mühendis ve makina - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Arşivi
Transcription
mühendis ve makina - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Arşivi
MÜHENDİS VE MAKİNA ISSN 1 3 0 0 - 3 4 0 2 Aralık 1997 • Sayı: 455 TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI AYLIK YAYIN ORGANI • Türkiye'de Enerji ve Ekserji Kullanımı • Türkiye'mizin En Temel Sorunu: Bilim-Teknoloji • Trafik Ka • Sonlu Elemanlar ^0" en deneme r L: Qr. LL L Cr L' • Dökme dilimli kazamyla en az 20 yıl hiç sorun çıkarmaz. • Bağımsız ısınma ve konfor sağlar. • Mikrokompüter sistemi, iç ortam sıcaklığını dış ortamdaki değişimlere göre ayarlar. • Ön ısıtmalı brülör, yakıtı yüksek verimle yakarak yüksek tasarruf sağlar. • Her bütçeye uygun 79 ayrı modeli vardır. • Demirdöküm Panel Radyatörlerle yüksek uyumludur. LLL L % • Yüksek ısıl güce sahiptir, yakıttan tasarruf sağlar. • Dünyanın en gelişmiş yüzey kaplama teknolojisiyle boyandığından, korozyona, darbelere ve her türlü kimyasal etkiye karşı dayanıklıdır. • Az yer kaplar, şık ve dekoratiftir. • 1 3 bar basınç altında teste tabi tutulmaktadır. • Montajı pratiktir. • Zeminden beslemeli sistemlere de uygun zengin seçenekleri ile 5 yıl garantilidir. • Dökme dilimli kazamyla en az 20 yıl hiç sorun çıkarmaz. • Bağımsız ısınma ve konforj sağlar. • Mikrokompüter sistemi, iç ortam sıcaklığını dış ortamdaki değişikliklere görei ayarlar. • On ısıtmalı brülör, yakıtı yüksek verimle yakarak yüksek tasarruf sağlar.) • Her bütçeye uygun 79 ayrı modeli vardır. • Demirdöküm panel radyatörlerle yüksek: uyumludur. • Kat kaloriferi ve şofben olarak görev yapar. • Bağımsız ısınma sağlar. • Yer kaplamaz, duvara asılır. • Pilotlu veya elktronik ateşlemeli, bacalı ve hermetik tipleri mevcuttur. • Doğalgaz veya LPG ile çalışır. • Her türlü gaz, su, elektrik ve basınç emniyeti vardır. • Çok uzun ömürlüdür, sessiz çalışır, yüksek verimlidir. • 1 yıl garantilidir. • Dökme dilimli kazamyla en az 20 yıl hiç sorun çıkarmaz. • Bağımsız ısınma ve konfor sağlar. • Mikrokompüter sistemi, iç ortam sıcaklığını dış ortamdaki derişikliklere göre, ayarlar. • Ön ısıtmalı brülör, yakıtı yüksek verimle yakarak yüksek tasarruf sağlar. • Her bütçeye uygun 79 ayrı modeli vardır. • Demirdöküm panel radyatörlerle yüksek uyumludur. n kaliteli ısıtma sistemlerini biz yapıyoruz" diyecek müyüz. Çünkü yüksek teknolojimiz ve bilgimiz:, yan daha üstün sözlerle ifade edilme D6 Kat Kaloriferi Otomatik ateşlemelidir. • 5 ayrı emniyet temi vardır. • Şık ve dekoratiftir. )ogalgaz veya LPG ile çalışır. • Baca ısörü ile donatılmıştır. • Uzun ömürlüdür. • Yüksek ısıl güce sahiptir, yakıttan tasarruf sağlar. • Dünyanın en gelişmiş yüzey kaplama teknolojisiyle boyandığından, korozyona, darbelere ve her türlü kimyasal etkiye karşı dayanıklıdır. • Az yer kaplar, şık ve dekoratiftir. • 13 bar basınç altında teste tabi tutulmaktadır. • Montajı pratiktir. • Zeminden beslemeli sistemlere de uygun zengin seçenekleri ile 5 yıl garantilidir. aşantlan ortamı kontrollü olarak ısıtır. • Gereksiz yakıt tüketimini önler, ırruf sağlar. • Otomatik ateşleme sistemiyle bir düğmeye basarak, mavi r \\, tam emniyetli ısınma konforu sağlar. • Bacalı ve Hermetik modelleri cuttur. • Sağlam ve uzun ömürlüdür. • Ayarlı termostatlı, basınç ayarlıdır. (I : GÜVENCE BELGES TÜKETİCİ D A N I Ş M A S E R V İ S İ 0 800 261 1950 • saat 0 800 261 1951 ÜCRETSİZDİR • Yüksek verimli, uzun ömürlüdür. • Üflemeli oîduğu için düzenli yanar, sessiz çalışır, havayı kirletmez. • Hava ile yakıtı en uygun oranda karıştırır. • İçi tuğlalı, döküm gövdelidir. Isıyı uzun süre muhafaza eder. • Önden ve üstten doldurmalıdır. • Yüksek verimlidir. • Uzun süre sönmeden yanar. • Çiftcidarlı modellerin yüzeyleri çift kat emayedir. Q> DemirDöküm " İ N S A N İ Ç İ N H E R Y E R D E " Türk Demir D ö k ü m Fabrikaları A.Ş. P a z a r l a m a ve Satış Gnibu: Çamlıca İş Merkezi, B2 Blok, Ünalan Mahallesi, Ayazma Caddesi, Küçük Çamlıca 8 !l 90 Usküdor-lstanbul, Tel -C-2lS| 3 I 5 55 15-315 13 57 Faks: (0216) 3 1 7 66 99 A d a n a Blg. Satış Ma1.: Ziyapaşa Bulvarı Ser Apl No: 27/A Atana, Tel: |0322) 459 30 96 - 97 - 98 A n k a r a % S a l ı ; Ma 1 .: İzmir Çad, Koç Han 25/3 Yenısehir-Ankara. Tel: (0312) 425 43 20 • 22 - Bursa Blg. Satış M d . : Yalova Yolu 5. Km, Borsa, Tek (0224) 257 36 10 (7 Hat), i i m i r Blg. Satış M d . : 1200/3 Sokak F-l Yenişehir • İzmir, Tel: (0232) 458 58 58 Samsun Blg. Satış M d . : Ulugazi Mah. istiklal Cad Cerit Apl 32/A Samsun, Tel: (0362] 435 10 52 İnternet: d e m i r d o k u m . c o m . t r ARGOSHIE Birleşik Oksijen Sanayi A.Ş. Gaz siparişi ver|rken, beklentilerinizin yeterincf karşılandığından emin misiniz ? t% .*. ı K •"•_ fi: c uy n a k ' P ikisi.' r ^ ! Daha temiz bir kaynak elde edilebilir mi ? ı . • • I •' • ı I ı I I : * ! Daha sağlam bir kaynak yapılabilir mi ? î ' i ; ; . ! • , . " ; ' • i s; ' • , i; i : •' • * ! Daha az sıçrama sağlanabilir mi ? i ; • !' • "•' :!• ' •;! i i i ! Enerjiden tasarruf edilebilir mi f? ! I Kaynak telinden tasarruf edilebilir mi ? i ,. • • - • ' ( , V ••! •• • ' . • • • I I • j ! i I ! Daha iyi nüfuziyet sağlanabilir ipi ? I . . . ı •.! ' • •' ! : : t i ! İhtiyaç duyulduğunda uzman kadro ile so çözümleniyor mu ? Mükemmel Nüfuîiyot En I) Kaliteli Kaynak Dikişi Eğer çalıştığınız firma yukarıdaki sorulara evet di>emiyorsa, evet diy| firma ile çalışmaya başlamanın zamanı değil mi ? ISO 9002 Birleşik Oksijen Sanay A.Ş. Merkez Tel: 0(2) 2) 274 09 60 Gebze Tel: 0(262) 751 01 00 Büyiikdere caddesi 145/1 Aygaz Han Zincirlikuyu - İSTAN BliL 80300 a ALARKO KONFOR TEKNOLOJİSİ •I ARALIK 1997 • Sayı : 455 DECEMBER 1997 • No : 455 İÇİNDEKİLER • CONTENTS TEKNİK YAZILAR 17 TÜRKİYE'MİZİN İLAN SAYFALARI DİZİNİ EN TEMEL SORUNU : BILIM-TEKNOLOJI / Bu m a k a l e n i n amacı, bilim-teknoloji ortamlarının bütünleşik bir sistem yapısına kavuşturulması ereğidir. The Basic Problem of Turkey : Science-Technology İlter SERİM 22 TÜRKİYE'DE ENERJİ VE EKSERJI KULLANIMI VE SEKTOREL VERİMLER / Bu makalede, Türkiye genelinde enerji ve ekserji kullanım miktar ve verimleri incelenmiştir. Energy and Exergy Utilization in Turkey Arif İLERİ, Türker GÜRER DEMİRDÖKÜM 1 B.O.S. 2 ALARKO • SARMAKİZOCAMDOĞUŞ VANA- -30 VIBRATEK- -31 DOĞUŞVANA- -42 MAKDOS — -55 ÖLÇSAN -59 PETNİZ -60 ; %j Tİ IKI FAZLı AKıMDA DIRENÇ KATSAYıSı ILIŞKILERININ KARŞıLAŞTıRıL A R A K DEĞERLENDİRİLMESİ / Bu çalışmada; C D direnç katsayısının hesabı için önerilen denklemlerin, diğer denklemlerden daha iyi sonuç verdiği gösterilmektedir. İn Two Phase Flow the Analysis of Drag Coefficient Relation by Comparing Ayla KALELİ «3 / POMPALI SİSTEMLERDE TİTREŞİM KAYNAKLARI VE SÖNÜMLENMELERİ / Bu çalışmada, titreşimlerle ilgili tam ve hesapların iyi bir şekilde yapılması konusunda bilgiler verilmiştir. The Vibration Sources in Pumping Systems and Their Attenuations Suat CANBAZOĞLU 45 SONLU ELEMAN METODU İLE MODELLEME / Bu araştırmada sonlu ele manlar metodu ile diğer sonlu farklar metodu karşılaştırılmıştır. The Principles of Modelling by Finite Element Method Cüneyt FETVACI AYIN DOSYALARI 8 10 15 32 YENİ ÜRÜNLER ODA'DAN HABERLER BAŞKENTTEN HABERLER PÜF NOKTASI 33 43 49 51 GEÇMİŞE BAKIŞ TRAFİK KÖŞESİ SEMİNER-KURS-SEMP. HABERLERİ 37. CİLT YAZILARI YILMAZ REDÜKTÖR 61 KANTHAL 62 ANTEL • K.S.B.- —•- 63 : 64 DEMİRDÖKÜM Ön İç Kapak S.T;F.A. Arka İç Kapak ARCTECH • Arka Kapak Yayım Koşullan : Yazılar daktilo ile iki satır aralıkta iki kopya yazılmış olarak, 70-100 sözcükten oluşan Türkçe ve tngilizce özeti, yazı başlığının Ingilizcesi, yazarın kısa özgeçmişi, adresleri ve telefon numaralan ile birlikte Dergi Yönetim Yeri Adresı'ne gönderılme• Yazılar 12 daktilo sayfasını (yaklaşık 3000 sözcük) geçmemelidir. (12 daktilo sayfasını aşan yazıların 2 bölüm halinde birbirini izle yen sayılarda yayımlanabileceği düşünülerek bölümlere ayrılmış olarak gönderilmesi gerekir. • Yazılarda kullanılan fotoğraflar net ve temiz olmalı, şekiller aydınger veya beyaz kağıda çini mürekkebi ile çizilmelidir. • Yazılarda SI birimleri kullanılmalı, yazıların sonuna yararlanılan kaynakça eklenmelidir. • Özgün ve derleme yazılardaki görüşler yazarına, çevirilerden doğacak sorumluluk ise çevirene aittir. • Yazılar başka bir sürekli yaym organında yayımlanmış olmamalı, herhangibir toplantıda tebliğ olarak sunulmuş veya sunulacak ise bu açık olarak belirtilmelidir. • Dergide yayımlanan yazılara bir dergi sayfası için, özgün ve derleme yazılarda 700.000.-TL., çeviri yazılarda 450.000.-TL. net ödeme yapılır. • Dergideki yazılardan kaynak gösterilmek koşuluyla alıntı yapılabilir. Yazıların Değerlendirilmesi: Dergiye gönderilecek yazılar öncelikle Yayın Kurulu tarafından ön elemeden geçirilmekte daha sonra kurulun belirlediği uzmanlar tarafından değerlendirilmektedir. Uzmanların yaptığı değerlendirme sonuçları yazara da iletilecek, uzmanların önerdiği ve Yaym Kurulu'nun uygun gördüğü düzeltmelerin yapılması yazardan istenecektir. Bu düzeltmelerin yazar tarafından yapılması durumunda yazı yayınlanabilecektir. MÜHENDIS^FMAKINA TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI AYLIK YAYIN ORGANI Değerli Okuyucularımız,- ARALIK / December 1997 Cilt / V d : 38 Sayı / N o : 455 Yönetim Yeri - Head Office Sümer Sokak 36/1-A Dcmirtepe - ANKARA Tel :(0-312)231 31 59 Fax: (0-312) 231 31 65 MMO Adına Sahibi Publisher Mehmet SOĞANCI Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Managing Editör Emin KORAMAZ Yayın Kurulu - Publishing Board Melih ŞAHİN AnılKAREL Devrim Erinç ASLAN Utku TÜZÜNER Engin AYKOL Yayın Sekreteri Publishing Coordinatpr Nilgün KARAKÜÇÜK 1 997 yılı gündemi; siyasal belirsizlikler, Avrupa Topluluğu'na J_ giriş bunalımı, temiz toplum arayışları ve neden olduğu toplumsal hareketliliklerle dolu idi. Ülkemiz böylesine ilginç bir yılı geride bırakıyor. Umarız aydınlık dolu bir yeni yıl bizleri bekliyor. Bildiğiniz üzere her yeni yıl dergimiz için yeni bir yayın dönemi başlangıcı, her geçen yıl ise bir yayın döneminin sonu. Yayın Kurulu olarak geçen yayın dönemine ilişkin kısa da olsa birşeyler söylemek artık gelenekselleşmeye başladı. 1997 yılı yaşanan aksaklıklara rağmen 1994 yılında başladığımız yayın anlayışımızı sürdürmeye gayret ettik. Önceden yayın planına alınan Özel Sayı uygulamalarımız, şubelerimizin de desteğiyle; "Ulaşım ve Trafik", "Kaynak", "Çevre ve Enerji", "Bilgisayar", "Otomotiv", "Kalite" olmak üzere yıl boyunca yayınladığımız 12 sayıdan 6'sını kapsadı. Böylelikle Oda'mız mesleki disiplin alanlarına giren ihtisas konularında uzman kişi ve kuruluşların birikimlerini, çalışmalarını siz okuyucularımız için bir araya getirmiş oldu. Dergimizin- içerik, nitelik, nicelik açılarından sunduklarının daha da geliştirilmesi gerektiği düşüncesini taşırken, sunulanların kalite açısından değerlendirmesini de sizlere bırakmak istiyoruz. Yılın bu son sayısında, karma yazılarla karşınıza çıkarken yazıların ilginizi çekeceğini umuyoruz. Yeni yayın dönemimizde dergimize gösterdiğiniz ilgi ve desteğin süreceği düşüncesiyle... Teknik Sorumlu Technical Manager Mehmet AYDIN Saygılarımızla Mühendis ve Makina Yayın Kurulu İlan Sorumlusu Advertising Representative Ayten YILDIZ Nuray ÖZER (İstanbul) Komisyon İlişkileri Redactor Şehnaz KAPLAN ÖZÜR Dizgi Type Setting Ali Rıza FALCIOĞLU (MMO) Dergimizin Ekim 1997 453. sayısı olan "Otomotiv" özel sayısının 19. sayfasında yer alan "Çevre Dostu Yağlama Yağlan" başlıklı makalenin yazarlarından Aykut ÖZGÜLSÜN'ün ismi makalede unutularak yazılmamıştır. Bu hatamızı düzeltir, yazardan ve okuyucularımızdan özür dileriz. Baskı Printed by Özkan Matbaacılık Tel (0-312) 229 59 74 DÜZELTİ TMMOB Makina Mühendisleri Yayın Orgam olan Mühendis ve Makina Dergisi TMMOB'ye bağlı Odaların üyelerine, mühendislik eğitimi yapan öğrenci, araştırma ve öğretim görevlilerine yıllık abone bedeli -özel sayılar dahil- karşılığında gönderilmektedir. Dergimize abone olabilmek ve daha detaylı bilgi alabilmek için yukarıda verilmiş olan adresimize başvurabilir ya da telefon ve faksla bilgi alabilirsiniz. Dergimizin 444 (Ocak '97) ve 445 (Şubat '97) sayılarında yayınlanan "Sonlu Eleman Kodu Epdan Üzerinde Yapılan Dinamik Boyutlandırma Tanımlamaları" ve "Sonlu Eleman Kodu EPDAN için Etkileşimli Ön İşlemci: DATOR" adlı makalelerde sayın Prof. Dr. A. Erman Tekkaya'nın ismi bilgisi dışında yayınlanmıştır. Bu düzeltiyi bilginize sunarız. İZOCAM ALU-FOLYO İzocam Prefabrik Boru İZOCAM'DAN, ISITMA, KAPLI PREFABRİK BORU'nun kullanım alanları: • • SOĞUTMA VE SOĞUK SU BORULARINDA ISI KAYBINI ÖNLEMEK İÇİN ÇOK PRATİK, ÇOK HESAPLI BİR URUN: BİNDİRME PAYI YAPIŞKAN BANTLI ALÜMİNYUM FOLYO KAPLI PREFABRİK BORU... İZOCAM ALÜ-FOLYO CAMYÜNÜNDEN ÜRETİLİR. SAYESİNDE, KONTROL KAPLI ALTINA PREFABRİK BORU, ALÜMİNYUM İZOLASYON FOLYONUN ÖZELLİKLERİ ALINIR YÜKSEK İZOCAM BUHAR KORUNUR, ALÜ-FOLYO BİRİM KESİCİ BUHAR KAPLI AĞIRLIKTA ÖZELLİĞİ DİFUZYONU PREFABRİK BORU, Sanayi Kalorifer YAPISKANLI BANDIYLA UYGULAMAYI KOLAYLAŞTIRIR, tesisatlarında. • Merkezi • Soğuk su • Güneş enerjisi • Boruların karşı ısıtma tesisatlarında. borularında ısınmaya karşı. tesisatlarında. terlemeye korunmasında. • Yüksek basınçlı su b o r u l a r ı n d a f i t r e s i m e ve sese karsı. • Boruların d o n m a y a karşı korunmasında. İ Z O C A M TİCARET VE S A N A Y İ A.