsiniz.
Bıçak bir vidayla genişletilip
daraltılarak ayarlanıyor.
wolfcraft Inc., Box 687,
Itasca İL 60143
Ziggy Zig Photgraphic Studio Systems,
51 Lispenord St, New York NY 10013
KLAVUZ DELIŞ
En son çıkan el matkapları değişik pozisyonlarda
delme yapabiliyor olmalarına rağmen bunlar düşey ve ya
tay yönlerle sınırlı. Drill Guide
(Delme Klavuzu) ise ayar
bileziği ile istenilen
açıda delme yapmanıza olanak
veriyor.
Fiyatı 25$
Ciro Products,
Box 1432,
Hickory NC
28603-1432
9 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Sayı : 455
ODA'DAN
Hazırlayan : Nilgün KARAKÜÇÜK
MMO Genel Merkezi
HABERLER
V. OTOMOTİV VE YAN SANAYİİ
SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRGESİ
7
-8 Kasım 1997 tarihleri arasında Hotel Almira-Bursa'da düzenlenen V. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu ana teması GÜMRÜK BİRLİĞİ İÇİNDE
OTOMOTİV ve YAN SANAYİİ olarak belirlenmiştir.
Bu perspektiften bakılarak oluşturulan sempozyum
programı içerisinde aşağıda yer alan konu başlıklarında
14 adet bildiri sunulmuştur. Sempozyum konu başlıkları;
• Otomotiv Sektörü île ilgili Mevzuat Ve Hukuksal Süreçler
• Otomotiv ithalatı Ve İthalatın Denetlenmesine İlişkin Uygulamalar
• Sektörün Rekabet Gücü Ve Rekabetin Unsurları
• Gümrük Birliği ile Entegrasyon, Olasılıklar, Sonuçlar
• Otomotiv Ve Yan Sanayii Ve KOBl'ler Ve Gelişme
Beklentileri
Sempozyum daha önce yapılanlarda da olduğu gibi
sektörde yer alan tüm tarafların görüşlerinin ve beklentilerinin tartışıldığı bir platform olma özelliğini taşımıştır. Gümrük Birliği ile entegrasyon ülkemiz için oldukça önemli bir dönüşüm momentini işaret etmektedir. Bu kararla birlikte ülkemizdeki tüm sektörler bu
süreçteki değişikliklerden derinden etkilenecektir. Ayrıca Otomotiv ve Yan Sanayii açısından olguya bakıldığında otomotiv sanayiinin etkilenmesi daha köklü ve
kapsamlı olacaktır. Sempozyumda sunulan tebliğler bu
noktada konuyu enine boyuna irdelemiştir. Sempozyumdan çıkan en somut sonuç ise iki temel noktada
toplanabilir. Bunlardan birincisi bu günkü durumun belirlenmesi, ikincisi ise sektörün potansiyel yapısı ve geleceğinin belirlenmesidir.
Bugünkü durumu belirlerken ilk söylenmesi gereken şey ise 1996 yılında ülkemizde kurulu kapasitenin
% 36'sınm kullanılabildiğidir. Diğer bir ifade ile otomotiv sektörü %64'lük bir atıl kapasiteye sahiptir. Otomobil üretiminde 1996 yılında 5 firma ile 580.000 adet/yıl
olan kapasitenin devam eden yeni yatırımların da devreye girmesi ile 7 firma ve 780.000 adet/yıl kapasiteye
ulaşacağı kesindir. 1993 yılındaki "yerli" otomobil satış
rakamı 1996 yılında yarıya inmiştir. Bedelsiz ithalat kararnamesi ile sektörde zaten bulunmayan istikrar iyiden iyiye kaybolmuşur. Sektördeki belirsizlik sektörün
işçi devir hızını yükseltmekte kimi dönemlerde binli
sayılarda işçi işten çıkarılmaktadır. Bu noktada tarafımızdan belirlenebilecek önemli bir nokta ise konuya taraf olan sendikalardan hiç birisinin çağrılı oldukları halde sempozyuma katılmamış olduklarıdır. Aynı biçimde
tek tek çağrılan parti il örgütlerinin de hiç birisi sempozyumu izlememiştir. Gelir dağılımındaki adaletsizlik
nedeniyle alım gücünün olumsuz etkilenmesi sonucu
ortaya çıkmıştır. Global olarak ise sektörde üretim yapan kuruluşların üretim ölçekleri yetersizdir. Bu ölçekte üretim yapıldığı sürece rekabet gücünün sağlanama10 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say : 455
yacağı bizzat sektörün temsilcileri tarafından ifade edilmiştir.
ikinci olarak saptanan ise otomotiv sanayiinin ülkenin gelişme potansiyeli bulunan en öncelikli sektör olduğu yönünde oluşan görüştür. Sempozyum katılımcıları sektörün yeterli teknolojik birikimi ve yetişmiş insan gücü ve de AR-GE faaliyet potansiyelinin bulunduğunda,Ana sanayii yan sanayii entegrasyonu ile fabrika düzeyindeki fiziksel yatırımların yeterli olduğu konusunda,
Sektörde, özellikle ana sanayiide toplam kalite anlayışına bağlı uygulamaların yerleşmiş olduğunda;
Sektöre ilişkin bir master planının olmayışının ulusal bir otomotiv politikası olamaması sonucunu doğurduğu konusunda zımni bir anlaşma içerisinde olmuşlardır.
Sektörün ülkedeki lokomotif sektör olabilmesi için,
iç pazarda istikrar sağlayıcı önlemlerin alınabilmesi
için, ivedilikle bir OTOMOTİV MASTER PLANI hazırlanmalıdır. Verilen tüm teşviklerde mevcut potansiyelin kullanılmasına yönelik değerlendirilmeler esas alınmalıdır.
KAYNAK TEKNOLOJİSİ 1. ULUSAL
KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ
3-15 Kasım 1997'de Makina Mühendisleri Odası'nca Ankara Şube yürütücülüğünde Ankara'da
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kültür ve Kongre
Merkezi'nde düzenlenen Kaynak Teknolojisi I. Ulusal
Kongre ve Sergisi'ne bu alanda faaliyet gösteren 65 firmadan 216 kişi katılmıştır.
Kongre kapsamında düzenlenen ve iki bölümden
oluşan serginin birinci bölümünde üretici-kullanıcı firmalar, ikinci bölümde ise Fotoğraf Sanatı Kurumu ile
birlikte düzenlenen ve oldukça ilgi gören "Kaynak ve
Yaşam" konulu fotoğraf yarışmasında dereceye giren ve
sergilemeye değer görülen fotoğraflar yer almıştır.
Kongre süresince 6 teknik oturumda kaynak konusunda eğitim - belgelendirme, bilimsel-teknolojik araştırma ve uygulamaya yönelik konularda toplam 20 bildiri sunulmuştur. Ve kongrenin son gününde gerçekleştirilen panelde kaynak alanında örgütlenme tartışılmıştır.
Kongre panelinde, konuya yakın ve hakim, panelistler ve katılımcılar birlikte tartışmış ve tartışmaların sonucunda ortak görüşler oluşmuştur. Salondaki tüm kişiler bu tür çalışmaların devamının gerekli olduğu konusunda birleşmiş ve bundan sonra yürütülecek çalışmalar için aşağıdaki eğilimler oluşmuştur.
1
• Ülkemiz dahilinde teknik anlamda yardımcı ve özellikle düzenleyici olacak, uluslararası platformda Türkiye'yi temsil ederek özellikle eğitim-belgelendirme
alanında dünya kaynak organizasyonları ile paralel
haklar elde edebilecek nitelikte bir örgütlenme çalışması gereklidir.
ODA'DAN
HABERLER
• Makina Mühendisleri Odası örgütlenme çalışmasın- • Kağıt Sanayiinde Toplam Kalite Çalışmaları
da da sekreteryalığı yürütmeli, koordinasyon, duyuru
ve yazışmaları gerçekleştirmelidir.
İki gün boyunca, yedi oturumda ondört bildirinin
sunularak tartışıldığı sempozyumun sonunda 'DÜN• Örgütlenme çalışmasını başlatmak üzere öncelikle YADAKİ GELİŞMELER IŞIĞINDA TÜRK KAĞIT SEK1
Ankara, İstanbul ve İzmir'de "alt çalışma grupları ' TÖRÜNÜN AB İLE GÜMRÜK BİRLİĞİ İÇİNDE REoluşturulmalıdır.
KABET GÜCÜ" konulu panel gerçekleştirildi.
Selüloz ve Kağıt Sanayii Vakfı, Kamu ve Özel Sektör
• Alt çalışma grupları sekreterya tarafından panelistlerle yapılacak yazışmalarda gelen öneriler doğrultu- Kuruluşlarının, T.C. Başbakanlık ve Devlet Planlama
Teşkilatı, Üniversiteler, Sendika Temsilcileri, konu ile
sunda oluşturulacaktır.
ilgili uzmanların katılımıyla yapılan Sempozyumun so• Alt çalışma gruplarının koordinasyon toplantısı en nucunda; Türk Kağıt Sanayiinin AB İle Gümrük Birliğikısa zamanda Ankara'da sekreteryanm çağrısı ile ya- nin gerçekleşmesinden, bugüne değin karsı karşıya kalpılacaktır.
dığı rekabet koşulları irdelenmiş ve aşağıdaki sorunları
ve bu sorunların çözümü doğrultusunda alınması gerekli önlemler önceki Sempozyumlarda olduğu gibi bir kez
III. ULUSAL KAĞLT SEMPOZYUMU
daha vurgulanmıştır.
AB ülkeleri kağıt ve karton sektöründeki talep artışSONUÇ BİLDİRGESİ
larına paralel olarak teknolojik gelişmelerine hız vermişler ve büyük kapasiteki geniş makinalar tesis et m işMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından lerdir. Dünyadaki gelişmeler değerlendirildiğinde reka1993 yılından bu yana her iki yılda bir düzenle- bet edebilirliğin en önemli kriterlerinden birini teşkil
nen Ulusal Kağıt Sempozyumu'nun üçüncüsü eden olgu; teknolojinin öneminin anlaşılması, teknolo14-15 Kasım 1997 tarihlerinde Izmit'de Kocaeli Sanayi ji geliştirmeye büyük önem verilmesini gerektirmekteOdası tesislerinde gerçekleştirildi. "AB İLE GÜMRÜK dir. Türk Kağıt Sanayiinin en önemli sorunlarından bas
BİRLİĞİ İÇİNDE KAĞIT SANAYİNİN DURUMU VE ta geleni üretim makinalarmm hız ve genişlik bakımınGELECEĞİ" ana tema kapsamında gerçekleştirilen dan yetersizliğidir. Sektörün (incelikle Avrupa Kırlığı ile
fakat aynı zamanda da uluslararası rekabet gücünü artsempozyumda; aşağıdaki konular tartışmaya açıldı.
tırabilmck için birim zamandaki üretimi yüksek; geniş
• Kağıt Sanayiinin AB İle Gümrük Birliği Sürecindeki ve hızlı kağıt makinalarmın tesisine yönelik yatırımlaDurumu, Bugünü ve Geleceği
rın desteklenmesi gerekmektedir.
Türk Kağrt Sanayiinin uluslararası rekabetinin an• Gümrük Birliği'nin Bugüne Değin Sektöre Etkileri ve
cak teknolojik düzeyinin yükseltilmesiyle gerçekleşebiGeleceğe İlişkin Beklentileri
leceği, bu bağlamda mevcut kağıt makinalarmın moder• Sektördeki Teknolojik Durum, Hedef ve Politikalar nizasyonuyla birlikte, modern teknolojiye sahip ma kıve Son Bir Yılda Gerçekleştirilen Yatırımlar ve Başa- naların kullanılmasının özendirilmesi, ölçek ve stanrı Durumları
dartları itibarıyla ekonomik olmayan ikinci el ma kına
ların ithalatının önlenmesi gereklidir.
• Teknolojik Gelişmeler, Teknolojik Gelişmelerin KulÜlkemizde; tüm sanayi sektörlerini olumsuz etkilelanım Alanlarındaki Değişmeler.
mekte olan enerji sorunu, kağıt sanayii için de önemli
• Dünyadaki Gelişmeler, Pazar ve Yatırım Kaymaları bir sorundur. Hemen kullanılmakta olan elektrik enerjisi AB ve EFTA ülkelerinden %40 %80 oranında daha
• Sektörün Uluslararası Rekabet Gücü ve Unsurları ve yüksektir ve standart kalitenin altındadır. Bu olgu ürün
Sektörde Yaşanan Haksız Rekabet
kalitesi ve maliyeti açısından olumsuz bir faktör teşkil
etmekte ve rekabet gücüne çok olumsuz bir etkide bu• Sektörün Hammadde Sorunları ve Geleceği
lunmaktadır.
Yoğun enerji kullanan sektörün elektrik enerjisi ve
• Sektörün Enerji Sorunları ve Rekabet Gücüne Etkiledoğal gazdan kaynaklanan maliyetlerinin azaltılmasına
ri
yönelik olarak; Yakıt ve elektrik fiyatlarının tespitinde
• AB İle Gümrük Birliği İçinde Baskı Sektörünün Kağıt politik çıkarlar hır yana bırakılarak, ülke çıkarları gözeSanayi İle İlişkilerindeki Değişmeler
tilmelidir. Özellikle Gümrük Birliği Anlaşmasının yürürlüğe girmesiyle çok önem kazanan Avrupa'daki ra• Gümrük Birliğinin Endüstriyel İlişkilere Etkileri
kip firmalar ile rekabet edilebilmesi için, Avrupa'daki
• Kağıt Sanayinde İş Gücü Bileşimi ve İş Gücünün Eği- enerji politikaları yakından izlenılmeli, doğabilecek
haksız rekabet ortamından sektörün korunması için getimi
rekli önlemler alınmalıdır.
• Sektörün İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Açısından DuruYeni Kojerasyoıı tesislerinin kurulması desteklenmu
meli ve bu sektörün yakıt ve finansman sıkıntılarının
• Kağıt Sanayiinin Destek Kuruluşlarının Durumu ve aşılması için devletin gerekli kaynağı aktarmasının ülke ekonomisi için gereği gözönüne alınmalıdır.
Uluslararası İlişkileri
T
M ü h e n d i s ve
M a k i n a - C i l t : 38
Say> : 4 5 5 •
1 I
ODA'DAN
HABERLER
Sektörün başta ve AB ve EFTA ülkeleri olmak üzere
rekabetinin söz konusu olduğu ülkelerde tesis edilmiş
çeşitli kuruluşlar sektöre kalifiye eleman yetiştirmekte, AR-GE faaliyetleriyle teknolojilerinin geliştirilmesinde öncülük yapmaktadırlar. Ülkemizde de bu tür kuruluşların oluşturulmasıyla, Kağıt Sanayi rantabilitesini artırabilecektir.
Bu amaçla,
• Bir araştırma-geliştirme enstitüsü kurulmalıdır.
• Kağıt sanayiine eleman yetiştiren mevcut meslek
okullarının programları yeni teknolojilere uygun olarak güncelleştirilmeli, uygulama ağırlıklı olmalı ve
sektörle işbirliği içinde çalışır hale getirilmelidir. Konuda faaliyet gösteren ileri teknoloji sahibi ülkelerdeki benzer kuruluşlarla işbirliği olanakları araştırılmalıdır.
• Sektörümüzün önemli hammaddesini teşkil eden,
çevre ve orman varlıkları bakımından önemi tartışmasız kabul edilen atık kağıdın geri kazanılması konusuna önem verilmeli, halkın bu konuda bilinçlendirilmesi ve eğitimi sürekli hale getirilmelidir. Kağıt
toplama çalışmalarında sektör ve belediyelerin işbirliği esasları düzenlenmeli ve bu çalışmalarda AB ve
EFTA ülkelerindeki başarılı uygulamalar örnek alınmalıdır.
• Hammadde konusundaki dışa bağımlılığın azaltılması doğrultusunda; Kenaf, Kendir gibi yıllık bitkilerden ve saman gibi tarımsal atıklardan selüloz elde
edilmesi ve özel sektörün Selüloz Sanayii yatırımlarının etkin özendirmelerle desteklenmesi, ve bu suretle kendi kaynaklarımızın değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
Yerli hammadde kaynaklarının öneminden hareketle; kağıt sektörünün ana hammadesini temin ettiği orman alanlarının sektöre tahsis edilmesi ve aynı zamanda orman yetiştirmek için verilen alanların sektör kuruluşları tarafından ekilmesi suretiyle belirli bir rotasyon çevriminin gerçekleşmesi sağlanmalıdır.
• Hızlı büyüyen ağaç plantasyonunu, GAP çerçevesinde elverişli alanların hızla ormanlaşmasına, hem de
sektörün ormana dayalı hammadde sorunun çözümüne katkısı değerlendirilmelidir. Ürün kalitesinin
büyük ölçüde kullanılan hammadde kalitesine bağlı
olduğu gerçeğinden hareketle Orman Genel Müdürlüğü tarafından sektöre verilen kağıtlık odunun uygun kalitede olmasının sağlanması bir zorunluluktur. Öte yandan hammadde kalitesinin standardize
edilmesine yönelik olarak kültür ormanı plantasyonu orta vadeli projeksiyonlarda değerlendirilmelidir.
AB Ülkelerinde önemli bir duyarlılık konusu olan,"Sosyal Damping Uygulamalarına dayalı haksız rekabet iddiaları nedeniyle rekabet olanaklarımızı daha başından risk altına sokmamak amacıyla, devlet tarafından yapılan yasal düzenlemeler etkin bir şekilde çalışacak denetim mekanizmaları ile desteklenmelidir. Yine
aynı denetim mekanizmaları nitelik ve nicelik açısın12» Mühendis ve Makina- Cilt : 38 Say> : 455
dan kalitesiz kağıt ve kağıt ürünlerinin ülkemize girişine engel olmalı ve kalitesizliğin oluşturacağı sektöre
yönelik haksız rekabeti önlemelidir.
Türkiye, AB ile entegrasyon hareketinin içinde yer
almasını istediği her konuda, hukuk düzenini AB sistemine uygun hale getirme çalışmalarını hızlandırmalıdır. Bu konular arasında tarım mevzuatı, çevre mevzuatı, çalışma hayatına ilişkin düzenlemeler, hizmetlerin
ve sermayenin serbest dolaşımına ilişkin mevzuata öncelik verilmelidir.
Ülkemiz Kağıt Sanayi Sektörünün,- Uluslararası
alanda haklarını savunacak, uluslararası hukuk konusunda uzman kişileri istihdam etmesi gerek maliyet gerekse temini açısından mümkün görülmemektedir. Bu
nedenle sektör kuruluşlarının haklarını arayabilmeleri
için gerekli prosedürlerin açık olarak anlatılması ve bu
alanda başvurulabilecek ulusal nitelikteki kurumsal yapının oluşturulup, sektörün hizmetine sunulması gerekli görülmektedir.
Ayrıca AB ülkelerindeki sektör kuruluşlarının dolaylı korunma yöntemlerinin etüd edilmesi, aynı yöntemlerle örgütlü bir karşı ticari tutum edinilmesi uygun
olacaktır.
Selüloz ve Kağıt Sanayiinde kirlilik parametreleri ve
sınırları ile ilgili yönetmeliğin bir an önce güncelleştirilmesi, AB mevzuatının gözönünde bulundurulması,
birbirleriyle çelişen yasa ve yönetmeliklerin gözden geçirilmesi kontrol mekanizmasının teke indirilerek tanımlanması gereklidir. Gittikçe sıkılaşan AB deşarj kriterlerine uyum sağlayabilmek için atıksu arıtma tesislerinin rehabilitasyonu ve modernizasyonu gerekmektedir. Bunun için sektörün uzun vadeli düşük faizli destek kredilerine ivedi olarak gereksinim duyulmaktadır.
Ayrıca gün geçtikçe daha çok önem kazanan katı
atıkların değerlendirilerek enerjiye dönüştürülmesi veya tekrar kullanılarak değerlendirilmesi için gerekli yatırımların desteklenmesi uygun olacaktır.
Dış rekabet karşısında maliyetlerin düşürülmesi gereğinin bilincinde olan kağıt sanayimiz Toplam Kalite
Yönetimi Yaklaşımını benimsemiş olup, üzerinde yoğun biçimde çalışmakta ve bu çerçevede ilave kaynak
yaratma çabası içinde bulunmaktadır. Bu konuda AB ülkelerinde uygulandığı gibi. Toplam Kalite Yönetimine
yönelik araştırma, geliştirme ve eğitim harcamalarında
sektör, çeşitli uluslararası fonlardan sonuna kadar yararlanma olanaklarını iyi değerlendirmelidir.
III. ULUSAL TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ
KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ
0-23 Kasım 1997 tarihleri arasında, Makina Mühendisleri Odası adına İzmir Şubesi yürütücülüğünde İzmir'de Büyük Efes Oteli'nde gerçekleştirilen III. ULUSAL TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ'ni 20 dernek, kurum ve kuruluş desteklemiş, Kong1
re de 64 bildiri oturumlarda sunulmuş, Kongre kapsamında 3 panel gerçekleştirilmiştir. Kongre'ye paralel
olarak düzenlenen sergiye ülkemizin tesisat mühendis-
2
ODA'DAN
HABERLER
ligi alanında ürün ve hizmet üreten 76 kurum ve kuruluşu katılmıştır. Kongreyi 671 kayıtlı delege olmak üzere 1000'e yakın mühendis, mimar ve teknik eleman izlemiş, sergi ise 3000'i aşkın kişi tarafından ziyaret edilmiştir.
Teknik oturumlarda insan sağlığı ve üretkenliği açısından konforlu yaşam hacimlerinin oluşturulması,
çağdaş bilgi ve teknolojiye uygun ısıtma, soğutma, havalandırma, iklimlendirme endüstrisindeki yem teknolojiler, Tesisat Mühendisliği Eğitimi, Mimarlık Hizmetleri, Tasarım, Çevre, Hava Kalitesi ve Kontrolü, Enerji
Tasarrufu, Isı Teknolojisi, Buhar Kazanları, Isı Geri Kazanım Sistemleri, Tekstil Sektörü, Klima, Hastahane
Atıkları, Yanma Sistemleri, Atık Gaz Arıtması ve Teknolojisi, Boru ve Sanayi Kuruluşlarında ve Binalarda
Enerji Tasarrufu, Yangın Güvenliği, Doğal Gaz Tesisat
Uygulamaları, LPG tesisleri, HVAC Sistemlerinde çeşitli yenilikler, Teotermal Enerü ile Isıtma, Su Basmçlandırma Sistemleri, Tesisat Mühendisliği ile ilgili Şartnameler, Lejyoner Hastalığı konuları 18 oturumda ele
alınmıştır.
Panellerde ise "Mühendislik Etiği", "Gümrük Birliği
Sürecinde Tesisat Malzeme Ekipmanları Sanayi ve Tesisat Mühendislerinin Durumu" ve "Tesisat Mühendisliği ile İlgili Yasal Mevzuata Bakanlıklar, Yerel Yönetimler, Odalar ve Dernekler Açısından Bakış" konulan tartışılmıştır.
Kongre1 de bu dönem ilk kez uygulanan sabah toplantılarında ise "MMO Tesisat Mühendisliği Yayınlarının Geliştirilmesi", Tesisat Mühendisliği Meslek içi
Eğitimi" ve "MMO Tesisat Mühendisliği Uzmanlık ve
Belgelendirme Yönetmeliği Hazırlıklarına İlişkin Görüş
ve Öneriler" başlıklarında çalışmalar yapılmıştır.
Kongre sırasında tesisat mühendisliği ve ilgili alanlarda gerçekleştirilen yukarıdaki tartışma ortamlarında
katılımcıların eğilimleriyle aşağıdaki konuların kamuoyuna duyurulmasına karar verilmiştir.
• Genelinde Makina Mühendisliği, özelinde Tesisat
Mühendisliği ahlakı (etiği) ile ilgili hususların (kendine, örgütüne, topluma karşı görev, sorumluluk ve
ödevlerinin) MMO önderliğinde sektörle ilgili sivil,
resmi kurum ve kuruluşların görüşlerinin de alınarak MMO Tüzük ve Yönetmeliklerinde ödül ve yaptırımları ile birlikte düzenlenip uygulanması için çalışma yapılmasına yönelik olarak, bu düzenlemelerin
1998 yılı ilk 6 ayı içinde bitirilmesi, aynı konunun
TMMOB Genel Kurulu'na taşınması hedefi belirlenmiştir.
• Tesisat konusundaki MMO yayınları çevre bilinci ve
gelişen teknolojiye bağlı olarak, değişen standartlar
ışığında geliştirilmelidir.
• Tesisat alanı ile ilgili meslek kuruluşları, üniversiteler, dernekler, kamu ve özel sektör kuruluşları ile işbirliğinin güçlendirilerek yapılan meslek içi eğitim
programlarına süreklilik kazandırılmalı ve yaygınlaştırılmalıdır.
nı tamamlayamadan Gümrük Birliğine girmesinin
sancıları tüm sektörlerde olduğu gibi tesisat sektöründe de hissedilmektedir. Standart, kalite, belgelen
dirme ve benzen sistemlerimizin Birlik Mevzu.itina
uyumlaştırma çerçevesinde, tüm ilgili kesimlerin
yer alacağı Ulusal Akredıtasyon Kurul ve alt kurumları ivedilikle oluşturulmalıdır. Gümrük Birliğinin
uzun erimde ekonomik birliğe gidişin bir ön adımı
olduğu ve ileride işgücünün de serbestçe dolaşacağı
bilinciyle gerek üniversiteler, gerekse de Odanuzca
mühendislerin akreditasyonuna ilişkin yapılan çalış
malar hızlandırılmalıdır.
• Birinci ve ikinci kongrede ele alınan konular çerçevesinde "uzman mühendislik" uygulamasına geçiş
amacıyla Odamızca sürdürülen çalışmalar sonucunda hazırlanan "Uzmanlık ve Belgelendirme Yönetmeliği" taslağının geliştirilmesi doğrultusunda ilgili
tüm kesimlerin görüş ve önerilen alınarak gerekli
düzenlemeler yapılmalı ve Oda Genel Kurulu'na taşınmalıdır.
t Tesisat Mühendisliği alanında mevcut olan üst yapı
(kanunlar, yönetmelikler, standartlar, yapı kolları)
gözden geçirilip, mevcutlar uluslararası yapıya uygun
hale getirilmeli, eksiklikler tamamlanmalı ve bu çalışmalar kısa bir zamanda sonuçlandırılarak uygulamaya sokulmalıdır.
• Yapı İşleri Makina Tesisatı Genel Teknik Şartname
si, Birim Fiyat Tarifeleri ve Devlet ihale Kanunu gelişen teknolojiye uygun hale getirilmelidir.
• Tesisat mühendisliği alanında kavram kargaşasının
önüne geçilmesi doğrultusunda "dil birliği" çalışmalarına ivedilikle başlanmalı ve tesisat konusunda ortak bir teknik dil yaratılmalıdır.
• Kamu yatırımlarında tesisat denetimlerinde gerekli
özen gösterilmemekte, ulusal ve uluslararası standart dışı uygulamalarla karşılaşılmaktadır. Bu durum
özellikle hastanelerde kamu sağlığını tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Bu konuda kamuoyu bılinçlendirilmeli ve ilgililerin gerekli önlemleri alması yönünde kamuoyu baskısı oluşturulmalıdır.
• II. Kongrede oluşturulan "Yapı Teknolojisi Tesisat
Danışma Konseyi" çalışmaları; kuruluş amaçlan doğrultusunda "Yapı Teknolojisi Tesisat Danışma kurulu" adıyla tesisat alanındaki ilgili diğer tüm kurumla
mı katılımını hedefleyerek, Odanın başkanlığında
sürdürülmelidir.
ENDÜSTRİ-İŞLETME MÜHENDİSLİĞİ
KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ
2
9 Kasım 1997 tarihinde Makina Mühendisleri Odası adına İzmir Şubesi yürütücülüğünde izmir'de ismet inönü Kültür Merkezinde gerçekleştirilen EN• Türkiye'nin hukuki ve teknik alt yapısal hazırlıkları- DÜSTRİ-İŞLETME MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYlnda
Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Sayı : 455 • 13
ODA'DAN
HABERLER
2 oturumda 10 bildiri sunulmuş, Kurultay kapsamında 2
panel gerçekleştirilmiştir. Kurultayı Endüstri - İşletme
Mühendisleri ve Endüstri - İşletme Mühendisliği öğrencilerinin çoğunluğunu oluşturduğu 403 kişi izlemiştir.
tik Oturumda Endüstri - İşletme Mühendisliği Eğitimine ilişkin,- Türkiye'de ve Dünya'da Endüstri Mühendisliği bölümlerinde uygulanan eğitim programları ve
uygulanış şekilleri, İTÜ İşletme Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü öğrencilerinin profili ve öğrencilerin
bölümü değerlendirmesi, bir holdingde eğitim uygulamaları ve Endüstri - İşletme Mühendisliği, Üniversite
sonrası eğitim ve özel danışmanlık, eğitim kuruluşları
başlıklarında 4 adet bildiri sunulmuştur. İkinci Oturum
ise daha çok mesleği uygulayan Endüstri - İşletme Mühendislerinin kuruluşlarında yaptıkları uygulamaları
anlatan ve gelecekte Endüstri - İşletme Mühendislerinin uygulama alanlarını sorgulayan, mesleği uygulama
aşamasında karşılaşılan problemlere ve Endüstri - İşletme Mühendislerinin istihdamı hakkında bilgiler vcren;
İşletmelerde MRP II uygulamaları, Küçük ve orta ölçekli işletmelerin Endüstri - işletme Mühendislerinden
beklentileri, Üretim işletmelerinde Endüstri - İşletme
Mühendisliği uygulamaları, Endüstri - İşletme Mühendisliği, otomatik tanımlama ve veri toplama, 21. Yüzyıla girerken sanayide çalışan Endüstri Mühendislerinin
durumu, Endüstri - İşletme Mühendisleri ve bilgisayarla bütünleşik imalat sistemlerinin yeniden projelendirilmesi konularında 6 adet bildiri sunulmuştur.