Ş. DANIŞMA KENDİNDEN borularında. MERKEZLERİ • İSTANBUL Tel (2 12) 275 72 22 (8 hol) F o b [ 2 \ 1 ) 266 97 69 » A N K A R A Tel ( 3 1 2 ) HIZLI MONTAJ İMKÂNI SAĞLAR. İŞÇİLİK, ZAMAN VE MALİYETTEN KAZANDIRIR. 4 18 66 67-4 18 30 32 F o b (3 12) 425 05 15 • İ Z M İ R Tel (232) 4 8 4 57 85- 4 8 4 3 1 78 F o b (232J 4 8 9 00 52 - A D A N A Tel (322) İZOCAM 3 5 2 29 .80 F o b (322) 3 5 2 02 54 -BURSA Tel (224) 253 95 35 F o b (224) 255 60 13 • ELAZIĞ Tel (424) 2 1 8 66 00 F o b (242J 242 39 84 Koc F o b (424) 233 19 96 -ANTALYA Tel (242) 24 1 19 50 »GAZİANTEP Tel (342) 233 97 00 F o b (342) 2 3 3 97 00 YENİ ı Hazırlayan : Nilgün KARAKÜÇÜK MMO Genel Merkezi ÜRÜNLER KOLAY SÜRÜŞ Küçük motorsiklet sürücüleri için kırmızı ışıkta durmak tehlikeli olabilmektedir. Çünkü iki ayaklarını da yere koyamayabilirler. Yamaha'nın V Star modeli diğer bütün modellerden daha düşük olan 25.6 inçlik oturak yüksekliği ile sürüşü daha güvenli hale getiriyor. 3 40 inç 'lük V-çift motorla çalışan motorsiklet 4.3 galonluk gaz deposu ile benzerleri arasında en geniş kapasiteye sahip. Fiyatı 5.899$. www. yamaha.com ŞOK DEĞERI Normal bisikletlerin şok yutucularını hafiften serte kadar ayarlayabilirsiniz, ancak istenen düzgün sürüşü sağlamak çok ender gerçekleşir. Pieozoelektrik malzeme kullanan ACX adlı şok kontrolcüsü değişik sönümlemeleri sürekli olarak sağlayan ilk alet. Bir alıcı şok pistonun saniyede 50 hareketini kaydeder. Eğer piston hızlı hareket ederse -aşırı sarsıntı nedeniyle piston hızı artarmaksimum sönümleme uygulanır. Piston daha yavaş hareket ettiğinde -düzgün yüzey üzerinde- uygulanan sönümleme daha azdır. K2 Bisikletlerinin Pro-Flex somart shock serisinde uygulanan bisiklet fiyatları 2.249$ ile 4.000$ arasında. www.acx.com Pil Manyetik alıcı Pieozoelektrik malzeme Elektronik kontrol ROBOTLARıN BIR SONRAKI ADıMı Honda'nın P2 insansı robotundan sonra geliştirilen P3 modeli daha düzgün çalışıyor. Yönünü değiştirirken dengesini düzelterek 3 boyutlu hareketleri daha bağımsız yapabiliyor, insandan daha güçlü olan ve merdivenleri tırmanabilen P3'ü nükleer veya tıbbi tesislerde kullanmak mümkün olabilecek. 7 :V Mıknatıs Popüler Science Dergisi'nden çevrilmiştir. Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455 • 8 YENİı ÜRÜNLER ROBOT BAHÇESI Robot Bahçesi Sergisinde bulunan 8 tane robot hayvan ve bir düzineden fazla etkinlik hayvanların nasıl hareket ettiğini gösteriyor. Çocuklar bir bukalemunun nasıl renk değiştirdiği ve bir böceğin tavanda nasıl yürüdüğü gibi biomekanik işlemleri öğrenebiliyor. Atlanta Doğal Tarih Müzesi ve Pittsfield Berkshire Müzesinde bulunan sergiler önümüzdeki beş yıl içinde değişik yerlere gidecek. www.sgi.com/robot200 ÇOK ÖLÇEKLI BıÇAK KÜÇÜK KARANLıK ODA Sadece 30x60x38 inç boyutunda olan küçük "Desk Zig" ile 20x24 inç'e kadar baskı yapılabiliyor. Sol tarafa konulan küvetler film baskısının her bir aşamasında kayarak dışarı çıkıyor. Damlalar küvetler hareket ettiği için bir lavabo tarafından toplanıyor. Paslanmaz çelikten olanın fiyatı 8500$, plastik ise 35.000$. Delme presinizle yassı bir parçaya değişik büyüklükte delik açmanız için farklı bıçaklar kullanmanız gerekiyordu. Şimdi, VVolfcraft'ın ayarlanabilir tahta delme bıçağını 5/8'ten 1 1/2 inç çapa kadar ayarlayabilirsiniz. Bıçak bir vidayla genişletilip daraltılarak ayarlanıyor. wolfcraft Inc., Box 687, Itasca İL 60143 Ziggy Zig Photgraphic Studio Systems, 51 Lispenord St, New York NY 10013 KLAVUZ DELIŞ En son çıkan el matkapları değişik pozisyonlarda delme yapabiliyor olmalarına rağmen bunlar düşey ve ya tay yönlerle sınırlı. Drill Guide (Delme Klavuzu) ise ayar bileziği ile istenilen açıda delme yapmanıza olanak veriyor. Fiyatı 25$ Ciro Products, Box 1432, Hickory NC 28603-1432 9 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Sayı : 455 ODA'DAN Hazırlayan : Nilgün KARAKÜÇÜK MMO Genel Merkezi HABERLER V. OTOMOTİV VE YAN SANAYİİ SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRGESİ 7 -8 Kasım 1997 tarihleri arasında Hotel Almira-Bursa'da düzenlenen V. Otomotiv ve Yan Sanayi Sempozyumu ana teması GÜMRÜK BİRLİĞİ İÇİNDE OTOMOTİV ve YAN SANAYİİ olarak belirlenmiştir. Bu perspektiften bakılarak oluşturulan sempozyum programı içerisinde aşağıda yer alan konu başlıklarında 14 adet bildiri sunulmuştur. Sempozyum konu başlıkları; • Otomotiv Sektörü île ilgili Mevzuat Ve Hukuksal Süreçler • Otomotiv ithalatı Ve İthalatın Denetlenmesine İlişkin Uygulamalar • Sektörün Rekabet Gücü Ve Rekabetin Unsurları • Gümrük Birliği ile Entegrasyon, Olasılıklar, Sonuçlar • Otomotiv Ve Yan Sanayii Ve KOBl'ler Ve Gelişme Beklentileri Sempozyum daha önce yapılanlarda da olduğu gibi sektörde yer alan tüm tarafların görüşlerinin ve beklentilerinin tartışıldığı bir platform olma özelliğini taşımıştır. Gümrük Birliği ile entegrasyon ülkemiz için oldukça önemli bir dönüşüm momentini işaret etmektedir. Bu kararla birlikte ülkemizdeki tüm sektörler bu süreçteki değişikliklerden derinden etkilenecektir. Ayrıca Otomotiv ve Yan Sanayii açısından olguya bakıldığında otomotiv sanayiinin etkilenmesi daha köklü ve kapsamlı olacaktır. Sempozyumda sunulan tebliğler bu noktada konuyu enine boyuna irdelemiştir. Sempozyumdan çıkan en somut sonuç ise iki temel noktada toplanabilir. Bunlardan birincisi bu günkü durumun belirlenmesi, ikincisi ise sektörün potansiyel yapısı ve geleceğinin belirlenmesidir. Bugünkü durumu belirlerken ilk söylenmesi gereken şey ise 1996 yılında ülkemizde kurulu kapasitenin % 36'sınm kullanılabildiğidir. Diğer bir ifade ile otomotiv sektörü %64'lük bir atıl kapasiteye sahiptir. Otomobil üretiminde 1996 yılında 5 firma ile 580.000 adet/yıl olan kapasitenin devam eden yeni yatırımların da devreye girmesi ile 7 firma ve 780.000 adet/yıl kapasiteye ulaşacağı kesindir. 1993 yılındaki "yerli" otomobil satış rakamı 1996 yılında yarıya inmiştir. Bedelsiz ithalat kararnamesi ile sektörde zaten bulunmayan istikrar iyiden iyiye kaybolmuşur. Sektördeki belirsizlik sektörün işçi devir hızını yükseltmekte kimi dönemlerde binli sayılarda işçi işten çıkarılmaktadır. Bu noktada tarafımızdan belirlenebilecek önemli bir nokta ise konuya taraf olan sendikalardan hiç birisinin çağrılı oldukları halde sempozyuma katılmamış olduklarıdır. Aynı biçimde tek tek çağrılan parti il örgütlerinin de hiç birisi sempozyumu izlememiştir. Gelir dağılımındaki adaletsizlik nedeniyle alım gücünün olumsuz etkilenmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Global olarak ise sektörde üretim yapan kuruluşların üretim ölçekleri yetersizdir. Bu ölçekte üretim yapıldığı sürece rekabet gücünün sağlanama10 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say : 455 yacağı bizzat sektörün temsilcileri tarafından ifade edilmiştir. ikinci olarak saptanan ise otomotiv sanayiinin ülkenin gelişme potansiyeli bulunan en öncelikli sektör olduğu yönünde oluşan görüştür. Sempozyum katılımcıları sektörün yeterli teknolojik birikimi ve yetişmiş insan gücü ve de AR-GE faaliyet potansiyelinin bulunduğunda,Ana sanayii yan sanayii entegrasyonu ile fabrika düzeyindeki fiziksel yatırımların yeterli olduğu konusunda, Sektörde, özellikle ana sanayiide toplam kalite anlayışına bağlı uygulamaların yerleşmiş olduğunda; Sektöre ilişkin bir master planının olmayışının ulusal bir otomotiv politikası olamaması sonucunu doğurduğu konusunda zımni bir anlaşma içerisinde olmuşlardır. Sektörün ülkedeki lokomotif sektör olabilmesi için, iç pazarda istikrar sağlayıcı önlemlerin alınabilmesi için, ivedilikle bir OTOMOTİV MASTER PLANI hazırlanmalıdır. Verilen tüm teşviklerde mevcut potansiyelin kullanılmasına yönelik değerlendirilmeler esas alınmalıdır. KAYNAK TEKNOLOJİSİ 1. ULUSAL KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ 3-15 Kasım 1997'de Makina Mühendisleri Odası'nca Ankara Şube yürütücülüğünde Ankara'da Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen Kaynak Teknolojisi I. Ulusal Kongre ve Sergisi'ne bu alanda faaliyet gösteren 65 firmadan 216 kişi katılmıştır. Kongre kapsamında düzenlenen ve iki bölümden oluşan serginin birinci bölümünde üretici-kullanıcı firmalar, ikinci bölümde ise Fotoğraf Sanatı Kurumu ile birlikte düzenlenen ve oldukça ilgi gören "Kaynak ve Yaşam" konulu fotoğraf yarışmasında dereceye giren ve sergilemeye değer görülen fotoğraflar yer almıştır. Kongre süresince 6 teknik oturumda kaynak konusunda eğitim - belgelendirme, bilimsel-teknolojik araştırma ve uygulamaya yönelik konularda toplam 20 bildiri sunulmuştur. Ve kongrenin son gününde gerçekleştirilen panelde kaynak alanında örgütlenme tartışılmıştır. Kongre panelinde, konuya yakın ve hakim, panelistler ve katılımcılar birlikte tartışmış ve tartışmaların sonucunda ortak görüşler oluşmuştur. Salondaki tüm kişiler bu tür çalışmaların devamının gerekli olduğu konusunda birleşmiş ve bundan sonra yürütülecek çalışmalar için aşağıdaki eğilimler oluşmuştur. 1 • Ülkemiz dahilinde teknik anlamda yardımcı ve özellikle düzenleyici olacak, uluslararası platformda Türkiye'yi temsil ederek özellikle eğitim-belgelendirme alanında dünya kaynak organizasyonları ile paralel haklar elde edebilecek nitelikte bir örgütlenme çalışması gereklidir. ODA'DAN HABERLER • Makina Mühendisleri Odası örgütlenme çalışmasın- • Kağıt Sanayiinde Toplam Kalite Çalışmaları da da sekreteryalığı yürütmeli, koordinasyon, duyuru ve yazışmaları gerçekleştirmelidir. İki gün boyunca, yedi oturumda ondört bildirinin sunularak tartışıldığı sempozyumun sonunda 'DÜN• Örgütlenme çalışmasını başlatmak üzere öncelikle YADAKİ GELİŞMELER IŞIĞINDA TÜRK KAĞIT SEK1 Ankara, İstanbul ve İzmir'de "alt çalışma grupları ' TÖRÜNÜN AB İLE GÜMRÜK BİRLİĞİ İÇİNDE REoluşturulmalıdır. KABET GÜCÜ" konulu panel gerçekleştirildi. Selüloz ve Kağıt Sanayii Vakfı, Kamu ve Özel Sektör • Alt çalışma grupları sekreterya tarafından panelistlerle yapılacak yazışmalarda gelen öneriler doğrultu- Kuruluşlarının, T.C. Başbakanlık ve Devlet Planlama Teşkilatı, Üniversiteler, Sendika Temsilcileri, konu ile sunda oluşturulacaktır. ilgili uzmanların katılımıyla yapılan Sempozyumun so• Alt çalışma gruplarının koordinasyon toplantısı en nucunda; Türk Kağıt Sanayiinin AB İle Gümrük Birliğikısa zamanda Ankara'da sekreteryanm çağrısı ile ya- nin gerçekleşmesinden, bugüne değin karsı karşıya kalpılacaktır. dığı rekabet koşulları irdelenmiş ve aşağıdaki sorunları ve bu sorunların çözümü doğrultusunda alınması gerekli önlemler önceki Sempozyumlarda olduğu gibi bir kez III. ULUSAL KAĞLT SEMPOZYUMU daha vurgulanmıştır. AB ülkeleri kağıt ve karton sektöründeki talep artışSONUÇ BİLDİRGESİ larına paralel olarak teknolojik gelişmelerine hız vermişler ve büyük kapasiteki geniş makinalar tesis et m işMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından lerdir. Dünyadaki gelişmeler değerlendirildiğinde reka1993 yılından bu yana her iki yılda bir düzenle- bet edebilirliğin en önemli kriterlerinden birini teşkil nen Ulusal Kağıt Sempozyumu'nun üçüncüsü eden olgu; teknolojinin öneminin anlaşılması, teknolo14-15 Kasım 1997 tarihlerinde Izmit'de Kocaeli Sanayi ji geliştirmeye büyük önem verilmesini gerektirmekteOdası tesislerinde gerçekleştirildi. "AB İLE GÜMRÜK dir. Türk Kağıt Sanayiinin en önemli sorunlarından bas BİRLİĞİ İÇİNDE KAĞIT SANAYİNİN DURUMU VE ta geleni üretim makinalarmm hız ve genişlik bakımınGELECEĞİ" ana tema kapsamında gerçekleştirilen dan yetersizliğidir. Sektörün (incelikle Avrupa Kırlığı ile fakat aynı zamanda da uluslararası rekabet gücünü artsempozyumda; aşağıdaki konular tartışmaya açıldı. tırabilmck için birim zamandaki üretimi yüksek; geniş • Kağıt Sanayiinin AB İle Gümrük Birliği Sürecindeki ve