Panellerde ise "Endüstri - İşletme Mühendisliği Eğitimi" ve "Endüstriyel Kuruluşların Değişim ve Rekabet Ortamına Uyum Sürecinde Endüstri - işletme Mühendislerinin Katkısı Nedir, Ne Olmalıdır?" konuları tartışılmıştır.
Endüstri - İşletme Mühendisliği Meslek Dalı Komisyonunun çalışmalarının bir ürünü olan ve Türkiye'de
Endüstri -İşletme Mühendisliği alanında ilk kez gerçekleştirilen bir etkinlik olan kurultay sırasında Endüstri- İşletme Mühendisliği ve ilgili alanlarda gerçekleştirilen yukarıdaki tartışma ortamlarında katılımcıların eğilimleriyle aşağıdaki konuların kamuoyuna duyurulmasına karar verilmiştir.
• Kurultayın çok faydalı olduğu, sonraki yıllarda daha
geniş kesimlerin katılımları ile Makina Mühendisleri Odası önderliğinde kurultay periyodik olarak tekrarlanmalıdır.
• İnsan kaynaklarının geliştirilmesine yönelik olarak
sanayi-üniversite işbirliği geliştirilmeli ve bu işbiriiğinin geliştirilmesini sağlayacak gerekli platform
yaratılmalıdır.
• Meslek alanının düzenlenmesine önemli katkılarda
bulunacak olan akreditasyon sistemi oluşturulmalı
ve gerekli olan yasa ve yönetmelikler için çalışmalar
ivedilikle başlatılmalıdır.
• Değişen üretim sürecinin gerektirdiği yeni teknik ve
uygulamalar, tüm kesimlerin katılımları sağlanarak
sürekli eğitim hedefi doğrultusunda tüm Endüstri İşletme Mühendislerine aktarılmalıdır.
14 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Sayı : 455
A
K
O
N
G
R
PROGRAM
18 ARALIK 1997 Perşembe
14.oo-18.oo
1. Oturum
"Anadolu Sanayisi Araştırma
Raporun Sunulması ve Tartışmalar"
Doç. Dr. Sevil Kişioğlu, Dr. Ahmet Haşim Köse,
Dr. Ahmet Öncü, Dr. Gülsen E. Çakar
Doç. Dr. Hacer Ansal
"Üretim Organizasyon Biçimi Olarak
Anadolu Kaplanları ve Dünyadaki Benzerleri"
19 ARALIK 1997 Cuma
09.3o - 12.3o
2. Oturum
• Prof. Dr. Erdoğan Soral "Otunun Açış Konuşması"
• Prof. Dr. Haldun Gülalp
"Sanayileşme ile Kalkınma Özdeş midir?
• Yrd. Doç. Dr. Mehmet Türkay
"Küreselleşme : Değişen Ne?"
• Doç. Dr. Cem Somel
"Teknoloji, Rekabetçilik ve Kalkınma"
• Prof. Dr. Melih Ersoy, Öğr. Gör. H. Tarık Şengül
"Küreselleşme ve Yarışan Yerellikler!"
14.oo - I8.00
3. Oturum
• Doç. Dr. Oktaı Türel
"Türkiye'de Kamu Sektörünün Yeniden Yapılanması"
• Dr. Galip Yalman
"Sermayenin Yeniden Yapılanması"
• Doç. Dr. Fuat Ercan
"Neo-Liberal Küreselleşme Sürecinde
Sermayenin Yeniden Yapılanması"
• Dr. Sungur Savran "Devletin Yeniden Yapılanması"
• Doç. Dr. Tülin Ongen
"İşçi Sınıfının Yeniden Yapılanması"
20 ARALIK 1997 Cumartesi
09.3o - 12.3o
4. Oturum
• Prof. Dr. Yakup Kepenek "Otun un Açış Konuşması"
• Doç. Dr. Murat Güvenç
"Türkiye'de Demografik Değişim
• Prof. Dr. Sencer Âyata
"Anadolu Sanayisinde Toplumsal Boyut"
• Doç. Dr. Mehmet Ecevit
"Emek Formları ve Yeniden Üretim"
• Prof. Dr. Oğuz Oyan, Yrd. Doç. Dr. Aziz Konukman
"Esnekİşgücü Piyasaları, 'Anadolu Kaplanları've Sendikalaşma'
14.oo - 18.00
5. Oturum,
• Aykut Göker
"Niçin Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikası"
• Prof. Dr. Metin Durgut
"Bilim ve Teknoloji Stratejik Planları"
• Doç. Dr. Haluk Geray
"Avrupa Birliği 'nin Enformasyon Toplumu Yaklaşımı
• Haluk Zontul "Enformasyon Teknolojisi
-BAŞKENTTEN ı
Hamlayan: Şehnaz KAl'LAN
HABERLER
MMO Genel Merkezi
Teknolojide sanayi
üniversite işbirliği
Türkiye'nin yurt dışından teknoloji
transfer etmesinin uzun vadede \ üksek
maliyetler getireceğini ileri süren üniversite öğretim üyeleri, ülkemizde
yüksek teknoloji üretilebilmesi için
üniversite-sanayi işbirliğinin sağlanması gerektiğine dikkat çektiler
Dokuz Eylül Üniversitesi Rektör
Yardımcısı Prof. Dr. Sefa Kuralay,
mevcut yüksek teknolojinin transfer
edilerek kullanılması başlangıçla ucuz
gibi görünse de. dışa bağımlılığı artırarak ileride yüksek maliyetler getireceğine dikkat çekerek "İyi bir teknoloji alıcısı ve kullanıcısı olmamızın yanısıra, bu yüksek teknolojilerin ülkemizdeki üretimini de yaygınlaştırmamız gerekiyor" dedi.
Yüksek teknolojiyi Türkiye'de üretmeye yardım edecek "temel teknolojilerin" aktarılması ve üniversitelerde
kullanılabilmesi için gerekli tüm belgelerin temin edilmesi gerektiğini belirten Kurulay, şunları söyledi:
"Bunun için teknoloji üretecek ve
kullanacak olan üniversite-sanayi sektörlerinin işbirliği mutlaka sağlanmalı.
Çağımızda teknolojilerin üretildiği ve
dünyada henüz yaygınlık kazanan tek-
nokent,teknoloji bölgesi veteknoparkların bir an önce oluşturulması gerekiyor. İzmir'de bölgemiz sanayicilerinin
yurt dışından katılan bir ortakla bir kaç
yıldır üzerinde çalıştığı teknopark projesi son aşamaya geldi."
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü
Rektörü Prof. Dr. Erdal Sayurın verdiği bilgiye göre; Türkiye'nin gelişmiş
ülkeler ile arasındaki teknoloji açığını
kapatması için mevcut teknolojilerin
transfer edilmesi ve geliştirilerek yeni
teknolojilerin üretilmesi gerekir.
Elektronik, bilgisayar, telekomünikasyon, çeşitli fen, mühendislik bilimlerini ilgilendiren araştırma-geliştirme
birimlerinin oluşturulması, varolan rekabet gücünün korunmasına ve teknoloji transferinin daha rahat yapılmasına olanak sağlar.
Türkiye'nin kal kınına planlarında bilimsel ve teknolojik araştırma-geliştirme faaliyetlerini özendirici önlemlerin
yer aldığını hatırlatan Saygın şunları
söyledi:
"Ancak, uygulamada belirlenen ve
kalkınma planlarında yer alan konular
bir türlü hayata geçirilemiyor. Bu konuda daha ti tiz davranıl masını bekliyo-
ruz.. Oluşturulan 5 adet teknopark. 2
adet yüksek teknoloji enstütüsünün
üniversite-sanayi işbirliğine büsıık
katkısı olacağı 7. Beş Yıllık Kalkınma
Planı'nda da belirtiliyor. İzmir ve çev
resinde araştırma-geliştirme faal i set
leri ve teknoparklann örgütlenme ça
lışmaları da hızlandırılmalı."
Teknoloji vakfı
Üniversite öğretim üyeleri, belediye
başkanları, işadamları tarafından kuru
lan 57 üyeli Ege Teknoloji ve Başarı
Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı İsken
derOdabaşoğlu'.Vakfmamacının iş \a
samı için gerekli olan teknoloji trans
leri ne katkıda bulunmak olduğunu be
linti.
Bilginin stratejik bir kaynak haline
geldiğini ifade eden İskender Odabaş
oğlu. "Gelecekte toplumlar bilgi stoku
na ne kadar katkıda bulunurlarsa \aşam hakkını da o ölçüde elde edecekler. Türkiye'nin bu hızla gelişmelere
a)ak uydurması gerekiyor. Amacımı/,
özellikle gençlere \0nelik projelen geliştirmek" dedi.
Devrim DÖRDÜNCÜ, Dünya Gazetesi, 28 Nisan 1997
Cumhurbaşkanı Demirci'den Türk Mühendislerine övgü
umhurbaşkanı Süleyman Demirci,
Türk mühendis ve mimarlarını dünya
ile boy ölçüşecek güçte olduğunu belirterek, "Türk mühendis ve mimarları Türkiye'nin sınırlarını aşmıştır, onların meydana getirdiği eserleri dünyanın çeşitli yerlerinde görmekten memnunluk duyuyorum" dedi.
İTÜ'nün 224. yıldönümü dolayısıyla
düzenlenen törene katılan Demirci, törende yaptığı konuşmada. İTÜ'nün Türkiye'nin imar ve inşaasında, ihyasında ve
kalkınmasında fevkalade büyük rol oydaşını vurguladı. İTÜ'nün 224. sene boyunca Türkiye'ye hizmet eden değerli mühendis ve mimarlar yetiştirdiğini anlatan Demirci, okulun kuruluşuna bakıldığında.
C
bugünkü gayretlerle ne kadar paralel olduğunun görüleceğini ifade etti.
Demirci, o dönemde donanmanın düşmanlar tarafından ülkenin göziiönünde yakıldığını hatırlatarak, "O zaman düşündük ki.
biz çağı kaçırmışız. İTÜ bir mimarlık, mühendislik kurumu olduğu kadar, çağı yakalamak için de bir fırsat haline gelmiştir" dedi.
Dcmirel, "Türkiyemühendis ve mimarları Türkiye'nin sınırlarını aşmıştır. Onların meydana getirdiği eserleri dünyanın
çeşitli yerlerinde görmekten memnunluk
duyuyorum. Türk mühendis ve mimarları
dünyayla boy ölçüşecek güçtedir. Çağdaş
Türkiye, demokratik se laik Türkiye hepimizin hedefi oldu, bundan sonra da öyle olacaktır" dedi.
Dünya Gazetesi, 31 Mayıs 1997
m LPG standardı
değiştirildi
Mecburi standart kapsamında bulunan TS 1449 "Sıvılaştırılmış Petrol
Gazları (LPG)- Dondurma ve Boşaltma Kuralları" standardında değişiklik
yapıldı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın bu konudaki değişikliği Resmi
Gazete'de yayımlandı. Buna göre,
sözkonusu standart yeni şekli ile 3 ay
sonra imalat ve satış safhalarında
mecburi olarak uygulanmaya başlayacak.
Dünya Gazetesi, 31.10.1997
Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say : 455 • 15
BAŞKENT'TEN ı
HABERLER
Takograf tartışması
çişleri
Bakanlığı'nın
kamyon, çekici ve otobüslerde "takograf" bulundurulmasına dair son çıkardığı genelgede, uygulamaya
tabi olacak araçların sınıflandırılması imalatçıları güç
durumda bırakırken, "trafik
canavarı" ile mücadelede de
"geri adım" olarak nitlendirildi. 1997 Eylül'ünde araç
ve sürücülerin daha sıkı denetimi için tüm ağır vasıta
ve otobüslere takılması zorunlu kılınan takografın,şok
bir genelge ile "okul ve personel servis aracı, uluslararası yolcu ve yük taşımacılığı yapan ve Ulaştırma Bakanlığı'ndan Bl ve C-2 yet-
İ
ki belgesine sahip araçlarda" bulunmasının zorunlu
olmadığı açıklandı. Takograf üreticileri bu karardan
sonra yılda 100 bin üretim
olan takograf pazarında
yüzde 75'lik daralma olacağını belirtirlerken, "kapanmaların" gündeme gelebileceğini öne sürdüler.
Yük ve yolcu nakliyatı yapan otobüs, kamyon ve çekici türü araç sürücülerin hız
limiti ve çalışma sürelerini
denetlemek için 2918 sayılı
Karayolları Trafik Kanununun 31. maddesine göre
İçişleri Bakanlığı'nınemriyle bu araçlarda takograf bulundurmak 1988 Eylül'ünde
başlamı ştı. Tal i mata rağmen
bazı illerde uygulamaya geçirilmeyişi sonucunda 1997
Eylül'ünde yönetmeliğin
99. maddesini değiştiren
Bakanlık gerek şehir içi gerekse şehirlerarası yük ve
yolcu taşımacılığında kamyon, çekici ve otobüslerde
ayrım yapmadan takograf
uygulamasını zorunlu hale
getirdi. Ekim ayının sonunda ise İçişleri Bakanlığı yeni bir genelge daha yayınlayarak, uluslararası yolcuyük taşımacılığı ve öğrencipersonel servisi yapan firmalardan gelen istekler gerekçesiyle uygulamaya sınırlama getirdi. Bakanlık
yeni uygulamada, "Uluslararası yolcu taşımacılığı yapan ve ulaştırma bakanlığı'ndan B-l yetki belgesi
olan firmaların kendi araçlarında ve firma adına sözleşme karşılığı çalıştırılan
ve taşıt kartı bulunan araçların tescil işlemleri ve trafik kontrollerinde elektronik takograf takma mecburiyeti aranmayacağını" belirtirken, yük taşımacılığı
yapan C-2 yetki belgesi
olanlarla, "okul servis ve
personel araçlarını" da takograf uygulamasından muaf tuttu.
Mehmet Ali KANTARCI, Dünya Gazetesi, 18 Kasım 1997
Kapital Sigorta'dan mühendislik sigortaları
apital Sigorta, mühendislik sigortaları adı altında "makine kırılması",
"montaj bütün riskler" ve "inşaat bütün
riskler" sigortalarını pazara sundu. Milyonlarca lira değerindeki makinelerin
uğradığı hasar, para, zaman ve üretim
kaybını önlemek ve bu tür kayıpları güvence altına almak için Kapital Sigorta
Poliçesi ile güç üreten üniteler, güç dağıtım tesisleri, trafolar, üretim makineleri,
dokuma tezgahları, kağıt makineleri, kalorifer tesisleri, klimalar, asansörler, diğer makine ve tesisler sigortalanabiliyor.
Bu poliçe ile işletme kazaları, yağlama unsurları, imalat ve işçilik hataları,
voltaj dalgalanmaları, kısa devre, makineye giren yabancı maddelerin vereceği
zararlar, işletme personeli ya da üçüncü
şahısların dikkatsizliği veya sabotaj, ani
ve aşırı soğuma-ısınma, merkezkaç kuv-
K
vetiyle meydana gelecek parçalanmalar,
kapalı kaplardaki alçak basınçla eğilme,
yırtılma ve deformasyonlar, buhar kazanları ve kaplarında su noksanlığı, fırtına, kasırga, don gibi riskler güvence altına alınıyor. Grev, lokavt, kargaşalık,
halk hareketleri ve terör, hareketli makineler geniş kasko teminatı, fiziki infilak
teminatı, makinelerin temel ve kaideleri, seri vasıtalarla yapılacak nakliye masrafları gibi ek primlerle bu riskler de güvence altına alınıyor.
Montaj bütün riskler sigortasın da ise
inşaatı bitmiş tesisin içine montaj yapılacak makine ve teçhizatta meydana gelecek zararlar güvence altına alınıyor. Bu
poliçe ile hidroelektrik santraller, elektrik şebeke ve tesisler, trafo, enerji nakil
hattı,jeneratör, transformatör, arıtma tesisi, telefon santralı, vinçler, diğer inşaDünya Gazetesi, 28 Mart 1997
16» Mühendis ve Makina- Cilt : 38 Say : 455
at makine ve ekipmanları, sanayi makineleri, haberleşme sistemleri, laboratuvar cihazları, asansörler, çelik köprüler
ve her türlü montaj işleri sigortalanabiliyor. Bu sigortada da doğal afetler, yangın, hırsızlık, dikkatsizlik, sabotaj, hava
taşıtları çarpması ve işçilik hataları güvenceye alınan riskleri oluşturuyor. Teminat kapsamına giren her hangi bir hasar sonucu enkaz kaldırma masrafları,
grev, lokavt, kargaşalık, halk hareketleri ve terör, seri vasıtalarla yapılabilecek
nakliye masrafları, fazla mesai ve tatil
günleri ücret zamları, montajın geçici
kabulünden sonra başlayan üçüncü şahısların maruz kalacağı zararlar, makine, ekipman ve yardımcı tesisler, montajın bitiminden sonra 4 haftayı geçen
deneme devresi teminatı gibi riskler de
ek primlerle teminat altına alınabiliyor.
Teknik
MAKALE
TÜRKİYE'MİZİN EN TEMEL SORUNU
BİLİM-TEKNOLOJİ
İlter SERİM*
Ö Z E T
SUNUŞ
u makalenin hazırlanışının ve referans olarak verilen yayınların basit ve temel tek nedeni bu ülkede bilim-teknoloji ortamlarının bütünleşik bir sistem yapısına kavuşturulması ereğidir. Bu yapılmadan Türkiyede bilim teknolojiyle ilgili her tür hizmet ve faaliyetler sonuçlarının izlenmesi, değerlendirilmesi ve yaygın olarak yararlanılması imkan dahiline giremez. Bunu doğrulayan çok güçlü ve yeterli bir misal Türkiyede yapılan doktora tezlerinin seksenli yılların başından beri, evvelce TÜBİTAK tarafından
yayımlanmakta iken, yayımlanmamasıdır.
Tam dokuz asır önce Ömer Hayyam kendi çağının bilimde en
önde gelenlerinden biri olduğu halde, insanlığın bilim-teknoloji,
edebiyat yolunda sürekli gelişmeye olan ihtiyacım ve yoksulluğunu
şu dörtlükle dile getirmiştir:
B
Bu incelemenin amaç ve kapsamı : Dünyada bilim ve teknolojide ileri ülkelerin hepsinde yıllar önce gerçekleştirilmiş uluslararası standart ve çapta kurulmuş bilim-araştırma enstitülerine büyük gereksinimi olan
Türkiye'mizin sahip olmasını mutlak zaruret gördüğüm ve yıllar önce yapılan çalışmaların süzgecinden geçirerek beraberinde
Türk bilim teknoloji hayatım canlandırmak
ve motivasyon, rasyonalizasyon ve entegrasyon sağlamak üzere yapılanmayı tamamlamak işlevleri doğrultusunda yasal, idari, mali ve eğitsel düzenlemelerle önlemleri belirli
bir sistematik içerisinde ele almaktır.
The ainı and the scope of this study ıs to
tackle the necessary steps and the requisites
m the fromework of legal, administrative,
fıscal and educational organizations within
a systemic approach for the reconstruction of
Turkish selence and technology life in order
to stimulate, and to provide motivation, rationalization and integration. This is specially compulsory, giving regard to science and
technology (aplied research) institutes at inlernational standards which have been esuıblished in countries developped in science
technology for which Turkey must have such
instıtutions based on our efforts made many
years ago.
Anan ki muhiti fazl-ı adab şüdent
Der cem'i ulum şem'i ashab şüdent
Zin şeb'i tarik ne bürdent birun
Güftend fesanci ve derhab şüdent
Onlar ki edebiyat çevrelerinde artışlar sağlayıp yükseklere yer aldılar,
Bilimlerde birikimli olanlar, etrafındaki insanlara ışık saçtılar,
insanlığın karanlık gece yolunda aydınlatan meşale oldular,
Hepsi masallar söylediler ve uykuya dalıp gittiler...
Bu rubai ilme, gelişmeye olan büyük tutkuyu ve derin iç çekişine kadar güzel ifade etmekte,- hele o zamanın nisbeten daha az gelişmiş ve maddeci insanlarının (ortalama) bilime olan ilgisizliğinin
ve kayıtsızlığının verdiği keder ve sıkıntıdan dolayı Ömer Hayyam'm düştüğü umarsızlığı ne denli lirik biçimde dile getirmektedir. İnsanlığın yüzlerce asır eskiye dayanan kültür ve medeniyetlerinin temel gelişme taşlarına nisbetle günümüzün eriştiği modern
bilim teknoloji imkan ve vasıtaları ancak son 150 yılın çalışma, keşif, icat ve mühendislik katkılarının ürünüdür.
Buhar makinaları, buhar ve gaz türbinleri, elektrik üreteç ve motorları, trenler, uçaklar, gemiler, karayolu taşıtları hep son yüzyılın
önemli ürünleridir. Bütün bunlar matematik (matrisler, ağaçlar, matematik mühendisliği...) ve fizikteki (katı hal fiziği, elektrik, mekanik, optik, hidrolik..) ve de kimya, malzeme alanlarındaki önemli
bilimsel-teknolojik gelişmelerin sonucu değil midirler? Son kırk yıllık gelişine ise daha baş döndürücü olarak görülebilir:
Elektronik (zayıf akım bilim ve teknolojisi), mekatronik (mekanik ile elektroniğin kombinasyonu), yine fizik ve kimya alanlarındaki gelişmeler (buluş ve yenilikler)... bunların hepsi bilimsel ve uygulamalı araştırmaların, onca emek, bilgi, bilimsel-teknolojik donanım ve beyin gücüyle meydana gelmiştir-sayesindedir ki sanayi robotları, otomatik ev aletleri yüksek hızlı muhtelif taşıt araçları, bi-
* Dr., Yüksek Mühendis
Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455 • 17
MAKALE
lişim-iletişim donanımları (bilgisayarlar, telsiz telefonlar, faks ve sair cihazlar) da bilinen ve geliştirilmiş mekanik ve fizik teori ve tatbikatının (transistor, bütünleşik devre, mikro yonga, optik elyaf gibi ve laser teknolojisi) devrim niteliğindeki oluşumlarla desteklenme ve
birlikteliğinden kaynaklanmıştır.
Günümüzde optik, katı hal fiziği, yüzey fiziği,
elektronik, elektroteknik alanlarındaki gelişmelerin
hepsi; uzaya araç, insanlı araç gönderme projelerinin
tümü bilimsel-teknolojik araştırma ve geliştirmeye giderek daha fazla zaman, para ve insan gücü ayırmakla
mümkün olmuştur.
Ülkelerin AR-GE'ye yaptıkları yatırımlar sonuçta,
orta ve uzun vadede ancak bununla, hasıl olan bilimselteknolojik gelişmeler yoluyla birkaç yıl sonra mali,
maddi, sosyal gelir ve kazanımlar biçiminde birkaç kat
artarak geri dönüşler sağlar.
Gelelim Türkiyemize... 1980'li yılların başından bu
yana, T ü r k Bilim Politikası 1983-2003' adlı T.C. Devlet Bakanlığı (kollektif) yayını ile başlayan bilim-teknoloji politikaları için çok kapsamlı çalışmalar, ilkeler,
hedefler ortaya koyan yapıtlar ile bir çok kere vurgulandığı halde,- genelde bilim-teknoloji alanındaki araştırma-geliştirme ortamları (onbeş önemli enstitü), fonksiyonları ve insan gücünden oluşan sistem yapısı, ne kadar maddi kayıplar pahasına kurulup çalıştırılamadığı
bu ülkede ar.-ge. harcamaları onyedi yıldır, bilim-teknoloji konusunda- ki hemen her toplantı, seminer, konferans, rapor ya da yayında %0.3 {top. ar.-ge harcamalan/GSMH) düzeylerinden 8-10 kat artırılarak %2-3'lere, bir an önce yükseltilmesinin vazgeçilmez gereği dillerde pelesenk olduğu halde ne icranın başları, ne ilgili
bir devlet bakanı, ne de bütçe komisyon başkanları bu
konuda olumlu tek bir adım atmışlardır. Fransızcada
'sensibiliser' diye bir kelime vardır. Bunun anlamı duyarlı hale getirmek, hassaslaştırmak-tır. Bu makalenin
yazarı, konuyla ilgili bir kamu görevlisi olduğu ve işgal
ettiği mevki dolayısı ile görevleri arasında yer aldığı cihetle 1980 yılından 1995'e geçen onbeş yılda ne kadar
hükümet ilgili- yetkilisi (en üst düzey) gelip geçmişse,
bunlar nezdinde hazırlayıp oluşturmaya çalıştığı konu
edilen yasal idari, mali entegrasyon sisteminin gerçekleşmesi yolunda ne bir duyarlı tepki ne de ilerleme elde edebilmiştir.
Araştırma için gerekli mali ve maddi imkan ve kaynakların sağlanması, bunların gerçekleştirileceği ortam
ve donanımların ortaya konulması, bulunmayanların
temin ve tedarik edilmesi, AR-GE. faaliyetlerinin zaman ve beyin gücü itibariyle oriyantasyonunu bütünleştirme ve işlevselliği sağlamak amacıyla:
(a) 'Araştırma-Geliştirme Fonları Yasası (tasarı)';
(b) Araştırma Geliştirme Hizmet ve Faaliyetlerine Dair
Kanun Hükmünde Karar (tasarı); (Tanımlar ve vergi
kolaylıkları yönünden, tek sayfa). 1980'den bu yana..
(c) T.C.'nin İhtiyacı Olan Fizik ve Teknoloji Enstitüleri (uygulama ens.)
Bu çalışmada öngürülen 16 enstitüden bir tek İleri
Ölçme ile belki biri daha, dışında, gerçekleşme olmadı;
18 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say : 455
Teknik
bunları Devlet Planlama Teşkilatı ilke olarak benimsediyse de yedi yıldır, siyasetçi-icracı kesimin ilgisizliğinden ya da dile getirilemiyecek nedenlerden mi bilinmez bir arpa boyu yol alındı. Oysa ki bu çalışmanın yapıldığı 1989'dan iki yıl geçmeden Cumhurbaşkanı sayın Turgut Özal'm himayesinde düzenlenen uluslararası bilim-teknoloji sempozyumunda konuşan G. Kore'li
bilim adamı bu öngürülenlerden onikisini kurup işlettiklerini açıklamıştır. Ref.l'den bakılabilecek olmakla
birlikte öngürülen bu uygulamalı araştırma-geliştirme
enstitülerinin isimlerini belirtmek yerinde olacaktır:
(1) İleri Ölçme (2) Isı-Termodinamik (3) Atmosferik
fizik ve Uzaktan Algılama (4) Genel ve uygulamalı Mekanik (5) Takım Tezgahları ve Üretim Teknolojisi (6)
Metalürji (7) Hidrolik-Pnömatik (8) Genel ve Uygulamalı Optik (9) Elektrik Teknolojileri (a) elektronik (b)
elektroteknik (10) Soğuk ve Soğutma Tekniği (11) Refrakter, Seramik ve Kompoze malzeme (12) Polimer
Kimya (13) Atom ve Molekül Fiziği (14) Tıbbi Makina
ve Teçhizat (15) Katı Hal Fiziği (16) Hassas ve İnce Mekanik. (Bunların kuruluş yerleri de önemlidir).
UnlG 96 adıyla İstanbul'da, Boğaziçi Üniversitesi'nin UNESCO işbirliğiyle düzenlenen uluslararası
konferansta bilimsel ve teknolojik çok değerli tebliğlerin müzakere edildiği, son aşamalar, teknoloji edinme,
yöntemler ve teknoloji yönetimi (sempozyumun ana
başlığı bu idi) konularının incelendiği malumlarıdır. Burada verilen tebliğler arasında 'proceedings'te yayımlanan 'Türkiyede Kalkınmanın Hızlandırılması İçin Teknoloji Kazanımı ve Araştırma-Geliştirme Faaliyetlerinin Entegrasyona Yönelik Yeniden Yapılanması') (Ref.2)
başlıklı İngilizce bildiri ve diğer resmi ve gayrı resmi raporlar ve inceleme yazılarıyla da konunun vazgeçilmezliği vurgulandığı halde, onüç yıl aynı müsteşarlık görevini ve TÜBİTAK bilim kurulu üyeliği yapan kişi olsun,
sayın bakanlar olsun hiç kimseden sonuca gidecek bir
tepki alınamamıştır... Yalnız, teorik fizik prof.'ü Başbakan yardımcısınca. Rcf (l)'i teşkil eden yapıtı incelemek
zahmetinde bulunmadan o zamanın Sanayi ve Ticaret
Bakanına 'kurulması istenen bu fizik enstitüleri nedir?'
diye sorulduğunu dolaylı olarak öğrendiğimi çok iyi hatırlıyorum. Oysa ki (uygulamalı) bilim teknolojinin,
teknoloji ise biliminin gelişmesinde sebep-sonuç ilişkisini ya da ortamını ve teşvikçisini oluşturur. Boşa giden
zamanların zarar ziyanını kim ödeyecek? Bilgili, şuurlu
insanlar gerekeni yapmadıklarından da sorumludurlar!
Einstein'm izafiyet teorileriyle enerji madde denkliği,
zamanın göreceli, hız, kütle enerji bağıntıları sayesinde
nükleer enerjinin enerji üretimi, tıp, bioloji ve savunma
sanayii alanlarındaki ilerlemeler mümkün olmuş; E.