hızlı kağıt makinalarmın tesisine yönelik yatırımlaDurumu, Bugünü ve Geleceği rın desteklenmesi gerekmektedir. Türk Kağrt Sanayiinin uluslararası rekabetinin an• Gümrük Birliği'nin Bugüne Değin Sektöre Etkileri ve cak teknolojik düzeyinin yükseltilmesiyle gerçekleşebiGeleceğe İlişkin Beklentileri leceği, bu bağlamda mevcut kağıt makinalarmın moder• Sektördeki Teknolojik Durum, Hedef ve Politikalar nizasyonuyla birlikte, modern teknolojiye sahip ma kıve Son Bir Yılda Gerçekleştirilen Yatırımlar ve Başa- naların kullanılmasının özendirilmesi, ölçek ve stanrı Durumları dartları itibarıyla ekonomik olmayan ikinci el ma kına ların ithalatının önlenmesi gereklidir. • Teknolojik Gelişmeler, Teknolojik Gelişmelerin KulÜlkemizde; tüm sanayi sektörlerini olumsuz etkilelanım Alanlarındaki Değişmeler. mekte olan enerji sorunu, kağıt sanayii için de önemli • Dünyadaki Gelişmeler, Pazar ve Yatırım Kaymaları bir sorundur. Hemen kullanılmakta olan elektrik enerjisi AB ve EFTA ülkelerinden %40 %80 oranında daha • Sektörün Uluslararası Rekabet Gücü ve Unsurları ve yüksektir ve standart kalitenin altındadır. Bu olgu ürün Sektörde Yaşanan Haksız Rekabet kalitesi ve maliyeti açısından olumsuz bir faktör teşkil etmekte ve rekabet gücüne çok olumsuz bir etkide bu• Sektörün Hammadde Sorunları ve Geleceği lunmaktadır. Yoğun enerji kullanan sektörün elektrik enerjisi ve • Sektörün Enerji Sorunları ve Rekabet Gücüne Etkiledoğal gazdan kaynaklanan maliyetlerinin azaltılmasına ri yönelik olarak; Yakıt ve elektrik fiyatlarının tespitinde • AB İle Gümrük Birliği İçinde Baskı Sektörünün Kağıt politik çıkarlar hır yana bırakılarak, ülke çıkarları gözeSanayi İle İlişkilerindeki Değişmeler tilmelidir. Özellikle Gümrük Birliği Anlaşmasının yürürlüğe girmesiyle çok önem kazanan Avrupa'daki ra• Gümrük Birliğinin Endüstriyel İlişkilere Etkileri kip firmalar ile rekabet edilebilmesi için, Avrupa'daki • Kağıt Sanayinde İş Gücü Bileşimi ve İş Gücünün Eği- enerji politikaları yakından izlenılmeli, doğabilecek haksız rekabet ortamından sektörün korunması için getimi rekli önlemler alınmalıdır. • Sektörün İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Açısından DuruYeni Kojerasyoıı tesislerinin kurulması desteklenmu meli ve bu sektörün yakıt ve finansman sıkıntılarının • Kağıt Sanayiinin Destek Kuruluşlarının Durumu ve aşılması için devletin gerekli kaynağı aktarmasının ülke ekonomisi için gereği gözönüne alınmalıdır. Uluslararası İlişkileri T M ü h e n d i s ve M a k i n a - C i l t : 38 Say> : 4 5 5 • 1 I ODA'DAN HABERLER Sektörün başta ve AB ve EFTA ülkeleri olmak üzere rekabetinin söz konusu olduğu ülkelerde tesis edilmiş çeşitli kuruluşlar sektöre kalifiye eleman yetiştirmekte, AR-GE faaliyetleriyle teknolojilerinin geliştirilmesinde öncülük yapmaktadırlar. Ülkemizde de bu tür kuruluşların oluşturulmasıyla, Kağıt Sanayi rantabilitesini artırabilecektir. Bu amaçla, • Bir araştırma-geliştirme enstitüsü kurulmalıdır. • Kağıt sanayiine eleman yetiştiren mevcut meslek okullarının programları yeni teknolojilere uygun olarak güncelleştirilmeli, uygulama ağırlıklı olmalı ve sektörle işbirliği içinde çalışır hale getirilmelidir. Konuda faaliyet gösteren ileri teknoloji sahibi ülkelerdeki benzer kuruluşlarla işbirliği olanakları araştırılmalıdır. • Sektörümüzün önemli hammaddesini teşkil eden, çevre ve orman varlıkları bakımından önemi tartışmasız kabul edilen atık kağıdın geri kazanılması konusuna önem verilmeli, halkın bu konuda bilinçlendirilmesi ve eğitimi sürekli hale getirilmelidir. Kağıt toplama çalışmalarında sektör ve belediyelerin işbirliği esasları düzenlenmeli ve bu çalışmalarda AB ve EFTA ülkelerindeki başarılı uygulamalar örnek alınmalıdır. • Hammadde konusundaki dışa bağımlılığın azaltılması doğrultusunda; Kenaf, Kendir gibi yıllık bitkilerden ve saman gibi tarımsal atıklardan selüloz elde edilmesi ve özel sektörün Selüloz Sanayii yatırımlarının etkin özendirmelerle desteklenmesi, ve bu suretle kendi kaynaklarımızın değerlendirilmesi sağlanmalıdır. Yerli hammadde kaynaklarının öneminden hareketle; kağıt sektörünün ana hammadesini temin ettiği orman alanlarının sektöre tahsis edilmesi ve aynı zamanda orman yetiştirmek için verilen alanların sektör kuruluşları tarafından ekilmesi suretiyle belirli bir rotasyon çevriminin gerçekleşmesi sağlanmalıdır. • Hızlı büyüyen ağaç plantasyonunu, GAP çerçevesinde elverişli alanların hızla ormanlaşmasına, hem de sektörün ormana dayalı hammadde sorunun çözümüne katkısı değerlendirilmelidir. Ürün kalitesinin büyük ölçüde kullanılan hammadde kalitesine bağlı olduğu gerçeğinden hareketle Orman Genel Müdürlüğü tarafından sektöre verilen kağıtlık odunun uygun kalitede olmasının sağlanması bir zorunluluktur. Öte yandan hammadde kalitesinin standardize edilmesine yönelik olarak kültür ormanı plantasyonu orta vadeli projeksiyonlarda değerlendirilmelidir. AB Ülkelerinde önemli bir duyarlılık konusu olan,"Sosyal Damping Uygulamalarına dayalı haksız rekabet iddiaları nedeniyle rekabet olanaklarımızı daha başından risk altına sokmamak amacıyla, devlet tarafından yapılan yasal düzenlemeler etkin bir şekilde çalışacak denetim mekanizmaları ile desteklenmelidir. Yine aynı denetim mekanizmaları nitelik ve nicelik açısın12» Mühendis ve Makina- Cilt : 38 Say> : 455 dan kalitesiz kağıt ve kağıt ürünlerinin ülkemize girişine engel olmalı ve kalitesizliğin oluşturacağı sektöre yönelik haksız rekabeti önlemelidir. Türkiye, AB ile entegrasyon hareketinin içinde yer almasını istediği her konuda, hukuk düzenini AB sistemine uygun hale getirme çalışmalarını hızlandırmalıdır. Bu konular arasında tarım mevzuatı, çevre mevzuatı, çalışma hayatına ilişkin düzenlemeler, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımına ilişkin mevzuata öncelik verilmelidir. Ülkemiz Kağıt Sanayi Sektörünün,- Uluslararası alanda haklarını savunacak, uluslararası hukuk konusunda uzman kişileri istihdam etmesi gerek maliyet gerekse temini açısından mümkün görülmemektedir. Bu nedenle sektör kuruluşlarının haklarını arayabilmeleri için gerekli prosedürlerin açık olarak anlatılması ve bu alanda başvurulabilecek ulusal nitelikteki kurumsal yapının oluşturulup, sektörün hizmetine sunulması gerekli görülmektedir. Ayrıca AB ülkelerindeki sektör kuruluşlarının dolaylı korunma yöntemlerinin etüd edilmesi, aynı yöntemlerle örgütlü bir karşı ticari tutum edinilmesi uygun olacaktır. Selüloz ve Kağıt Sanayiinde kirlilik parametreleri ve sınırları ile ilgili yönetmeliğin bir an önce güncelleştirilmesi, AB mevzuatının gözönünde bulundurulması, birbirleriyle çelişen yasa ve yönetmeliklerin gözden geçirilmesi kontrol mekanizmasının teke indirilerek tanımlanması gereklidir. Gittikçe sıkılaşan AB deşarj kriterlerine uyum sağlayabilmek için atıksu arıtma tesislerinin rehabilitasyonu ve modernizasyonu gerekmektedir. Bunun için sektörün uzun vadeli düşük faizli destek kredilerine ivedi olarak gereksinim duyulmaktadır. Ayrıca gün geçtikçe daha çok önem kazanan katı atıkların değerlendirilerek enerjiye dönüştürülmesi veya tekrar kullanılarak değerlendirilmesi için gerekli yatırımların desteklenmesi uygun olacaktır. Dış rekabet karşısında maliyetlerin düşürülmesi gereğinin bilincinde olan kağıt sanayimiz Toplam Kalite Yönetimi Yaklaşımını benimsemiş olup, üzerinde yoğun biçimde çalışmakta ve bu çerçevede ilave kaynak yaratma çabası içinde bulunmaktadır. Bu konuda AB ülkelerinde uygulandığı gibi. Toplam Kalite Yönetimine yönelik araştırma, geliştirme ve eğitim harcamalarında sektör, çeşitli uluslararası fonlardan sonuna kadar yararlanma olanaklarını iyi değerlendirmelidir. III. ULUSAL TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ 0-23 Kasım 1997 tarihleri arasında, Makina Mühendisleri Odası adına İzmir Şubesi yürütücülüğünde İzmir'de Büyük Efes Oteli'nde gerçekleştirilen III. ULUSAL TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ'ni 20 dernek, kurum ve kuruluş desteklemiş, Kong1 re de 64 bildiri oturumlarda sunulmuş, Kongre kapsamında 3 panel gerçekleştirilmiştir. Kongre'ye paralel olarak düzenlenen sergiye ülkemizin tesisat mühendis- 2 ODA'DAN HABERLER ligi alanında ürün ve hizmet üreten 76 kurum ve kuruluşu katılmıştır. Kongreyi 671 kayıtlı delege olmak üzere 1000'e yakın mühendis, mimar ve teknik eleman izlemiş, sergi ise 3000'i aşkın kişi tarafından ziyaret edilmiştir. Teknik oturumlarda insan sağlığı ve üretkenliği açısından konforlu yaşam hacimlerinin oluşturulması, çağdaş bilgi ve teknolojiye uygun ısıtma, soğutma, havalandırma, iklimlendirme endüstrisindeki yem teknolojiler, Tesisat Mühendisliği Eğitimi, Mimarlık Hizmetleri, Tasarım, Çevre, Hava Kalitesi ve Kontrolü, Enerji Tasarrufu, Isı Teknolojisi, Buhar Kazanları, Isı Geri Kazanım Sistemleri, Tekstil Sektörü, Klima, Hastahane Atıkları, Yanma Sistemleri, Atık Gaz Arıtması ve Teknolojisi, Boru ve Sanayi Kuruluşlarında ve Binalarda Enerji Tasarrufu, Yangın Güvenliği, Doğal Gaz Tesisat Uygulamaları, LPG tesisleri, HVAC Sistemlerinde çeşitli yenilikler, Teotermal Enerü ile Isıtma, Su Basmçlandırma Sistemleri, Tesisat Mühendisliği ile ilgili Şartnameler, Lejyoner Hastalığı konuları 18 oturumda ele alınmıştır. Panellerde ise "Mühendislik Etiği", "Gümrük Birliği Sürecinde Tesisat Malzeme Ekipmanları Sanayi ve Tesisat Mühendislerinin Durumu" ve "Tesisat Mühendisliği ile İlgili Yasal Mevzuata Bakanlıklar, Yerel Yönetimler, Odalar ve Dernekler Açısından Bakış" konulan tartışılmıştır. Kongre1 de bu dönem ilk kez uygulanan sabah toplantılarında ise "MMO Tesisat Mühendisliği Yayınlarının Geliştirilmesi", Tesisat Mühendisliği Meslek içi Eğitimi" ve "MMO Tesisat Mühendisliği Uzmanlık ve Belgelendirme Yönetmeliği Hazırlıklarına İlişkin Görüş ve Öneriler" başlıklarında çalışmalar yapılmıştır. Kongre sırasında tesisat mühendisliği ve ilgili alanlarda gerçekleştirilen yukarıdaki tartışma ortamlarında katılımcıların eğilimleriyle aşağıdaki konuların kamuoyuna duyurulmasına karar verilmiştir. • Genelinde Makina Mühendisliği, özelinde Tesisat Mühendisliği ahlakı (etiği) ile ilgili hususların (kendine, örgütüne, topluma karşı görev, sorumluluk ve ödevlerinin) MMO önderliğinde sektörle ilgili sivil, resmi kurum ve kuruluşların görüşlerinin de alınarak MMO Tüzük ve Yönetmeliklerinde ödül ve yaptırımları ile birlikte düzenlenip uygulanması için çalışma yapılmasına yönelik olarak, bu düzenlemelerin 1998 yılı ilk 6 ayı içinde bitirilmesi, aynı konunun TMMOB Genel Kurulu'na taşınması hedefi belirlenmiştir. • Tesisat konusundaki MMO yayınları çevre bilinci ve gelişen teknolojiye bağlı olarak, değişen standartlar ışığında geliştirilmelidir. • Tesisat alanı ile ilgili meslek kuruluşları, üniversiteler, dernekler, kamu ve özel sektör kuruluşları ile işbirliğinin güçlendirilerek yapılan meslek içi eğitim programlarına süreklilik kazandırılmalı ve yaygınlaştırılmalıdır. nı tamamlayamadan Gümrük Birliğine girmesinin sancıları tüm sektörlerde olduğu gibi tesisat sektöründe de hissedilmektedir. Standart, kalite, belgelen dirme ve benzen sistemlerimizin Birlik Mevzu.itina uyumlaştırma çerçevesinde, tüm ilgili kesimlerin yer alacağı Ulusal Akredıtasyon Kurul ve alt kurumları ivedilikle oluşturulmalıdır. Gümrük Birliğinin uzun erimde ekonomik birliğe gidişin bir ön adımı olduğu ve ileride işgücünün de serbestçe dolaşacağı bilinciyle gerek üniversiteler, gerekse de Odanuzca mühendislerin akreditasyonuna ilişkin yapılan çalış malar hızlandırılmalıdır. • Birinci ve ikinci kongrede ele alınan konular çerçevesinde "uzman mühendislik" uygulamasına geçiş amacıyla Odamızca sürdürülen çalışmalar sonucunda hazırlanan "Uzmanlık ve Belgelendirme Yönetmeliği" taslağının geliştirilmesi doğrultusunda ilgili tüm kesimlerin görüş ve önerilen alınarak gerekli düzenlemeler yapılmalı ve Oda Genel Kurulu'na taşınmalıdır. t Tesisat Mühendisliği alanında mevcut olan üst yapı (kanunlar, yönetmelikler, standartlar, yapı kolları) gözden geçirilip, mevcutlar uluslararası yapıya uygun hale getirilmeli, eksiklikler tamamlanmalı ve bu çalışmalar kısa bir zamanda sonuçlandırılarak uygulamaya sokulmalıdır. • Yapı İşleri Makina Tesisatı Genel Teknik Şartname si, Birim Fiyat Tarifeleri ve Devlet ihale Kanunu gelişen teknolojiye uygun hale getirilmelidir. • Tesisat mühendisliği alanında kavram kargaşasının önüne geçilmesi doğrultusunda "dil birliği" çalışmalarına ivedilikle başlanmalı ve tesisat konusunda ortak bir teknik dil yaratılmalıdır. • Kamu yatırımlarında