Schrödinger ve De Broglie'nin başını çektiği kuantum fiziğindeki gelişmelerle uzaya araç, insan gönderme projeleri gerçekleştirilebilmiştir.
Yüksek magnetik alanlar, çok yüksek frekans fiziği, laser ve ötesi yüksek güçlü yönlendirilmiş ışık enerjisi
gibi alanlarda ve daha bir çok fizik dalında insanlık
ilerleme potansiyel gücüne ^chiptiiü İlim sınırsızdır.
Önümüzde yüzölçümü ve nüfus yönlerinden küçük
devlet örnekleri var: Hollanda, İsviçre, Belçika gibi.
Araştırma Çeliştirme Fonksiyonlarının Elemanlar,
Kurumsal Yapı ve Kaynak olarak Kuruluş ve İşleyişi:
Bilim-Teknoloji Pi.
Eleman olarak
T
Bilim-Teknoloji Pi.
Kavnak olarak
Bilim-Teknoloji Pi.
Kurumsal Yapı olarak
Bilim-Tek. Yüksek Kurulu
Âr-(3e||pnlarj
\ Ar^GeTUm Y§n. Harca. (I) /
Öncüler
Muciüer
Uzmanlar
"ARASTrRMACr
Mühendisler
'•/< 1 0
(özel. kamu)
u , c , a . \w
Ar-Gc yapan kuruluşlar
PİRAMİD I
PİRAMİD II
PİRAMİD III
Burada ideal olan, mühendislerin ve araştırmacıların AR-GE için problem teşhis ve tesbiti işlevlerini olabildiğince çok ve etkin yapmalarıdır.
Burada dikkatle ve titizlikle uygulanması gereken husus şudur: ARGE harcamaları için verilen mali
kaynak ödemelerinin %90'ı araştırmayı yapana (kuruluş, kişi)
% 10'u yaptırana yapılmasıdır.
AR-GE projeleri çevrimi : (1) Kamu ve özel sektör (büyük, orta, küçük) sanayi, tasarım, tıb işletmeleri piramidin
(1) herhangi kesitiyle işbirliği yaparak: m, a, c, u (düzeyinde veya tipinde) arge projelerini oluştururlar. (2) Belirli
bir ar-ge proje formatı ile Bilim-Teknoloji Yüksek Kurulu Sekreteryası ve İcra Kuruluna bu projeyle başvururlar.
|3) Değerlendirme sonucunda kabul edilenler Ar-Ge Fonları Havuzuna "karar'ı verilerek, bu havuzun küçük, orta ölçekle sanayi ve tarım işletmeleri daha ziyade Bölge Şubelerinden, orta, büyük işletmeler ise B.T. icra
Kurulundan yada Bilim-Teknoloji Vakfından mali destek alırlar.
Not: Esasta II. Pizamidin ABNM kısmı I. Piramidin aynı kısmı ile özdeştir. Bazen MNYX kesiti sıfırdır
Simgeler
:
(u, c, a, m) : AR-GE Projeleri
(u', c', a', m') : AR-GE Projelerine verilen kaynaklar
(p.t.) : Proje taslağı
D : Danışmanlar
B : Başvurular
K : Kararlar
K.M. : Karar Mekanizması
Pol. T.Y. : Politika, teşvik, yönlendirme,
destekleme kararları
Not: Koyu kısımlar I kurumsal) yasal, idari, mali yönlerden henüz
oluşmamıştır. Ekli iki yasa tasarısı ve bir KHKile birlikte yukarıdaki sistem bütünleşik ve işler nitelik kazanacaktır.
Bilim-T.
Bölge Şubeleri
Adana
Ankara
Bursa
Gaziantep
istanbul
izmir
Konya
Samsun
Denizli
inceleme
Değ. Komi.
(Her bölge için)
|— 1. B.T.Y.K. icra Ku.
Temsilcisi
2. Sanayi
Temsilcisi
3. Yörenin konuyla
ilgili ünite temsil— cisi
Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455 • 19
MAKALE
Türkiyeye benzer büyüklüklere sahip Almanya, Fransa,
İngiltere gibi gelişmiş (7 Dev'den üçü) ülke örnekleri
var. Bu ülkelerin bilim-teknolojide ileri olmaları sayesinde ve temelde bu nedenlerle sınai ürün ve hizmetlerde göreceli yüksek ticari kazançlar sağladıkları için
GSMH'ları ve kişi başına milli gelirleri yüksek kalmaktadır. Dünya pazarlarında kalite- tüketiciye intikal maliyeti dengesini iyi yakalayan ürün ve hizmetler sunmaları yine ve ancak temel ve uygulamalı araştırmalar,
endüstriyel keşif ve yenilikler yoluyla gerçekleşmektedir. Bu sürecin özü ar.-ge. sonucunda (genelde) bilgi üretimidir... Bu ülkeler, petrol, altın, elmas gibi yüksek
ekonomik değerli doğal kaynaklara malik değillerdir,ama, çok önemli bir kaynağa işlenmiş, yüksek düzeyde
eğitilmiş insan kaynağına sahiptirler. Bir de yeterli
mikdar, kalite ve donanmalarıyla uygulamalı ar.-ge.
merkezlerine maliktirler. Örnek olarak Almanya'da
Max Plank Enstitüleri, Fraunhofer ve diğerleri ana
branşlarıyla birlikte 90'm üzerinde fizik ve teknoloji
enstitükri; Fransa'da belirli birkaç grup altında 20'den
fazla; isviçre'de üç merkez bünyesinde 25 enstitü; İngiltere'de 17 enstitüyü zikretmek lazımdır.
Bütün bu açıklamalar Türkiyede yönetimi elinde
bulunduranların bu ülkenin halini ve geleceğini, ekonomik-sosyal kalkınmasını düşünmek ve gereğini savsaklamadan yerine getirmek mecburiyetinde olduğunu
ortaya koymaktadır!!!
Karar vericilerin bu duyarlığı göstermemelerinde politik çıkar ya da tercihlerin karşıt etkilerinin olduğu düşünülemez. Olsa olsa bu insanların, bilim-teknolojinin ve
insan beyninin gücünden kaynaklanan gelişmelerin imkanlarından korkmuyorlarsa, kendilerinin nisbeten yüzeysel ve sıradan insanlar oldukları akla yakm gelmektedir. Oysa ki pek ince düşünen bir yüce insan şöyle demiştir: 'Dünyayı isteyen ilme sarılsın; ahireti isteyen ilme
sarılsın', Keza devletimizin kurucusu M. Kemal Atatürk
Türkiye'yi çağdaş medeniyet düzeyine ve hatta ilerisine
çıkarmayı hedef göstermiş; bu uğurda 'en hakiki yol göstericinin ilim ve fen' olduğunu vurgulamıştır, bütün bu
göreceli geriliğin, milli gelirimizin neden hala 3000 doların (per capita) altında olduğunun en geçerli nedeni ve cevabını oluşturan bilime ve ar.-ge. ye yetkince eğilmememizden kaynaklanan, ar.-ge.'nin gerekli ortamlarını- fidanlıklarını tesis etmemiş ve, ar.-ge.'yi hükümetlerin
keyfi idare (ya da idaresizliğinden) ve tasarrufundan çıkarıp T.B.M.M'nin takip, denetim, kontrol ve desteği çerçevesine oturtma işlevini işler hale gitirememiş olmamız
olgusudur. İşte bu makale bu iki hayati açığın hemen kapanmasını teklif ve tarif etmeyi amaçlamıştır.
Bu tebliğ ile birkaç sayfada kristalize edilen bütünleşik (özde Tablo l'de) bilim-teknoloji yapısını inceleyip anlamak ve gereğince işlem yapmak, bir gün bir parlamento ve hükümete nasip olur dileği ve umudunu yitirmek istemiyorum!
Türkiyeliler T.C. sınırları içerisinde bölünüp parçalanmadan, yabancı ülkelerin baskı ve dayatmalarına
karşı koyacak güçle ayakta durmayı, hiç bir şoven ya da
hamasi düşünce ve duyguya kapılmadan, istiyorlarsa,
'devleti-i ebed müddet'i istiyorlarsa bu günden tezi yok
bilim-teknoloji için şu ortam ve koşullan mutlaka ve
son hızla sağlamak zorundadırlar:
20 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455
Teknik
SONUÇ VE UYGULAMA İLKELERI
Milli çapta bir 'bilim-teknoloji sürekli seferberliği
başlatmalıdır!
Bu her Türkiyelinin baş ilkesi olmalıdır. Bunu gerçekleştirmek üzere:
(1) Yıllardır boşluğu giderilemiyen ve acil ihtiyaç
olan Uygulamalı Ar.-Ge. (hemen hepsi fizik ve teknoloji ar.-ge. enstitülerinden başka bir şey değildir) Merkezlerinin kurulup işletilmesi;
(2) Tablo l'de görülen bilim-teknoloji hizmet ve faaliyetlerinin, düşünce aşamasından başlayarak, buluş,
yenilik, geliştirme işlevlerinin; araştırma projesi, etüd,
geliştirme projesi veya bunların kombinasyonu proje
demeti biçiminde oluşmasını takiben, belirli formata
uygun başvuruların 'Bilim-teknoloji Yüksek Kurulu'nun (kurulacak) 'İcra Kurulu'na başvurusu üzerine
incelenip değerlendirmesi ve olumlu bulunanların' ARGE havuzundan desteklenerek gerçekleşmesi suretiyle,
ülkemizde bu alandaki tüm çalışmaların bütünleşik, istikrarlı, partilerüstü (T.B. Millet Meclisi karma komisyonunca irtibatlandırılıp denetleme yetkisiyle donatılarak) kılınmak yoluyla Türkiyenin araştırma geliştirme, teknoloji transferi, adaptasyonu, yatay ve dikey
teknolojik bütünleşme yollarının tümünden oluşan bilimsel (uygulamalı) ve teknolojik hayatı en sağlıklı yapıya kavuşacaktır, içinde bulunduğumuz yıllar, hala,
özel sektörün ar.-ge. çalışmaları için yaptığı harcamalar
Türkiye toplam harcamalrına göre % 15'ler dolayındadır. Oysa ki 1980'li yılların başlarından itibaren
A.B.D.'de özel sektörce gerçekleştirilen ar.-ge. harcamalarının toplamdaki payı %65'in üzerinde kararlı olmuştur (Ref3). Tablo l'de açıklandığı gibi desteklenme
kararı çıkan ar.-ge. projelerinin, kurulacak 'Araştırma
Geliştirme Fonları' havuzundan beslenmesi şarttır. Yalnızca ne TÜBİTAK ne Bilim Tekno, Vakfı giderek büyüyen, iki üç ülke büyüklüğündeki ve şu an en az yetmiş
milyon nüfuslu Türkiye'nin ar.-ge. ihtiyaç ve sorunlarını çözmeye yeterlidir. Bu amaçla zaman, enerji, imkan
ve kaynakların tahsisi alanlarındaki savurganlığa, yetersizliğe, organizasyon bozukluğuna son vermenin zamanı çoktan geçti!
Şu halde, Ekim 1983'ten beri. Kanun Hükmünde
Kararname ile kurulmuş 'Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu'na da işlerlik kazandırmak üzere Başbakan başkanlığındaki bu kurulun altında T.B.M.M'de yurtlancak bir sekreterya ile birlikte B.T.Y.K'nun İcra Kurulunun ve ona bağlı ihtisas komisyonlarının yasal olarak
ihdası ve işletilmesi suretiyle kamudan olsun özel sektörden olsun belirli bir formata göre hazırlanacak her
türlü ar.-ge. projesinin incelenerek desteklendiği mekanizmanın kurularak faaliyete geçirilmesi gerekir!
icra Kurulu'na bağlı özel ihtisas komisyonların karar
almasma mesnet teşkil edecek inceleme, yönlendirme ve
değerlendirme fonksiyonların yeterli, tutarlı, güçlü ve
hızlı komiteleri (branşlara göre ayrımlanmış) oluşturabilir, istihdam edebilir, icra Kurulu'nca incelenip desteklenme kararma konu olan ar.-ge. projelerinin finansmanında gereken mali desteğin (meblağın) %90'ı ar.-ge. işle-
Teknik
MAKALE
vini bizzat yapan kuruluşa (enstitü, laboratuar, üniversite, kişi vs.) ödenmesi esas alınmak; ancak % 10'u araştırmayı yaptıracak (proje sahibi) olana verilmelidir (bu da,
proje sahibinin projenin hazırlanması, biçimlenmesi, ve
diğer sahibi) olana verilmelidir (bu da, proje sahibinin projenin hazırlanması, biçimlenmesi, ve diğer zaruri masraflarım kısmen karşılanması uğrunadır). Havuzda oluşan
fonların bölüşümü yönünden başlangıç on yıllık bir süre
için, şöyle bir dağılımını etkili, işler ve nisbeten adil olacağı görüşüyle; % 50'sinin Fon yönetim merkezince, %
36'sının ülkemizin sanayide ve bilim teknolojide gelişmişlik, nüfus potansiyelleri gibi muhtelif ölçütleri dikkate alarak belirlediğim şu dokuz il ve yakın çevresinde kurulacak 'Bilim-Teknoloji Müdürlükleri' marifetiyle yürütüleceği düşünene dayandırılan kullanım öngörülmüştür:
Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Adana, Konya, Gaziantep, Samsun, Denizli (her bölgeye %4'er). Geriye kalan
% 13 ise m e v c u t Bilim-Teknoloji Vakfına tahsis edilir.
(3) T ü r k H ü k ü m e t l e r i n i n değişmez politikalarından
biri olarak:
(a) On bin kişi başına düşen araştırmacı sayısını
2000'in başında 2O'ye ; 2010'da 40'a e r i ş t i r m e k ve hızla
a s i m t o t i k 70'lere varmak;
(b) Daha çok sayıda nitelikli bilim adamı yetiştirm e k hedeflerinden sapılmamalıdır!
(4) Bu ülkede araştırma-geliştirmeye G S M H ' d a n ayrılan payda taviz v e r m e d e n hedeften s a p m a d a n iki yıl
içinde %1.5 ve 2000'den itibaren sürekli %2.5'larda tutulması, yaşamsal gereksinim ad olunarak sağlanmalıdır. Bu dört t e m e l u n s u r yerine getirilir ve işlerliğin sürekliliği sağlanırsa bu ü l k e n i n bilim-teknoloji alanında
D ü n y a ' d a b ü y ü k katkılar sağlayacak güçlü sürdürülebilir k a l k ı n m a sürecini y a k a l a m ı ş bir evrimsel d ö n ü ş ü m
içerisinde olması ve devleşen gelişmeler beklenen son u ç olacaktır. Yukarıda açıklanan, olmazsa olmaz,
pragmatik koşulların yanı sıra T ü r k bilim-teknoloji hayatının gelişmesi derinlik k a z a n m a s ı için şu t e m e l ve
k ö k t e n c i o l u ş u m l a r ı n beraberinde aksiyona d ö n ü ş m e s i
uygulanması vazgeçilmezdir:
(A) O r t a l a m a eğitim düzeyinin ilk aşamada 7-8 yıla,
ikincisinde 10 h a t t a 11 yıla çıkarılması (zorunlu eğit i m l e aynı değl);
(B) İlk öğrenim yıllarını ü ç ü n c ü s ü n d e n başlıyarak
öğrencilerin bilim teknolojiyle ilgilendirilmeleri; müfredat programlarının m a t e m a t i k ve bilhassa fizik, kimya, biyoloji derslerinde daha kapsamlı, deneyle ve görsel işlem ve m a l z e m e l e r l e güçlendirilmiş hale konulup,
eğitimin kalitesinin yükseltilmesi; bilim ve fen adamlarının yüksek nitelikli yetişmelerinde t e m e l ve zorunlu olan ilk ve orta eğitim boyunca a l m a n fen derslerinin
çağdaş i m k a n ve y ö n t e m l e r l e öğretilmesi keyfiyeti üzerinde m u t l a k a olanca ağırlığıyla durulmalı, fen dersleri
gerekli ve yeterli laboratuar d o n a m m l a r ı y l a birlikte yürütülmelidir, ne hazindir ki son yıllarda başkent Ankara'da A t ü t ü r k lisesinde fizik derslerinde doğru dürüst
deney yapılmadığı, h a t t a yeterli laboratuarlardan dahi
y o k s u n olduğu bilinmektedir. Halbu ki daha lisenin bulunmadığı 50'li yılların başında İsparta'da İlkokul sonda, O r t a o k u l u n sahip olduğu iki ve dört z a m a n l ı motorların çalışmasını gösteren m a k i n a m a k e t l e r i n i şahsen
okula taşıyıp arkadaşlara çalışma prensibini anlatmış-
t ı m . 1970'li yıllar sonunda Sanayi Bakanlığında m ü d ü r
iken yapılan m ü h e n d i s personel alımı sınavında sözü
geçen bu motorları btlemiyen m ü h e n d i s l e r g ö r d ü m ! ' !
Şu halde özellikle son o t u z yılda fen dersleri eğitim i n d e görülen k o r k u n ç gerileme ve kalite düşüşü hızla
giderilmeli ve yüksek iyileştirmeler ivedi gerçekleştirilmelidir. Yoksa yüzeysel az o n d a n az b u n d a n (fizik,
kimya, biyoloji k a r m a bir 'fen bilgisi' dersi yaklaşımıyla' bir yere varamayız 1 değil; u ç u r u m d a n aşağı nasıl gittiğimizi anlamayız bile!!!!
(5) Piramidin en geniş h a c m i n i işgal eden (kamu, özel
sektör) m ü h e n d i s k e s i m i n i n yalnızca büyük sanayide
değil, fakat aynı zamanda, evleviyetle orta ve küçük sanayi işletmelerinde yeterli sayıda gereğince istihdam
edilmesinin sanayileşme sürecimizin hızı, kapsamlı ve
daha etkili gelişmesi y ö n ü n d e k i büyük önemi ve rolü
dikkatlerden kaçmamalıdır (Ref. 6). Bunun hangi yolla
olursa olsun sağlanması yalnızca yukarıda belirtilen taydaları sağlamakla kalmayacak, ayrıca sınai işletmelerin
%96'sım, h a t t a fazlasını oluşturan 'KOBİ'lerde problem
teşhisi, ar.-ge.'ye kaynak olacak projeler o l u ş t u r m a sürecini de en az on kat b ü y ü t ü p canlandıracaktır!
KAYNAKÇA
1. Dr. İlter Serim (Genci Müdür], T.C.'nin İhtiyacı Olan Fizik ve
Teknoloji Enstitüleri. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanavı
Araştırma Geliştirme Genel Müdürlüğü 1989. Ankara.
(2) Technology Acquisition And Restructuring of R&D Actıvities Tovvard lntcgration For The Acccleration of Developnıeııt
in Turkcy.
Dr. İlter Serim 1996 UnlG 96 Technology Management. I'roceedings of The International Conferencc, istanbul, Boğaziçi
University Junc 24-26 1996.
(3) Technology and Trade Some Indıcators of The State ot U.S.
Industrial Innovatıon 1980. U.S. Government Printıng Oftıce. Washington.
(4) Türkiye Teknoloji Envanteri Ocak 1993 Ankara. Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı Sanayi Araştırma Geliştirme Genel Müdürlüğü Yayın No. 199.
(5) Technology Outlook 1992 O.E.C.D. Paris
(6) Dr. İlter Serim, Türkiye nin Ekonomik Gelişmesi MühendisKüçük Sanayi Köprüsü. M.M. Odası Mühendis ve Makıııa
Temmuz 1996.
(7) World Economic Survey 1992 U.N.
(8) Türk Bilim Politikası 1983 Ankara TC. Devlet Bakanlığı.
(9) Kenan Okan - Dr. İlter Serim, Bilim ve Teknoloji 1, 1993.
(10) Prof. Dr. Adnan Şaplakoğlu ve ekibi, TÜBtTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsünce hazırlanan Avrupadakı Araştırma Kuruluşlarından Örnekler1 1989.
(11) Teknoloji II. Kongresi 1986 Ankara STB. San. Ar. Gel. Genel
Müdürlüğü.
(12) Araştırma-Gelıştirme Fonları Yasa Tasarısı. Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı Sanayi Araştırma Geliştirme Genel Müdürlüğünce
1980 yılında hazırlanmış, kamudaki yeniden yapılanmalara
göre birkaç kez revıze edilmiştir.
(13) Araştırma-Gelıştirme Hizmet ve Faaliyetlerine Dair Kanun
Hükmünde Karar jlasanl
(14) Dr. İlter Serim, Endüstrinin El Kitabı 1990 Ankara.
Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> 455 • 21
MAKALE
Teknik
TÜRKİYE'DE ENERJİ VE EKSERJİ KULLANIMI VE SEKTÖREL
VERİMLER
Arif İLERİ*, Türker GÜRER**
Ö Z E T
GIRIŞ
nerji kaynaklarının kıtlığı ve enerjinin gelişigüzel kullanımının
ekonomi, çevre ve toplumun diğer dengeleri üzerindeki olumsuz etkileri, konunun dikkatlice irdelenmesi ve planlanmasını
gerektirmektedir. Bu yayında, daha önceki benzer bir çalışmanın
[1,2] sonuçları genişletilip, düzeltilip, güncelleştirilmiş; Türkiye'deki genel kullanım miktarları ve verimleri, enerji ile ilgili bir ulusal
planlamada gerekli veya yararlı olacak irdelemelerle sunulmuştur.
Diğer bazı ülkeler için de, özel tercihler ve eldeki bilgiler arasındaki bazı farklılıklara rağmen, benzer amaçlı araştırmaların sonuçları
yayınlanmıştır [3-8].
E
Türkiye genelinde enerji ve ekserji kullanım miktar ve verimleri incelenmiştir. Temel sektörlerin enerji verimleri, ulaşım %15,
elektrik santrallan: %45, konut-işyeri %55,
ve endüstri: %57.6: ekserji verimleri ise, konut-işyeri: %6.2, ulaşım: %15, endüstri:
%32.7, elektrik santrallan: %45 olarak belirlenmiştir. Özellikle konut-işyeri enerji kullanımındaki yüksek verimin aldatıcı olduğu
bu sektörün ekserji veriminin %6 gibi çok
düşük bir değerle en dipte oluşuyla açıkça
ortaya konmaktadır. Türkiye genelinde enerji verimi %35'iken ekserji verimi sadece
%13 olarak belirlenmiştir..
•
•
Energy and exergy utilization in Turkey
have been analyzed. We have evaluated the
conversion sector and end uses for transportation, industrial, residential and commercial applications. Energy efficiencies are about
%15 for transportation, 45% for thermal and
hydropower plants, 55% for residential and
commercial uses and 58% for industrial applications. The exergy efficiencies are about
6% for residential and commercial uses, 15
% for transportation, 33% for industrial applications and 45% for the utility sector. Overall averages are 35 % for energy and 13 %
for exergy utilization.
Yöntem
Pratikte, ton, m3, kWh gibi birimler karşılaştırma amacıyla genelde "ton eşdeğer petrol, (tep)" olarak aynı baza getirilir. Ancak bu
çalışmada daha temel olan joule (J) ve katları kullanılmıştır. Ayrıca
termodinamiğin ikinci kanunun bir sonucu olarak, farklı enerji türleri farklı kalitede olabildiklerinden, örneğin kömür, petrol gibi
"yüksek kaliteli" yakıtların, ısı bazlı olan jeotermal sıcak su gibi düşük kaliteli kaynaklarla toplanmaları, karşılaştırılmaları joule bazında bile doğru değildir, benzer şekilde, kalitelerindeki fark nedeniyle, üretilen iş ile farklı sıcaklıklardaki ısıların da birbirleriyle ve
üretimlerinde kullanılan ana enerji girdileriyle doğrudan kıyaslanmaları hatalı sonuçlar verebilir. Kaliteyi aynı baza indirerek değinilen bu sorunu ortadan kaldırmak için, önce enerjilerin ekserjileri
hesaplanmalıdır. Bu amaçla temel ilişkilerden başlanılabileceği gibi,
önceden hesaplanıp yayınlanmış olan ve;
q = (ekserji değeri) / (enerji değeri)
(1)
olarak tanımlanan "kalite faktörü", (q)'dan yararlanılabilinir.
Fosil yakıtlar için enerji değeri olarak "üst ısıl değer" alınır; ekserji değeri ise, çevre sıcaklığı olan To ve sistemi tersinir olarak çevre ile sıcaklık, basınç ve kimyasal dengeye getiren işlemin entalpi ve
entropi değişimi olan Ah ve As cinsinden hesaplanır:
ekserji değeri = Ah - To As.
(2)
Sonuçta, AS'in değer ve işaretine bağlı olarak yakıtların kalite
faktörü genelde 1.0'e yakın ve 0.95 - 10.5 aralığında bulunur. Isı
transferi ve termal enerjinin ekserji değeri ise enerjisine ve ayrıca
bulunduğu sıcaklık (T) ile doğal çevre sıcaklığı (To) arasındaki Karnot çevrimi verimine bağlıdır:
q=l-(T 0 /T).
(3)
Enerji (Birinci Kanun) verimi, £ 1 ; yaygın olarak iki eşdeğer yaklaşımın biriyle hesaplanır:
* Prof. Dr. ODTÜ, Maklna Mühendisliği Bölümü
** ODTÜ, Makina Mühendisliği Bölümü
22 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455
MAKALE
Teknik
r Tablo 1 : Türkiye'nin 1995 Yılı Toplam Enerji ve Ekserji Girdisi (10
6
W):
(Üstteki sayılar enerfı. altta parantez :cindeki italik sayılar ekserji ile ilgilidir.)
Enerji
Kaynağı
TEP
I
İthalat
Üretim
q*
Ham
Petrol
Hidrolik
Enerji
Doğal
Gaz
Linyit
Atıklar
Jeotermal
Enerji
Taş
Kömürü
Kok
Petrokok
Güneş
Odun
TOPLAM
1.05
0.99
0.086
1
0.91
0.92
0.21
1.04
0.23
1.05
0.86
0.29
0.61
1.03
0.7
1.05
0.77
1.04
0.86
0.93
0.3
1.05
Toplam
O'
/O
Türkiye
%
154 584.0 1 093 644.3 87.6
1 248 228.3
(153 038.2) (1 082 707.9)
(1 235 746.1)
159 995.7
—
— i
159 995.7
(159 995.7
|
(159 995.7
6 950.4
253 397.3 97.3
260 389.6
(6 394.4)
(233 125.5
(239 558.4
—
442 565.9
442 565.9
(460 268.5)
(460 268.5)
65 149.7
65 149.7
—
(68 407.2)
(68 407.2)
5.777.9
5 778.1
—
—
(1 682.3)
(1 682.3)
192 015.9 77.7
247 242.4
55 226.5
(197 776.4)
(254 659.7)
(56 883.3)
2 093.5
2 093.5 I
—
—
(2 156.3)
(2 156.3)
—
30 774.5
—
30 774.5
(30 466.7)
(30 466.7)
—
2 177.2
2 177.2
—
(2 024.8)
(2 024.8)
230 787.4
230 787.4
—
—
(242 326.8)
(242 326.8)
2 695 182.1
1 123 214.9 1 571 925.5 58.3
(2 697 292.5)
(1 151 021.2) (1 546 232.8)
46.3
(47.5)
6.0
(6.0)
9.6
(8.9)
16.4
(17-0)
2.4
(2.5)
~ oP
Kayıp**
Yıllık Artış
Oranı (%)
(1994-95) (86-95)
58 869.2
(58 280.5
—
7.7
4.0
15.0
11.0
—
23.4
27.0
2 093.5
(2 177.2)
—
2.6
1.7
-46.4
-5.2
18.2
12.9
12.5
3.9
(0.1)
2 261.0
9.2
(9.5) (2 328.8)
0.1
(0.1)
—
1.1
(1.1)
0.1
—
(0.1)
—
8.6
(9.0)
100 63 223.7
(100) (62 786.5)
-12.3
14.4
23.4
0.5
0.4
6.0
4.0
NOTLAR:
' : TEP=ton eşdeğer petrol; orjinal birimler: katı yakıtlar için ton, doğal gaz için 103 m3 elektrik için ı 0 3 kwh. (Jeotermal ve güneş enerjisinin elektriğe dönüşümü için % 10 verim varsayılarak). q= kalite faktörü. (Jeotermal enerji için sıcaklık : ısıtmada 100°C. elektrik üretiminde 200 C.
**: Bu değerler kaynağın dönüşüm veya kullanıma sunulmadan uğradığı kayıplardır.
e, = (faydalı enerji çıktısı) / (gerekli enerji girdisi)
= 1- (enerji kayıpları) / (enerji girdisi)
(4)
Tipik aktiviteler için enerji verimleri, ölçüm veya hesap sonucu yayınlanmış değerlere ve gerekli durumlarda
mühendislik tecrübe ve ön sezme dayanılarak belirlenir.
Ekserji (İkinci Kanun! verimi için yapılan eşdeğer tanımların en temeli ise şöyledir
£, = (belirtilendi amaç için gerekli minimum
ekserji) / (gerçekte harcanan ekserji)
(5)
Minimum değer ıçm tüm tersinmezlık kayıplarının
yok edildiği bir ideal model varsayılır. Belirlenmiş işlemler için bu tarifi özelleştirmek ve enerji verimim içe
recek şekilde ifade etmek hesap kolaylığı sağlayabilir.
Girdi ve çıktıların yüksek kaliteli enerji türleri olduğu
durumlarda enerji ve ekserji verimleri yaklaşık aynı değerde olurlarken, girdi ve çıktılar ısı transferlermı içerirse (ve özellikle ilgili sıcaklıklar çevre sıcaklrğma yakınsa), verim değerleri çok farklı olabilirler. Konuyla ilgili
daha kapsamlı açıklamalar, formülasyon ve sayısal değerler bir çok kaynakta, örneğin [2-4, 9-12] mevcuttur.