tesisat denetimlerinde gerekli özen gösterilmemekte, ulusal ve uluslararası standart dışı uygulamalarla karşılaşılmaktadır. Bu durum özellikle hastanelerde kamu sağlığını tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Bu konuda kamuoyu bılinçlendirilmeli ve ilgililerin gerekli önlemleri alması yönünde kamuoyu baskısı oluşturulmalıdır. • II. Kongrede oluşturulan "Yapı Teknolojisi Tesisat Danışma Konseyi" çalışmaları; kuruluş amaçlan doğrultusunda "Yapı Teknolojisi Tesisat Danışma kurulu" adıyla tesisat alanındaki ilgili diğer tüm kurumla mı katılımını hedefleyerek, Odanın başkanlığında sürdürülmelidir. ENDÜSTRİ-İŞLETME MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ 2 9 Kasım 1997 tarihinde Makina Mühendisleri Odası adına İzmir Şubesi yürütücülüğünde izmir'de ismet inönü Kültür Merkezinde gerçekleştirilen EN• Türkiye'nin hukuki ve teknik alt yapısal hazırlıkları- DÜSTRİ-İŞLETME MÜHENDİSLİĞİ KURULTAYlnda Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Sayı : 455 • 13 ODA'DAN HABERLER 2 oturumda 10 bildiri sunulmuş, Kurultay kapsamında 2 panel gerçekleştirilmiştir. Kurultayı Endüstri - İşletme Mühendisleri ve Endüstri - İşletme Mühendisliği öğrencilerinin çoğunluğunu oluşturduğu 403 kişi izlemiştir. tik Oturumda Endüstri - İşletme Mühendisliği Eğitimine ilişkin,- Türkiye'de ve Dünya'da Endüstri Mühendisliği bölümlerinde uygulanan eğitim programları ve uygulanış şekilleri, İTÜ İşletme Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü öğrencilerinin profili ve öğrencilerin bölümü değerlendirmesi, bir holdingde eğitim uygulamaları ve Endüstri - İşletme Mühendisliği, Üniversite sonrası eğitim ve özel danışmanlık, eğitim kuruluşları başlıklarında 4 adet bildiri sunulmuştur. İkinci Oturum ise daha çok mesleği uygulayan Endüstri - İşletme Mühendislerinin kuruluşlarında yaptıkları uygulamaları anlatan ve gelecekte Endüstri - İşletme Mühendislerinin uygulama alanlarını sorgulayan, mesleği uygulama aşamasında karşılaşılan problemlere ve Endüstri - İşletme Mühendislerinin istihdamı hakkında bilgiler vcren; İşletmelerde MRP II uygulamaları, Küçük ve orta ölçekli işletmelerin Endüstri - işletme Mühendislerinden beklentileri, Üretim işletmelerinde Endüstri - İşletme Mühendisliği uygulamaları, Endüstri - İşletme Mühendisliği, otomatik tanımlama ve veri toplama, 21. Yüzyıla girerken sanayide çalışan Endüstri Mühendislerinin durumu, Endüstri - İşletme Mühendisleri ve bilgisayarla bütünleşik imalat sistemlerinin yeniden projelendirilmesi konularında 6 adet bildiri sunulmuştur. Panellerde ise "Endüstri - İşletme Mühendisliği Eğitimi" ve "Endüstriyel Kuruluşların Değişim ve Rekabet Ortamına Uyum Sürecinde Endüstri - işletme Mühendislerinin Katkısı Nedir, Ne Olmalıdır?" konuları tartışılmıştır. Endüstri - İşletme Mühendisliği Meslek Dalı Komisyonunun çalışmalarının bir ürünü olan ve Türkiye'de Endüstri -İşletme Mühendisliği alanında ilk kez gerçekleştirilen bir etkinlik olan kurultay sırasında Endüstri- İşletme Mühendisliği ve ilgili alanlarda gerçekleştirilen yukarıdaki tartışma ortamlarında katılımcıların eğilimleriyle aşağıdaki konuların kamuoyuna duyurulmasına karar verilmiştir. • Kurultayın çok faydalı olduğu, sonraki yıllarda daha geniş kesimlerin katılımları ile Makina Mühendisleri Odası önderliğinde kurultay periyodik olarak tekrarlanmalıdır. • İnsan kaynaklarının geliştirilmesine yönelik olarak sanayi-üniversite işbirliği geliştirilmeli ve bu işbiriiğinin geliştirilmesini sağlayacak gerekli platform yaratılmalıdır. • Meslek alanının düzenlenmesine önemli katkılarda bulunacak olan akreditasyon sistemi oluşturulmalı ve gerekli olan yasa ve yönetmelikler için çalışmalar ivedilikle başlatılmalıdır. • Değişen üretim sürecinin gerektirdiği yeni teknik ve uygulamalar, tüm kesimlerin katılımları sağlanarak sürekli eğitim hedefi doğrultusunda tüm Endüstri İşletme Mühendislerine aktarılmalıdır. 14 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Sayı : 455 A K O N G R PROGRAM 18 ARALIK 1997 Perşembe 14.oo-18.oo 1. Oturum "Anadolu Sanayisi Araştırma Raporun Sunulması ve Tartışmalar" Doç. Dr. Sevil Kişioğlu, Dr. Ahmet Haşim Köse, Dr. Ahmet Öncü, Dr. Gülsen E. Çakar Doç. Dr. Hacer Ansal "Üretim Organizasyon Biçimi Olarak Anadolu Kaplanları ve Dünyadaki Benzerleri" 19 ARALIK 1997 Cuma 09.3o - 12.3o 2. Oturum • Prof. Dr. Erdoğan Soral "Otunun Açış Konuşması" • Prof. Dr. Haldun Gülalp "Sanayileşme ile Kalkınma Özdeş midir? • Yrd. Doç. Dr. Mehmet Türkay "Küreselleşme : Değişen Ne?" • Doç. Dr. Cem Somel "Teknoloji, Rekabetçilik ve Kalkınma" • Prof. Dr. Melih Ersoy, Öğr. Gör. H. Tarık Şengül "Küreselleşme ve Yarışan Yerellikler!" 14.oo - I8.00 3. Oturum • Doç. Dr. Oktaı Türel "Türkiye'de Kamu Sektörünün Yeniden Yapılanması" • Dr. Galip Yalman "Sermayenin Yeniden Yapılanması" • Doç. Dr. Fuat Ercan "Neo-Liberal Küreselleşme Sürecinde Sermayenin Yeniden Yapılanması" • Dr. Sungur Savran "Devletin Yeniden Yapılanması" • Doç. Dr. Tülin Ongen "İşçi Sınıfının Yeniden Yapılanması" 20 ARALIK 1997 Cumartesi 09.3o - 12.3o 4. Oturum • Prof. Dr. Yakup Kepenek "Otun un Açış Konuşması" • Doç. Dr. Murat Güvenç "Türkiye'de Demografik Değişim • Prof. Dr. Sencer Âyata "Anadolu Sanayisinde Toplumsal Boyut" • Doç. Dr. Mehmet Ecevit "Emek Formları ve Yeniden Üretim" • Prof. Dr. Oğuz Oyan, Yrd. Doç. Dr. Aziz Konukman "Esnekİşgücü Piyasaları, 'Anadolu Kaplanları've Sendikalaşma' 14.oo - 18.00 5. Oturum, • Aykut Göker "Niçin Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikası" • Prof. Dr. Metin Durgut "Bilim ve Teknoloji Stratejik Planları" • Doç. Dr. Haluk Geray "Avrupa Birliği 'nin Enformasyon Toplumu Yaklaşımı • Haluk Zontul "Enformasyon Teknolojisi -BAŞKENTTEN ı Hamlayan: Şehnaz KAl'LAN HABERLER MMO Genel Merkezi Teknolojide sanayi üniversite işbirliği Türkiye'nin yurt dışından teknoloji transfer etmesinin uzun vadede \ üksek maliyetler getireceğini ileri süren üniversite öğretim üyeleri, ülkemizde yüksek teknoloji üretilebilmesi için üniversite-sanayi işbirliğinin sağlanması gerektiğine dikkat çektiler Dokuz Eylül Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sefa Kuralay, mevcut yüksek teknolojinin transfer edilerek kullanılması başlangıçla ucuz gibi görünse de. dışa bağımlılığı artırarak ileride yüksek maliyetler getireceğine dikkat çekerek "İyi bir teknoloji alıcısı ve kullanıcısı olmamızın yanısıra, bu yüksek teknolojilerin ülkemizdeki üretimini de yaygınlaştırmamız gerekiyor" dedi. Yüksek teknolojiyi Türkiye'de üretmeye yardım edecek "temel teknolojilerin" aktarılması ve üniversitelerde kullanılabilmesi için gerekli tüm belgelerin temin edilmesi gerektiğini belirten Kurulay, şunları söyledi: "Bunun için teknoloji üretecek ve kullanacak olan üniversite-sanayi sektörlerinin işbirliği mutlaka sağlanmalı. Çağımızda teknolojilerin üretildiği ve dünyada henüz yaygınlık kazanan tek- nokent,teknoloji bölgesi veteknoparkların bir an önce oluşturulması gerekiyor. İzmir'de bölgemiz sanayicilerinin yurt dışından katılan bir ortakla bir kaç yıldır üzerinde çalıştığı teknopark projesi son aşamaya geldi." İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof. Dr. Erdal Sayurın verdiği bilgiye göre; Türkiye'nin gelişmiş ülkeler ile arasındaki teknoloji açığını kapatması için mevcut teknolojilerin transfer edilmesi ve geliştirilerek yeni teknolojilerin üretilmesi gerekir. Elektronik, bilgisayar, telekomünikasyon, çeşitli fen, mühendislik bilimlerini ilgilendiren araştırma-geliştirme birimlerinin oluşturulması, varolan rekabet gücünün korunmasına ve teknoloji transferinin daha rahat yapılmasına olanak sağlar. Türkiye'nin kal kınına planlarında bilimsel ve teknolojik araştırma-geliştirme faaliyetlerini özendirici önlemlerin yer aldığını hatırlatan Saygın şunları söyledi: "Ancak, uygulamada belirlenen ve kalkınma planlarında yer alan konular bir türlü hayata geçirilemiyor. Bu konuda daha ti tiz davranıl masını bekliyo- ruz.. Oluşturulan 5 adet teknopark. 2 adet yüksek teknoloji enstütüsünün üniversite-sanayi işbirliğine büsıık katkısı olacağı 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda da belirtiliyor. İzmir ve çev resinde araştırma-geliştirme faal i set leri ve teknoparklann örgütlenme ça lışmaları da hızlandırılmalı." Teknoloji vakfı Üniversite öğretim üyeleri, belediye başkanları, işadamları tarafından kuru lan 57 üyeli Ege Teknoloji ve Başarı Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı İsken derOdabaşoğlu'.Vakfmamacının iş \a samı için gerekli olan teknoloji trans leri ne katkıda bulunmak olduğunu be linti. Bilginin stratejik bir kaynak haline geldiğini ifade eden İskender Odabaş oğlu. "Gelecekte toplumlar bilgi stoku na ne kadar katkıda bulunurlarsa \aşam hakkını da o ölçüde elde edecekler. Türkiye'nin bu hızla gelişmelere a)ak uydurması gerekiyor. Amacımı/, özellikle gençlere \0nelik projelen geliştirmek" dedi. Devrim DÖRDÜNCÜ, Dünya Gazetesi, 28 Nisan 1997 Cumhurbaşkanı Demirci'den Türk Mühendislerine övgü umhurbaşkanı Süleyman Demirci, Türk mühendis ve mimarlarını dünya ile boy ölçüşecek güçte olduğunu belirterek, "Türk mühendis ve mimarları Türkiye'nin sınırlarını aşmıştır, onların meydana getirdiği eserleri dünyanın çeşitli yerlerinde görmekten memnunluk duyuyorum" dedi. İTÜ'nün 224. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen törene katılan Demirci, törende yaptığı konuşmada. İTÜ'nün Türkiye'nin imar ve inşaasında, ihyasında ve kalkınmasında fevkalade büyük rol oydaşını vurguladı. İTÜ'nün 224. sene boyunca Türkiye'ye hizmet eden değerli mühendis ve mimarlar yetiştirdiğini anlatan Demirci, okulun kuruluşuna bakıldığında. C bugünkü gayretlerle ne kadar paralel olduğunun görüleceğini ifade etti. Demirci, o dönemde donanmanın düşmanlar tarafından ülkenin göziiönünde yakıldığını hatırlatarak, "O zaman düşündük ki. biz çağı kaçırmışız. İTÜ bir mimarlık, mühendislik kurumu olduğu kadar, çağı yakalamak için de bir fırsat haline gelmiştir" dedi. Dcmirel, "Türkiyemühendis ve mimarları Türkiye'nin sınırlarını aşmıştır. Onların meydana getirdiği eserleri dünyanın çeşitli yerlerinde görmekten memnunluk duyuyorum. Türk mühendis ve mimarları dünyayla boy ölçüşecek güçtedir. Çağdaş Türkiye, demokratik se laik Türkiye hepimizin hedefi oldu, bundan sonra da öyle olacaktır" dedi. Dünya Gazetesi, 31 Mayıs 1997 m LPG standardı değiştirildi Mecburi standart kapsamında bulunan TS 1449 "Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG)- Dondurma ve Boşaltma Kuralları" standardında değişiklik yapıldı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın bu konudaki değişikliği Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, sözkonusu standart yeni şekli ile 3 ay sonra imalat ve satış safhalarında mecburi olarak uygulanmaya başlayacak. Dünya Gazetesi, 31.10.1997 Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say : 455 • 15 BAŞKENT'TEN ı HABERLER Takograf tartışması çişleri Bakanlığı'nın kamyon, çekici ve otobüslerde "takograf" bulundurulmasına dair son çıkardığı genelgede, uygulamaya tabi olacak araçların sınıflandırılması imalatçıları güç durumda bırakırken, "trafik canavarı" ile mücadelede de "geri adım" olarak nitlendirildi. 