Sektörler
Türkiye'nin enerji girdisi, başta fosil yakıtlar ve az
oranda yenilebilir türden olmak üzere birincil eneri]
kaynaklarından sağlanır. Girdinin bir bölümü, bu ^alışmada topluca "Dönüşüm Sektörü" olarak anılan ı-lektrik santralları, petrol rafineleri ve kok tesislerinde ikincil enerjiye dönüştürülüp son kullanıcılara sunulur. Kabarık sayıları ve farklı özellikleri nedeniyle kullanıcıları inceleyebilmek için benzer işlevleri olanlardan, önce
alt kümeler ve sonra da bunlardan ana "sektörler' tanımlanmıştır. Ru gruplama bir miktar detayın kaybolmasına yol açabilecekle de, genel sonuçların elde edilmesini ve irdelenebilmesmı mümkün kılacaktır. Mevcut istatiksel bilgilerin sunuluş şekli de dikkate alınarak, bu incelemede üç ana son kullanım sektörü oluşturulmuştur:
II) "Ulaşım", (2) ''Endüstri". (3ı "Konut ve İşyerleri" sekiı'ıru'ri.
Temel Girdileri Yapısı
Türkiye'ye enerji ve ekserji girişi 1995 verileri \\.V\ ile
Tablo l'de sergilenmiştir, fcotermal enerji dışındaki t ü m
M ü h e n d i s ve Makina - Cilt : 38 Say : 4G3 • 23
MAKALE
Teknik
Tablo 2 : Türk Dönüşüm Sektörü, 1995.
(Üstteki sayılar enerji, altta parantez içindeki italik sayılar ekserji ile ilgilidir.)
Enerji
Kaynakları
Enerji Girdesi
(Ekserji Girdisi)
(106 M J)
Kaynak
Yüzdeler
Sektör
Üretim
Türkiye
6
(10 MJ)
(%)
£1
£2
(%)**
ELEKTRİK SANTRALLARI
Elektrik Üretimi
Petrol
75 491.6
(74 736.7)
6.0
11.0
(10.9)
2.8
(2.8)
20 779.2
6.7
27.5
(27.8)
Hidrolik
Enerji
159 995.7
(159 995.7
100
23.2
(23.3)
5.9
(5.9)
127 947.2
41.2
80
(80)
Doğal
Gaz
137 249.9
(126 269.9)
52.7
19.9
(18.3)
5.1
(4.7)
59 685.5
19.2
43.5
(47.3)
Linyit
286 432.7
(297 890.0)
64.7
41.6
(43.2)
10.6
(11.0)
92 933.3
29.9
32.4
(31.2)
Atıklar
3 201.2
(3 361.3)
4.9
0.5
(0.5)
0.1
(0.1)
800.3
0.3
25
(23.8)
Jeotermal
Enerji
3 098.2
(1 146.3)
53.6
0.4
(0.2)
0.1
(0.1)
309.6
0.1
10
(27.0)
23 782.2
9.6
0.9
(0.9)
0.9
(0.9)
8 035.6
2.6
33.8
(32.8)
Taş
Kömürü
(24 495J)
Toplam
Termal
529 255.8
(527 899.9)
76.8
(76.8)
19.6
(19.6)
182 624.5
58.8
34.5
(34.5)
Toplam
Elektrik
(687895.6)
689 251.5
100
(100)
25.6
(25.6)
310 490.7
100
45.0
(45.1)
65 300.0
21.1
35.6
2 512.2
0.8
Tesis-içi Kullanım, İletim, Diğer Kayıplar
İhracat
6 029.3
1.9
236 649.2
76.2
Petrol Üretimi
1 140 287.5
(1 128 884.6)
100
(100)
Rafinerilere
Son-Kullanıcılara Net Sunulan
PETROL
Ham
Petrol
1 195 388.4*
(1 183 494.8)
RAFİNERİLERİ
100
(100)
95.8
44.4
(43.8)
İhracat
79 050.6
(78 260.1)
7.0
Elektrik Santrallarında
75 491.6
(74 736.7)
6.6
Son-Kullanıcılara Net Sunulan
985 745.3
(975 887.8)
86.4
95.4
(95.4)
KOK ÜRETİM TESİSLERİ
Kok Üretimi
Taş
Kömürü
138 338.5
(142 488.7
56.0
100
(100)
Son-Kullanıcılara Net Sunulan (ithalat Dahil )
5.1
(5.2)
91 779.0
(94 532.4)
93 872.6
(96 688.7)
NOTLAR:
* : 6029.3'lık elektrik girdisini içerir.
** : e-, ve e2 girdi/çıktı oranından hesap edilmiş, ancak hidrolik için verimler %80 varsayılmıştır.
24» Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say. : 455
100
(100)
66.3
(66.3)
İnil
ımya
0.4
(0.4)
0
(D
CVİ
CO
o""
"D
CO
E*
E
v
en"
lanı
124 688.9
17.3
709 110.3
(17.3) (706 551.8)
0.06
(0.07)
17.2
584 421.4
(17.2) (587 862.9)
0.1
(o.?;
38.5
°
et
< o
j^QN
O , ."
mir
aat
465 468.7
(460 832.1)
1 758.5
99.6
(99.6)
4.3
(4.3)
100
4.6
(4.6)
(3.6) I
4.7
(4.8)
110 201.8
100 30.8 2 004 674.5
(1C0) (31.2) '2 008 523.3,
100
(100)
11.8
(7 7.8;
76.2
13.3
4.1
(13.1) (4.1)
236 649.2
86.7 26.7 1 768 025.3
(86.9; (27.1) '7 777 874.7,
35.5
(72.7;
100
27.8
8.6
230 787.4
(28.7; O- 0) (242 326.8)
100
230 787.4
(242 326.8)
0.1
(0.7;
100
2 177.2
(2 024.8;
0.2
(0.2;
100
26.3
830 095.5
(100) (26.1) (847 739.5;
17.6
(17.7)
(3-2)
4.1
(4.2;
74.4
(74.4)
8.8 |
(8.7) |
65.6 |
(65.7) |
8.6 |
0.08 |
(0.08) |
(0.7;
0.1
(0.7;
1.5
(1-5)
2.3
(2.4)
3.1
(3.2)
61.5
0.05
(0.05)
100
30 774.5
(30 466.7)
5.7
(5.9)
7.7
(8.0)
1 339.8
(7 246.0;
82.4
217
719 893.7
(82.3) (27.5; (730 937.7)
0.03
(0.03)
1.1
(7.7;
100
93 872.6
(96 688.7)
0.1
(o.?;
0.3
(0.4)
33.5
4.6
(4.2)
6.1
(5.6)
CM C\|
TOPLAM
İ
463 710.2
(459 073.6)
3 140.3
(3 234.5;
12.8
3.4
(73.2; (3.5)
96.7
82 860.7
(85 347.6)
1.3
(7.3;
4.0
(4.1)
46.4
|
49.2
36.6 I
(48.5) (36.1)
8|
1 Elektrik
Yakıt
Toplamı
|| Odun
33 537.9
(34 544.0)
1.8
(1.9)
6.9
(7.2)
19.9
cd
837.4
(778.8)
30 774.5
(30 466.7)
90 732.3
(93 454.3)
0.02 0.003 49 239.1
(0.02) (0.003) (50 717.3)
2 679.7
(535.9)
0.1
(0.7;
0.3
(0.3;
46.4
2 679.7
(535.9;
CO
Güneş
0.03
61 948.5
(65 045.9)
2.3
(2.4;
7.5
(77)
95.1
cd
Petrokok
83.74
(86.3)
154 039.7 34.8
(160 201.3)
3.0
(3.7;
9.6
(9.9)
95.1
123 139.7 47.3
(113 348.5)
1.4
(1.3)
4.6
(4.r;
985 745.3 79.0
(975 887.9)
32.4 10.0
(31.5) (9.8)
61 948.5
(65 045.9)
79 971.7
(83 170.6)
37 850.5 ' 14.6
(34 882.5)
10.5
2.7
(70.5; (2.8)
3.2
(2.9)
21.6
CD
1 Kok
Kömürü
I Taş
Enerji
Jeotermal
OC
od
|| Atıklar
T"
16.7
OC
74 068.0
(77 030.7)
s?
12.0
(77.7;
s?
32.7
S?
|| Linyit
s
I
5?
W
0.01 0.001
85 247.3
(0.07; (0.001) (78 427.5)
-
0.01
O
41.87
(38.5)
to
268 637.9
(265 951.5)
T "
35.8
9.4
(35.5) (9.3)
OC
20.3
s?
253 522.8
s?
17.2
End-use Sectors
i
(17.oy (250 987.6)
to
O
Doğal
Gaz
(S
99.6
(99.6)
T "
37.1
Konut-İşyeri**
OC
463 584.6
(458 948.8)
Endüstri*
S?
Petrol
Kaynağı
Ulaşım
5?
(00 Ü
001-
Enerji
MAKALE
Teknik
Tablo 3. Kaynakların Son-Kullanıcı Sektörlere Katkı Oranları. (Yüzdeler: Kaynak için: R %; sektör için: S%: Türkiye toplamı için: T%)
(Üstteki sayılar enerji, altta parantez içindeki italik sayılar ekserji ile ilgilidir.)
o
0)
CD
Q
CD
0
tü
0
E
üCvj"
m
JD
ÇD
.iz
a>
c>
co
0
CD
d
X
en
co
co
O"
0
"S
O
Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say : 455 • 25
MAKALE
Teknik
Tablo 4 : Toplam Tüketimin Ulaşım Türüne Göre Dağılımı (%)
Enerji
Ekserji
Otobüs ve Kamyon (Diesel)
30.23
30.2
Otomobil (Otto)
60.28
60.21
Uçak
4.33
4.32
Gemi
2.15
2.14
Tren
3.02
3.12
100
100
15
15
TOPLAM
Genel Verim (%)
rolik enerjiden sağlanmaktadır.
Tüm linyitin % 65'i, doğal gazın %
53'ü, taş kömürünün % 10'u, ve sonuçta ülke girdisinin % 25'i elektrik
üretiminde kullanılmaktadır. Santral içi kullanım, iletim kaybı ve kaçaklarla % 21'i kaybolan üretimimden net olarak 0.24* 1012 MJ'luk bir
kısım kullanıcılara ulaşmaktadır.
Rafinerilerdeki kayıp % 5 mertebesindedir. Petrolün % 7'si ihraç edilmiş, % 6.6'sı santrallara dönmüş ve
yaklaşık 1012 MJ değerindeki petrol
ürünleri ise kullanıma arz olmuştur.
Öte yandan kok tesisleri taş kömürünün % 56'sını, % 34'lük bir enerji
kaybıyla işlemişlerdir.
SON-KULLANjM
SEKTÖRLERI
Tablo 5 : Türk Endüstri Sektöründe Talep Yüzdeleri ve verimler.
Kullanım Türü
Elektrik
Yakıtlar
Dönüşüm sektörlerinden sağlanan ikincil kayMotorlar
65
80
80
naklar ile o sektörlerde işlenmeyen
birincil kaynak5
34
47
27
85
70
Proses Buharı
ları, çeşitli ihtiyaçların
71
29
Doğrudan Isıtma
23
98
35
40
karşılanmasında harcıyan
kullanıcıları
içeren bu sekDiğer
7
19
17
törlerin durumu Tablo 3'de
(Aydınlatma)
derlenmiştir. Tablo, sek14
8
70
Mahal Isıtması
törlerdeki enerji ve keserji
kullanımı yanında bunun
10
Yakıt Kayıpları
o kaynak (R%), o sektör
71.2
100
52.5
23.9
TOPLAM
100
80.1
(S%) ve Türkiye top lamındaki (T%) oranını da gösSektöre Genel Verim (%) : £, = 56.8; 82 = 31.3
termektedir. Ülke enerji
kaynaklarının
% 75'ini
kaynaklar yüksek kaliteli olduklarından enerji ve ekserji kullanan bu sektörlere verilen enerjinin % 12'si elektrikdeğerlerinde sayısal olarak fark azdır. Yaklaşık 2.7* 1012 dir. Aşağıda, bu sektörler sırasıyla ele alınmaktadır.
MJ olan ülke toplamını veren onbir ana kaynak içinde %
46 ile en büyük paya sahip olan ham petrolü, linyit, doğal gaz ve taş kömürü takip etmektedir. Tümünün ülke Ulaşım Sektörü
Tablo 3'de görüldüğü gibi, tüm petrolün %37'si, üliçinde üretilmesi özelliğini de taşıyan yenilenebilir kaynaklardan odunun %8.6 ve hidrolik enerjinin 96 kadar ke enerjisinin % 17.3'ünü kullanan bu sektöre olan girolan katkısı dışmda güneş ve jeotermal enerji henüz ih- dinin % 99.6'sını karşılar. Tablo 4'deki değerlere göre,
mal edilebilecek seviyededir. Linyit dışmdaki tüm ana kullanımın % 9O'ı, gittikleri mesafenin üçte-ikisi şehir
kaynakların çoğu ve sonuçta ülkenin toplam enerji girdi- içi yollarda geçen kara taşıtlarına aittir [15]. Bu bilgiler
sinin % 6O'ı ithal edilmektedir. Tablo 1, enerji kaynakla- ve bazı gerçek verim ölçümlerine [16] dayanarak, ularındaki ortalama artış oranlarım da vermektedir. Azalma şım sektörünün enerji ve ekserji verimlerinin her ikisi
sadece atıklarda ve sorunlu petrokok kullanımında var- de, düşük uçtaki bir seçimle, % 15 olarak alınmıştır.
ken; temiz kaynaklar olan doğal gaz, jeotermal, hidrolik
ve güneş enerjisindeki artış oranı ülke ortalamasının çok
üstünde gerçekleşmiştir. Petrol kullanımındaki artış ora- Endüstri Sektörü
Tablo 3'e göre, ülke toplam enerjisinin % 26'sı, ve
nının yükselme meyli de dikkat çekicidir.
bunun % 17.6'sını oluşturan elektriğin toplam üretiminin % 4O'ı, bu sektörde tüketilmektedir. Sektör ihtiyacının % 35.8'i tüm petrolün %20'siyle, %13'ü kokun %
DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜ
97'siyle, % 12's doğal gazın %33'üyle, %11'i linyitin
Son kullanıcılara ikincil enerjileri hazırlayan bu sek- %17'siyle, %7'si taş kömürünün % 20'siyle, % 4'ü pettörü oluşturan elektrik santralları, rafineriler ve kok te- rokokun tamamıyla ve ancak % 0.1'i güneş enerjisinin
sislerindeki durum [13] Tablo 2'de özetlenmiştir. Elektri- % 40'ıyla karşılanmaktadır. Verimin belirlenmesi için
ğin % 59'u % 34.5 verimli fosil yakıtlardan, gerisi ise hid- çok sayıda ve farklı özelliklerdeki tüm kullanımlar şu
%
£ı
26 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say. : 455
e2
%
£ı
e2
Teknik
MAKALE
ana gruplarda birleştirilmişlerdir: (1) motorlar, (2)
Elektrik
proses buharı, (3) doğrudan
Yakıtlar
Kullanım Türü
ısıtma, (4) mahal ısıtması,
aydınlatma ve diğerleri.
Aydınlatma
15
6.5
5.9
Tablo 5 bu kategorilerdeki
(90)
(5.0)
- Ampul
(4.5)
elektrik ve yakıt tüketimi- Floresan
(10)
(20)
(4.5)
nin yüzdelerini 113-15| ve
tesbit edilen verimleri
Motor
8.5
70
70
özetlemektedir. Elektrik
Sıcak Su
10
90
5.6
37
60
4.1
çoğunlukla
motorlarda
Pişirme
2
20
40
10
(%6.S) ve doğrudan ısıtmaBuzdolabı
41
100
10.6
da (%23); yakıtların %
47'si de mahal ısıtmasına
Mahal Isıtması
43
50
2.5
göre oldukça yüksek sıcakDiğerleri
23.5
111
31
lıklardaki ısıl işlemlerde
(33.3)
- iklimlendirme
(200)
(14)
nisbeten
yüksek enerji ve
(33.3)
- Çamaşır Kurutma
(65)
(9)
ekserji
vcrimleriyle
kulla(33.3)
- Diğerleri
(70)
(70)
nılmaktadır. Ortalama sıTOPLAM
83
19
100
52
4.6
caklıklar, doğrudan ısıtma
için 800°C, proses buharı
Sektörel Genel Verim (%) : £, = 55; £ 2 = 6
için 200°C, mahal ısıtması
için 90'C alınmış; aydınlatmanın %90'ı tloTablo 7 : 1995 Türkiye Enerji ve Ekserji Dengesi (KfiMJ)
resan varsayılmıştır. Bunlara göre enerji ve
ekserji vermeleri elektrik kullanımı için %
Enerji
Ekserji
80.1 ve %71.2; yakıt kullanımı için % 52.5
Analizi
Analizi
ve % 23.9; ve birlikte tüm sektör için %
Dönüşüm Sektörü :
56.8 ve %31.3 olarak hesaplanmıştır.
1
1
Tablo 6 : Türk Konut-işyeri Sektöründe Talep Yüzdeleri ve verimler.
Girdi
Kayıplar
- Dönüşüm
- Diğer
Kayıp (%)
Çıktı
Konut-İşyeri Sektörü :
Girdi
Kayıplar
Kay.p (%)
Çıktı
Verim (%)
Ulaşım Sektörü :
Girdi
Kayıplar
Kayıp (%)
Çıktı
Verim (%)
Endüstri Sektörü :
Girdi
Kayıplar
Kayıp (%)
Çıktı
Verim (%)
Türkiye Toplamı :
Toplam Girdi
Toplam Kayıplar
İhracat
Toplam Çıktı
Genel Verim (%)
947
608
480
128
1
486.8
986.7
421 .2
565.5
36.4
467 065.6
939
607
479
128
1
830 095.5
369 392.5
22.1
460 703.0
55.5
841 139.5
788 988.9
34.8
52 150.6
465 468.7
365 648.4
23.6
69 820.3
460 832.1
391 707.3
17.3
69 124.8
16
15
6.2
706 551 .8
475 509.4
21 .0
231 042.4
32.7
709 1 10.3
300 622.8
1 7.9
408 447.5
57.6
2 695 182.3
2
674 650.4
81 562.8
938 970.8
34.9
2
1
142.4
996.4
971 .4
025.0
26.9
459 171 .0
697
264
80
352
292.5
202.0
772.3
317.8
13.1
Konut-İşyeri Sektörü
Adı kısmen kısaltılan bu sektör aslında
hükümet binalarını ve istatistiklerde ziraat
olarak belirtilen kullanımı da içermektedir
[13]. Enerji girdisinin en çoğu petrol (32.4,
tüm petrolün %22'si) ve odundur |%27.8,
odunun tümü). Hayvan ve bitki atıklarının
%95'iyLe ihtiyacın % 7.5'i karşılanırken,
tüm jeotermal ve güneş enerjisinin yarılarının kullanılmasından ancak % 0.5'lık bir
katkı sağlanmaktadır. Ayrıca tüm elektriğin % 35.5'i sektör enerjisinin :13'ünü verir. Sektör veriminin hesaplanabilmesı için
Tablo 6 da belirtilen kullanım kategorilerinden yararlanmıştır [14-15). Elektrik en
fazla buzdolaplarmda (%41), yakıtlar ise en
çok mahal ve su ısıtılmasında (toplam
%80) tüketilmektedir. Pişirme için 120'C,
sıcak su için 60°C, mahal ısıtma için 50''C,
iklimlendirme için 13°C ve buzdolapları
için ise -8°C varsayılmıştır. Sonuçta, enerji
ve ekserji verimleri elektrik kullanımı için
%83 ve %19; yakıt kullanımı için % 52 ve
% 4.6; ve birlikte tüm sektör için %55 ve
%6 olarak hesaplanmıştır.
SONUÇ VE ÖNERILER
Sektörler ve Türkiye geneli ile ilgili temel bulgular Tablo 7'de özetlenmiştir.
Enerji ve ekserji bulguları arasındaki farkMühendis ve Makina - Cilt : 38 Say : 455 • 27
MAKALE
Teknik
Ham Petrı' (46.3j
Hidrolik (6.0)
Doğal Gaz (9.6)
Linyit (16.4)
Alıklar (2.4T
Jeotermal (0.2)-,
Taşkömürü (9.2)
Kok (0.1)—;
Güne; (0.1)— t
Oİun (8.6)
Şekil 1 : 1995 Türkiye Enerji Akışı (%) (Toplam : 2.7 x W12 MJ)
lar her iki incelemenin de yapılması gereğini teyid etmektedir. Olayın daha da net kavranması için 1995'de
ülkedeki enerji ve ekserji akışı Şekil 1 ve 2'de sergilenmiştir. Akış en soldaki ana kaynaklardan başlayıp en
sağdaki son kullanımlara doğrudur ve alt kenara dik
alınlıklar ilgili miktarlar ile orantılı olduklarından her
basamaktaki kayıp oranı ve verim net olarak algınalabilmektedir.
Ülkede nerde daha çok enerji kullanıldığını ve israf edildiğini ortaya koymak amacıyla sektörleri irdelerken şu karşılaştırmalar yapılmalıdır: i) Sektörlerin
büyüklük ve önemini belirlemek için, toplam ve farklı türdeki enerji ve ekserji girdi ve kayıplarının mutlak değerleri sektörler arasında birbirleriyle; ii) Göreceli performans için, verimler sektörler arasında birbiriyle; iii) Ekserji verimi düşük ise, bunun ana sebebi için, aynı kullanımın enerji ve ekserji verimleri birbirleriyle.
Konut sektörüne en çok, ulaşım sektörüne onun yarısı mertebesinde olsa da, incelenen sektörlerden hepsine önemli oranda girdi mevcuttur. Enerji kayıplarında
tüm sektörlerin önemli ve aynı mertebelerde payı vardır: Başta %36 ile dönüşüm sektörü, sonra % 24 ile ulaşım, :22 ile konut-işyeri ve %18 ile endüstri sektörü.
Ekserji kayıplarında ise sektörler farklı sıralanmaktalar: Şimdi başı çeken (%22 ile enerjideki sona yakın sı28 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455
rasına karşılık) %35 ile konut-işyeri sektörüdür. Bu husus, iyileştirme çabalarında bu sektöre ve onun alt sektörlerine ağırlık verilmesi için açık bir davettir. En çok
enerji kaybına yol açan dönüşüm sektörü ekserji kaybında %27 ile ikinci, endüstri %21 ile üçüncü sıradayken, en üstteki ulaşım sektöründe bile % 17 gibi önemli oranda kayıp söz konusudur.
En yüksek enerji verimine endüstri (%57.6) ve konut (%55.5) sektörlerinde; en düşüğüne (%15) ise ulaştırma sektöründe ulaşılmaktadır. Bu sektörün ekserji
verimi de % 15'dir ve düşüklüğü enerji verimi ile aynı
sebeplere dayanmaktadır. Ekserji açısından yüksek kaliteli bir çıktı olan iş üretilmesine rağmen verimin bu
derece düşmesine yol açan şehir içi ulaşımında yeni
çözümler üretmek ve uygulamak iyileşmenin ilk adımı olacaktır. Öte yandan dönüşüm sektörünün ve son
kullanıcılar arasında endüstri sektörünün ekserji verimleri nispeten yüksektir. Dönüşüm ve ulaşım sektörlerinde enerji ve ekserji verimlerinin birbirine yakınlığı bu sektörlerdeki kayıpların girdi ve çıktılar arasındaki kalite farkından değil de kullanılmak zorunda
kalınan yanma gibi mevcut teknik yöntemlerden kaynaklandığını göstermektedir. Bu sektörlerdeki büyük
çaplı düzeltmeler, yeni dönüşüm tekniklerinin keşfi
ve uygulanmasını gerektirdiğinden daha zor ve zaman
alıcı olacaktır.
MAKALE
Teknik
Şekil 2 : 1995 Türkiye Enerji Akışı (%) (Toplam : 2.7 x 1012 MJ)
Ekserji verirdi, konut sektörünün enerji verimiyle
ele geçirdiği üstünlüğüne son verip, onu dokuz kere daha düşük bir değerle diğerlerinin çok altına yerleştirir.
Bu kötü durumun ana sebebi, konut sektöründe yakıt
ve elktrik gibi yüksek kaliteli kaynakların ev ve su ısıtılması gibi çok düşük kalitedeki amaçlar için harcanmasıdır. Sorunun temel çözümü, tüm ısıtmalar için
mevcut jeotermal veya atık ısılardan, ısı pompalarından ve ısı ile gücün ortak üretildiği tesislerden yararlanmaktan geçmektedir.
Sektörlerin yukarda irdelenen kullanım ve verim
seviyeleri sonucu 1995'de Türkiye'deki tüm kullanımın enerji verimi % 35, ekserji verimi ise % 13 olarak
belirlenmiştir. Bu değerlerin, ve özellikle ikincisinin
umulandan oldukça ve diğer ülkelerin belirttiklerinden kısmen daha düşük seviyede kaldığı söylenebilir.
Diğer bazı ülkelerin enerji verimleri: ABD ve Kanada :
%59, Brezilya: %35; ekserji verimleri ise: Kanada:
%24, Brazilya: %23, ABD: %21, Buna göre, £j - £2 Türkiye için %22, diğer ülkeler için % 10-30 ve £j / £2
Türkiye için 2.7, diğer üç ülke için 1.42-2.4 seviyesindedir. Son değerler, incelenen diğer ülkelerle de kıyaslanınca, Türkiye'nin ekserji kullanımında enerji kulla-
nımından daha başarısız olduğunu ortaya koymaktadır. Gerçi ülke değerleri onların coğrafi durumları, endüstriyel imkanları ve benzeri kontrol cdilem ivecek
özelliklerine ve ayrıca araştırıcıların uyguladıkları
model, metod ve varsayımlara bağlıdır. Bu yüzden
farklı ülkelerin değerlerinin doğrudan, hatalı sonuçlara sebep olmayacak şekilde birbirleriyle karşılaştırılmaları, her ne kadar çalışmaların gayelerinden biri ise
de, zor ve hatta imkansız olabilir. Bütün bunlara rağmen, bu raporda belirlenen değerlerin gerçekçi olduğuna ve muhtemel hataların belirlenen verimleri ve varılan sonuçları önemli sayılacak mertebelerde etkilemeyeceğine inanılmaktadır. Sonuç olarak Türkiye'de ekserji kullanımının iyileştirilmesini hedefliyen ve (izellikle konut-işyerı sektörü ile kısmen de şehirıçı ulaşımı gibi düşük verimli olduğu tesbit edilmiş diğer alt
sektörlere ağırlık veren, yürütülmekte olan gayretlere
ek, ciddi, planlı ve kapsamlı geliştirme ve uygulama
projelerine olan gereksinim açıktır, bu yolda aşılması
gereken teknik, ekonomik ve diğer sorunların ağırlığına karşın, kazanç potansiyelinin büyüklüğünün de gerekli özveriye değecek seviyede olması cesaretlendirici ve sevindiricidir.
Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say : 455 • 29
Teknik
MAKALE
KAYNAKÇA
1. tleri, A. and A. Ünal, "Energy and Exergy Balances For Türkiye in 1991", ECOS-95, İstanbul, s: 201-205, (1993).
2. Ünal, A., "Energy and Exergy Balance for Türkiye in 1991",
M.S. thesis, METU, (1994).
3. Reistad, G.M., "Available Energy Conversion and Utilization
in the USA", Journal of Engineering for Power, Series A, 97
(3), 429, (1975).
9. Ford, K.W., "Efficient Use of Energy" (APS Studies on the
Technical Aspect of More Efficient Use Of Energy): Part 1,
(1975).
10. Szargut, J.,D., R. Morris, F.R. Steward, "Exergy Analysis of
Thermal, Chemical and Metallurgical Processes", HemispherePub. Co. (1988).
11. Van Gool, W., "The Value of Energy Carriers", Energy-The International Journal, 12(6), 509, (1987).
12. İleri, Al, "ekserji Verimi", Isı Bilimi ve Tekniği 3. Ulusal
Kongresi, Trabzon, s: 164-172, (1981).
4. Reistad, G.M., "Available Energy Utilization in the USA",
Thermodynamics: Second Law Analysis, Ed. by R.A. Gaggioli. Chem. Eng. Symposium No: 122, (1980).
13. Dünya Enerji Konseyi, Türk Milli Komitesi, "1995 Enerji Raporu", Ankara, (1997).
5. Wall, G., "Exergy Conversion in the Swedish Society", Resources and Energy, 9 (1), 55, (1987).
14. Dünya Enerji Konseyi, Türk Milli Komitesi, "Teknik Oturum
Tebliğleri, 3", Ankara, (1986).
6. Wall, G., "Exergy Conversion in the Japanese Society",
Energy-The International Journal, 15 (5), 435, (1990).
15. İstatistik Enstitüsü, "Türkiye istatistik Yıllığı, 1993", Başbakanlık yayınları, Ankara, (1993).
7. Schaeffer, R., R.M. Wirtshafter, "An Exergy Analysis of the
Brazilian Economy: From energy produetion to final energy
use", Energy-The International Jaurnal, 17 (9), 841, (1992).
16. Ang, B. W., T.T.Ng, T.F.Fwa, "A Factorization Analysis of
Automobile Fuel Consumption in Actual Traffic", EnergyThe International Journal, 17(7), 629, (1992).
8. Rosen, M.A., "Evaluation of Energy Utilization Efficiency in
Canada Using Energy and Exergy Analysis", Energy-The International Journal, 17(4), 339, (1992).
POMPA İSTASYONUNUZDA
SU KOÇU DARBESİ PROBLEMİNİZMİ VAR?