1997 Eylül'ünde araç ve sürücülerin daha sıkı denetimi için tüm ağır vasıta ve otobüslere takılması zorunlu kılınan takografın,şok bir genelge ile "okul ve personel servis aracı, uluslararası yolcu ve yük taşımacılığı yapan ve Ulaştırma Bakanlığı'ndan Bl ve C-2 yet- İ ki belgesine sahip araçlarda" bulunmasının zorunlu olmadığı açıklandı. Takograf üreticileri bu karardan sonra yılda 100 bin üretim olan takograf pazarında yüzde 75'lik daralma olacağını belirtirlerken, "kapanmaların" gündeme gelebileceğini öne sürdüler. Yük ve yolcu nakliyatı yapan otobüs, kamyon ve çekici türü araç sürücülerin hız limiti ve çalışma sürelerini denetlemek için 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 31. maddesine göre İçişleri Bakanlığı'nınemriyle bu araçlarda takograf bulundurmak 1988 Eylül'ünde başlamı ştı. Tal i mata rağmen bazı illerde uygulamaya geçirilmeyişi sonucunda 1997 Eylül'ünde yönetmeliğin 99. maddesini değiştiren Bakanlık gerek şehir içi gerekse şehirlerarası yük ve yolcu taşımacılığında kamyon, çekici ve otobüslerde ayrım yapmadan takograf uygulamasını zorunlu hale getirdi. Ekim ayının sonunda ise İçişleri Bakanlığı yeni bir genelge daha yayınlayarak, uluslararası yolcuyük taşımacılığı ve öğrencipersonel servisi yapan firmalardan gelen istekler gerekçesiyle uygulamaya sınırlama getirdi. Bakanlık yeni uygulamada, "Uluslararası yolcu taşımacılığı yapan ve ulaştırma bakanlığı'ndan B-l yetki belgesi olan firmaların kendi araçlarında ve firma adına sözleşme karşılığı çalıştırılan ve taşıt kartı bulunan araçların tescil işlemleri ve trafik kontrollerinde elektronik takograf takma mecburiyeti aranmayacağını" belirtirken, yük taşımacılığı yapan C-2 yetki belgesi olanlarla, "okul servis ve personel araçlarını" da takograf uygulamasından muaf tuttu. Mehmet Ali KANTARCI, Dünya Gazetesi, 18 Kasım 1997 Kapital Sigorta'dan mühendislik sigortaları apital Sigorta, mühendislik sigortaları adı altında "makine kırılması", "montaj bütün riskler" ve "inşaat bütün riskler" sigortalarını pazara sundu. Milyonlarca lira değerindeki makinelerin uğradığı hasar, para, zaman ve üretim kaybını önlemek ve bu tür kayıpları güvence altına almak için Kapital Sigorta Poliçesi ile güç üreten üniteler, güç dağıtım tesisleri, trafolar, üretim makineleri, dokuma tezgahları, kağıt makineleri, kalorifer tesisleri, klimalar, asansörler, diğer makine ve tesisler sigortalanabiliyor. Bu poliçe ile işletme kazaları, yağlama unsurları, imalat ve işçilik hataları, voltaj dalgalanmaları, kısa devre, makineye giren yabancı maddelerin vereceği zararlar, işletme personeli ya da üçüncü şahısların dikkatsizliği veya sabotaj, ani ve aşırı soğuma-ısınma, merkezkaç kuv- K vetiyle meydana gelecek parçalanmalar, kapalı kaplardaki alçak basınçla eğilme, yırtılma ve deformasyonlar, buhar kazanları ve kaplarında su noksanlığı, fırtına, kasırga, don gibi riskler güvence altına alınıyor. Grev, lokavt, kargaşalık, halk hareketleri ve terör, hareketli makineler geniş kasko teminatı, fiziki infilak teminatı, makinelerin temel ve kaideleri, seri vasıtalarla yapılacak nakliye masrafları gibi ek primlerle bu riskler de güvence altına alınıyor. Montaj bütün riskler sigortasın da ise inşaatı bitmiş tesisin içine montaj yapılacak makine ve teçhizatta meydana gelecek zararlar güvence altına alınıyor. Bu poliçe ile hidroelektrik santraller, elektrik şebeke ve tesisler, trafo, enerji nakil hattı,jeneratör, transformatör, arıtma tesisi, telefon santralı, vinçler, diğer inşaDünya Gazetesi, 28 Mart 1997 16» Mühendis ve Makina- Cilt : 38 Say : 455 at makine ve ekipmanları, sanayi makineleri, haberleşme sistemleri, laboratuvar cihazları, asansörler, çelik köprüler ve her türlü montaj işleri sigortalanabiliyor. Bu sigortada da doğal afetler, yangın, hırsızlık, dikkatsizlik, sabotaj, hava taşıtları çarpması ve işçilik hataları güvenceye alınan riskleri oluşturuyor. Teminat kapsamına giren her hangi bir hasar sonucu enkaz kaldırma masrafları, grev, lokavt, kargaşalık, halk hareketleri ve terör, seri vasıtalarla yapılabilecek nakliye masrafları, fazla mesai ve tatil günleri ücret zamları, montajın geçici kabulünden sonra başlayan üçüncü şahısların maruz kalacağı zararlar, makine, ekipman ve yardımcı tesisler, montajın bitiminden sonra 4 haftayı geçen deneme devresi teminatı gibi riskler de ek primlerle teminat altına alınabiliyor. Teknik MAKALE TÜRKİYE'MİZİN EN TEMEL SORUNU BİLİM-TEKNOLOJİ İlter SERİM* Ö Z E T SUNUŞ u makalenin hazırlanışının ve referans olarak verilen yayınların basit ve temel tek nedeni bu ülkede bilim-teknoloji ortamlarının bütünleşik bir sistem yapısına kavuşturulması ereğidir. Bu yapılmadan Türkiyede bilim teknolojiyle ilgili her tür hizmet ve faaliyetler sonuçlarının izlenmesi, değerlendirilmesi ve yaygın olarak yararlanılması imkan dahiline giremez. Bunu doğrulayan çok güçlü ve yeterli bir misal Türkiyede yapılan doktora tezlerinin seksenli yılların başından beri, evvelce TÜBİTAK tarafından yayımlanmakta iken, yayımlanmamasıdır. Tam dokuz asır önce Ömer Hayyam kendi çağının bilimde en önde gelenlerinden biri olduğu halde, insanlığın bilim-teknoloji, edebiyat yolunda sürekli gelişmeye olan ihtiyacım ve yoksulluğunu şu dörtlükle dile getirmiştir: B Bu incelemenin amaç ve kapsamı : Dünyada bilim ve teknolojide ileri ülkelerin hepsinde yıllar önce gerçekleştirilmiş uluslararası standart ve çapta kurulmuş bilim-araştırma enstitülerine büyük gereksinimi olan Türkiye'mizin sahip olmasını mutlak zaruret gördüğüm ve yıllar önce yapılan çalışmaların süzgecinden geçirerek beraberinde Türk bilim teknoloji hayatım canlandırmak ve motivasyon, rasyonalizasyon ve entegrasyon sağlamak üzere yapılanmayı tamamlamak işlevleri doğrultusunda yasal, idari, mali ve eğitsel düzenlemelerle önlemleri belirli bir sistematik içerisinde ele almaktır. The ainı and the scope of this study ıs to tackle the necessary steps and the requisites m the fromework of legal, administrative, fıscal and educational organizations within a systemic approach for the reconstruction of Turkish selence and technology life in order to stimulate, and to provide motivation, rationalization and integration. This is specially compulsory, giving regard to science and technology (aplied research) institutes at inlernational standards which have been esuıblished in countries developped in science technology for which Turkey must have such instıtutions based on our efforts made many years ago. Anan ki muhiti fazl-ı adab şüdent Der cem'i ulum şem'i ashab şüdent Zin şeb'i tarik ne bürdent birun Güftend fesanci ve derhab şüdent Onlar ki edebiyat çevrelerinde artışlar sağlayıp yükseklere yer aldılar, Bilimlerde birikimli olanlar, etrafındaki insanlara ışık saçtılar, insanlığın karanlık gece yolunda aydınlatan meşale oldular, Hepsi masallar söylediler ve uykuya dalıp gittiler... Bu rubai ilme, gelişmeye olan büyük tutkuyu ve derin iç çekişine kadar güzel ifade etmekte,- hele o zamanın nisbeten daha az gelişmiş ve maddeci insanlarının (ortalama) bilime olan ilgisizliğinin ve kayıtsızlığının verdiği keder ve sıkıntıdan dolayı Ömer Hayyam'm düştüğü umarsızlığı ne denli lirik biçimde dile getirmektedir. İnsanlığın yüzlerce asır eskiye dayanan kültür ve medeniyetlerinin temel gelişme taşlarına nisbetle günümüzün eriştiği modern bilim teknoloji imkan ve vasıtaları ancak son 150 yılın çalışma, keşif, icat ve mühendislik katkılarının ürünüdür. Buhar makinaları, buhar ve gaz türbinleri, elektrik üreteç ve motorları, trenler, uçaklar, gemiler, karayolu taşıtları hep son yüzyılın önemli ürünleridir. Bütün bunlar matematik (matrisler, ağaçlar, matematik mühendisliği...) ve fizikteki (katı hal fiziği, elektrik, mekanik, optik, hidrolik..) ve de kimya, malzeme alanlarındaki önemli bilimsel-teknolojik gelişmelerin sonucu değil midirler? Son kırk yıllık gelişine ise daha baş döndürücü olarak görülebilir: Elektronik (zayıf akım bilim ve teknolojisi), mekatronik (mekanik ile elektroniğin kombinasyonu), yine fizik ve kimya alanlarındaki gelişmeler (buluş ve yenilikler)... bunların hepsi bilimsel ve uygulamalı araştırmaların, onca emek, bilgi, bilimsel-teknolojik donanım ve beyin gücüyle meydana gelmiştir-sayesindedir ki sanayi robotları, otomatik ev aletleri yüksek hızlı muhtelif taşıt araçları, bi- * Dr., Yüksek Mühendis Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455 • 17 MAKALE lişim-iletişim donanımları (bilgisayarlar, telsiz telefonlar, faks ve sair cihazlar) da bilinen ve geliştirilmiş mekanik ve fizik teori ve tatbikatının (transistor, bütünleşik devre, mikro yonga, optik elyaf gibi ve laser teknolojisi) devrim niteliğindeki oluşumlarla desteklenme ve birlikteliğinden kaynaklanmıştır. Günümüzde optik, katı hal fiziği, yüzey fiziği, elektronik, elektroteknik alanlarındaki gelişmelerin hepsi; uzaya araç, insanlı araç gönderme projelerinin tümü bilimsel-teknolojik araştırma ve geliştirmeye giderek daha fazla zaman, para ve insan gücü ayırmakla mümkün olmuştur. Ülkelerin AR-GE'ye yaptıkları yatırımlar sonuçta, orta ve uzun vadede ancak bununla, hasıl olan bilimselteknolojik gelişmeler yoluyla birkaç yıl sonra mali, maddi, sosyal gelir ve kazanımlar biçiminde birkaç kat artarak geri dönüşler sağlar. Gelelim Türkiyemize... 1980'li yılların başından bu yana, T ü r k Bilim Politikası 1983-2003' adlı T.C. Devlet Bakanlığı (kollektif) yayını ile başlayan bilim-teknoloji politikaları için çok kapsamlı çalışmalar, ilkeler, hedefler ortaya koyan yapıtlar ile bir çok kere vurgulandığı halde,- genelde bilim-teknoloji alanındaki araştırma-geliştirme ortamları (onbeş önemli enstitü), fonksiyonları ve insan gücünden oluşan sistem yapısı, ne kadar maddi kayıplar pahasına kurulup çalıştırılamadığı bu ülkede ar.-ge. harcamaları onyedi yıldır, bilim-teknoloji konusunda- ki hemen her toplantı, seminer, konferans, rapor ya da yayında %0.3 {top. ar.-ge harcamalan/GSMH) düzeylerinden 8-10 kat artırılarak %2-3'lere, bir an önce yükseltilmesinin vazgeçilmez gereği dillerde pelesenk olduğu halde ne icranın başları, ne ilgili bir devlet bakanı, ne de bütçe komisyon başkanları bu konuda olumlu tek bir adım atmışlardır. Fransızcada 'sensibiliser' diye bir kelime vardır. Bunun anlamı duyarlı hale getirmek, hassaslaştırmak-tır. Bu makalenin yazarı, konuyla ilgili bir kamu görevlisi olduğu ve işgal ettiği mevki dolayısı ile görevleri arasında yer aldığı cihetle 1980 yılından 1995'e geçen onbeş yılda ne kadar hükümet ilgili- yetkilisi (en üst düzey) gelip geçmişse, bunlar nezdinde hazırlayıp oluşturmaya çalıştığı konu edilen yasal idari, mali entegrasyon sisteminin gerçekleşmesi yolunda ne bir duyarlı tepki ne de ilerleme elde edebilmiştir. Araştırma için gerekli mali ve maddi imkan ve kaynakların sağlanması, bunların gerçekleştirileceği ortam ve donanımların ortaya konulması, bulunmayanların temin ve tedarik edilmesi, AR-GE. faaliyetlerinin zaman ve beyin gücü itibariyle oriyantasyonunu bütünleştirme ve işlevselliği sağlamak amacıyla: (a) 'Araştırma-Geliştirme Fonları Yasası (tasarı)'; (b) Araştırma Geliştirme Hizmet ve Faaliyetlerine Dair Kanun Hükmünde Karar (tasarı); (Tanımlar ve vergi kolaylıkları yönünden, tek sayfa). 1980'den bu yana.. (c) T.C.'nin İhtiyacı Olan Fizik ve Teknoloji Enstitüleri (uygulama ens.) Bu çalışmada öngürülen 16 enstitüden bir tek İleri Ölçme ile belki biri daha, dışında, gerçekleşme olmadı; 18 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say : 455 Teknik bunları Devlet Planlama Teşkilatı ilke olarak benimsediyse de yedi yıldır, siyasetçi-icracı kesimin ilgisizliğinden ya da dile getirilemiyecek nedenlerden mi bilinmez bir arpa boyu yol alındı. Oysa ki bu çalışmanın yapıldığı 1989'dan iki yıl geçmeden Cumhurbaşkanı sayın Turgut Özal'm himayesinde düzenlenen uluslararası bilim-teknoloji sempozyumunda konuşan G. Kore'li bilim adamı bu öngürülenlerden onikisini kurup işlettiklerini açıklamıştır. Ref.l'den bakılabilecek olmakla birlikte öngürülen bu uygulamalı araştırma-geliştirme enstitülerinin isimlerini belirtmek yerinde olacaktır: (1) İleri Ölçme (2) Isı-Termodinamik (3) Atmosferik fizik ve Uzaktan Algılama (4) Genel ve uygulamalı Mekanik (5) Takım Tezgahları ve Üretim Teknolojisi (6) Metalürji (7) Hidrolik-Pnömatik (8) Genel ve Uygulamalı Optik (9) Elektrik Teknolojileri (a) elektronik (b) elektroteknik (10) Soğuk ve Soğutma Tekniği (11) Refrakter, Seramik ve Kompoze malzeme (12) Polimer Kimya (13) Atom ve Molekül Fiziği (14) Tıbbi Makina ve Teçhizat (15) Katı Hal Fiziği (16) Hassas ve İnce Mekanik. (Bunların kuruluş yerleri de önemlidir). UnlG 96 adıyla İstanbul'da, Boğaziçi Üniversitesi'nin UNESCO işbirliğiyle düzenlenen uluslararası konferansta bilimsel ve teknolojik çok değerli tebliğlerin müzakere edildiği, son aşamalar, teknoloji edinme, yöntemler ve teknoloji yönetimi (sempozyumun ana başlığı bu idi) konularının incelendiği malumlarıdır. Burada verilen tebliğler arasında 'proceedings'te yayımlanan 'Türkiyede Kalkınmanın Hızlandırılması İçin Teknoloji Kazanımı ve Araştırma-Geliştirme Faaliyetlerinin Entegrasyona Yönelik Yeniden Yapılanması') (Ref.2) başlıklı İngilizce bildiri ve diğer resmi ve gayrı resmi raporlar ve inceleme yazılarıyla da konunun vazgeçilmezliği vurgulandığı halde, onüç yıl aynı müsteşarlık görevini ve TÜBİTAK bilim kurulu üyeliği yapan kişi olsun, sayın bakanlar olsun hiç kimseden sonuca gidecek bir tepki alınamamıştır... Yalnız, teorik fizik prof.'ü Başbakan yardımcısınca. Rcf (l)'i teşkil eden yapıtı incelemek zahmetinde bulunmadan o zamanın Sanayi ve Ticaret Bakanına 'kurulması istenen bu fizik enstitüleri nedir?' diye sorulduğunu dolaylı olarak öğrendiğimi çok iyi hatırlıyorum. Oysa ki (uygulamalı) bilim teknolojinin, teknoloji ise biliminin gelişmesinde sebep-sonuç ilişkisini ya da ortamını ve teşvikçisini oluşturur. Boşa giden zamanların zarar ziyanını kim ödeyecek? Bilgili, şuurlu insanlar gerekeni yapmadıklarından da sorumludurlar! Einstein'm izafiyet teorileriyle enerji madde denkliği, zamanın göreceli, hız, kütle enerji bağıntıları sayesinde nükleer enerjinin enerji üretimi, tıp, bioloji ve savunma sanayii alanlarındaki ilerlemeler mümkün olmuş; E. Schrödinger ve De Broglie'nin başını çektiği kuantum fiziğindeki gelişmelerle uzaya araç, insan gönderme projeleri gerçekleştirilebilmiştir. Yüksek magnetik alanlar, çok yüksek frekans fiziği, laser ve ötesi yüksek güçlü yönlendirilmiş ışık enerjisi gibi alanlarda ve daha bir çok fizik dalında insanlık ilerleme potansiyel gücüne ^chiptiiü İlim sınırsızdır. Önümüzde yüzölçümü ve nüfus yönlerinden küçük devlet örnekleri var: Hollanda, İsviçre, Belçika gibi. Araştırma Çeliştirme Fonksiyonlarının Elemanlar, Kurumsal Yapı ve Kaynak olarak Kuruluş ve İşleyişi: Bilim-Teknoloji Pi. Eleman olarak T Bilim-Teknoloji Pi. Kavnak olarak Bilim-Teknoloji Pi. Kurumsal Yapı olarak Bilim-Tek. Yüksek Kurulu Âr-(3e||pnlarj \ Ar^GeTUm Y§n. Harca. (I) / Öncüler Muciüer Uzmanlar "ARASTrRMACr Mühendisler '•/< 1 0 (özel. kamu) u , c , a . \w Ar-Gc yapan kuruluşlar PİRAMİD I PİRAMİD II PİRAMİD III Burada ideal olan, mühendislerin ve araştırmacıların AR-GE için problem teşhis ve tesbiti işlevlerini olabildiğince çok ve etkin yapmalarıdır. Burada dikkatle ve titizlikle uygulanması gereken husus şudur: ARGE harcamaları için verilen mali kaynak ödemelerinin %90'ı araştırmayı yapana (kuruluş, kişi) % 10'u yaptırana yapılmasıdır. AR-GE projeleri çevrimi : (1) Kamu ve özel sektör (büyük, orta, küçük) sanayi, tasarım, tıb işletmeleri piramidin (1) herhangi kesitiyle işbirliği yaparak: m, a, c, u (düzeyinde veya tipinde) arge projelerini oluştururlar. (2) Belirli bir ar-ge proje formatı ile Bilim-Teknoloji Yüksek Kurulu Sekreteryası ve İcra Kuruluna bu projeyle başvururlar. |3) Değerlendirme sonucunda kabul edilenler Ar-Ge Fonları Havuzuna "karar'ı verilerek, bu havuzun küçük, orta ölçekle sanayi ve tarım işletmeleri daha ziyade Bölge Şubelerinden, orta, büyük işletmeler ise B.T. icra Kurulundan yada Bilim-Teknoloji Vakfından mali destek alırlar. Not: Esasta II. Pizamidin ABNM kısmı I. Piramidin aynı kısmı ile özdeştir. Bazen MNYX kesiti sıfırdır Simgeler : (u, c, a, m) : AR-GE Projeleri (u', c', a', m') : AR-GE Projelerine verilen kaynaklar (p.t.) : Proje taslağı D : Danışmanlar B : Başvurular K : Kararlar K.M. : Karar Mekanizması Pol. T.Y. : Politika, teşvik, yönlendirme, destekleme kararları Not: Koyu kısımlar I kurumsal) yasal, idari, mali yönlerden henüz oluşmamıştır. Ekli iki yasa tasarısı ve bir KHKile birlikte yukarıdaki sistem bütünleşik ve işler nitelik kazanacaktır. Bilim-T. Bölge Şubeleri Adana Ankara Bursa Gaziantep istanbul izmir Konya Samsun Denizli inceleme Değ. Komi. (Her bölge için) |— 1. B.T.Y.K. icra Ku. Temsilcisi 2. Sanayi Temsilcisi 3. Yörenin konuyla ilgili ünite temsil— cisi Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455 • 19 MAKALE Türkiyeye benzer büyüklüklere sahip Almanya, Fransa, İngiltere gibi gelişmiş (7 Dev'den üçü) ülke örnekleri var. Bu ülkelerin bilim-teknolojide ileri olmaları sayesinde ve temelde bu nedenlerle sınai ürün ve hizmetlerde göreceli yüksek ticari kazançlar sağladıkları için GSMH'ları ve kişi başına milli gelirleri yüksek kalmaktadır. Dünya pazarlarında kalite- tüketiciye intikal maliyeti dengesini iyi yakalayan ürün ve hizmetler sunmaları yine ve ancak temel ve uygulamalı araştırmalar, endüstriyel keşif ve yenilikler yoluyla gerçekleşmektedir. Bu sürecin özü ar.-ge. sonucunda (genelde) bilgi üretimidir... Bu ülkeler, petrol, altın, elmas gibi yüksek ekonomik değerli doğal kaynaklara malik değillerdir,ama, çok önemli bir kaynağa işlenmiş, yüksek düzeyde eğitilmiş insan kaynağına sahiptirler. Bir de yeterli mikdar, kalite ve donanmalarıyla uygulamalı ar.-ge. merkezlerine maliktirler. Örnek olarak Almanya'da Max Plank Enstitüleri, Fraunhofer ve diğerleri ana branşlarıyla birlikte 90'm üzerinde fizik ve teknoloji enstitükri; Fransa'da belirli birkaç grup altında 20'den fazla; isviçre'de üç merkez bünyesinde 25 enstitü; İngiltere'de 17 enstitüyü zikretmek lazımdır. Bütün bu açıklamalar Türkiyede yönetimi elinde bulunduranların bu ülkenin halini ve geleceğini, ekonomik-sosyal kalkınmasını düşünmek ve gereğini savsaklamadan yerine getirmek mecburiyetinde olduğunu ortaya koymaktadır!!! Karar vericilerin bu duyarlığı göstermemelerinde politik çıkar ya da tercihlerin karşıt etkilerinin olduğu düşünülemez. Olsa olsa bu insanların, bilim-teknolojinin ve insan beyninin gücünden kaynaklanan gelişmelerin imkanlarından korkmuyorlarsa, kendilerinin nisbeten yüzeysel ve sıradan insanlar oldukları akla yakm gelmektedir. Oysa ki pek ince düşünen bir yüce insan şöyle demiştir: 'Dünyayı isteyen ilme sarılsın; ahireti isteyen ilme sarılsın', Keza devletimizin kurucusu M. Kemal Atatürk Türkiye'yi çağdaş medeniyet düzeyine ve hatta ilerisine çıkarmayı hedef göstermiş; bu uğurda 'en hakiki yol göstericinin ilim ve fen' olduğunu vurgulamıştır, bütün bu göreceli geriliğin, milli gelirimizin neden hala 3000 doların (per capita) altında olduğunun en geçerli nedeni ve cevabını oluşturan bilime ve ar.-ge. ye yetkince eğilmememizden kaynaklanan, ar.-ge.'nin gerekli ortamlarını- fidanlıklarını tesis etmemiş ve, ar.-ge.'yi hükümetlerin keyfi idare (ya da idaresizliğinden) ve tasarrufundan çıkarıp T.B.M.M'nin takip, denetim, kontrol ve desteği çerçevesine oturtma işlevini işler hale gitirememiş olmamız olgusudur. İşte bu makale bu iki hayati açığın hemen kapanmasını teklif ve tarif etmeyi amaçlamıştır. Bu tebliğ ile birkaç sayfada kristalize edilen bütünleşik (özde Tablo l'de) bilim-teknoloji yapısını inceleyip anlamak ve gereğince işlem yapmak, bir gün bir parlamento ve hükümete nasip olur dileği ve umudunu yitirmek istemiyorum! Türkiyeliler T.C. sınırları içerisinde bölünüp parçalanmadan, yabancı ülkelerin baskı ve dayatmalarına karşı koyacak güçle ayakta durmayı, hiç bir şoven ya da hamasi düşünce ve duyguya kapılmadan, istiyorlarsa, 'devleti-i ebed müddet'i istiyorlarsa bu günden tezi yok bilim-teknoloji için şu ortam ve koşullan mutlaka ve son hızla sağlamak zorundadırlar: 20 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455 Teknik SONUÇ VE UYGULAMA İLKELERI Milli çapta bir 'bilim-teknoloji sürekli seferberliği başlatmalıdır! Bu her Türkiyelinin baş ilkesi olmalıdır. Bunu gerçekleştirmek üzere: (1) Yıllardır boşluğu giderilemiyen ve acil ihtiyaç olan Uygulamalı Ar.-Ge. (hemen hepsi fizik ve teknoloji ar.-ge. enstitülerinden başka bir şey değildir) Merkezlerinin kurulup işletilmesi; (2) Tablo l'de görülen bilim-teknoloji hizmet ve faaliyetlerinin, düşünce aşamasından başlayarak, buluş, yenilik, geliştirme işlevlerinin; araştırma projesi, etüd, geliştirme projesi veya bunların kombinasyonu proje demeti biçiminde oluşmasını takiben, belirli formata uygun başvuruların 'Bilim-teknoloji Yüksek Kurulu'nun (kurulacak) 'İcra Kurulu'na başvurusu üzerine incelenip değerlendirmesi ve olumlu bulunanların' ARGE havuzundan desteklenerek gerçekleşmesi suretiyle, ülkemizde bu alandaki tüm çalışmaların bütünleşik, istikrarlı, partilerüstü (T.B. Millet Meclisi karma komisyonunca irtibatlandırılıp denetleme yetkisiyle donatılarak) kılınmak yoluyla Türkiyenin araştırma geliştirme, teknoloji transferi, adaptasyonu, yatay ve dikey teknolojik bütünleşme yollarının tümünden oluşan bilimsel (uygulamalı) ve teknolojik hayatı en sağlıklı yapıya kavuşacaktır, içinde bulunduğumuz yıllar, hala, özel sektörün ar.-ge. çalışmaları için yaptığı harcamalar Türkiye toplam harcamalrına göre % 15'ler dolayındadır. Oysa ki 1980'li yılların başlarından itibaren A.B.D.'de özel sektörce gerçekleştirilen ar.-ge. harcamalarının toplamdaki payı %65'in üzerinde kararlı olmuştur (Ref3). Tablo l'de açıklandığı gibi desteklenme kararı çıkan ar.-ge. projelerinin, kurulacak 'Araştırma Geliştirme Fonları' havuzundan beslenmesi şarttır. Yalnızca ne TÜBİTAK ne Bilim Tekno, Vakfı giderek büyüyen, iki üç ülke büyüklüğündeki ve şu an en az yetmiş milyon nüfuslu Türkiye'nin ar.-ge. ihtiyaç ve sorunlarını çözmeye yeterlidir. Bu amaçla zaman, enerji, imkan ve kaynakların tahsisi alanlarındaki savurganlığa, yetersizliğe, organizasyon bozukluğuna son vermenin zamanı çoktan geçti! Şu halde, Ekim 1983'ten beri. Kanun Hükmünde Kararname ile kurulmuş 'Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu'na da işlerlik kazandırmak üzere Başbakan başkanlığındaki bu kurulun altında T.B.M.M'de yurtlancak bir sekreterya ile birlikte B.T.Y.K'nun İcra Kurulunun ve ona bağlı ihtisas komisyonlarının yasal olarak ihdası ve işletilmesi suretiyle kamudan olsun özel sektörden olsun belirli bir formata göre hazırlanacak her türlü ar.-ge. projesinin incelenerek desteklendiği mekanizmanın kurularak faaliyete geçirilmesi gerekir! icra Kurulu'na bağlı özel ihtisas komisyonların karar almasma mesnet teşkil edecek inceleme, yönlendirme ve değerlendirme fonksiyonların yeterli, tutarlı, güçlü ve hızlı komiteleri (branşlara göre ayrımlanmış) oluşturabilir, istihdam edebilir, icra Kurulu'nca incelenip desteklenme kararma konu olan ar.-ge. projelerinin finansmanında gereken mali desteğin (meblağın) %90'ı ar.-ge. işle- Teknik MAKALE vini bizzat yapan kuruluşa (enstitü, laboratuar, üniversite, kişi vs.) ödenmesi esas alınmak; ancak % 10'u araştırmayı yaptıracak (proje sahibi) olana verilmelidir (bu da, proje sahibinin projenin hazırlanması, biçimlenmesi, ve diğer sahibi) olana verilmelidir (bu da, proje sahibinin projenin hazırlanması, biçimlenmesi, ve diğer zaruri masraflarım kısmen karşılanması uğrunadır). Havuzda oluşan fonların bölüşümü yönünden başlangıç on yıllık bir süre için, şöyle bir dağılımını etkili, işler ve nisbeten adil olacağı görüşüyle; % 50'sinin Fon yönetim merkezince, % 36'sının ülkemizin sanayide ve bilim teknolojide gelişmişlik, nüfus potansiyelleri gibi muhtelif ölçütleri dikkate alarak belirlediğim şu dokuz il ve yakın çevresinde kurulacak 'Bilim-Teknoloji Müdürlükleri' marifetiyle yürütüleceği düşünene dayandırılan kullanım öngörülmüştür: Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Adana, Konya, Gaziantep, Samsun, Denizli (her bölgeye %4'er). Geriye kalan % 13 ise m e v c u t Bilim-Teknoloji Vakfına tahsis edilir. (3) T ü r k H ü k ü m e t l e r i n i n değişmez politikalarından biri olarak: (a) On bin kişi başına düşen araştırmacı sayısını 2000'in başında 2O'ye ; 2010'da 40'a e r i ş t i r m e k ve hızla a s i m t o t i k 70'lere varmak; (b) Daha çok sayıda nitelikli bilim adamı yetiştirm e k hedeflerinden sapılmamalıdır! (4) Bu ülkede araştırma-geliştirmeye G S M H ' d a n ayrılan payda taviz v e r m e d e n hedeften s a p m a d a n iki yıl içinde %1.5 ve 2000'den itibaren sürekli %2.5'larda tutulması, yaşamsal gereksinim ad olunarak sağlanmalıdır. Bu dört t e m e l u n s u r yerine getirilir ve işlerliğin sürekliliği sağlanırsa bu ü l k e n i n bilim-teknoloji alanında D ü n y a ' d a b ü y ü k katkılar sağlayacak güçlü sürdürülebilir k a l k ı n m a sürecini y a k a l a m ı ş bir evrimsel d ö n ü ş ü m içerisinde olması ve devleşen gelişmeler beklenen son u ç olacaktır. Yukarıda açıklanan, olmazsa olmaz, pragmatik koşulların yanı sıra T ü r k bilim-teknoloji hayatının gelişmesi derinlik k a z a n m a s ı için şu t e m e l ve k ö k t e n c i o l u ş u m l a r ı n beraberinde aksiyona d ö n ü ş m e s i uygulanması vazgeçilmezdir: (A) O r t a l a m a eğitim düzeyinin ilk aşamada 7-8 yıla, ikincisinde 10 h a t t a 11 yıla çıkarılması (zorunlu eğit i m l e aynı değl); (B) İlk öğrenim yıllarını ü ç ü n c ü s ü n d e n başlıyarak öğrencilerin bilim teknolojiyle ilgilendirilmeleri; müfredat programlarının m a t e m a t i k ve bilhassa fizik, kimya, biyoloji derslerinde daha kapsamlı, deneyle ve görsel işlem ve m a l z e m e l e r l e güçlendirilmiş hale konulup, eğitimin kalitesinin yükseltilmesi; bilim ve fen adamlarının yüksek nitelikli yetişmelerinde t e m e l ve zorunlu olan ilk ve orta eğitim boyunca a l m a n fen derslerinin çağdaş i m k a n ve y ö n t e m l e r l e öğretilmesi keyfiyeti üzerinde m u t l a k a olanca ağırlığıyla durulmalı, fen dersleri gerekli ve yeterli laboratuar d o n a m m l a r ı y l a birlikte yürütülmelidir, ne hazindir ki son yıllarda başkent Ankara'da A t ü t ü r k lisesinde fizik derslerinde doğru dürüst deney yapılmadığı, h a t t a yeterli laboratuarlardan dahi y o k s u n olduğu bilinmektedir. Halbu ki daha lisenin bulunmadığı 50'li yılların başında İsparta'da İlkokul sonda, O r t a o k u l u n sahip olduğu iki ve dört z a m a n l ı motorların çalışmasını gösteren m a k i n a m a k e t l e r i n i şahsen okula taşıyıp arkadaşlara çalışma prensibini anlatmış- t ı m . 