..i ÇEKVALFİN PATLAMASI!..
Su koçu darbelerini
önleme vanası
...ÎPOMPA TEMELİNİN ZARAR GÖRMESİ!...
KOÇ DARBESİ
(BASINÇ ŞOKU)
Pompa istasyonlarında pompanın çalıştırılması ve durdurulması ile elektrik
kesilmesi neticesinde meydana gelen "Su Koçu DARBELERİNİ" önler.
Sistemi ani basınç değişimlerinden korur.
Sistemde "HAVA KAZANINA" eş değer görev yapar.
LÜTFEN BİZİ ARAYINIZ...
DOĞUŞ VANA LTD. ŞTI.
Merkez : 1202/1 Sok. No: 26/A-B Yenişehir- İZMİR
Tel : 0.232. 433 59 43 - 459 94 29- 433 60 11 Fax : 0.232. 458 08 96
Fabrika : Atatürk Organize Sanayi Bölgesi 10000 Sokak Çiğli - İZMİR
Tel : 0.232. 376 85 80 -81 Fax : 0.232.376 85 82
30 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say : 455
Bakım Mühendisliğinde çağdaş teknolojiler:
İşin uzmanından!
Vibra Tek
Çağdaş Bakım Teknolojileri serisi no 2:
Titreşim Ölçümü
İste Çözüm:
Predict/DU DC-7B Titreşim Ölçüm Sistemi +
VibraTek, Mühendislik ve Eğitim desteği
Titreşim Ölçüm Cihazı
Bildiğini pazarlayandan alınır,
Bulduğunu pazarlayandan değil!
ABD Titreşim Enstitüsü'nün (Vibration Institute-USA)
dünyadaki üç temsilcisinden biri olan VibraTek, yetkisi ve bilgisi ile hizmetinizdedir.
Vibration Institute Sertifikalı Eğitim Programınım sorunuz!
Tel: 312-440-7111 (2 hat) Fax: 312-440-8640
Hoşdere Caddesi 164-2, 06550 Çankaya ANKARA
PUF
Hazırlayan : Nilgün KARAKÜÇÜK
MMO Genel Merkezi
NOKTASI
Eski Bir Pompayı
Çalıştırmak
Pozitif
Yerleştirme
Pompası
Emme
Borusu
Çözüm : Emme borusunda pompanın üzerine bir
tank yerleştirin. Tank
emme borusunun yaklaşık iki katı haciminde ve
uzunluk I çap oranı 1/2
olmalı.
Sorun : Emme borulu eski bir pozitif yerdeğiştirme pompasını çalıştırmak zor olabilir. Pompaya nasıl yardım edebilirim?
Depolama Tankı
Santrifüj Pompayı
Değiştirmek
Sorun : Pompa problemlerini
önlemede uygun işlem prosedürleri çok zaman alır. Bu konuda yardımcı olabilecek başka
bir şey var mı?
1/8-inç. Vent deliği
•V
r" "J 15° Açı
% J
12:00 Pozisyon
jjiMpk / u Çözüm : Pompayı bir parça delili W
ğiştirin. Bunun için iki olasılık
jj^fy/CJ^j. * vardır. İlki kanat bölgesi ile sızi^£gl^Hsrf| dırmazlık elemanı boşluğu ara^ • / " S ^ P ^ P ^ i J f : smda bir delik açmak, ikincisi
•j > ^ n | | ff—. r— - ise kuru sürtünmenin sonuçlan1 IIl^kj|
m ve şiddetini azaltmak için
11
dönen kanatlar üzerine oluklar
j pFjw\' ^
Zm?)t^ 3 ya da 4 oluklu
Aşınma halkası
f j <-I."S\±ı döner aşınma
durgunsa, besle-—jfc
c^pr
halkası
nildiği kadar salar
a
ç
m
a
^
Cepleri Değişik Amaçlı
Kullanmak
Sorun : Küçük vidaları ya da somunları kullanmak özellikle de merdiven üzerinde ya da
hareketin sınırlı olduğu yerlerde her zaman zordur. Bu küçük parçaları tutmanın kolay bir
yolu var mı?
Çözüm : Gömleğinizin cebine küçük bir mıknatıs koyun. Somun ve vidalan cebin dışına
yerleştirin. Gerekli parçaları bulmak çok basit bir iştir.
Isıtmak ve Soğutmak
İki Tanesi Sorunu Çözer
Sorun : Paslanmış veya sıkışmış somunlar genelde ısıtılarak çıkarılır. Fakat bazen somunu
soğumadan çıkaracak kadar hızlı olamayabilirsiniz. Başka bir seçenek var mı?
Sorun : Emniyet somunu olmadan bir
somunu nasıl sıkıştırabilirim?
Çözüm : Somunu kızarmaya kadar ısıtın sonra birden bire SUYU daldırarak elle dokunabilecek olana kadar tavan Somun bazen anahtar
bile kullanılmadan kolayca çıkacaktır.
32 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Sayı : 455
Çözüm : Somunu sıktıktan sonra bir
ikincisini ekleyin ilk somunu yerinde
tutun ve ikincisini buna karşı gelecek
şekilde sıkıştırın somunlar birlikte kitlenecek ve titreşim olmayacaktır.
. ÛEÇMİŞE
Çeviren :Mxw KAMKVÇM
BAKIŞ
MMO Genel Merkezi
İnsanlar ve Maymunlar
100 Yıl Önce-1898
Kablolar Yeraltında
T
75 Yıl Önce-Şubat 1923
Solda görülenler en yüksek telefon direkleri olup 1903 yılında New York'ta
kullanılmıştı. Artan ticaret trafiğini
karşılamak için dikilen
ucube direkler halkın
kabloların yeraltına
alınması talebi (aşağıdaki fotoğraf) ile
kaldırıldı. Bu kablolar dünyanın en meşgul kabloları. Direkler 280 tel taşıdığından, görülen kablolar
22.624 telden
oluşuyor. •
Sayılardan Resimlere
25 Yıl Önce-Şubat 1973
Şüphe yok ki ilk insanlar yaşamlarını maymunların şimdi yaptığı gibi geçirdiler. Büyük olasılıkla nasıl ev yapılacağım öğrenene ':adar ağaçlarda yaşadılar. Böylelikle
ağaçlara tırmanmak için ilk olarak ellerimiz gelişti ve bu
zamana kadar şekli çok az değişti. İnsan uygarlaştıkça elkrini daha ince işler yapmak için kullandı. Ellerimiz
böylece maymunların ellerinden daha esnek ve daha fazla hareket kapasitesine sahip oldu. €l
Havalar Nasıl
125 Yıl Önce Şubai 1873
Meteorolojinin !•
keni Arıstotle za
manına dayanmasına rag
men 19. yüzyıla
kadar
hava tahminleri ile ilgisi
kurulmamıştı. Rüzgarların yönünü analız eden ve kasırgaların dönme hareketini teorikleştire-n
VVilliam C. RedfıelJ tarafından geliştirilen "fırtınalar
yasası" çok önemli bir
adımdı. Ayrıca bir keşif olan
Sır Samuel VVhıte'ın Afrika
çöllerinde kum fırtınaları
üzerine yaptığı çalışması da
unutmamak gerek!
Picture adındaki yeni bir bilgisayar programıyla Los Alamos Bilim Laboratuarındaki
bilim adamları karmaşık veri denklemlerini 3 boyutlu, renkli grafiklere
dönüştürebiliyor. Örneğin bu
plan (solda) |A(X-C)4 + B (XI C)6]/|(Y-C)2 + D] + F(Y-G)5 + C
eşitliğini gösteriyor. Bilgisayarla
donatılmış bir tasarımcı, herhangibir
model olmadan istenen şekli çok çabuk elde edebiliyor. $
Kazın Yuvası
50 Yıl Önce-Şubat 1948
Arka plandaki cüceleşmiş liman görüntüsüyle bu fotoğraf
Hıghes uçan gemısinır muazzam boyutlarını çerçeveliyor.
Son zamanlarda test uçuşu yapan (Dünyanın en büyük uçağı
ilk uçuşunu yapıyor! Aralık 1947) 400 poundluk dev uçak
500'den fazla insan veya toplam 70 ton yük taşıyacak. Uçağın
8 motoru 24,000 beygir gücü üretiyor.
İH*.
Howard Highe'in dev uçağı sadece, 2 Kasını 1947'de HO mph
hızda denizin 70 feet üzerinde 1 inil uçtu. İkinci Dünya Savaşı sırasında kargo ve asker taşımakta kullanılan benzer
model uçaklarla ilgili projeler savaşın bitmesi ile sonlandı.
1976'ya kadar depoda bekletilen uçak daha sonra California'da turistik amaçlı kullanıldı. #
Popüler Science Dergisinden çevrilmiştir.
Mühendis ve Makina- Cilt : 38 Say> : 455 • 33
MAKALE
Teknik
İKİ FAZLI AKIMDA DİRENÇ KATSAYISI İLİŞKİLERİNİN
KARŞILAŞTIRILARAK DEĞERLENDİRİLMESİ
Ayla KALELİ*
Ö Z E T
GİRİŞ
atı maddelerin hidrolik boru hatlarıyla taşınımı gün geçtikçe
önem kazanmaktadır. Sıvı-katı taşınımında olaya etki eden değişkenlerin tesbit edilip bu değişkenlerin gerçeğe yakın hesaplarının yapılabilmesi, hidrolik boru hatlarıyla katı madde taşımmını gerçekleştiren sistemlerin daha iyi bir şekilde dizayn edilmesini
sağlayacaktır.
Katıların borularla hidrolik taşınımında kritik hız önemli bir
faktördür. Pratikte, tıkanma tehlikesini önlemek için, boru tabanında çökülme olmaması istenir, bu nedenle akım hızı kritik hızdan
büyük seçilmelidir. Kritik hızın hesaplanabilmesi için, kritik hıza
ait denklemlerin çoğunda yer alan direnç katsayısı C D 'nin bilinmesi gerekmektedir. Literatürde C D 'nin hesabı için önerilmiş değişik
denklemler vardır. Örneğin,- Giles (1956); Camp'in (1946) deney sonuçlarından yararlanarak; Reynolds sayısına göre, direnç katsayısı
C D 'nin okunmasına imkan veren bir diyaggram hazırlanmıştır.
Doron ve arkadaşları (1987); akışkanla katı madde naklinin gerçekleştiği sistemlerde, borulardaki akışm hareketsiz çökmüş tabaka
ve hareketli karışım tabakasından oluştuğunu kabul ederek akışa
ait bilinmeyenlerin beş denklemle çözülebileceğini ifade etmişlerdir. Doron ve arkadaşları bu çalışmalarında, basınç kayıplarının hesabı için Durand (1953) tarafından teklif edilen denklemi; direnç
katsayısı C D 'nin hesabı için de Bird ve arkadaşlarının (1960) önerdiği denklemi sunmaktadır.
Brown ve Heyvvood (1991) yayımladıkları kitapta, sıvı-katı taşınımını gerçekleştiren sistemlerde C D 'nin hesabı için,- Reynolds sayısının değişik aralıklarında, farklı yazarlarca verilmiş olan denklemleri tablo halinde sunmaktadırlar.
Kladas ve Georgiou (1993) çalışmalarında, CD ve Reynolds sayısı
arasındaki ilişkileri gözden geçirmişlerdir.
Yiğit ve Yapıcı (1996); akışkanlarla katı madde naklinde belirli bir boru çapında, basınç kayıpları ve kritik hızların, tane büyüklüğü dağılımının ve konsantrasyonun bir fonksiyonu olup olmadığını araştırmışlardır. Yiğit ve Yapıcı çalışmalarında C D 'nin hesabı
için, Weber (1980) tarafından önerilen denklemden yararlanmışlardır.
Bu çalışmada,- CD direnç katsayısının hesabı için önerilen denklemlerin, diğer denklemlerle mukayese edildiğinde, hem daha iyi
sonuç verdiği hem de Reynolds sayısının daha geniş aralığını kapsadığı gösterilmektedir.
K
Katıların borularla hidrolik taşınımında,
kritik hızın belirlenmesi pratikte oldukça
önemlidir. Kritik hızın belirlenmesi için, direnç katsayısının (C^) bilinmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, Crj'nin hesaplanabümesi için denklemler önerilmektedir. Bu denklemlerden bulunan Cp değerleri ile, literatürdeki denklemlerden hesaplanan C^> değerleri mukayese edilmiştir. Sonuç olarak,
önerilen denklemler diğer denklemlerden daha iyi netice vermektedir ve Reynolds sayısının daha geniş aralığım kapsamaktadır.
A
•
Determination of the chtical velocity is
quite important in hyraulic taransportation
of solids with pipes. Value of drag coefficient
CD is required for determination of the critical velocity. in this study, a set of equations
have been suggested for calculation of Cr)The C/3 values obtained from these equations have been compared to those obtained
from the equations given in the literatüre, it
has been demostrated that the proposed equations give better results than the other equations and cover a larger range of Reynolds
number.
DIRENÇ KATSAYıSıNıN HESABı
Literatürde CD direnç katsayısının hesaplanmasına ait pek çok
denklem mevcuttur:
(
Karaelmas Üniv. Müh. Fak. Makina Müh. Böl.
34 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say. : 455
Teknik
MAKALE
• Brown ve Heywood (1991) aşağıdaki formülleri sunmaktadır:
Re p < 1 için C D = 24 / Re p
(D
1 < Re p 1000 için CD = (24 / Re p )
(1 + 0,15 Re p °
(2)
1000 < Re p < 2. 105 için CD = 0,44
(3)
Re,,>2 105 için C D =((24/Re p ) (1+0,173 Re/657))
+ (0,413 / (1 + 16300 Re- 1 - 0 9 ))
(4)
DIRENÇ KATSAYıSı HESABı İÇIN ÖNERILEN
DENKLEMLER
Bu çalışmada CD direnç katsayısını hesaplamak
amacıyla; Giles'in (1956) sunduğu diyagramdan okunan
değerlere, regrasyon yöntemi uygulanarak aşağıdaki
denklemler önerilmektedir:
0,6 < R e p < 1 için CD = 25,65 - 29,87 İn Re p
(8)
1 < Re p < 100 için CD = 1,37 + 27,25 (1 /Rep) (9)
100<Re p <2000 için C D =0,37+78,78 (1/Rep)
(10)
• Yiğit ve Yapıcı (1996); Weber (1980) tarafından veri2000 < R e p < 10 000 için C D = 0,4
len aşağıdaki formülü önermektedir.
(11)
1 < Re p < 4000 için CD = (21/Rep) +
(6/Re/- 5 ) + 0,28
(12)
(5)
10 000 < Re p < 100 000 için CD =
0,0972 (1/Re p 0 - 158 )
• Doron ve arkadaşları (1987); Bird ve arkadaşları 100 000 < Re p < 270 000 için CD =
(1960) tarafından verilen aşağıdaki formülleri öner- 0,46- 1,428 x 10"" Re 2 + 2,7 x 10- 6 Re )
p
p
mektedir:
0 . 1 < R e p < 500 için C D = 18,5 Re p -°*
(6)
500 < Re. < 2 x 1O5 için CD = 0,44
(7)
(13)
Yukarıda bahsedilen referanslardan yararlanarak
Reynolds sayısının değişik değerleri için CD değerleri
hesaplanmış ve tablo l'de sunulmuştur. Ayrıca bu değişim grafiksel olarak da şekil l'de gösterilmektedir.
+++++Brown and Heywood (1991)
«XX» Yiğit ye Yapici (1996)
anana Doreua ye arkadaşları (1987)
QQQQ£> Diyagramdan okunan değerler
A A A A A Önerilen
0.1
••
1
i
4 t §
10
t
4 t §
100
M
4 $$
1000
M
denklemler
4 $$
1OOOO
*
4 t §
M
1OOOOO
Re,
Şekil 1 : Reynolds sayısına bağlı olarak direnç katsayısı Cg'nin değişimi
Mühendis ve Makina - Cilt : 08 Say. : 455 • 35
MAKALE
Teknik
Tablo 1 : Reynolds sayısının değişik değerleri için, direnç katsayısı CD'nin hesapla bulunan ve tablodan okunan değerleri
Giles (1956)
(Diyagramdan
okunan değerler)
Rep
Önerilen
Denklemler
ile CD Hesabı
% Hata
((A) ve (B)
kolonlarındaki
Doron
et al.'den
(1987)
Brovvn
and
Heyvvood
(1991)
C D değerleri
(A)
(B)
(arasında)
33
32,3
0,021
1
26
25,6
0,015
18,5
24
24
10
4,6
4,1
0,108
4,64
4,15
4,27
0,8
30
—
200
0,78
0,77
0,012
0,77
0,805
0,809
0,54
0,53
0,018
0,44
0,562
0,59
600
0,51
0,507
0,005
0,44
0,526
0,56
1700
0,41
0,42
0,024
0,44
0,44
0,4378
3000
0,4
0,4
0,000
0,44
0,44
0,3965
5000
0,44
0,44
0,000
0,44
0,44
—
20 000
0,46
0,46
0,000
0,44
0,44
—
200 000
0,43
0,43
0,000
—
0,44
—
210 000
0,4
0,398
0,005
—
0,4647
—
220 000
0,38
0,364
0,042
—
0,4643
—
230 000
0,35
0,327
0,066
—
0,4638
—
240 000
0,31
0,287
0,074
—
0,4633
—
250 000
0,25
0,244
0,024
—
0,4629
260 000
0,2
0,198
0,010
—
0,4624
—
270 000
0,1
0,149
0,49
—
0,4620
—
SEMBOLLER
Direnç kat sayısı
d
Katı partikül çapı (mm)
g
Yerçekimi ivmesi (m/s2)
Re p Katı Partikülün Reynolds sayısı (Re p = p g w d / u)
s
21,25
500
Tablo l'e bakıldığında CD direnç katsayısının hesabı için, Yiğit ve Yapıcı (1996) ile Doron ve arkadaşlarının (1987) sunduğu denklemlerin çok dar bir aralığı
kapsadığı görülmektedir.
Yine Tablo l'e bakıldığında, Brown ve heyvvood'un
(1991) verdiği denklemlerle bulunan sonuçların, özellikle Reynolds sayısının 200000'den büyük değerleri
için, Giles'in (1956) sunduğu diyagramdan okunan değerler ile çok farklı olduğu görülmektedir.
Reynolds sayısının özellikle 200000'den büyük değerlerinde, Giles (1956) tarafından sunulan diyagramdan okunan değerler ile önerilen denklemden hesaplanan değerler birbirine çok yakındır. Bu nedenle; hem iyi
sonuç vermesi hem de Reynolds sayısının çok daha geniş aralığını kapsaması nedeniyle önerilen denklemler
tavsiye edilmektedir.
CD
Yiğit ve
Yapıcı'dan
(1996)
Özgül gravite (s= p k / p g )
36 • Mühendis ve Makina - Cilt: 38 Say> : 455
w
Çökelme hızı (m/s)
u
Dinamik viskozite (Pa.s)
p
Özgül kütle (kg/m3)
İNDİSLER
s
k
Sıvı
Katı
KAYNAKÇA
1. Brown, N.P. and Heywood, N.L., "Slurry Handling Design of
Solid-Liquid Systems", Elsevier Science Publishers Ltd.,
1991.
2. Doron, R, Granica, D., and Barnea, D., "Slurry Flow in Horizantal Pipes-Experimental and Modelling" Int. J. Multiphase
Flow, Vol.13,1987.
3. Giles, R.V., "Schamum's Outline of Theory and Problems of
Fluid Mechanics and Hydraulics", New York, 1956.
4. Kladas, D.D., and Georgiou, D.P., "A Relative Examination of
Cjj-Re Relationships Used in Partide Trajectory Calculations", Journal of Fluids Engineering, Vol. 115., pp. 162-165,
March 1993.
5. Yiğit, O. and Yapıcı, R., "Su ile Kum Naklinde Basınç Kayıpları ve Kritik Hızların Deneysel Belirlenmesi", Tr. J. of Engineering and Enviromental Sciences, TÜBİTAK, 1996.
Teknik
MAKALE
POMPALI SİSTEMLERDE TİTREŞİM KAYNAKLARI VE
SÖNÜMLENMELERİ
Suat CANBAZOĞLIT
POMPALı SISTEMLERDE TITREŞIM KAYNAKLARı
Ö Z E T
ompalı sistemlerin tasarımı ve işletilmesi aşamalarında, .sistemin titreşimine neden olan kaynakların uyarım frekanslarının
ve uyarılan pompa sisteminin (pompa, boru ve bağlantıları vs.)
doğal frekanslarının (mekanik veya akustik) iyi bir şekilde bilinmesi gerekir. Çünkü uyarım frekansları pompa sisteminin doğal mekanik ve/veya akustik frekansına veya tam katlarına eşit olduğunda,
mühendisleri tedirgin eden ciddi titreşim problemleri ortaya çıkmaktadır. Bu titreşim kaynakları esas itibariyle mekanik ve akış
kaynaklı olmak üzere iki ana grupta toplanabilmektedır.
P
Uygulamada pompalı sistemlerde mekanik ve akış kaynaklı (türbülans, kavıtasyon,
surge, rotating stall, su darbeleri ve ön dönme ve recirculation gibi ikincil akışlar vb.
gibi) bir çok titreşim problemleri görülebilmektedir. Bu titreşimlerle ilgili tanı ve hesapların iyi bir şekilde yapılması, tasarım ve
işletme aşamalarında karşılaşılabilecek olan
sorunları en aza indirgeyecektir. Çünkü özellikle akış kaynaklı titreşimler gürültü, debi
ve basınç gibi akış ölçmelerinde hatalar,
malzeme yorulması sonucunda sistem tahribatı ve önemli ölçüde enerji ve pompa performans kayıplarının oluşturduğu titreşimlerin sönümlenmesi için alınabilecek önlemlerden bahsedilecektir.
A
•
Many mechanical vibrations as well as
flow-induced vibrations caused by turbulance, cavitation, surging, rotating stall, v/atei
hammers, secondary flows such as recirculatıons and prerotation ete. are observed in
pumping systems. Identification and calculatıons related to these vibrations will minimize the problems in the design and operation stages because especially flow-induced
vibrations may cause noise, flow rate and
pressure measurement errors, system destruction by material fatigue, and energy and
pump performance losses, in this study, vibration sources in pumping systems will be
investigated and the techniques for attenuation of these vibrations will be considered.
Mekanik Titreşim Kaynakları
Mekanik titreşim kaynakları pompa kanadı, pistonu, paleti veya
dişlisi, boru cidarları, vana klapesi veya sürgüsü gibi titreşim hareketi yapabilen yüzeylerdir. Hacımsal (pozitif deplasmanlı) pompalarda uyarım frekansları pompanın palet, diş veya piston adedine ve
pompanın devir sayısına bağlıdır. Santrifüj pompalarda ise uyarım
frekansları pompa çarkının kanat sayısı, eğci varsa kanatlı difüzör
sayısı ve pompanın devir sayısına bağlıdır.
Hacımsal pompalarda yarım veya geçiş frekansı fu,
fu = nf veya fu = npf
(i;
şeklinde hesaplanır. Burada n, n = 1, 2, 3, ... şeklinde bir tam sayıyı,
p pompanın piston, palet veya diş sayısını ve f ise pompanın Hz birimi cinsinden dönme hızını göstermektedir (1].
Santrifüj pompalarda ise uyarım veya kanat geçiş frekansı fu,
fu = nf veya fu = nBf veya fu = ntf
(2)
ifadeleriyle tanımlıdır. Burada B pompa çarkının kanat sayısını ve t
ise eğer varsa kanatlı difüzör sayısını göstermektedir. [1]. Santrifüj
pompalarda eğer kanatlı difüzör yoksa, uygulamada genellikle uyarım veya kanat geçiş frekansı fu,
(3)
fu = 2f
şeklinde belirlenebilmektedir
Bu mekanik uyarım (geçiş) frekansları boru sisteminin doğal
mekanik yapı frekanslarına ve tam katlarına veya boru sisteminin doğal akustik yapı frekanslarına ve tam katlarına eşit olduğunda rezonans olayı oluşmakta ve dolayısı ile büyük genlikli
' titreşimler gözlenebilmektedir.
Doç. Dr., Erciyes Üniversitei, Mühendislik Fakültesi, Makina Mühendisliği Bölümü.
Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455 • 37
MAKALE
Teknik
Akış Kaynaklı Titreşim Kaynakları
Akış (Vorteks), mekanik yapı ve akustik yapı akuplajları : Vana, orifis (diyafram), dirsek, ani kesit değişimleri, bağlantı elemanları (fittings) vb. gibi yerel kayıp elemanları sınır tabaka ayrılması sonucunda akım
ortamına sürekli olarak yaklaşık periyodik yapıdaki
vorteksleri (girdapları) pompalarlar. Bu vortekslerin
kopma frekansları, esas itibariyle yerel kayıp elemanının geometrisine ve akım hızına bağlıdırlar. Yerel kayıp
elemanlarının sayısı ne kadar fazla ise titreşimlerin
oluşturduğu problemler de orantılı olarak büyük olmaktadır, pompalı sistemdeki boru sisteminin geometrisi (çap ve uzunluk) ve boru malzemesi de iyi bilinmelidir. Çünkü bu parametreler boru sisteminin doğal
akustik ve mekanik frekanslarını ve sistemini rijitlik
ve sönümleme özelliklerini etkilemektedirler.
Vana, orifis (diyafram), dirsek, ani kesit değişimleri,
bağlantı elemanları (fittings) v.b. gibi yerel kayıp elemanlarından kopan vortekslerin sistemi uyarımı ile ortaya çıkan titreşimlerin analizi için özellikle vortekslerin kopma frekanslarının iyi bir şekilde bilinmesine ihtiyaç vardır. Bu amaçla uygulamada boyutsuz frekans
olarak da ifade edilebilen Strouhal sayısı St,
(4)
St = fvD/U
şeklinde tanımlanır ve uygulamada çok sık kullanılır.
Burada fv vortekslerin kopma frekansını, D vorteks
kaynağını karakterize eden bir uzunluğu (dirsek veya
orifis çapı, ani genişlemede boru çapları farkı, vanalarda klape arkasındaki iz bölgesinin yüksekliği vb. gibi)
ve U ise karakteristik bir akım hızını (jet akım hızı veya ortalama akım hızı vb. gibi) göstermektedir. St sayısı uygulamada geniş bir Reynolds sayısı (Re = UD/t))
aralığında sabit olup, pompalı sistemlerde sıkça kullanılan bazı önemli geometriler için Şekil-1'de verilmiştir (1), [2], [3]. Burada verilmeyen diğer vorteks kaynakları (yerel kayıp elemanları) için Strouhal sayısı, St = 0.2
-0.5 aralığında alınabilir [1].
Vortekslerin kopma frekansı yanında pompalı boru
sisteminin doğal akustik frekanslarının da iyi bir şekilde belirlenmesi akış (vorteks), akustik yapı akuplajının
önlenmesi açısından oldukça önemlidir. Çünkü pompalı boru sisteminin akustik cevabı (yapısı), vorteksle-
rin kopma frekansını ve çalkantı basıncı genliğini
önemli bir ölçüde etkileyebilmektedir (1). Pompalı boru sisteminin doğal akustik frekansı fa,
f.=
(2n - 1) c
4L
bir ucu kapalı diğer ucu açık boru sistemi kabulüyle
akustik teoriden hesaplanabilmektedir [1,4]. Burada
n = 1,2,3,.... şeklinde tam sayılarla ifade edilen mod
numarasını, L pompadan sonraki basma borusunun
uzunluğunu ve c ise borudaki ses hızını göstermekte
olup,
c=
(6)
bağıntısıyla tanımlıdır. Burada p sıvının yoğunluğunu
[Nnr 4 S 2 ], K sıvının hacımsal sıkışma (bulk) modülünü
[Nnr 2 ], D boru çapını [m], e borunun cidar (et) kalınlığını [m] ve E ise borunun elastisite modülünü [Nnr2]
göstermektedir. Ancak boru sisteminin doğal akustik
frekanslarının belirlenmesi için en güvenilir yol, deneysel olarak pompa sistemini içerisinde sıvı bulunmazken bir osilatör-hoparlör çiftiyle uyarıp, sistemin
cevabını bir mikrofonla alarak spektrum analizörü vb.
gibi bir ortama kaydederek, büyük genlikli cevapların
hangi frekanslarda olduğunu belirlemektir [3].
Dönen ayrılma (rotating stall): Rotodinamik pompa
çarkı kanatlan arasında dönen ayrılma ismiyle tanımlanan ve sınır tabaka ayrılmasının yerel bir etkiden çıkarak tüm akım alanını etkilediği bir olay da titreşim
kaynağı olup, pompa performansında (debi, manometrik basma yüksekliği, efektif güç ve genel verim) önemli ölçüde değişimlere neden olabilmektedir. Dönen ayrılma ile oluşan titreşimlerin frekansları 50-100 Hz
mertebelerindedir [5]. Özellikle kimi debilerde bu titreşimlerin genliği daha büyük olmaktadır ve kanatların
merkezcil uzunluklarının kısa olduğu santrifüj pompalarda olayın ciddiye alınması gerekir. Bu olay kompresörlerde de önemli bir titreşim problemidir.
!
Ani Genişleme:
St = fv (D-d)AJ = 0.15-0.18
Orifis (Divafram):
St = f.,D/U= 0.40-0.55
DID KlaDesi (Cek Valf):
St= f>,D/U= 0.08-0.32
İD
oy
Ol
»
.
-U
1
Şekil 1 : Bazı geometrilerde endüstriyel Re sayılarındaki akımlar için kullanılabilecek St sayıları.
3S • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455
(5)
Salınım (Surge) : Yine
Rotodinamik pompalı sistemlerde görülen bir başka titreşim olayı salınım
(surge) olayıdır. Kararsız
çalışmaya neden olan bu
olayda pompanın çalışma
noktasının yerinin büyük
bir önemi vardır. Bu da
önemli ölçüde pompanm
manometrik basma yüksekliği-debi (Hm-Q) eğrisi
ile sistemdeki boru ve
bağlantılarındaki kapı-de-
TekniK
MAKALE
bi |H-Q) eğrisinin birbirlerine göre durumlarına bağlıdır. Bu olay neticesinde dönen ayrılmada olduğu gibi
pompa performansında önemli ölçüde değişimler görülebilmektedir.
Genellikle bu olay pompanın çalışma noktası H m -Q
eğrisinin maksimum noktasının solunda iken meydana
gelir (Şekil-2) ve bu durumda pompa kararsız çalışır [6].
Debi veya manometrik basma yüksekliğindeki herhangi bir artış veya azalış sistem tarafından amplifiye edilir bir hale gelir. Dolayısıyla Şekil-2'de ifade edildiği gibi pompanın Hm-Q karakteristik eğrisine ilave olarak
boru sisteminin kayıp (kısma) eğrisi de çizilerek çalışma noktasının belirlenmesi gerekir. Salınım (surgcl tipi
titreşimlerin frekansı dönen ayrılmanınkine göre daha
düşük olup,. 3-10 Hz mertebelerindedir. [5j.
ya çıkabilmektedir. Özellikle pahalı olan pompayı bu
zararlı etkilerden korumak gerekir. Su darbesi sıvının
ve boru malzemesinin elastiklik özelliklerinin de
önem kazandığı çok yüksek genlikli basınç dalgalanmalarıdır.
Türbülanslı akım : Türbülanslı akımın olduğu pompalı sistemlerde, özellikle akış kontrol vanaları veya basınç regülatörlerinde sınır tabaka ayrılması nedeniyle
oluşan vortekslerle beklenen türbülanslı akımdaki tür
bülans şiddeti artar ve gürültü ortaya çıkar. Vanaların
özellikle kısık konumda çalıştırılmaları halinde türbülans şiddetinde önemli ölçüde artma görülür. Vanaların
kısık pozisyonda çalıştırılmaları halinde oluşan yüksek
hızlaı nedeniyle türbülans şiddeti artarken, basınç düşmesi nedeniyle vanalarda kavitasyon riski de artmaktadır [lj.
Boru karakteristiği (H-Q)
r
yüksekl
f
Pompa karakteristiği ( rfo Q )
M/
M .'Kararsız çalışma
noktası
Geometrik basma
o
basr
c
yüksekGgi
/
'
V
Manor
C
H
g
,
kararsız
çalışma
belgesi
kararlı
çalışma
bölgesi
Debi
Q
Şekil 2 : Pompanın kararsız çalışma noktası (M), kararlı ve kararsız çalışma bölgeleri.
Kavitasyon : Kavitasyon olayı da pompaların emme
ağzında ve çark girişinde görülen bir olay olup, önlem
alınmadığında önemli ölçüde performans kayıplarına,
titreşime ve dolayısıyla gürültüye neden olabilmektedir. Olayın oluşma nedeni sıvının mutlak basıncının
buharlaşma basıncının altma düşmesidir. Çekiç darbelerini andıran bir gürültü duyulması, pompada belirgin
titreşimlerin oluşması ve cidarlarda aşınma gibi belirtileri vardır. Aşman yüzeyler delik deşik (süngerimsi) bir
yapı kazanırlar. Pompanın emme yüksekliği, özgül hızı, geometrik büyüklüğü, sıvı içerisindeki erimiş haldeki hava ve gaz miktarı ile asılı halde toz miktarı ve sıvı sıcaklığı gibi bir çok faktör kavitasyonu etkilemektedir.
Su darbeleri : Pompalı sistemlerde görülen bir başka titreşim olayı da su darbeleridir. Pompanın debi
ayar vanasının ani kapatılması veya pompayı tahrik
eden motorun ani durması neticesinde ortaya çıkan
bu olay için tedbir alınmamışsa ciddi problemler orta-
Ön-dönme : Özellikle yüksek
özgül hızlı Santrifüj ve Eksenel
Pompalarda emme borusunda bulunan süzgeç, dip klapesi (çek
valf), dirsek vb. gibi yerel kayıp
elemanları nedeniyle teğetsel hız
bileşeni enerji kayıpları oluşturarak pompanın genel veriminin
düşmesine neden olmaktadır. Bu
durumda çark giriş şartları değişerek, çark giriş hız üçgeninin pompa projelendırilirken belirlenenden farklı olması söz konusu olmakta ve pompanın optimum çalışma noktası değişebilmektedir.
Ayrıca oluşan bu dönmeli akış kavıtasyon olayının oluşmasına da
yardımcı olabilmektedir. Pompanın ön-dönmcli çalışması halinde
emme basıncı ölçmelerinde bazı
hatalar gözlenebilmektedir.
ikincil akışlar (Recirculations): Pompanın debi ayar
vanası kısılırsa recirculation olarak adlandırılan ve
çark kanatları arasındaki kanallardan çıkış ve/veya giriş kısımlarında normal akım yönüne ters yönde ikincil akımlar oluşur [1]. Bu olay sonucunda vorteksler
oluşur, pompanın emme borusunda ve hatta çark kanatlarının basınç kenarlarında bile kavitasyon oluşumunu kolaylaştırarak pompalı sistemde titreşimlere
(gürültülere) neden olarak, malzeme erozyonuna dahi
yol açabilir [1], Bu olaya maruz kalan çarklar kritik debilerde çalışırlar. Emme özgül hızı ne kadar yüksek
olursa, bu ikincil akışların başlangıcı o derece de en ıyı
verimdeki debilere kaymaktadır [lj.
POMPALı SISTEMLERDE TITREŞIMLERI
SÖNÜMLEME TEKNIKLERI
Mekanik Titreşimler
Bu amaçla, genel olarak pompalı sistenim mekanik rijitliğini arttırmak ve sönüm elemanları kullanmak
Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say. : 455 • 39
MAKALE
mümkündür. Boru sisteminin doğal mekanik frekansı iyi
bir şekilde hesaplanarak, bu frekansların hacımsal
pompalarda (1), rotodinamik pompalarda ise (2) veya (3)
bağıntıları ile belirlenen uyarım (geçiş) frekansları ile çakışmamalarına özen göstermek gerekir. Çakışma söz konusu ise pompanın devir sayısı, piston adedi, diş sayısı
veya kanat adedi değiştirilerek problemin çözümüne gidilebilir. Dönen çark, dişli, palet vb. gibi elemanların balans
kontrolü mutlaka yapılmalı, balansızlık varsa giderilmeye çalışılmaladır. Yatak sayısı mümkün mertebe arttırılmalı ve yataklarda kaliteli yağlama yağları kullanılmalıdır. Boru sisteminde belirli kesitlerde mekanik titreşimleri absorbe edici kompanzatörler bulundurulmaladır.
Akış Kaynaklı Titreşimler
Akış (Vorteks)-mekanik yapı ve akustik yapı akuplajlan : Vana, orifis (diyafram), dirsek, ani kesit değişimleri, bağlantı elemanları (fittings) vb. gibi yerel kayıp
elemanlarının ürettiği vortekslerin kopma frekansları,
karakteristik akım hızı ve karakteristik uzunluk kallanılarak, Şekil-1 'de verilen Strouhal sayılarından yararlanılarak (4) bağıntısından hesaplanmalı ve sistemin doğal mekanik veya (5) bağıntısı ile hesaplanabilen doğal
akustik frekansları ile çakışmamaları sağlanmalıdır.
Çark kanatlarının çıkış kısmında (firar kenarında)
sivriltmeler yapmak, kanal ve delikler açmak gibi bazı
modifikasyonların pompalardaki gürültüyü azaltmada
etkili olduğu bilinmektedir [1]. Salyangoz diline eğim
vermek veya delikler açmak da gürültü mertebesini etkilemektedir [1]. Çark çapı ile salyangoz dili veya difüzör
kanatları arasındaki açıklığın ayarlanarak da titreşimlerin zararsız mertebelere indirgenebildiği bilinmektedir
[1]. Ayrıca eğer akış (vorteks) -akustik yapı akuplajı sonucunda boru sisteminde ötme sesi şeklinde bir gürültü duyuluyorsa akustik susturucular kullanılmalıdır [1].
Yerel kayıp elemanlarının sayısı mümkün mertebe
az olmalı ve bu elemanların birinden sonra bozulan akımın düzelmesi için yeterli mesafe bulunmalıdır. Aksi
taktirde toplam yerel kayıp katsayısı, elemanların kayıp katsayılarının toplamının 3,5 katı gibi değerler alabilmekte ve pompalı boru sistemi akış (vorteks)'dan
kaynaklanan titreşimler açısından daha tehlikeli olabilmektedir [7].
Pompanın mümkün mertebede kısmi debilerde çalıştırılmamasma özen gösterilmelidir. Çünkü vanalarda oluşan vortekslerin kısmi debilerde daha organize
(periyodik) ve büyük genlikli (şiddetli) oldukları bilinmektedir [8]. Ayrıca debi ayar vanasının yerinin değiştirilmesinin bile titreşimlerin sönümlenmesinde önemli
bir etkisinin olabileceği görülmüştür [2].
Teknik
şiddetini azaltmaktadır [9].
Salınım (Surge) : Surge olayı da dönen ayrılma gibi
özellikle kısmi debilerde çalıştırılan pompalarda önemli bir titreşim problemi olarak ortaya çıkabilmektedir.
Kararlı çalışma bölgesinde kalmak için pompa Şekil2'de gösterilen kararlı bölgede çalıştırılmalıdır. Basınç
artışlarını sönümlemek için "Surge Tankları" kullanılmalıdır. Kanat sayısının azaltılması, kanat çıkış açısının (fi2k) küçük olması, kanatsız difüzör kullanılması,
girişte küçük boyutlu yöneltici kanatların kullanılması, pompanın özgül hızının yüksek tutulması ve pompa
çıkışına bir by-pass borusu monte edilerek bu borunun
çıkışını pompanın emme tarafına bağlamak gibi önlemlerin alınmasının salınım (surge) tipi titreşimleri önlemede etkili olduğu söylenebilmektedir [9].
Kavitasyon : Pompanın maksimum emme yüksekliği iyi bir şekilde (tercihen emme özgül hızı veya Thoma
kavitasyon faktörü kullanılarak) hesaplanmalı ve pompa bu emme yüksekliğinin altında çalıştırılmalıdır. Gerekiyorsa ön-çark (inducer) kullanılmalıdır. Santrifüj
pompalarda kavitasyon gürültüsünü önlemek için emme borusuna az miktarda havanın enjekte edilmesinin
faydalı olduğu görülmüştür [1]. Emmedeki net pozitif
yük (ENPY veya NPSH) değerinin mümkün mertebe
büyük olmasına çalışılmalıdır. Pompalı sistemin ENPY
değeri pompa kataloğundaki ENPY-Q eğrisinden debinin fonksiyonu olarak almandan daha büyük olacak şekilde belirlenmelidir. Kavitasyon nedeniyle oluşan titreşimlerin frekansı 3000 Hz'den büyük mertebelerde
olup, oldukça yüksektir. Çark kanatlarının kısa ve sayılarının az olması kavitasyon riskini artırmaktadır. Emme borusundaki kayıpları minumum yapacak şekilde
gereksiz yerel kayıp elemanlarından kaçınılmalıdır.
Tozlu sıvılar emilmemeli ve bunu sağlamak için emme
borusunun girişinde mutlaka iyi bir süzgeç kullanılmalı ve bu süzgeç zaman zaman temizlenmelidir. Ayrıca
pompalı sistemlerde kullanılan akış kontrol (debi ayar)
vanasının kısık çalıştırılması durumunda yerel statik
basıncın sıvının buharlaşma basıncının altına düşmesi
nedeniyle vana kavitasyonu ve salmastradan vanaya hava sızıntıları (frekans spektrumundaki baskın frekansı
yaklaşık olarak 15 Hz) nedeniyle de titreşimler oluşabil mektedir [10]. Bu titreşimleri önlemek için vanalar kısık pozisyonda çalıştırılmamalı ve kaliteli salmastralar
kullanılmalıdır. Sisteme salmastra kaçaklarıyla giren
hava debisinin artmasıyla birlikte yaklaşık 15 Hz frekanslı titreşimlerinin genliğinde artmaların olduğu,
buna karşılık daha yüksek frekanslardaki titreşimlerin
genliklerinde ise azalmaların olduğu gözlenmiştir [10].
Dönen ayrılma (Rotating stall) : Kısmi debilerde Ayrıca vana gövdesi üzerinden alınan ölçümlerden vananın mekanik titreşim frekanslarının 20-1500 Hz arapompa çalıştırılmadığı zaman dönen ayrılma etkilerinlığında olabildiği müşahade edilmiştir [10].
den söz edilememektedir. Çark kanatları üzerinde yiv
açılmasının ve kademeli türbomakinalarda (özellikle
Su darbeleri: Su darbeleri etkisiyle oluşabilecek titkompresörlerde) kademeler arasındaki eksenel açıklığın azaltılmasının dönen ayrılmayı büyük ölçüde önle- reşimlerden boru sistemini ve daha da önemlisi pompadiği deneylerle kanıtlanmıştır [5]. Ayrıca kanatların yı koruyabilmek için gerekli tedbirler mutlaka alınmamerkezcil uzunluklarının olabildiğince uzun olması ge- lıdır. Bu amaçla Hava Kazanı (veya küçük manometrik
rek dönen ayrılma gerekse kavitasyon gibi titreşimlerin basma yükseklikleri için Denge Bacası), Volan ve Çek
40 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455
MAKALE
Valf pompa sisteminde mutlaka kullanılmalıdır. Bu
elemanların özellikleri iyi bir şekilde yapılmalıdır.
Mümkün mertebe sistemdeki debi ayar vanası ani olarak kapatılmamalıdır. Hidrolik kumanda devrelerinde
genellikle hacımsal pompalar ve değişik amaçlarla pistonlar kullanıldığından, oluşacak basınç dalgalanmalarım önlemek için sistemde mutlaka bir Hidrolik Akümülatör (Biriktirici) kullanılmalıdır.
Türbülanslı akış : Türbülansı artıran kısık vana halinde çalışma, çark kanatları arasındaki kanalların kısmi tıkanıklıkları, yerci kayıp elemanlarının sayılarının
fazla ve aralarında yeterli uzaklıkların olmaması gibi
şartlarda pompalı sistemi çalıştırmaktan kaçınmalıdır.
Türbülanslı akımdan kaynaklanan tipik titreşimlerin
gürültü frekans bandının oldukça geniş olmasına rağmen, frekans spektrumlarımn baskın frekansı St =
fvD/U = 0.20 bağıntısı yardımıyla hesaplanabilir ve genellikle 0-30 Hz aralığındadır [1].
Ön-dönme : Pompa girişinde vorteks (girdap) oluşturacak yerel kayıp elemanlarından mümkün mertebe kaçınılmalıdır. Pompa girişinden önce dönmeli akışı sönümleyici rol oynayan merkezcil kanatlara sahip bir
doğrultucu organ kullanılmalıdır [11]. Bu organ emme
flanşı üzerine konulmuş bir veya iki adet radyal kanatçıktan oluşabilir. Ayrıca doğrultucu kanatlar yerine,
pompaların projelendirilmeleri aşamasında, ön-dönme
göz önüne alınarak çark giriş kenarı açılan belirli bir
dönmeyi sağlayacak şekilde hesaplanabilir [11]. Dik girişi sağlayacak fij açısı yerine belirli bir teğetsel hız bileşeni oluşturacak a) ve fi] açıları belirlenebilir [11].
Böylece en azından çarpma kayıplarından kaçımlabilir.
Ancak bu işlemlerin pompa girişinin geometrik özelliklerine bağlı olması nedeniyle güçlüklerle karşılaşılabılineceği açıktır. Kısmi ve aşırı debilerde çalışma durumlarına göre, çark girişinden önce, ayarlanabilir ve belirli
profillere sahip merkezcil kanatlar konulabilir [11]. Ancak kanat ayar dizaynına özen göstermek ve vakum altında emme borusuna hava girişini önlemek gerekir.
Santrifüj pompaların kanat giriş kenarları çoğu zaman yapıldığı gibi silindirik değil, uygun açıların gerçekleşmesini sağlayacak şekilde dönük kanat şeklinde
yapılması ön-dönmeyı önlemektedir [11]. İmalatı pahalı olmakla birlikte bu yöntemle imal edilmiş çarkın, giriş kenarı boyunca gerçekleşen farklı açılarının, optimum çalışma noktasında, ön-dönmenin zararlı etkilerinden uzak uygun girişleri sağlamakta olduğu ve çarpma kayıplarını önlediği bilinmektedir [11].
İkincil akışlar (Recirculations): Pompanın debi ayar
vanası kısık konumundan uzaklaştırılarak, pompanın
basma borusundan emme borusuna bir boru bağlantısıyla by-pasi yapılarak, pompanın emme ağzına çok az
miktarda hava enjekte edilerek ve çark malzemesi olarak daha mukavim (yüzeyi sertleştirilmiş veya aşınmaya mukavemetli) malzemeler kullanılarak ikincil akışlardan kaynaklanan titreşimler zararsız mertebelere indirgenebilir [1].
Erken uyarıcı dinamik bakım yöntemi: Pompalı sis-
Teknik
temin (emme ve basma boru cidarları, pompa ve vana
gövdeleri vb. gibi) kritik bazı noktalarından dışarıdan
bir duyarga ile ölçülen titreşim (yerdeğiştırme, hu: veya
ivme) frekans spektrumlarımn izlenerek bunlardaki değişiklerin belirlenmesi esasına dayanan bu yöntem, bakım mühendisine aşınmalar, değişiklikler ve beklenebilecek arızalar hakkında önceden bazı bilgileri verebilmektedir [12J. Ayrıca bu yöntemle önceden elde edilen
bilgiler yardımıyla da titreşimler daha büyük zararlara
yol açmadan denetlenebilmekte ve arızanın ne zaman
oluşabileceği ve nelerden kaynaklanabileceği de tahmin edilebilmektedir. Pompanın kıtık noktalarından
alman titreşim sinyalleri değerlendirilerek, vantilatörler [12] ve pompalar [10] için de titreşim analizlerinde
kullanılmak üzere bazı tanı esasları, daha (inceden verilen bilgilerden de yararlanılarak geliştirilebilir.
SONUÇLAR
Öncelikle pompalı sistemin tasarımı aşamasında
titreşim kaynakları belirlenerek, (izcilikle akış (vorteks)- mekanik yapı ve akustik yapı akuplajları önlenecek bir şekilde sistem tasarımı yapılmalıdır. İşletme
aşamasmda ise titreşim problemi varsa, problemi kaynağından çözümlemek en iyi yol olacaktır. Bu amaçlara yönelik olarak aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi
halinde problemler en aza indirgenecektir.
Vana, orifis (diyafram), dirsek,, ani kesit değişimleri,
bağlantı elemanları (fıttmgs) vb. gibi yerel kayıp elemanlarında oluşan vorteklslerin kopma frekansları bclirlenek, pompalı sistemin doğal mekanik ve/veya doğal akustik frekansları veya bunların tam katlan ile çakışmamasına özen gösterilmelidir.
Pompalar kısmi debilerde uzun süre çalıştırılmamalıdırlar. Çünkü bir çok titreşim problemi bu çalışma
modunda ortaya çıkmaktadır. Ayrıca anı vana kapatılmalarından da kaçınılmalıdır.
Pompanın karakteristik eğrisi üzerine boru kayıp
karakteristiği eğrisi çizilerek pompanın çalışma noktası belirlenmeli ve bu noktanın pompanın maııometrik
basma yüksekliği-debi (Hm-Q) karakteristik eğrisinin
maksimum noktasının sağında olması sağlanarak,
pompanın kararsız çalışması önlenmelidir [13].
Çark kanatlan ve salyangoz dilinde bazı modifikasyonlar yapılarak özellikle akış kaynaklı titreşimlerin
genliği zararsız mertebelere indirgenebilin ektedir.
Yerel kayıp elemanlarının sayısı az olmalı ve aralarında
akımın düzelmesi için yeterli mesafe bulundurulmalıdır.
Kavitasyonu önlemek için (izcilikle pompanın maksimum emme yüksekliği iyi belirlenmelidir. Kavıtasyon sonucunda oluşacak gürültüyü azaltmak için santrifüj pompaların emiş ağzına küçük miktarda hava enjekte edilebilir.
Su darbelerine karşı mutlaka volan, hava kazanı veya denge bacası, çek valf ve hidrolik akümülatör gibi
elemanların sistemde kullanılmasıyla önlem alınmalıdır. Bu elemanların pompalı sistemdeki yerleri ve kapasiteleri iyi belirlenmelidir.
Pompanın en iyi verim (dizayn) noktası civarında
çalıştırılmasına özen gösterilmelidir. Çünkü bir çok
akış (vorteks) kaynaklı titreşim probleminin kaynağı
Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say. : 455 • 41
MAKALE
Teknik
pompaların dizayn noktalarının dışında çalıştırılmalarından kaynaklanmaktadır.
Pompalı sistemin kritik bazı noktalarında dışarıdan
ölçülen titreşim sinyallerinin frekans spektrumlarımn
gelişimlerinin izlenmesi esasına dayanan "Erken Uyarıcı Dinamik Bakım" mutlaka uygulanarak, arızaların belirlenmesine çalışılmalıdır.
Pompa çıkışındaki basınç çalkantılarının çıkış flanşmdaki toplam hidrolik yüke (enerjiye) oranı pompa
dönme hızının bir katı, iki katı ve kanat sayısı katındaki frekanslar için maksimum 0.005, pompa dönme hızından küçük frekanslar için ise maksimum 0.01 olmalıdır [14]. Pompa alımında bu sınır değerleri sağlayan
pompa şartnamesi aranmalıdır.
Titreşim ölçümlerinde ISO Standardı kullanılmalıdır [15] ve titreşim ölçümlerinin alınacağı yerler ve sinyallerin değerlendirme usulleri iyi bir şekilde belirlenrek, frekans aralıkları ve nedenleri bilinmeli ve böylece
titreşimler sönümlenip, elimine edilmelidir. [16].
Vortckslerin kopma frekanslarının boru sisteminin
akustik frekansı fa olmak üzere; f.,/3, fa/2, 3fa/2 ve 2fa
değerlerine eşit olması hallerinde de önemli titreşim
problemleri gözlenebilmektedir [17].
KAYNAKÇA
1. Karassik, I.J., Krutzsch, W.C, Fraser, W. H., Messina, J.P.,
Pump Handbook, Second Edition, McGraw-Hill Book Company, Nevv York, 1985.
2. Chen, Y. N. and Florjancic, D., Vortex-Induced Rcsonancc in a
3.
4.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
Pipe System Due to Branching, Vibrations an Noisc in Pump,
Fan and Comprcssor Installations, Universty of Southampton,
The Institution of Mechanical Engineers Proceedings,
Ç109/75, 79-86, London, 1975.
İzmirlioğlu, Ş., Borularda Akışın Yarattığı Titreşimler, Yüksek
lisans Tezi, Î.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, istanbul, 1986.
Grcitzcr, E.M., The Stability of Pumping Systems, Transactions of The ASME, Journal of Fluids Enginecring, Vol. 103, pp.
193-240, June, 1981.
Yazıcı, H.F., Santrifüj Pompaların Çalışma Stabilitesi Hakkında, t.T.Ü. Dergisi, Cilt 23, Sayı 3, 22-26, 1965.
Özgür, C, Deneysel Hidromekanik, Î.T.Ü. Matbaası, 1980.
Canbazoğlu, S., Boru Hatlarında Akışın Yarattığı Titreşimler,
Doktora Tezi, I.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, 1989.
Kovats, A. de, Desmur, G., Çev: Özgür, C. ve Yazıcı, H.F.,
Santrifüj ve Eksenel Pompalar, Vantilatörler ve Kompresörler,
Î.T.Ü. Makina Fakültesi Ofset Atölyesi, 1994.
Erol, H., Karadoğan, H., Endüstriyel Vanalarda İstenilmeyen
Çalışma Koşullarının tanısı, 4. Ulusal Makina Teorisi Sempozyumu, 79-88, Yalova, Eylül 1990.
Baysal, M. K. ve Ediş, K., Santrifüj ve Eksenel Tulumbaların
Girişindeki Ön-Dönmc olayının Etüdü ve Ön, dönmenin Giderilerek Tulumbaların Geliştirilmesi Yollan, Tübitak Proje
No: MAG-219, istanbul, 1976.
Karadoğan, H., Belek, H. T., Endüstriyel Vantilatörlerde Uyarıcı Dinamik Bakım, III. Ulusal Makina Teorisi Sempozyumu,
94-105, Foça, 1988.
Canbazoğlu, S., Pompa Devrelerinde Akış Kaynaklı Titreşimler, 8. Ulusal Isı Bilimi ve Tekniği Kongresi, Eskişehir, 1991.
Karadoğan, H., Urun, H., Pompa Çıkışındaki Basınç Çalkantıları, II. Pompa Kongresi ve Sergisi, 194-201, tstanbul, 1996.
ISO 9614-1, Determinatıon of Sound Power Levels of Noise
Sourees Using Sound Intensity Measurements of Discretc
Points, Grade 1,2 and 3.
Belek, H. T., Pompalarda Titreşim ve Gürültü, II. Pompa Kongresi ve Sergisi, 185-193, istanbul, 1996.
Alansatan, S., Karadoğan, H., Türbo Makinalı Sistemlerde
Akış Kaynaklı Titreşimler, II. Pompa Kongresi ve Sergisi, 346354, İstanbul, 1996.
KUM FİLİTRESİ GERİ YIKAMA VANALARI
(FILTER BACKVVASH VALVES)
Normal Akış
Filitre sistemlerinde kullanılır.
Akış yönünü darbe yapmadan değiştirir.
Kesin sızdırmazdır.
Yüksek akış kapasitelidir.
Kirli suyu temiz suya karıştırmaz.
Bakım gerektirmez.
Diyafram aktüatörlüdür.
D A H A
G E
B İ L G İ
İ Ç İ N
L Ü T F E N
B İ Z İ
A R A Y I N I Z
DOĞUŞ VANA LTD. ŞTİ.
Merkez : 1202/1 Sok. No: 26/A-B Yenişehir- İZMİR
Tel : 0.232. 433 59 43 - 459 94 29- 433 60 11 Fax : 0.232. 458 08 96
Fabrika : Atatürk Organize Sanayi Bölgesi 1OOOO Sokak Çiğli - İZMİR
Tel : 0.232. 376 85 80 -81 Fax : 0.232.376 85 82
TRAFİK
N'il^ün K.-\RAK> :<,:
KÖŞESİ
MMO
acnal
Mrrk
TRAFİK KAZALARI
osyal, ekonomik, sanayi, kültür ve turizm
alanındaki gelişmeler motorlu taşıtların gittikçe artan oranda insan yaşamına girmesine
ve onun ayrılmaz bir parçası haline gelmesine neden olmuştur. Trafiğe katılan motorlu
taşıt ve yem sürücülerle birlikte giderek artan trafik
yoğunluğu sonucu ülkemizde yaşanan trafik sorunu
trafik canavarına dönüşmüş durumdadır.
Karayollarında trafik güvenliğinin
sağlanması amacıyla bazı yasal düzenlemeler yapılmış, konu ile ilgili
kurullar oluşturulmuştur. Olumsuz
sonuçların en aza indirilmesinde sorumlu kuruluşların görevlerini yapması gerekli ancak yeterli değildir. Bireyler de üzerlerine düşen trafik kurallarını öğrenmek ve bunları eksiksiz uygulamak sorumluluğunu yerme getirmelidir.
Odamız da trafik konusunda üzerine düşeni yapmak
çabası içerisindedir. Karayolu Trafik Güvenliği Kurulunda temsil edilen odamız, bu konuda düzenlediği
kongre, toplantılarda yetkili ve uzman kişileri bir araya
getirmekte, değişik platformlarda oda görüşlerini sunmak- 1997 Yılı (Kasım Ayı Sonu itibanyla) Moturlu Araç sayısı
tadır. Bu sayımızdan itibaren
Kadın
de belli aralıklarla Türkiye'de 1997 Yılı (Kasım Ayı Sonu İtibarıyla)
meydana gelen trafik kazalaErkek
rıyla ilgili istatistiki bilgiler
vereceğiz. İçişleri Bakanlığı
Emniyet Genel Müdürlüğü 7997 Yılı ilk 11 Ayda Meydana Gelen Kazalar
Trafik Hizmetleri Başkanlığınca hazırlanan Bülten'den alı- Kaza Sayısı
Olü
Yaralı
nan değerlerin konunun bo4746
102.563
356.444
yutları hakkında daha ayrıntılı
bilgi vereceğini umuyoruz.
S
: 7.658 417
: 1.421.342
: • 9.774.209
Maddi Hasar (TL)
40.602.958.661.000
1997 Yılı İlk 11 Ayda Meydana Gelen Kazalara Sebep Olan
Unsurlar ve Oranları
Kazada
Sürücü
Yaya
Yolcu
Taşıt
Yol
Toplam
Kusurlu
Unsurlar
Kusur Sayısı
%
372.609
95.82
12.861
3.31
557
0.14
2.189
0.56
641
0.16
388.857
1OO
Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say : 455 • 43
TRAFİK —
KÖŞESİ
sıradadır. Bunu % 19.97 ile yolda münferit çukurlar, %
14.51 ile yol üzerinde görüşü kısıtlayan engel bulunması, % 13.73 ile yol sathında gevşek malzeme % 10.61
yol çökmesi, %5.30 tehlikeli eğim, %4.37 düşük banket izlemektedir.
Kazaların oluş şekillerine baktığımızda ise ilk 11
ayda meydana gelen kazaların dağılımının aşağıdaki
şekilde olduğu görülmektedir.
k»*SsK*••«*•>;:• ...'• -*
1997 YILI İLK ONBİR AYDA MEYDANA GELEN
TRAFİK KAZALARININ OLUŞ ŞEKİLLERİNE GÖRE
DAĞILIMI VE ORANLARI
Kazanın Oluş Şekli
Kaza Sayısı
%
251.994
70.70
521
0.15
Duran Araca Çarpma
41.136
11.54
Çarpışma
Trene Çarpma
Sürücü kusuru nedeniyle meydana gelen kazalara
baktığımızda en büyük oranın % 21.91 ile arkadan
çarpma olduğu görülmektedir. Bunu sırasıyla,-
Sabit Cisme Çarpma
21.148
5.93
Yayaya Çarpma
16.065
4.51
Hayvana Çarpma
1.787
0.50
/ % 14.78 ile kavşaklarda geçiş önceliğine uymama,
Devrilme
9.000
2.52
/ % 15.52 ile uykusuz, yorgun, hasta, dalgın olarak
araç kullanma
Yoldan Çıkma
14.429
4.05
</ % 12.54 ile doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma,
Araçtan Düşme
Toplam
364
356.444
0.10
100.00
Oluş yerlerine göre 1997 yılının ilk 11 ayındaki
/ % 8.36 manevraları düzenleyen genel şartlara uy- kazaların dağılımı şu şekilde gerçekleşmiştir.
mama
/ % 6.29 şeride tecavüz etme,
•/ % 6.01 aşırı hızla araç kullanma
gelmektedir.
Aynı dönem için yaya kusurlarına göz attığımızda
ise; yola birden bire çıkmanın % 44 ile ilk sırada yer aldığını bunu % 32.95 ile araçlara ilk geçiş hakkını vermemenin, % 7.69 duran taşıtın önünden arkasından
çıkmanın, % 7.68 ile yolda yürümek, oturmak ve oynamanın geldiği görülmektedir.
Yolcu kusurlarında % 30.34 ile habersiz inmek veya
binmek ve % 20-65 ile taşıttan sarkmak ilk sıralarda
yer almaktadır.
Araç kusurlarında ise % 54.27 ile lastik patlaması
en önemli nedenken bunu 18.23 ile kusurlu fren izlemektedir. Daha az oranda olmasına rağmen kusurlu
rot %7.22, kusurlu tekerlek %7.22, aks kırılması
%5.03, kusurlu farlak %1.46, kusurlu direksiyon
% 1.10 oranında kazaya neden olmaktadır.
Yol kusurlarında işaretleme eksikliği % 31.36 ile ilk
4 4 * Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Sayı : 455
1997 YILI İLK ONBİR AYDA MEYDANA GELEN
TRAFİK KAZALARININ OLUŞ ŞEKİLLERİNE GÖRE
DAĞILIMI VE ORANLARI
Kaza Sayısı
%
Cadde
138.874
38.96
Sokak
41.749
11.71
Kavşak
94.693
26.57
Kazanın Oluş Şekli
796
0.22
7.353
2.06
Otoyol
13.850
3.89
Devlet Yolu
37.234
10.45
Bölünmüş Devlet Yolu
13.953
3.91
İl Yolu
4.788
1.34
Bölünmüş İl Yolu
1.659
0.47
Köyyolu
1.495
0.42
Okul Önü
Bölünmü Yol
Toplam
356.444
100.00
Teknik
MAKALE
SONLU ELEMANLAR METODU İLE MODELLEME
Cüneyt FETVACI*
GIRIŞ
Ö Z E T
ühendislikte ve bilimin diğer alanlarında karşılaşılan problemler uygun modellerin kurulması ile incelenebilme ktedir.
Doğadaki hemen her olay matematik olarak modellenebilmektedir. Problemin karakteristik büyüklükleri arasındaki bağ basit ise analitik metodlarla kesin çözümü elde edilir. Misal olarak
dünyanın bugünkü nüfusu ve nüfus artış oranı bilindiğinde 50 yıl
sonraki nüfusunun hesabı problemi gösterilebilir. Burada problem
bir diferansiyel denklem ile matematik olarak modellenmiştır. Uygun sınır şartlan ile analitik olarak kesin çözüm elde edilir. Pratikte rastlanılan bir çok problemin ise analitik çözümünün elde edilmesi zordur. Bunun nedeni problemin geometrisinin, sınır şartlarını ve karakteristik büyüklükler arasında ilişkilerin basit olmamasıdır. Bu tip. problemlerin fiziksel davranışını incelemek gayesi ile
matematik model tesis edilirken bir takım kabuller yapılır. Bir sayısal metodun uygulanması ile problemin yaklaşık çözümü elde edilir. Bu şekilde fiziksel bir problem matematik olarak modellenmış
ve sayısal olarak çözümlenmiş olur.
M
Sayısal metodlar bir çok fen ve. mühendislik probleminin analizinde büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Bu araştırmada sonlu
elemanlar metodu ile diğer bir sayısal metod
olan sonlu farklar metodu karşılaştırılarak
sonlu eleman metodunun avantajları belirtilmiştir. Sonlu elemanlar metodu geliştirilen paket programlarla problemlerin analizinde yaygın olarak kullanılmakladır. Yapısal analiz için bir paket programda problemin modellenmesinde dikkat edilecek hususlar ele alınmıştır.
•
T
Nnınerical techniques such as linite dilferenee and jinite element method are widely used in the analysis of scıence and engineering problems. Finite element method
has the great advantage to solve problems
havmg arbitrary geometries and nonhomogenous material properties. in this research,
the basic principles of modelling (obtaining
fınhe element model) are given. Dırect modelliug and area discretizatıon methods are
explamed wıth examples.
SAYıSAL ANALIZ METODLARı
Fiziksel bir prosesin veya sistemin (ele alman problemin) sayısal
simulasyonu, bu prosesi ifade eden bir matematik modele ve bu matematik modeli analiz eden bir sayısal metoda ihtiyaç göstermektedir. Sonlu farklar metodu ve sonlu elemanlar metodu en çok kullanılan metodlardır. Her iki metodda çözüm bölgesi düğüm noktaları
topluluğu ile temsil edilir [1].
Sürekli ortam mekaniği problemlerinin analizinde kullanılan bu
metodlarm esas aldığı prensip yapının (problemin) küçük bir bölgesinin fiziksel davranışını doğru olarak ifade eden denklem ve bağların türetilebilmesidir. Problemi çok sayıda küçük bölgelere bölmek
ve bu bölgeleri birbirine birleştiren bağları kullanmakla, yapıdaki
büyüklükleri (gerilme analizi probleminde gerilme ve yerdeğiştirmeleri) tatminkar bir derecede hesaplamak mümkündür.
Problemin sonlu farklar modeli karakteristik denklemlere noktasal (pointwise) yaklaşım sağlamaktadır. Düğüm noktalan dizisi
için fark denklemleri yazılmakla oluşan model daha fazla nokta kullanıldığında daha iyi sonuç vermektedir. Karmaşık geometrilerde
veya normal olmayan sınır şartlarında bu tekniğin kullanılması zordur.
Sonlu elemanlar metodu olarak bilinen metodda problem geometrisi birbirlerine düğüm noktalarından bağlı bir çok elemana bölünür. Problemin sonlu elemanlar modeli karakteristik denklemlere parçalı (piecewise) yaklaşım sağlamaktadır. Çözüm bölgesi eleman ağına dönüştürülmüştür. Elemanların muhtelif geometrik şekillerde olması ile karmaşık geometriyi haiz problemler kolaylıkla
modellenir [2|.
•• İTÜ Mukimi Fakültesi
M ü h e n d i s ve M a k i n a - Cilt
38 Say. : 455 • 45
MAKALE
A
Teknik
\
\s
\
Ön-işlemci modülünde eleman tipi, malzeme özellikleri, katı modelleme, doğrudan modelleme, ağ konfigürasyonu tayini ve ağ oluşturma modülleri bulunmaktadır. Eleman kütüphanesinde hemen her problem tipi
için geliştirilmiş çok sayıda eleman vardır. Eleman tipi
ve malzeme özellikleri analize göre belirlenir.
ANSYS YAZıLıMıNDA MODEL OLUŞTURMA
|
•n
Şekil 1 : Problem geometrisinin sonlu farklar ve sonlu elemanlar
metodlan ile modellenmesi
Şekil l'de problem geometrisinin temsilinde sonlu
elemanlar metodu ile sonlu farklar metodunun karşılaştırılması görülmektedir. Sonlu farklar metodunda
problem geometrisi koordinat eksenlerine paralel eşit
aralıklarla yerleştirilmiş düğüm noktaları ile temsil
edilir [3]. Sonlu elemanlar metodunda elemanların eşit
büyüklükte olması veya koordinat eksenlerine paralel
konumda olması gerekmektedir. Çözüm bölgesinde
farklı geometrik şekilli elemanlar olabilir. Bu elemanlara istenen malzeme özellikleri atanabilir. Bu özellikleri
ile sonlu elemanlar metodu keyfi geometriler ve homogen olmayan malzemelerin söz konusu olduğu problemlerin analizinde üstünlük sağlamıştır.
Metod ile yapılan işlem diferansiyel denklemlerle
ifade edilen sistemin (fiziksel problemin) cebirsel denklem takımlarına dönüştürülüp çözülmesidir. Simültane
denklem takımının çözümü uygun donanımlı bilgisayarlarla seri bir şekilde yapılmaktadır.
Yazılımların ilk geliştirildiği aşamalarda problem
geometrisini belirleyen tüm düğüm noktaları tek tek
belirlenir ve daha sonra elemanlar oluşturulurdu. Bu
son derece zahmetli ve hata yaratma ihtimali büyük bir
işlemdi. Sonlu elemanlar analiz paket programlarında
CAD modellerinin geliştirilmesi ile önişlemci safhasında büyük kolaylıklar elde edilmiştir.
Ele alman problemin sonlu elemanlar modelini
oluşturma üç türlü yapılabilmektedir. Bunlar aşağıdaki
şekillerde özetlenebilir [6].
Doğrudan (manuel) modellemede, koordinatlar tayin edilerek düğüm noktaları oluşturulur. Daha sonra
bu noktalar üzerinde eleman oluşturulur. Zaman alıcı
bir yöntemdir. Bununla birlikte bazı problemlerde temel geometrik dönüşümlerin tatbiki ile kolaylık sağlanabilir. Misal olarak içi boş mil (silindirik pres geçme
problemi) modellenmesi gösterilebilir.
SONLU ELEMANLAR METODU
Metod ilk olarak 1950'li yıllarda uçak yapı elemanlarının dizaynı için geliştirilmiştir. Yaygın olarak kullanılması kompüter teknolojisindeki gelişmeler sayesinde gerçekleşmiştir. Biomekaniktcn nükleer teknolojiye
kadar bir çok disiplinde kullanılan sayısal tekniktir.
Metodu esas alan yazılımlar başlangıçta özel amaçlı ve
sınırlı sayıda idi. Günümüzde genel amaçlı sonlu elemanlar yazılımları ile modellcme ve analiz kolaylıkla
yapılmaktadır. ANSYS ve NASTRAN bu yazılımlardan
yalnızca ikisidir [4, 5].
METODUN ADıMLARı
Sonlu elemanlar metodu eleman ağı oluşturma, sınır
şartlarının tatbiki, sistem denklemlerinin çözümü ve
sonuçların değerlendirilmesi adımlarından oluşmaktadır. Bu adımlar ticari yazılımlarda üç ayrı modülde gerçekleşmektedir. Ön-işlemci modülünde problemin sonlu elemanlar modeli oluşturmakta, çözümleyici modülünde sınır şartları tatbik edilmekte ve sistem denklemleri çözülmekte, son-işlemci modülünde ise grafikler
veya tablolar halinde analiz sonuçları elde edilmektedir.
46 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say : 455
Şekil 2 : Silindirik pres geçme modellemesı
Bu problemde x ekseninde iç çapa ve dış çapa karşılık gelen düğüm noktalarını tanımlamak yeterlidir. Bu
iki nokta arasında istenilen sayıda eşit veya artan aralıklı konumlandırılmış düğüm noktaları otomatik olarak oluşturulur. Bu düğüm noktası dizisinden uygun
açının ve kopyalama sayısının tatbiki ile içi boş milin
modeli elde edilir. Bundan sonra yapılacak iş x ekseni
üzerindeki ilk iki düğüm noktası ile karşılık gelen dizideki noktaları birbirine bağlayarak birinci elemanı
oluşturmaktadır. Diğer elemanlarda uygun komutlarla
otomatik olarak oluşturulur. Dikkat edilecek husus
kopyalama işleminde uygun numara artımlarının verilmesidir.
Geometrik modelden faydalanılarak yapılan modellemede, problemin katı modeli oluşturulduktan sonra,
Teknik
MAKALE
\
^-—•
\
_—
--A A
_^-—\-
i1-j / 4
——,
—1
10
•Şe/oV 6 : Kiriş sonlu elemanlar modeli
bu model üzerinde elde edilecek elamanların sayı ve
yoğunluğu tayin edilir. Daha sonra program bu verilere
göre otomatik olarak elemanları oluşturur. İstenilen
bölgelerde eleman yoğunluğunun artırılmasına imkan
sağlamaktadır. Paket programda 2 ve 3 boyutlu hazır
elemanların oluşturulması
geometrik şekiller mevcuttur. Bu şekillerin birbırilerıne eklenmesi veya çıkarılması ile istenen şekiller elde
edilebilir.
Kare kesitli bir kirişin iki boyutlu gerilme analizi
CSG
(düzlem gerilme) için modellenmesi ANSYS programında aşağıdaki komutların icrasıyla gerçekleşmekte
dir. Komutların açıklamaları yanlarında verilmiştir. Bu
program listesi ön işlemci modülünde problemin sonlu
elemanlar modelini elde etmek için yapılan işlemlerin
sırası hakkında bilgi vermektedir. Sonlu elemanlar agı
CAD modülündeki hazır geometrik şekilden faydalanılarak elde edilmiştir. Şekil 5'de kiriş geometrisi görülmektedir. Şekil ('Ala kirişin düzlem gerilme ..birim
4 .- Haz/r geometrik şekillerle problem geometrisinin elde
kalınlık için] analizi için sonlu elemanlar modeli görül
edilmesi
mektedir.
Konstantrik dikdörtgen levha ise
Boolean cebri kullanılarak iki geomet! Önişlemci modülüne giriş
/PREP7
rik şekilden elde edilebilir. Yükleme ve
geometride simetri var ise problemin
! Eleman kütüphanesinden ilgili elemanın seçilmesi
ETYPE
simetriye esas kısmını modellemek yeSTAT
terlidir.
! 42 numaralı elamanın seçilmesi - düzlem gerilme
ET, 1,42
Karmaşık geometriyi haiz pıoblemlerde
ise geometrik model çok sayıda
!
Elastisite
modülü
çelik
için
MP,EX,1,2.1e11
alt bölgenin birleşiminden oluşur. Alt
! Poisson oranı
MP,NUXY,1,.3
bölgelerde sonlu elaman sayı, şekil ve
! Kiriş geometrisinin elde edilmesi
RECTNG,0,5,0,2.5
yoğunluğu daha kolay kontrol edilmektedir. Yakınsamanın temel şartı olarak
!
Geometrideki
tüm
çizgilerin
4'e
bölünmesi
LDVS,ALL,,4
gerilmenin yüksek olarak beklendiği
! Sonlu elemanlar ağı oluşturma
AMESH.ALL
yerlerde eleman sayısı arttırılır. Neti! Önişlemciden çıkış
FINISH
cede, program problemin sonlu elemanlar modelini oluşturur.
Şekil 7'de düz dişli çarkın sonlu elemanlar modeli görülmektedir. Karmaşık olan dişli geometrisi uygun işlemler
ile sonlu elemanlar ağma dönüştürülmüştür. Ağı oluştururken dikkat edilecek husus, gerilme değerlerinin yüksek
olması beklenen yerlerde eleman yi >gun
lugunu artırmaktır. Hasara yol açan aza
mı gerilmeler dişdibı bölgesinde oluştuğundan bu bölgede geometrik olarak küŞekil 5 : Kiriş geometrik modeli
çük boyutlu elemanlar kullanılır
——.
Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455 • 47
MAKALE
Şekil 7 : Düz dişli çark sonlu eleman modelleri
Teknik
edilir. Sonlu eleman programlarında
kullanılan elemanlardan biri de izoparametrik elemanlardır. Bu elemanların
formüle edilmesi doğal koordinatlarda
yapılmaktadır. Çözüm bölgesinin sonlu elemanlar ağına dönüştürülmesi işleminin matematiksel prensibi elemanın doğal koordinatlardan fiziksel koordinatlara eşlenmesidir (Şekil 8).
Elemanın fiziksel koordinatlardaki şeklinin ideal haldekinden farklı
olması halinde çözümün güvenilirliğini azaltmaktadır. Örneğin fiziksel
koordinatlarda keyfi bir dörtgen elemanının en küçük iç açısı 45°, en büyük iç açısı 135° olmalıdır [8]. Paket
programlar ağ oluştururken kötü sayısal sonuç doğuracak geometrideki
elemanlar kullanıcıyı uyarır. Belli toleranslar dahilinde bu durumdaki elemanlar kabul edilir. Bu toleransların
dışındaki elemanlar oluşturulmazlar.
Şekil 9'da kabul edilmez geometride
dörtgen elemanlar görülmektedir.
SONUÇ
Şekil 8 : Bir sonlu elemanın doğal koordinatlardan fiziksel koordinatlara eşlenmesi
Mühendislik problemlerinin çözümünde güçlü bir
sayısal teknik olan sonlu elemanlar metodu geliştirilen
ticari yazılımlar sayesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Metodun zaman alan adımı olan problemin sonlu
elemanlar metodu ile çözülebilmesi için gerekli bütün
verilerin hazırlanması yazılımların önişlemci modülünde gerçekleştirilmektedir. Problemin geometrisine
göre model doğrudan veya katı model üzerinden faydalanılarak elde edilebilir. Problem geometrisi ve sınır
şartları modelin nasıl elde edileceğini tayin etmektedir.
Dikkat edilmesi gereken hususlar incelenen büyüklüğün hızlı değiştiği yerlerde bu değişime uygun eleman
dağılımını tesis etmektir. Elemanların geometrik şekillerde çözüme etki etmektedir.
KAYNAKÇA
1. Reddy, J.N., An Introduction to the Finite Element Method,
Şekil 9 : Kabul edilmez eleman geometrisi
Elemanların geometrik şekilleri, yukarıda belirtilen
model oluşturma metodlarm tümünde oluşturma işlemi sırısanda kontrol edilmektedir.
Bir elemanm uzunluğunun genişliğine oranının (aspect ratio) mümkün olduğu kadar l'e yakın olması istenmektedir. Eleman ideal geometrik şekillere göre formüle
48 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say : 455
NcGraw-Hill, Inc., Singapore, 1993.
2. Lange, J.J., Solving Mechanical Problems with Computer
Graphics, Marcel Dekker, New York, 1986.
3. Krishnamachari, S.I., Applied Stress Analysis of Plastics : A
Mechanical Engineering Approach, Von Nostrand Reinhold,
New York, 1993.
4. Zeid, I., CAD/CAM Theory and Practice, McGraw-Hill Inc.,
New York, 1991.
5. Hsu, T., Smha, D.K., Computer Aided Design : An Integrated
Approach, West Publishing Company, St. Paul, 1992.
6. ANSYS User's Manual for Revision 5.0, Swanson Analysis
System, 1992.
7. Wilcox, L., Coleman, W., Application of Finite Elements to
the anlysis of Gear Tooth Stresses, ASME Journal of Engineering for Industry, Vol. 95, 1973.
8. Fagan, M.J., Finite Element Analysis, Longman Scientific and
Technical, England, 1992.
Hazırlayan : Burak YELKEN
Öğrenci, Gazi Üniversitesi
SEMPOZYUM
<sr m. Uluslararası Yapıda Tesisat Bilimi ve Teknoloji Sempozyumu
İstanbul, Tel : 0-312- 285 78 61,
Faks : 0*312* 285 78 62
*& Biotranspor '98
Biyoloji ve Tıp Mühendisliğinde Isı ve Kütle Transferi Sempozyumu
Kuşadası, Tel: 0 • 312 - 210 14 29, Faks : 0 • 312 • 210 13 31
e-mail: [email protected]
es- 1. Metropoliten Alanlar Planlama Sorunları Ulusal Sempozyumu
İstanbul, Tel: 0-212- 259 70 70 - 2270, Faks : 0-212- 261 05 49
e-mail: [email protected]
o» Sondaj Sempozyumu '98
İzmir, Tel: 0-232- 339 40 64, Faks : 0-232- 388 05 20
e-mail: [email protected]
07-09 Mayıs 1998
08-12 Haziran 1998
15-16 Ekim 1998
19-20 Kasım 1998
SERGİ
«a- HANNOVER MESSE - Hannover Sergisi
20-25 Nisan 1998 /19-24 Nisan 1999
Hannover - Almanya, Tel :0511 / 890, Faks : 0511/89 32626
e-mail: [email protected]
«*• WIRE - Uluslararası Tel ve Kablo Sergisi
Düsseldorf - Almanya, Tel: 0211 / 4560-01, Faks : 0211 / 4560-668
e-mail: T-Online*55700#
•s FAMETA - Uluslararası Metal İşlemleri Sergisi
Nürnberg - Almanya, Tel: 07025 / 9206-0, Faks : 07025 / 9206-20
e-mail: [email protected]
i® ILA-Berlin-Bandenburg
Uluslararası Hava-Uzay Sergisi
Berlin-Bandenburg - Almanya, Tel: 030 / 3038-0, Faks : 030 / 3038-2325
e-mail: [email protected]
20-24 Nisan 1998
-.05-09 Mayıs 1998
18-24 Mayıs 1998
«*- MOTEK - Uluslararası Montaj Teknolojisi
22-25 Eylül 1998/21-24 Eylül 1999
Sinsheim - Almanya, Tel: 07025 / 9206-0, Faks : 07025 / 9206-20
e-mail: [email protected]
«a SMM - Uluslararası Gemi Yapımı, Makina ve Gemi Teknolojisi Sergisi . . .29 Eylül-03 Ekim 1998
Hamburg - Almanya, Tel: 040 / 3569-0, Faks : 040 / 3569-2180
e-mail: [email protected]
>s IKK - Uluslararası Soğutma ve Klima Sergisi
Nürnberg - Almanya, Tel :0911 / 8606-0, Faks :0911 / 8606-228
e-mail: [email protected]
«•
»
Euro-BLECH
Uluslararası Sac Metal İşleme Teknolojisi Sergisi
Hannover - Almanya, Tel: 1707 / 275641, Faks : 275544
AERO - Uluslararası Genel Havacılık Sergisi
Friedrichshafen - Almanya, Tel: 07 541 / 708-0, Faks : 07 541 / 708-110
e-mail: [email protected]
08-10 Ekim 1998
20-24 Ekim 1998
Nisan 1999
Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Sayı : 455 • 49
• SEMİNER-KURS-SEMPOZYUM
• ^ M H B ^ ^ H H ^ ^ ^ ^ ^ H ^ ^ ^ ^ ^ M H
HABERLERİ
KONGRE
&• METEC - Uluslararası Metalürji Teknolojisi ve Donatıları Kongresi
Düsseldorf - Almanya, Tel: 0211 / 4560-01, Faks : 0211 / 4560-668
e-mail: T-Online*55700#
09-15 Haziran 1999
KONFERANS
•®" 5. Uluslararası Motorlu Araç ve İçten Yanmalı Motorlar Bilim ve
Teknik Konferansı
Sofya - Bulgaristan, Tel: 359 2 - 987 72 90, Faks : 359 2-87 93 60
» 4. Uluslararası Bakım ve Güvenlik Konferansı
Şanghay - Çin, Tel: (010) 685 94 854, Faks : (010) 685 94 866
14-16 Ekim 1998
Mayıs 1999
FUAR
«s- EUROCARGO
Uluslararası Transport (Taşıma) Fuarı ve Lojistik
Düsseldorf - Almanya, Tel: 089/32391-253-250, Faks : 32391-416
^
11-13 Şubat 1998
ENVITEC
Uluslararası Çevre Koruma ve Atık Yönetimi Teknolojileri Fuarı
02-06 Mart 1998
Düsseldorf - Almanya, Tel: 00 49 211 / 4560-01, Faks : 00 49 211 / 4560-668
«ar Infobase - Uluslararası Bilgi ve Haberleşme Fuarı
Frankfurt - Almanya, Tel: 069 / 7575-0, Faks : 069 / 7575-6433
•s* METAV - Uluslararası İmalat Teknolojisi ve Otomasyon Fuarı
Düsseldorf - Almanya, Tel: 069/756081-0, Faks : 069/7411574
e-mail: [email protected]
<8? Automechanika - Uluslararası Araba Motorları, Servis İstasyon Donatımı,
Otomobil Yedek Parçaları ve Aksesuarları Fuarı
Frankfurt - Almanya, Tel: 069/7575-0 / Faks : 069/7575-6433
•sr INTERLIFT - Uluslararası Asansör Teknolojisi Fuarı ve Kongresi
Augsburg- Almanya, Tel: 0821 / 25769-0, Faks : 0821 / 25769-85
e-mail: [email protected]
^ SECHVVEISSEN & SCHNEIDEN
Uluslararası Kaynak Fuarı
Essen - Almanya, Tel: 0201 / 72440, Faks : 0201 / 7244-448
e-mail: [email protected]
12-14 Mayıs 1998
16-20 Haziran 1998
15-20 Eylül 1998
12-15 Ekim 1998
12-18 Eylül 1998
SEMİNER
«s? Paslanmaz Çelikler ve Kaynaklanabildiği
Kocaeli Üniversitesi, Tel: 0-262- 324 99 10, Faks : 0 - 262 - 331 39 19
e-mail: [email protected]
50 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Sayı : 455
19-20 Mart 1998
DERGİMİZİN 3 7 . CİLDİNDEKİ YAZILAR
• Bilim Köşesi
Çev: Nilgün KARAKUÇÜK
• Dergimize Bakış :
Ahmet SUER
• Sarımsak Soyma Makinası Tasarım ve imalatı
_»,
«.
M. Baki KARARMIŞ, Mehmet KÜÇÜK
• Hidrostatik Eksenel Kaymalı Yatakların Teorik ve Deneysel Analizi
Sistem Rijitliği
Erdem KOÇ, Faruk CANBULUT, Fazıl CANBULUT
• Yönetim ve Kalite : Step Standardı Formatı Kullanarak İşlem Planlaması İçin
Unsur Tanıtımı
M.Cengiz KAYACAN, Ş. Abdurrahman ÇELİK
_
"*
• Bilgisayar Dünyası : Yüzey Modelleyiciler Göründüğünden Daha Etkileyicidir
• Çinko - Alüminyum Esaslı Alaşımların
Yorulma Özelliklerinin incelenmesi
Çev. H. Serkan KÖREZLİOGLU
...Murat AYDIN, Tevfik KÜÇÜKÖMEROĞLU, Temel SAVAŞKAN
• Sonlu Eleman Kodu Epdan Üzerinde Yapılan Dinamik
Boyutlandırma Tanımları
Ezgi GÜNAY, A. ERman TEKKAYA
• Çalışma Güvenliği : işçi Sağlığı iş Güvenliği Yönetimi
Nazmı BİLİR, A. Naci YILDIZ
• Dünyada ve Türkiye'de Teknoparklar
Mustafa AY, Mahmut ÖZBAY
***
• Çeliklerin Borlanarak Aşınma Dayanımlarının Arttırılması
_ I ,
• Rüzgar Tünelinde Hava Kalitesi İncelemeleri ve
Simülasyon Esasları
Enver ATİK
ibrahim KAYA, Tuncay DÖĞEROĞLU, Serap KARA
•"
• Bilgi Sayfası : Doğrusal (Linner) Direk Sürücüler
Mustafa TÜKENMEZ
_
• Metallerde imalat Kabiliyeti....
^*
• Yay Tellerinde Yorulma ve Yorulma Deneylerinde izlenecek Temel Esaslar
Hüseyin SÖNMEZ, A. Ulvi AVCI, Nurullah GÜLTEKİN
Haşim PIHTILI, Latif ÖZLER
• Sonlu Eleman Kodu Epdan (MetalŞekillendirme Programı) İçin Etkileşimli
Ön işlemci : Dator (Ön İşlemci Programı)
Ezgi GÜNAY, A. ERman TEKKAYA
• Bilim Köşesi
Çev : Nilgün KARAKUÇÜK
• Hidrolik ve Yağlama Yağlarının Analiz ve Kontrolü ile Makina Arızalarının
Önüne Geçme ve Yağ Tasarrufu Yöntemleri
^f
ibrahim ÇAĞLAYAN
• Çalışma Güvenliği : Elektrikli El Aletlerinde Emniyet
Çev: Yücel FIRAT
• Krom Kaplama işlemindeki Bazı Parametrelerin
Kaplama Kalitesine Etkisi
Temel SAVAŞKAN, Süleyman KARAGÖL, Tevfik KÜÇÜKÖMEROĞLU
—
• Komisyandan Haberler: Döşemede Isıtma Sistemleri
Remzi ÖZTÜRK
il*
*Z
• Sürgülü Tip Hidrolik Yön Kontrol Vanalarının Piston Yüzey Düzgünlüğü ve
Hidrolik Denge
•
Erdem KOÇ, Betül ÖZDEMİR
• Sıkıştırılmayan Sıvı Teorisine Göre Hava Kazanlarının Boyutlandırılması
• Kalınlık Ölçümü İçin Kullanılan Bir Radyasyon Ölçüm Cihazının Optimum Tasarımı
Fahri DAĞLI, Ayla AKAL
A. Filiz BAYTAŞ
Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455 • 51
DERGİMİZİN 37. CİLDİNDEKİ YAZILAR
• Güncel : 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunda Değişiklik Yapan
{§
4199 Sayılı Kanun'un Getirdiği Yenilikler
Abdullah BOLCU
(5Ş • Güncel : Trafik Sorunlarıyla İlgili Hukuk Alanında Yapılması Gereken
"S
N
Düzenlemeler
,.
R. Bârlas TÖRÜN, Özlem HANGİ, İ. Hamit HANCI, Toros YOLDAŞ
• Bir Görüş : Demiryolu Sisteminde Yüksek Hızlı Tren Teknolojisi
Mustafa ESER
it- •
T5 * Trafik Teknolojisinde Yeni Gelişmeler
Mustafa DEMIRSOY
Yönetim ve Kalite : Joker Sistemi : Bir Otomobil Fabrikası Uygulaması
>• «
CÖ _ • Moturlu Taşıtlardan Oluşan Hava Kirliliği ve Giderme Yöntemleri
i" • Ağır Taşıtların Neden Olduğu Yol Yıpranmaları
A. Murat YILDIRIM
A.G. GÖKTAN, M. MITSCHKE
"-"' • Taşıt ivmelenmesi Modellemesi
Ahmet GÜNEY, Faruk ÖZLÜ
• Endüstriden Haberler
Tarhan ALAÇAM
o- • Su Altında ARK Kaynağı
^^J^
ismail DURGUN, Cem SAYAR
Çev: Tamer DEMİRKOL
t/f
^ F co
v* >• • Aşınmayı Önlemede Etkili Yöntemler: Bölüm -1 Isıl Püskürtme Nejat Y. Sarı, Sabrı AK AY, Erdinç KALUÇ
tn
• Çalışma Güvenliği : Kaynak Dumanının Sağlığa Zararlı Etkisi ve
""
:<
g
Önlenmesi İçin Tedbirleri
Bahadır GÜLBAHAR
•"" •* • Atölyeden
Melih ŞAHİN
1
QQ jjj • Çeliklerin Kaynağında Ön Isıtmanın Belirlenmesi İçin Kullanılan Yöntemler
( / ) *-" • Çeliklerde Isı Tesiri Altında Kalan Bölgenin Temperleme Sonrası
Sertliğini Hesaplamak İçin Geliştirilen Bir Yöntem
• Güncel : Türkiye'de Mühendislik Bilimleri Ne İşe Yarıyor
• Türkiye'de Kömürün Biriketlenmesinin Dünü-Bugünü
—, • Biyogazm içten Yanmalı Motorlarda Kullanımı
«Çj-Ş
^"
Alper GÜLSÖZ, Cemal MERAN
Ahmet SEVÜK, Barlas ERYÜREK
Hayati SOYKAN
Ülker BEKER, Orhan KURAL
Aykut ÖZGÜLSÜN. Filiz KARAOSMANOGLU, M. Turgut
ÖZAKTAŞ
:=. • Benzin Moturlu Taşıtlarda LPG Dönüşümlerinin Getirdikleri
MMO LPG Komisyonu
* * !§ • Bir Görüş : Yaşanabilir Bir Dünya istiyoruz. Fatma ÖZDEMİR Türkiye'de Gürültü Kirliliğinin Önlenmesi.Filiz BAL
—
. §> • Sanayi de Çevre Sorunları
İlter SERİM
•"** £ • Bilgisayar dünyası Isı Yalıtımı ile Yakıt Tevfik ALPDOGAN Tasarrufu Sağlanması ve Hava Kirliliğinin
#>* O
Azaltılması konusunda bilgisayar programı
• Bir Görüş : insan ve Enerji: Etik Bir Bakış
• Yüksek Sıcaklık Fırınlarında Enerji Tasarrufu - I
52 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455
Hilmi GÜVEN
Orhan BÜYÜKALACA
DERGİMİZİN 3 7 . CİLDİNDEKİ YAZILAR
^
• Yüksek Sıcaklık Fırınlarında Enerji Tasarrufu - II
^j>
• Aşınmayı Önlemede Etkili Yöntemler Bölüm II
Orhan BÜYÜKALACA
Nejat Y. Sarı, Sabri AKAY, Erdinç KALUÇ
• Çift Geçişli (Cröös- Rlövv) Türbinlerinin Mini ve Mikro Hidroelektrik Santrallerde Kullanılması
m •
• Bilgisayar Dünyası AutoPack Solo Mekanik
^
Kubilay BECERİK
• Çinko Alüminyum Alaşımları için Mukavemet Artırma Yöntemleri
(0
C/)
Hayati OLGUN
M. Şebnem TURHAL, Temel SAVAŞKAN
• Tane Silisyum Karbür Katkılı, Alüminyum Alaşımı Bazlı Kompozitlerin
Aşınma Davranışı
Ümit GÖÇEN, Melih BELEVİ, Kazım ÖNEL
;,..........;.....
• Levhalı ve Döner Tip Isı Değiştirgeçlerinin Karşılaştırılması
R. Tuğrul OGULATA, Ayşe KÜÇÜK
"j-j" • Hasak Kurumlardan : işçi Sağlığı Alanında Çok Önemli Bir Girişim
IC% ro* T.T.B. 3. Ulusal işçi Sağlığı Kongresi
HASAK
"^ _ • Mesleki Sağlık ve Güvenlik Servisleri..;....
•ki
••
"
•.
"•"
:
•"•
'
•
•
"
.. -O • Doğal Gaz Emniyet Tedbirleri ve Eğitimi
-
Filiz ANIK
.
.
.
Ruhi ÖKTEM
;2> • Bir Görüş Mühendislerimiz için Bir Yargıtay Kararı incelenmesi
Ruhi ÖKTEM
-~ "E
>s Şj • Çalışma Güvenliği : Gürültü ile Oluşan işitme Kayıpları ve Korunma Yolları
*& O • Elektromanyetik Radyasyonları
•==• • Güncel : Sekiz Yıllık Eğtim ve Çalışan Çocukların Sağlığı
• •
vt
Özel Sayı
CM
es
İlknur KARAKAŞ
Dr. Alp Ergör. M. Tekelioğlu, Aysel ERTURK
Bilgisayar Destekli Tasarım ve Üretim Sistemlerinde Bilgi değişimi ve Satandartları
Dizel Motor Silindirinin Sonlu Eleman Analizi ile Kompozit Tasarımı
Bilgisayar Dünyaısı : GerçteM Görüntüyü Yakalamak
Ezgi GÜNAY, Anıl KAREL
Çev : Yücel FIRAT
Eş zamanlı Cad/Cam Çalışmaları ve Uzaktan Kumandalı
Talaşlı imalat
Çev : Burak BAŞARAN, Hakan KANLI
lgisa\
ro
Vedat HAKSAL
E
Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455 • 53
DERGİMİZİN 37. CİLDİNDEKİ YAZILAR
^yb: ,-*. • Günümüzde ve Gelecekte Otomobilde Malzeme Kullanımı
v
' •*
Murat BENGİSU
«
tf> >. • Çevre Dostu Yağlama Yağları
re
Dizel Moturlu Taşıtların Egzoz Gazındaki Duman Koyuluğu ve Ölçümde
N
O
F. KARAOSMANOĞLU
Karşılaşılan Sorunlar
M. Ali IŞIKOĞLU
Paletli Araç Krenleri
Mine ÇELİKTAŞ
Taşıtlarda Takla Atma Kazaları ve Modellenmeleri
Önlenebilir Araç Kazaları
Osman ELDOĞAN
:
Dizel Arabalar Şimdi Daha Temiz
Ruhi ÖKTEM
Çev: Koksal LİMAN- İzzet ÖTGÜN
Reengineering; Toplam Kalite Yönetimi İle İlişkisi ve
10 <ö
Türk Endüstrisi İçin Uygulanabilirliği
Erhan KÜÇÜKSÜLEYMANOĞLU
Üretim Sistemlerinin Gelişimi
Adil BAYKASOGLU
Otel İşletmelerinde Toplam Kalite Yönetimi ve Kalite Kontrol Çemberleri
Hülya BAĞIRAN
Toplam Tesis Yönetimi
Mesut ÖZTÜRK
Bilgisayar Dünyası : Autocad ile Atalet Momenti Hesabı
Aylin TOPAKOĞLU
Çalışma Güvenliği : iş Kazalarının İşletmelere Gerçek Maliyeti
m
Orhan SEZEROĞLU
Yönetim ve Kalite : Kalite ya da Nitelik
İlter SERİM
Bir görüş : İşletmelerde MRP II Uygulamaları
Bahadır ÖZKÖK
1997 YıLıNDA DERIGIMIZ İÇIN YAZı DEĞERLENDIREN UZMANLAR
Dr. Hakkı ESKİCİOĞLU
Prof. Dr. Ünal ERDEM
Prof. Dr. Süleyman SARITAŞ
Prof. Dr. Aybars ÇAKIR
Prof. Dr. Sahir ARIKAN
Prof. Dr. Bedri TUÇ
Prof. Dr. A. Güvenç GÖKTAN
Prof. Dr. Ali GÜNGÖR
Prof.
Dr Metin AKKÖK
Prof. Dr. Rafet ARIKAN
Prof Dr Yücel ERCAN
Prof. Dr. Ertuğrul KÜÇÜKKARAMIKLI
Prof Dr Hamit ÖZTEPE
Doç. Dr. Şükrü PEKDEMİR
Doç. Dr. Sait YÜCENUR
Doç. Dr. Can ÇOĞUN
Prof
Doç. Dr. Ahmet GÜNEY
Yrd. Doç. Dr. Nihat GENALMAYAN
Yrd. Doç. Dr. Müfit GÜLGEÇ
Yrd. Doç. Dr. Haluk DARANDELİLER
Dr. Ezgi GÜNAY
Melih ŞAHİN
Özgür AKÇAM
1997 Yılında MÜHENDİS i^MAKİNA Dergisi'ne
Yaptıkları Katkılardan Dolayı Teşekkür ederiz.
M M O Yönetim Kurulu
1997 Yılında, Dergimiz Yayın Programının Gerçekleştirilmesinde Katkıda Bulunan
Bursa, Eskişehir, Ankara, İzmir ve İçel
Şubelerine Yaptıkları Katkılardan Dolayı Teşekkür Ederiz.
54» Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Sayı : 455
j
DOZAJ, TRANSFER ve YÜKSEK BASINÇ POMPALARI
Makdos, Dozaj, Transfer ve yüksek basınç Pompaları 6 tip 300 çeşit ürün yelpazesiyle
sanayiinin her kesiminde ihtiyaç duyulan proseslerde, başarılı bir şekilde kullanılmaktadır.
PİSTONLU ve DİYAFRAMLI DOZAJ POMPALARI
Bir veya birkaç kafadan ibaret olup 0-5 Lt/h'dan 4m3/h kapasiteye kadar 0 ile
maxımum arası ayarlanabilen 5 bardan 200 bara kadar yüksek verimli doza;
pompalarımız Kimyasal sıvılardan etkilenmeyecek şekilde 304-316 paslanmaz
çelik, PVC. teflon, poliamid, poiipropilen malzemelerden imal edilmekte olup her
türlü viskos sıkları pompalıyacak niteliklere sahiptir
ÇOK KOMPONENTLİ
HİPOKLORİT DOZAJ ÜNİTESİ
Çok komponentli Hıpoklorit dozaj ünitelerimiz şekilde
görüldüğü gibi bir veya birkaç dozaj kafasından
ibarettir
Alüminyum sülfat Bakır sülfat gibi eriyik
hazırlanmasında ve benzeri tesislerde yüzme havuzu
içme suyu tesislerinin klorlanmasında kullanılabilen
ünitelerimiz kullanım sahasına göre karıştıcılı olarak
(0) Maxımum arasında ayarlanabilen değişken debili
pistonlu diyaframlı dozaj pompalarıyla paket ünite
olarak teçhiz edilmiştir.
MOTORLU MİKSER KARIŞTIRICILARI
Sanayii sektöründe kullanılan motorlu karıştırıcı
elamanlarımız 60 d/d-500 d/d'ya kadar tank ve
karıştırıcısıyla birlikte özel olarak imal edilmektedir.
YÜK5FK BASINÇLI DONKİ POMPA
Yüksek basınçlı pompalarımız pistonlu tipler olup genelde toz
deterjan üretiminde basınçlı kapların testinde ve reaktörlerde
kullanılmaktadır.
304-316 cRIMİ ve çelik malzemeden imal edilmekte olup kendinden
soğutmalı 0-100 Lt/h-10m3/h kapasiteye kadar 15 bardan
maxımum 300 bar karşı basınca göre dizayn edilmiştir
SABİT DEBİLİ TRANSFER POMPASI
Sabit debıli transfer pompalarımız Kimyasal niteliklere haiz
viskos sıvıların transferinde kullanılmaktadır.
Pompalarımız 8 bar maxımum 80m3/h kapasiteye kadar
transfer edilecek sıvının kimyasal ve fiziksel yönünden
etkilenmeyecek malzemelerden imal edilmektedir
POMPALARIMIZIN KU LLANMA SAHALARI
TEKNİK ÖZELLİKLER
* Kademesiz kendinden ayarlanabilir sistem.
* 0 - 1 Lt' den 0 - 4 m arası
* 0,5 - 300 bar basınca kadar dozaj pompaları
* Her türlü kimyasal maddeyi dozajlar.
NOT : LÜTFEN AYRINTILI BİLGİ İÇİN
BROŞÜR İSTEYİNİZ.
*
*
*
*
*
Kullanma sulun (asliyesinde
Ickstil sanayiinde
Alık su anlına (esişlerinde
Fueloil yuknıa tesislerinde
Nükleer
ve (enuik sanlrullerd e
sn şu"'1'»ııdırına İşlemlerinde
* Temizlik, şuhun ve deterjan
sanayiinde.
* (iida Sanayide
* Kiıına sunuviiııde katkı dozaj uda
* I'ulverİzasyon işlemlerinde
11
Hova sanayiinde
Meşrubat sanayiinde
İlaç sanayiinde
Kaijıt sanayiinde
Kîree sanayiinde
Kazan suları t asliyesinde
içme suları tasfiyesinde
İ^eker labrikulartnda
Otnnıotik klorluma (esişlerinde
* Dolum (esişlerinde ve daha birçok
iş sahalarında kullanılmakladır.
Merkez Mah. Üzeyir Ağa Sok. No : 11 Yenibosna / İSTANBUL
Tel. : (0212) 655 24 83 (3 hat) - 651 91 92 Fax : (0212) 651 90 85
TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
ODTÜ KAYNAK TEKNOLOJİSİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA MERKEZİ
işbirliği ile
ayrupa,
kaUnak
„ * mühendisimi
eğitimi
Kursun Genel Planı
• Kursun Genel Planı
Gaz Kaynağı, Elle Ark Kaynağı, Tig Kaynağı, Mig/Mag Kaynağı, Plazma Kaynağı, Tozaltı Kaynağı, Direnç Kaynağı, Termik Kesme, Sert Lehim, Yumuşak
Lehim, Metal Püskürtme, Plastikler İçin Birleştirme Yöntemleri, Qz,el Kaynak
Yöntemleri.
• Malzemeler ve Kaynak Esnasında Davranışları
Çelik, Alüminyum, Bakır, Nikel Titanyum, Alaşımlar ve Faz Diyagramları, Karışık Bağlantılar, Ana Malzeme ve Kaynaklı Bölgelerin Isıl İşlemi ve İç Yapısı,
Korozyona Giriş, Diğer Malzemeler ve Alaşımları, Farklı Malzemelerin Birleştirilmesi, Metalografik İnceleme.
• Konstrüksiyon ve Tasarım
Kaynak Tasarımının Temelleri, Kaynak Ağzının Tasarımı, Statik ve Dinamik
Yük Altındaki Yapı Elemanlarının Tasarımı ve Hesapları.
• Üretim, Kalite Güvencesi
Kaynak Denetim Personelinin Görevleri, Uygunluk Belgeleri, Kaynakçı Sınavı, Kaynaklı Yapı Elemanlarında Çarpılma ve İç Gerilmeler, Kaynak Planı,
Tahribatlı ve Tahribatsız Kaynak Dikişi Muayenesi, İş Güvenliği, Kaynakta
Ekonomiklik.
Kurs Tarihleri
Kursun Başlangıcı
Kursun Bitişi
23 Şubat 1998
19 Haziran 1998
AYRINTILI BİLGİ İÇİN
Atilla PAMIR
ODTÜ
Kaynak Teknolojisi Eğitim ve Araştırma Merkezi
Tel : 0 • 312 • 210 36 92 - 210 21 49
Faks : 0 • 312 • 210 11 68
Şenol KARACA
TMMOB
MMO Genel Merkezi
Tel : 0 • 312 • 231 80 23 - 231 31 59
Faks : 0 • 312 • 231 31 65
Sümer Sokak 36/1-A Demirtcpc -ANKARA
Tel : 0*312 »231 31 59
Fax ; 0 • 312 • 231 31 65
,•*«%
tmmob
makîna mühendisleri odası
TMMOB
' 9 7 SARAYİ KONGRESİ'IHE
DOĞRU
tmmob
makina mühendisleri odası
fâ*
n liflerine I öre
fykıik özelleri
II
Cilt : 1 - 2 - 3
Yayın no.
-195
TMMOB
Makina Mühendisleri Odası
tmmob
ogrenct • uye
makina mühendisleri odası
750.000
LASTİKLER
Yazan
Orhan Cavit GEREDELİOĞLU
N&-\$--.--•.•.---.-.';.•:•
>•
.••*=
diğer
İ0 OO.ooo
Bu çalışmada
lastik tekerli kara nakil araçlarında kullanılan lastiklerle ilgili
akla gelebilecek tüm teknik detayların bütün açıklığı ile
ortaya konması amaçlanmıştır.
Ayrıca bu çalışmada;
hızla gelişen otomotiv sektöründeki gelişmelere parelel olarak ortaya çıkarılan
ve günümüzde çapraz katlı lastiklerin yerini alan yüksek teknoloji ürünü
radyal katlı, tubeless ve basık seri lastikler tanıtılmış,
sağladıkları avantajlar detaylı olarak izah edilmiştir.
Bu amaçla konuya ilgi duyan ve lastik konusunda çalışma yapan üyelerimize
faydalı olmak amacıyla Oda Merkezinde oluşturulan
İş Makinaları Komisyonu lastikler konusunda çalışma yaparak bu kitabı hazırlamıştır.
MUHENDIS£Z7MAKINA
TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI AYLIK YAYIN ORGANI
*
AKACIMIZ
Msjerrtıfemnuniyeti
t
-,
r Hızlı ve kesin çözü
* Kom|de mühendiA hcşderi
^ Etkin satış sonrası destek
ve servis
sunuyoruz
1998'emerhaba
'98 yılında da
Siz değerli üyelerimizin ve
okurlarımızın
katkı ve görüşlerini bekler,
başarılar dileriz.
ÜRETİMUKİMU:
3 cm. den 2 mt. ye kadar değişik genişliklerde.
1100 mt. ye kadar istenen
I. olmak üzere;
î P U. esaslı bantlı konveyörler.
hnklı, rulolu konveyörler.
itli eğ.nli konveyörler.
ikonveyörler.
t <onvçvörler.
^dertçe dönijşlü
yörler.
) derece arasında
ı özel konveyörler.
ınnın komple pro|e ve tesisi.
tmmob
makina mühendisleri odası
Sümer Sokak 36/1 -A Demirtepe - ANKARA
Tel : O • 312 • 231 31 59 Fax : 231 31 65
ŞAMAYI A.S.
Doğu Sanayi Sitesi 13. Blok No:11 Yenibosna-İSTANBUL
Tel : (0212)552 51 79-552 40 63 -551 00 08 - 639 11 84
Fax : (0212)652 94 88
Doğal Gaz yakıtlı buhar santralı 2 x 8 ton/h, 8 ATÜ ve Su hazırlama grubu:
Basınçlandırma, Filtreleme, Yumuşatma, Gaz alma 100 Ton/h.
DOĞAL GAZ ve
SIVI YAKITLI ISI
SANTRALLARI
TOZ KÖMÜR
YAKILABİLEN
TAM OTOMATİK HAREKETLİ
IZGARALI ÖN OCAK
ve İÇ OCAKLI
SİSTEMLER
KIZGIN YAĞ
KAZANLARI
BUHAR JENERATÖRLERİ
BASINÇLI
KAPLAR
PETNİZ ISI SAN. ve TİC LTD. ŞTİ.
Fab.
: Fatih Mh. Suyolu üstü No: 9 Esenyurt/tstanbul
Tel
: 620 17 14 /3 hat Faks: 596 74 89
Büro
: Perpa tş Merkezi 6. Kat No: 629
Tel
: 220 60 47 - 220 60 25 Faks: 221 58 57
PETMAK PETNtZ MAKİNA SANAYİ A.Ş.
İmalat
: Haramidere Sanayi Sitesi
Anbarlı/lstanbul
Tel
: 690 43 52 - 220 60 25
Faks
: 221 58 57
35 Yıllık Tecrübe!
Firmamız 23.000 ms alan üzerinde 5.000 m2
yeni fabrikamızda modern tezgahlarda seri
üretim yapmaktadır.
Redüktörlerimiz 0,25 Kvv'dan 250 Kw'a 1,5
devirden 625 devire kadar Motorlu ve motorsuz,
seri ve standart olarak üretilmektedir.
Firmalar istedikleri anda Firmamız veya Türkiye
genelinde geniş bayilik teşkilatlarımızdan
gerekli bilgi ve taleplerini bulabilirler.
Redüktörlerimizde motor hariç 1 yıl garantimiz
vardır.
YILMAZ REDUKTOR A.S.
Merkez/Centre: Maltepe Gümüşsüyü Caddesi Bestekar Medeni Aziz Efendi Sok. No:54
TOPKAPI / İSTANBUL/TURKEY
Telephone: (90-1) 567.93 82 - 567 93 83 - 567 45 07 Fax: (90-1) 567 99 75
Fabrıka/Factory: Beylikdüzü Hadımköy Yolu Kıraç Köyü Mevkii 1. Km.
BÜYÜKÇEKMECE / İSTANBUL / TURKEY
Telephone: 886 50 43 - 886 50 44 Fax: 886 54 57
Tüm Gereksinimleriniz Tek Adresten!...
KANTHAL, endüstriyel ve laboratuar fırınlarının ısıtma sistemlerinde 60 yılı
aşkın dünya çapındaki liderliğini, geniş bilgi birikimi ve teknik donanıma
1
sahip genç kadrosuyla Türkiye de de sürdürmekten kıvanç duyar. Sahip
olmak istediğiniz ileri teknoloji ile üretilmiş komple ısıtma sistemleri Kanthal
tarafından size tek bir adresten sunulmaktadır
Superthal
Süper Elemanlar
Kanthal Süper
Değişik sıcaklıklardaki farklı fırın
atmosferlerinde, koruyucu tüp
gerektirmeksizin direkt olarak
Çeşitli boyut ve formlara sahip
Kanthal Süper elemanları ile
endüstriyel ve laboratuar
fırınlarında en yüksek verimi
yıllar boyu sağlayabilirsiniz.
1550 °C eleman sıcaklıklarına
kadar çalışan Kanthal Süper
ısıtıcı elemanı ile entegre edilmiş
seramik fiber izolasyonlu
ısıtma modülleri.
Endüstriyel ve laboratuar tipi fırınlar
için 1900 "C sıcaklıklarına kadar çalışan kullanılabilirler.
MoSiO, bazlı elektrikli ısıtma elemanları.
Komple Isı Ünitesi
Kanthal, gaz ve elektrik ısıtmalı
fırınlar için farklı APM radyant/tüp
Gazlı ve elektrikli ısıtma sistemleri ısıtma sistemi uygulamaları ile
kullanıcılara daha da yakın...
için toz metalürjisi ve ekstrüzyon
ile üretilmiş max.125O 'C çalışma
sıcaklıklarına uygun FeCrAI bazlı
radyant/konıyucu tüp sistemleri.
| APMRadyant Tüpler
Metalik Elemanlar
FıbrothaJ
1400 t eleman sıcaklıklarına
kadar çalışan tüm fırınlarda
Kanthal tarafından üretilen
kullanıma hazır FeCrAI / NİCr
esaslı tel ve şerit metalik elemanlar.
Max. 1300 °C sıcaklıklarında çalışan
laboratuar ve endüstriyel fırınlar için
yataklarımı? ve/veya serbest ışıma ile
çalışan elektrikli ısıtma ve vakum altında
şekillendirilmiş seramik fiber izolasyon modülleri.
KANTHAL
®
KANTHAL TÜRKİYE
FENER KALAMIŞ CAD. AKTUĞ APT. No: 65/1
81040 FENERBAHÇE - İSTANBUL
Tel : 0 • 216 • 330 02 98 - 418 04 98
Fax : 0*216 «34851 15
ıltrasy
fvttomat Otomatik Geri Yıkamalı
Filtrasyon Cihazı
••t-i.-*
Filtomatın Üstün Özellikleri:
1
Basınçlı hatlarda filtrasyon
Her sıcaklık ve basınçta filtrasyon
1
Yüksek kirlilik yüklerinde maksimum
verim • 2"-96" giriş çıkış çapı • Geniş
filtrasyon alanı • %100 geri yıkama
verimi • Geri yıkama sırasında
filtrasyon devamlılığı • 3-30 sn geri
yıkama süresi • Düşük su sarfiyatı
• Montaj kolaylığı • Boru hattına her
pozisyonda montaj imkanı • İlave
enerjisiz çalışma imkanı • Düşük yük
kaybı • Değişmeyen filtre elemanları
ile çevre korumasına katkı.
1
.!•!
Kullanıldığı Yerler:
Soğutma suyu
• Kondens suyu
• Kuyu-deniz-yüzey suyu
•Şeker şerbeti
• White Water
• İçme suyu
• Tarım ve goff sahası
sulama suyu
• Sulama amaçlı atıksu
• Midye yumurtası
• Diğer her türlü sıvı
3 mikrondan 3000
mikrona kadar
filtrasyon
3
3
Tek ünitede 20 m /h - 40.000 m /n kapasite
ı
ANTEL
ANTEL ARITMA TESİSLERİ İNŞAAT, SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
İnönü Cad. Turaboğlu Sok. Sumko Sitesi M3 A Blok Kat :3 D : 16 81090
Kozvatağı / İSTANBUL T e l : (0 216i 463 55 89 (3 Hat) Faks : (0.216) 463 55 86
Bazı Filtomat Kullanıcıları:
Trakya Cam-TR1, Trakya Cam-TR3, Cam Elyaf, Oyak Renault. Tofaş, Arçelik-Çayırova, Arçelik-Eskişehir, Arçelik-Ankara, Auer, Döktaş, Çukurova Çelik, Yarpet, Pimaş,
Galsan, Marshall, Türk Siemens Kablo, Simko, Kartonsan, Brisa, Maret, Köy-Tür, Hürriyet-istanbul, Hürriyet-izmir. Kiriş-World, Club Tuana, Mar Otel, Göçtür, Tatlısu Sitesi,
Sabancı Villaları, Motif Tekstil, Zümrüt Örme, Trend Boya, Akateks, Bilkont, Hasörme, First Tekstil. Denımko, Gap idaresi, DSİ XV. Bölge
KTŞ?"
•
J '
• ' • • • . &
*"
er ı
0=- CL'.
L L
unu au
'••'
iıçPc
Hidrofor Setleri
KSB. Dünya
üretici!
•t
Sizler içini
En gelişmişi]
üretiyoruz. Ş
Pompa ve Vana
:
"KSB Pompa,
."dir.
olduğu gibi modern öretim metodları ve -:
ekipmanları kullanılmaktadır.
KSB
yenısıı
eknolojî?*
rı isteyirivs
REFERANS
inci Center I
SA:
187
^
: Çelik Pompalar
KSB ürünleri az enerji tüketimi ve yi
problemsiz çalışma özelliklerine
kası
i;Cola fabrikaları
fabrikaları
Oteli
Elbistan
TEMEL
EN YÜKSEK
İMA ELEMANLARINDA
E SUNAR. *
HİZMmkiZDE.
.0 BİR İSİM "TEMİ
GAL
Rl ve SİYAH
LEKTRO KAPLAMA
KAPLAMA
SİYAHLAŞT»MA
INA
HATLARI
EMLERİ
ST
'TVATA
TIQIA.Ş.
Ceyhan Yolu Üzeri 30.
ANA/TMİYE İnönü Cad. STFA B^3 ^ g p g a a ^ / İSTANBUL
S5 (4
Tel.: 0 . 2 1 6 . 3 6 2 ^ 1 ^ T 8
Fax: 0.216.362 94 09
, i:
f^^P^^k ^H^M ^ ^ H ^ ^ ^ ^^^^m ^^•^^^^•^j^^^.
Arctech Kaynak
Elektrodları ve Telleri
Sanayii A.Ş.
Markaz
Okçum^jsa Cad.
Tezgül Işhanı
No.2 Kat: 6
Şişhane 80020
fSTANBUL
Tel :212 253 05 01 pbx
Fax : 253 05 88
Fabrika
tsüzce Çiftliği
59500 Çerkezköy
TEKİRDAĞ
Tel : 2 8 2 674 41 11 pbx
Fax:
67441 1 6 / 1 7
^^^^«fc^

Documents pareils