1970'li yıllar sonunda Sanayi Bakanlığında m ü d ü r iken yapılan m ü h e n d i s personel alımı sınavında sözü geçen bu motorları btlemiyen m ü h e n d i s l e r g ö r d ü m ! ' ! Şu halde özellikle son o t u z yılda fen dersleri eğitim i n d e görülen k o r k u n ç gerileme ve kalite düşüşü hızla giderilmeli ve yüksek iyileştirmeler ivedi gerçekleştirilmelidir. Yoksa yüzeysel az o n d a n az b u n d a n (fizik, kimya, biyoloji k a r m a bir 'fen bilgisi' dersi yaklaşımıyla' bir yere varamayız 1 değil; u ç u r u m d a n aşağı nasıl gittiğimizi anlamayız bile!!!! (5) Piramidin en geniş h a c m i n i işgal eden (kamu, özel sektör) m ü h e n d i s k e s i m i n i n yalnızca büyük sanayide değil, fakat aynı zamanda, evleviyetle orta ve küçük sanayi işletmelerinde yeterli sayıda gereğince istihdam edilmesinin sanayileşme sürecimizin hızı, kapsamlı ve daha etkili gelişmesi y ö n ü n d e k i büyük önemi ve rolü dikkatlerden kaçmamalıdır (Ref. 6). Bunun hangi yolla olursa olsun sağlanması yalnızca yukarıda belirtilen taydaları sağlamakla kalmayacak, ayrıca sınai işletmelerin %96'sım, h a t t a fazlasını oluşturan 'KOBİ'lerde problem teşhisi, ar.-ge.'ye kaynak olacak projeler o l u ş t u r m a sürecini de en az on kat b ü y ü t ü p canlandıracaktır! KAYNAKÇA 1. Dr. İlter Serim (Genci Müdür], T.C.'nin İhtiyacı Olan Fizik ve Teknoloji Enstitüleri. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanavı Araştırma Geliştirme Genel Müdürlüğü 1989. Ankara. (2) Technology Acquisition And Restructuring of R&D Actıvities Tovvard lntcgration For The Acccleration of Developnıeııt in Turkcy. Dr. İlter Serim 1996 UnlG 96 Technology Management. I'roceedings of The International Conferencc, istanbul, Boğaziçi University Junc 24-26 1996. (3) Technology and Trade Some Indıcators of The State ot U.S. Industrial Innovatıon 1980. U.S. Government Printıng Oftıce. Washington. (4) Türkiye Teknoloji Envanteri Ocak 1993 Ankara. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Araştırma Geliştirme Genel Müdürlüğü Yayın No. 199. (5) Technology Outlook 1992 O.E.C.D. Paris (6) Dr. İlter Serim, Türkiye nin Ekonomik Gelişmesi MühendisKüçük Sanayi Köprüsü. M.M. Odası Mühendis ve Makıııa Temmuz 1996. (7) World Economic Survey 1992 U.N. (8) Türk Bilim Politikası 1983 Ankara TC. Devlet Bakanlığı. (9) Kenan Okan - Dr. İlter Serim, Bilim ve Teknoloji 1, 1993. (10) Prof. Dr. Adnan Şaplakoğlu ve ekibi, TÜBtTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsünce hazırlanan Avrupadakı Araştırma Kuruluşlarından Örnekler1 1989. (11) Teknoloji II. Kongresi 1986 Ankara STB. San. Ar. Gel. Genel Müdürlüğü. (12) Araştırma-Gelıştirme Fonları Yasa Tasarısı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Araştırma Geliştirme Genel Müdürlüğünce 1980 yılında hazırlanmış, kamudaki yeniden yapılanmalara göre birkaç kez revıze edilmiştir. (13) Araştırma-Gelıştirme Hizmet ve Faaliyetlerine Dair Kanun Hükmünde Karar jlasanl (14) Dr. İlter Serim, Endüstrinin El Kitabı 1990 Ankara. Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> 455 • 21 MAKALE Teknik TÜRKİYE'DE ENERJİ VE EKSERJİ KULLANIMI VE SEKTÖREL VERİMLER Arif İLERİ*, Türker GÜRER** Ö Z E T GIRIŞ nerji kaynaklarının kıtlığı ve enerjinin gelişigüzel kullanımının ekonomi, çevre ve toplumun diğer dengeleri üzerindeki olumsuz etkileri, konunun dikkatlice irdelenmesi ve planlanmasını gerektirmektedir. Bu yayında, daha önceki benzer bir çalışmanın [1,2] sonuçları genişletilip, düzeltilip, güncelleştirilmiş; Türkiye'deki genel kullanım miktarları ve verimleri, enerji ile ilgili bir ulusal planlamada gerekli veya yararlı olacak irdelemelerle sunulmuştur. Diğer bazı ülkeler için de, özel tercihler ve eldeki bilgiler arasındaki bazı farklılıklara rağmen, benzer amaçlı araştırmaların sonuçları yayınlanmıştır [3-8]. E Türkiye genelinde enerji ve ekserji kullanım miktar ve verimleri incelenmiştir. Temel sektörlerin enerji verimleri, ulaşım %15, elektrik santrallan: %45, konut-işyeri %55, ve endüstri: %57.6: ekserji verimleri ise, konut-işyeri: %6.2, ulaşım: %15, endüstri: %32.7, elektrik santrallan: %45 olarak belirlenmiştir. Özellikle konut-işyeri enerji kullanımındaki yüksek verimin aldatıcı olduğu bu sektörün ekserji veriminin %6 gibi çok düşük bir değerle en dipte oluşuyla açıkça ortaya konmaktadır. Türkiye genelinde enerji verimi %35'iken ekserji verimi sadece %13 olarak belirlenmiştir.. • • Energy and exergy utilization in Turkey have been analyzed. We have evaluated the conversion sector and end uses for transportation, industrial, residential and commercial applications. Energy efficiencies are about %15 for transportation, 45% for thermal and hydropower plants, 55% for residential and commercial uses and 58% for industrial applications. The exergy efficiencies are about 6% for residential and commercial uses, 15 % for transportation, 33% for industrial applications and 45% for the utility sector. Overall averages are 35 % for energy and 13 % for exergy utilization. Yöntem Pratikte, ton, m3, kWh gibi birimler karşılaştırma amacıyla genelde "ton eşdeğer petrol, (tep)" olarak aynı baza getirilir. Ancak bu çalışmada daha temel olan joule (J) ve katları kullanılmıştır. Ayrıca termodinamiğin ikinci kanunun bir sonucu olarak, farklı enerji türleri farklı kalitede olabildiklerinden, örneğin kömür, petrol gibi "yüksek kaliteli" yakıtların, ısı bazlı olan jeotermal sıcak su gibi düşük kaliteli kaynaklarla toplanmaları, karşılaştırılmaları joule bazında bile doğru değildir, benzer şekilde, kalitelerindeki fark nedeniyle, üretilen iş ile farklı sıcaklıklardaki ısıların da birbirleriyle ve üretimlerinde kullanılan ana enerji girdileriyle doğrudan kıyaslanmaları hatalı sonuçlar verebilir. Kaliteyi aynı baza indirerek değinilen bu sorunu ortadan kaldırmak için, önce enerjilerin ekserjileri hesaplanmalıdır. Bu amaçla temel ilişkilerden başlanılabileceği gibi, önceden hesaplanıp yayınlanmış olan ve; q = (ekserji değeri) / (enerji değeri) (1) olarak tanımlanan "kalite faktörü", (q)'dan yararlanılabilinir. Fosil yakıtlar için enerji değeri olarak "üst ısıl değer" alınır; ekserji değeri ise, çevre sıcaklığı olan To ve sistemi tersinir olarak çevre ile sıcaklık, basınç ve kimyasal dengeye getiren işlemin entalpi ve entropi değişimi olan Ah ve As cinsinden hesaplanır: ekserji değeri = Ah - To As. (2) Sonuçta, AS'in değer ve işaretine bağlı olarak yakıtların kalite faktörü genelde 1.0'e yakın ve 0.95 - 10.5 aralığında bulunur. Isı transferi ve termal enerjinin ekserji değeri ise enerjisine ve ayrıca bulunduğu sıcaklık (T) ile doğal çevre sıcaklığı (To) arasındaki Karnot çevrimi verimine bağlıdır: q=l-(T 0 /T). (3) Enerji (Birinci Kanun) verimi, £ 1 ; yaygın olarak iki eşdeğer yaklaşımın biriyle hesaplanır: * Prof. Dr. ODTÜ, Maklna Mühendisliği Bölümü ** ODTÜ, Makina Mühendisliği Bölümü 22 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455 MAKALE Teknik r Tablo 1 : Türkiye'nin 1995 Yılı Toplam Enerji ve Ekserji Girdisi (10 6 W): (Üstteki sayılar enerfı. altta parantez :cindeki italik sayılar ekserji ile ilgilidir.) Enerji Kaynağı TEP I İthalat Üretim q* Ham Petrol Hidrolik Enerji Doğal Gaz Linyit Atıklar Jeotermal Enerji Taş Kömürü Kok Petrokok Güneş Odun TOPLAM 1.05 0.99 0.086 1 0.91 0.92 0.21 1.04 0.23 1.05 0.86 0.29 0.61 1.03 0.7 1.05 0.77 1.04 0.86 0.93 0.3 1.05 Toplam O' /O Türkiye % 154 584.0 1 093 644.3 87.6 1 248 228.3 (153 038.2) (1 082 707.9) (1 235 746.1) 159 995.7 — — i 159 995.7 (159 995.7 | (159 995.7 6 950.4 253 397.3 97.3 260 389.6 (6 394.4) (233 125.5 (239 558.4 — 442 565.9 442 565.9 (460 268.5) (460 268.5) 65 149.7 65 149.7 — (68 407.2) (68 407.2) 5.777.9 5 778.1 — — (1 682.3) (1 682.3) 192 015.9 77.7 247 242.4 55 226.5 (197 776.4) (254 659.7) (56 883.3) 2 093.5 2 093.5 I — — (2 156.3) (2 156.3) — 30 774.5 — 30 774.5 (30 466.7) (30 466.7) — 2 177.2 2 177.2 — (2 024.8) (2 024.8) 230 787.4 230 787.4 — — (242 326.8) (242 326.8) 2 695 182.1 1 123 214.9 1 571 925.5 58.3 (2 697 292.5) (1 151 021.2) (1 546 232.8) 46.3 (47.5) 6.0 (6.0) 9.6 (8.9) 16.4 (17-0) 2.4 (2.5) ~ oP Kayıp** Yıllık Artış Oranı (%) (1994-95) (86-95) 58 869.2 (58 280.5 — 7.7 4.0 15.0 11.0 — 23.4 27.0 2 093.5 (2 177.2) — 2.6 1.7 -46.4 -5.2 18.2 12.9 12.5 3.9 (0.1) 2 261.0 9.2 (9.5) (2 328.8) 0.1 (0.1) — 1.1 (1.1) 0.1 — (0.1) — 8.6 (9.0) 100 63 223.7 (100) (62 786.5) -12.3 14.4 23.4 0.5 0.4 6.0 4.0 NOTLAR: ' : TEP=ton eşdeğer petrol; orjinal birimler: katı yakıtlar için ton, doğal gaz için 103 m3 elektrik için ı 0 3 kwh. (Jeotermal ve güneş enerjisinin elektriğe dönüşümü için % 10 verim varsayılarak). q= kalite faktörü. (Jeotermal enerji için sıcaklık : ısıtmada 100°C. elektrik üretiminde 200 C. **: Bu değerler kaynağın dönüşüm veya kullanıma sunulmadan uğradığı kayıplardır. e, = (faydalı enerji çıktısı) / (gerekli enerji girdisi) = 1- (enerji kayıpları) / (enerji girdisi) (4) Tipik aktiviteler için enerji verimleri, ölçüm veya hesap sonucu yayınlanmış değerlere ve gerekli durumlarda mühendislik tecrübe ve ön sezme dayanılarak belirlenir. Ekserji (İkinci Kanun! verimi için yapılan eşdeğer tanımların en temeli ise şöyledir £, = (belirtilendi amaç için gerekli minimum ekserji) / (gerçekte harcanan ekserji) (5) Minimum değer ıçm tüm tersinmezlık kayıplarının yok edildiği bir ideal model varsayılır. Belirlenmiş işlemler için bu tarifi özelleştirmek ve enerji verimim içe recek şekilde ifade etmek hesap kolaylığı sağlayabilir. Girdi ve çıktıların yüksek kaliteli enerji türleri olduğu durumlarda enerji ve ekserji verimleri yaklaşık aynı değerde olurlarken, girdi ve çıktılar ısı transferlermı içerirse (ve özellikle ilgili sıcaklıklar çevre sıcaklrğma yakınsa), verim değerleri çok farklı olabilirler. Konuyla ilgili daha kapsamlı açıklamalar, formülasyon ve sayısal değerler bir çok kaynakta, örneğin [2-4, 9-12] mevcuttur. Sektörler Türkiye'nin enerji girdisi, başta fosil yakıtlar ve az oranda yenilebilir türden olmak üzere birincil eneri] kaynaklarından sağlanır. Girdinin bir bölümü, bu ^alışmada topluca "Dönüşüm Sektörü" olarak anılan ı-lektrik santralları, petrol rafineleri ve kok tesislerinde ikincil enerjiye dönüştürülüp son kullanıcılara sunulur. Kabarık sayıları ve farklı özellikleri nedeniyle kullanıcıları inceleyebilmek için benzer işlevleri olanlardan, önce alt kümeler ve sonra da bunlardan ana "sektörler' tanımlanmıştır. Ru gruplama bir miktar detayın kaybolmasına yol açabilecekle de, genel sonuçların elde edilmesini ve irdelenebilmesmı mümkün kılacaktır. Mevcut istatiksel bilgilerin sunuluş şekli de dikkate alınarak, bu incelemede üç ana son kullanım sektörü oluşturulmuştur: II) "Ulaşım", (2) ''Endüstri". (3ı "Konut ve İşyerleri" sekiı'ıru'ri. Temel Girdileri Yapısı Türkiye'ye enerji ve ekserji girişi 1995 verileri \\.V\ ile Tablo l'de sergilenmiştir, fcotermal enerji dışındaki t ü m M ü h e n d i s ve Makina - Cilt : 38 Say : 4G3 • 23 MAKALE Teknik Tablo 2 : Türk Dönüşüm Sektörü, 1995. (Üstteki sayılar enerji, altta parantez içindeki italik sayılar ekserji ile ilgilidir.) Enerji Kaynakları Enerji Girdesi (Ekserji Girdisi) (106 M J) Kaynak Yüzdeler Sektör Üretim Türkiye 6 (10 MJ) (%) £1 £2 (%)** ELEKTRİK SANTRALLARI Elektrik Üretimi Petrol 75 491.6 (74 736.7) 6.0 11.0 (10.9) 2.8 (2.8) 20 779.2 6.7 27.5 (27.8) Hidrolik Enerji 159 995.7 (159 995.7 100 23.2 (23.3) 5.9 (5.9) 127 947.2 41.2 80 (80) Doğal Gaz 137 249.9 (126 269.9) 52.7 19.9 (18.3) 5.1 (4.7) 59 685.5 19.2 43.5 (47.3) Linyit 286 432.7 (297 890.0) 64.7 41.6 (43.2) 10.6 (11.0) 92 933.3 29.9 32.4 (31.2) Atıklar 3 201.2 (3 361.3) 4.9 0.5 (0.5) 0.1 (0.1) 800.3 0.3 25 (23.8) Jeotermal Enerji 3 098.2 (1 146.3) 53.6 0.4 (0.2) 0.1 (0.1) 309.6 0.1 10 (27.0) 23 782.2 9.6 0.9 (0.9) 0.9 (0.9) 8 035.6 2.6 33.8 (32.8) Taş Kömürü (24 495J) Toplam Termal 529 255.8 (527 899.9) 76.8 (76.8) 19.6 (19.6) 182 624.5 58.8 34.5 (34.5) Toplam Elektrik (687895.6) 689 251.5 100 (100) 25.6 (25.6) 310 490.7 100 45.0 (45.1) 65 300.0 21.1 35.6 2 512.2 0.8 Tesis-içi Kullanım, İletim, Diğer Kayıplar İhracat 6 029.3 1.9 236 649.2 76.2 Petrol Üretimi 1 140 287.5 (1 128 884.6) 100 (100) Rafinerilere Son-Kullanıcılara Net Sunulan PETROL Ham Petrol 1 195 388.4* (1 183 494.8) RAFİNERİLERİ 100 (100) 95.8 44.4 (43.8) İhracat 79 050.6 (78 260.1) 7.0 Elektrik Santrallarında 75 491.6 (74 736.7) 6.6 Son-Kullanıcılara Net Sunulan 985 745.3 (975 887.8) 86.4 95.4 (95.4) KOK ÜRETİM TESİSLERİ Kok Üretimi Taş Kömürü 138 338.5 (142 488.7 56.0 100 (100) Son-Kullanıcılara Net Sunulan (ithalat Dahil ) 5.1 (5.2) 91 779.0 (94 532.4) 93 872.6 (96 688.7) NOTLAR: * : 6029.3'lık elektrik girdisini içerir. ** : e-, ve e2 girdi/çıktı oranından hesap edilmiş, ancak hidrolik için verimler %80 varsayılmıştır. 24» Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say. : 455 100 (100) 66.3 (66.3) İnil ımya 0.4 (0.4) 0 (D CVİ CO o"" "D CO E* E v en" lanı 124 688.9 17.3 709 110.3 (17.3) (706 551.8) 0.06 (0.07) 17.2 584 421.4 (17.2) (587 862.9) 0.1 (o.?; 38.5 ° et < o j^QN O , ." mir aat 465 468.7 (460 832.1) 1 758.5 99.6 (99.6) 4.3 (4.3) 100 4.6 (4.6) (3.6) I 4.7 (4.8) 110 201.8 100 30.8 2 004 674.5 (1C0) (31.2) '2 008 523.3, 100 (100) 11.8 (7 7.8; 76.2 13.3 4.1 (13.1) (4.1) 236 649.2 86.7 26.7 1 768 025.3 (86.9; (27.1) '7 777 874.7, 35.5 (72.7; 100 27.8 8.6 230 787.4 (28.7; O- 0) (242 326.8) 100 230 787.4 (242 326.8) 0.1 (0.7; 100 2 177.2 (2 024.8; 0.2 (0.2; 100 26.3 830 095.5 (100) (26.1) (847 739.5; 17.6 (17.7) (3-2) 4.1 (4.2; 74.4 (74.4) 8.8 | (8.7) | 65.6 | (65.7) | 8.6 | 0.08 | (0.08) | (0.7; 0.1 (0.7; 1.5 (1-5) 2.3 (2.4) 3.1 (3.2) 61.5 0.05 (0.05) 100 30 774.5 (30 466.7) 5.7 (5.9) 7.7 (8.0) 1 339.8 (7 246.0; 82.4 217 719 893.7 (82.3) (27.5; (730 937.7) 0.03 (0.03) 1.1 (7.7; 100 93 872.6 (96 688.7) 0.1 (o.?; 0.3 (0.4) 33.5 4.6 (4.2) 6.1 (5.6) CM C\| TOPLAM İ 463 710.2 (459 073.6) 3 140.3 (3 234.5; 12.8 3.4 (73.2; (3.5) 96.7 82 860.7 (85 347.6) 1.3 (7.3; 4.0 (4.1) 46.4 | 49.2 36.6 I (48.5) (36.1) 8| 1 Elektrik Yakıt Toplamı || Odun 33 537.9 (34 544.0) 1.8 (1.9) 6.9 (7.2) 19.9 cd 837.4 (778.8) 30 774.5 (30 466.7) 90 732.3 (93 454.3) 0.02 0.003 49 239.1 (0.02) (0.003) (50 717.3) 2 679.7 (535.9) 0.1 (0.7; 0.3 (0.3; 46.4 2 679.7 (535.9; CO Güneş 0.03 61 948.5 (65 045.9) 2.3 (2.4; 7.5 (77) 95.1 cd Petrokok 83.74 (86.3) 154 039.7 34.8 (160 201.3) 3.0 (3.7; 9.6 (9.9) 95.1 123 139.7 47.3 (113 348.5) 1.4 (1.3) 4.6 (4.r; 985 745.3 79.0 (975 887.9) 32.4 10.0 (31.5) (9.8) 61 948.5 (65 045.9) 79 971.7 (83 170.6) 37 850.5 ' 14.6 (34 882.5) 10.5 2.7 (70.5; (2.8) 3.2 (2.9) 21.6 CD 1 Kok Kömürü I Taş Enerji Jeotermal OC od || Atıklar T" 16.7 OC 74 068.0 (77 030.7) s? 12.0 (77.7; s? 32.7 S? || Linyit s I 5? W 0.01 0.001 85 247.3 (0.07; (0.001) (78 427.5) - 0.01 O 41.87 (38.5) to 268 637.9 (265 951.5) T " 35.8 9.4 (35.5) (9.3) OC 20.3 s? 253 522.8 s? 17.2 End-use Sectors i (17.oy (250 987.6) to O Doğal Gaz (S 99.6 (99.6) T " 37.1 Konut-İşyeri** OC 463 584.6 (458 948.8) Endüstri* S? Petrol Kaynağı Ulaşım 5? (00 Ü 001- Enerji MAKALE Teknik Tablo 3. Kaynakların Son-Kullanıcı Sektörlere Katkı Oranları. (Yüzdeler: Kaynak için: R %; sektör için: S%: Türkiye toplamı için: T%) (Üstteki sayılar enerji, altta parantez içindeki italik sayılar ekserji ile ilgilidir.) o 0) CD Q CD 0 tü 0 E üCvj" m JD ÇD .iz a> c> co 0 CD d X en co co O" 0 "S O Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say : 455 • 25 MAKALE Teknik Tablo 4 : Toplam Tüketimin Ulaşım Türüne Göre Dağılımı (%) Enerji Ekserji Otobüs ve Kamyon (Diesel) 30.23 30.2 Otomobil (Otto) 60.28 60.21 Uçak 4.33 4.32 Gemi 2.15 2.14 Tren 3.02 3.12 100 100 15 15 TOPLAM Genel Verim (%) rolik enerjiden sağlanmaktadır. Tüm linyitin % 65'i, doğal gazın % 53'ü, taş kömürünün % 10'u, ve sonuçta ülke girdisinin % 25'i elektrik üretiminde kullanılmaktadır. Santral içi kullanım, iletim kaybı ve kaçaklarla % 21'i kaybolan üretimimden net olarak 0.24* 1012 MJ'luk bir kısım kullanıcılara ulaşmaktadır. Rafinerilerdeki kayıp % 5 mertebesindedir. Petrolün % 7'si ihraç edilmiş, % 6.6'sı santrallara dönmüş ve yaklaşık 1012 MJ değerindeki petrol ürünleri ise kullanıma arz olmuştur. Öte yandan kok tesisleri taş kömürünün % 56'sını, % 34'lük bir enerji kaybıyla işlemişlerdir. SON-KULLANjM SEKTÖRLERI Tablo 5 : Türk Endüstri Sektöründe Talep Yüzdeleri ve verimler. Kullanım Türü Elektrik Yakıtlar Dönüşüm sektörlerinden sağlanan ikincil kayMotorlar 65 80 80 naklar ile o sektörlerde işlenmeyen birincil kaynak5 34 47 27 85 70 Proses Buharı ları, çeşitli ihtiyaçların 71 29 Doğrudan Isıtma 23 98 35 40 karşılanmasında harcıyan kullanıcıları içeren bu sekDiğer 7 19 17 törlerin durumu Tablo 3'de (Aydınlatma) derlenmiştir. Tablo, sek14 8 70 Mahal Isıtması törlerdeki enerji ve keserji kullanımı yanında bunun 10 Yakıt Kayıpları o kaynak (R%), o sektör 71.2 100 52.5 23.9 TOPLAM 100 80.1 (S%) ve Türkiye top lamındaki (T%) oranını da gösSektöre Genel Verim (%) : £, = 56.8; 82 = 31.3 termektedir. Ülke enerji kaynaklarının % 75'ini kaynaklar yüksek kaliteli olduklarından enerji ve ekserji kullanan bu sektörlere verilen enerjinin % 12'si elektrikdeğerlerinde sayısal olarak fark azdır. Yaklaşık 2.7* 1012 dir. Aşağıda, bu sektörler sırasıyla ele alınmaktadır. MJ olan ülke toplamını veren onbir ana kaynak içinde % 46 ile en büyük paya sahip olan ham petrolü, linyit, doğal gaz ve taş kömürü takip etmektedir. Tümünün ülke Ulaşım Sektörü Tablo 3'de görüldüğü gibi, tüm petrolün %37'si, üliçinde üretilmesi özelliğini de taşıyan yenilenebilir kaynaklardan odunun %8.6 ve hidrolik enerjinin 96 kadar ke enerjisinin % 17.3'ünü kullanan bu sektöre olan girolan katkısı dışmda güneş ve jeotermal enerji henüz ih- dinin % 99.6'sını karşılar. Tablo 4'deki değerlere göre, mal edilebilecek seviyededir. Linyit dışmdaki tüm ana kullanımın % 9O'ı, gittikleri mesafenin üçte-ikisi şehir kaynakların çoğu ve sonuçta ülkenin toplam enerji girdi- içi yollarda geçen kara taşıtlarına aittir [15]. Bu bilgiler sinin % 6O'ı ithal edilmektedir. Tablo 1, enerji kaynakla- ve bazı gerçek verim ölçümlerine [16] dayanarak, ularındaki ortalama artış oranlarım da vermektedir. Azalma şım sektörünün enerji ve ekserji verimlerinin her ikisi sadece atıklarda ve sorunlu petrokok kullanımında var- de, düşük uçtaki bir seçimle, % 15 olarak alınmıştır. ken; temiz kaynaklar olan doğal gaz, jeotermal, hidrolik ve güneş enerjisindeki artış oranı ülke ortalamasının çok üstünde gerçekleşmiştir. Petrol kullanımındaki artış ora- Endüstri Sektörü Tablo 3'e göre, ülke toplam enerjisinin % 26'sı, ve nının yükselme meyli de dikkat çekicidir. bunun % 17.6'sını oluşturan elektriğin toplam üretiminin % 4O'ı, bu sektörde tüketilmektedir. Sektör ihtiyacının % 35.8'i tüm petrolün %20'siyle, %13'ü kokun % DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜ 97'siyle, % 12's doğal gazın %33'üyle, %11'i linyitin Son kullanıcılara ikincil enerjileri hazırlayan bu sek- %17'siyle, %7'si taş kömürünün % 20'siyle, % 4'ü pettörü oluşturan elektrik santralları, rafineriler ve kok te- rokokun tamamıyla ve ancak % 0.1'i güneş enerjisinin sislerindeki durum [13] Tablo 2'de özetlenmiştir. Elektri- % 40'ıyla karşılanmaktadır. Verimin belirlenmesi için ğin % 59'u % 34.5 verimli fosil yakıtlardan, gerisi ise hid- çok sayıda ve farklı özelliklerdeki tüm kullanımlar şu % £ı 26 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say. : 455 e2 % £ı e2 Teknik MAKALE ana gruplarda birleştirilmişlerdir: (1) motorlar, (2) Elektrik proses buharı, (3) doğrudan Yakıtlar Kullanım Türü ısıtma, (4) mahal ısıtması, aydınlatma ve diğerleri. Aydınlatma 15 6.5 5.9 Tablo 5 bu kategorilerdeki (90) (5.0) - Ampul (4.5) elektrik ve yakıt tüketimi- Floresan (10) (20) (4.5) nin yüzdelerini 113-15| ve tesbit edilen verimleri Motor 8.5 70 70 özetlemektedir. Elektrik Sıcak Su 10 90 5.6 37 60 4.1 çoğunlukla motorlarda Pişirme 2 20 40 10 (%6.S) ve doğrudan ısıtmaBuzdolabı 41 100 10.6 da (%23); yakıtların % 47'si de mahal ısıtmasına Mahal Isıtması 43 50 2.5 göre oldukça yüksek sıcakDiğerleri 23.5 111 31 lıklardaki ısıl işlemlerde (33.3) - iklimlendirme (200) (14) nisbeten yüksek enerji ve (33.3) - Çamaşır Kurutma (65) (9) ekserji vcrimleriyle kulla(33.3) - Diğerleri (70) (70) nılmaktadır. Ortalama sıTOPLAM 83 19 100 52 4.6 caklıklar, doğrudan ısıtma için 800°C, proses buharı Sektörel Genel Verim (%) : £, = 55; £ 2 = 6 için 200°C, mahal ısıtması için 90'C alınmış; aydınlatmanın %90'ı tloTablo 7 : 1995 Türkiye Enerji ve Ekserji Dengesi (KfiMJ) resan varsayılmıştır. Bunlara göre enerji ve ekserji vermeleri elektrik kullanımı için % Enerji Ekserji 80.1 ve %71.2; yakıt kullanımı için % 52.5 Analizi Analizi ve % 23.9; ve birlikte tüm sektör için % Dönüşüm Sektörü : 56.8 ve %31.3 olarak hesaplanmıştır. 1 1 Tablo 6 : Türk Konut-işyeri Sektöründe Talep Yüzdeleri ve verimler. Girdi Kayıplar - Dönüşüm - Diğer Kayıp (%) Çıktı Konut-İşyeri Sektörü : Girdi Kayıplar Kay.p (%) Çıktı Verim (%) Ulaşım Sektörü : Girdi Kayıplar Kayıp (%) Çıktı Verim (%) Endüstri Sektörü : Girdi Kayıplar Kayıp (%) Çıktı Verim (%) Türkiye Toplamı : Toplam Girdi Toplam Kayıplar İhracat Toplam Çıktı Genel Verim (%) 947 608 480 128 1 486.8 986.7 421 .2 565.5 36.4 467 065.6 939 607 479 128 1 830 095.5 369 392.5 22.1 460 703.0 55.5 841 139.5 788 988.9 34.8 52 150.6 465 468.7 365 648.4 23.6 69 820.3 460 832.1 391 707.3 17.3 69 124.8 16 15 6.2 706 551 .8 475 509.4 21 .0 231 042.4 32.7 709 1 10.3 300 622.8 1 7.9 408 447.5 57.6 2 695 182.3 2 674 650.4 81 562.8 938 970.8 34.9 2 1 142.4 996.4 971 .4 025.0 26.9 459 171 .0 697 264 80 352 292.5 202.0 772.3 317.8 13.1 Konut-İşyeri Sektörü Adı kısmen kısaltılan bu sektör aslında hükümet binalarını ve istatistiklerde ziraat olarak belirtilen kullanımı da içermektedir [13]. Enerji girdisinin en çoğu petrol (32.4, tüm petrolün %22'si) ve odundur |%27.8, odunun tümü). Hayvan ve bitki atıklarının %95'iyLe ihtiyacın % 7.5'i karşılanırken, tüm jeotermal ve güneş enerjisinin yarılarının kullanılmasından ancak % 0.5'lık bir katkı sağlanmaktadır. Ayrıca tüm elektriğin % 35.5'i sektör enerjisinin :13'ünü verir. Sektör veriminin hesaplanabilmesı için Tablo 6 da belirtilen kullanım kategorilerinden yararlanmıştır [14-15). Elektrik en fazla buzdolaplarmda (%41), yakıtlar ise en çok mahal ve su ısıtılmasında (toplam %80) tüketilmektedir. Pişirme için 120'C, sıcak su için 60°C, mahal ısıtma için 50''C, iklimlendirme için 13°C ve buzdolapları için ise -8°C varsayılmıştır. Sonuçta, enerji ve ekserji verimleri elektrik kullanımı için %83 ve %19; yakıt kullanımı için % 52 ve % 4.6; ve birlikte tüm sektör için %55 ve %6 olarak hesaplanmıştır. SONUÇ VE ÖNERILER Sektörler ve Türkiye geneli ile ilgili temel bulgular Tablo 7'de özetlenmiştir. Enerji ve ekserji bulguları arasındaki farkMühendis ve Makina - Cilt : 38 Say : 455 • 27 MAKALE Teknik Ham Petrı' (46.3j Hidrolik (6.0) Doğal Gaz (9.6) Linyit (16.4) Alıklar (2.4T Jeotermal (0.2)-, Taşkömürü (9.2) Kok (0.1)—; Güne; (0.1)— t Oİun (8.6) Şekil 1 : 1995 Türkiye Enerji Akışı (%) (Toplam : 2.7 x W12 MJ) lar her iki incelemenin de yapılması gereğini teyid etmektedir. Olayın daha da net kavranması için 1995'de ülkedeki enerji ve ekserji akışı Şekil 1 ve 2'de sergilenmiştir. Akış en soldaki ana kaynaklardan başlayıp en sağdaki son kullanımlara doğrudur ve alt kenara dik alınlıklar ilgili miktarlar ile orantılı olduklarından her basamaktaki kayıp oranı ve verim net olarak algınalabilmektedir. Ülkede nerde daha çok enerji kullanıldığını ve israf edildiğini ortaya koymak amacıyla sektörleri irdelerken şu karşılaştırmalar yapılmalıdır: i) Sektörlerin büyüklük ve önemini belirlemek için, toplam ve farklı türdeki enerji ve ekserji girdi ve kayıplarının mutlak değerleri sektörler arasında birbirleriyle; ii) Göreceli performans için, verimler sektörler arasında birbiriyle; iii) Ekserji verimi düşük ise, bunun ana sebebi için, aynı kullanımın enerji ve ekserji verimleri birbirleriyle. Konut sektörüne en çok, ulaşım sektörüne onun yarısı mertebesinde olsa da, incelenen sektörlerden hepsine önemli oranda girdi mevcuttur. Enerji kayıplarında tüm sektörlerin önemli ve aynı mertebelerde payı vardır: Başta %36 ile dönüşüm sektörü, sonra % 24 ile ulaşım, :22 ile konut-işyeri ve %18 ile endüstri sektörü. Ekserji kayıplarında ise sektörler farklı sıralanmaktalar: Şimdi başı çeken (%22 ile enerjideki sona yakın sı28 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455 rasına karşılık) %35 ile konut-işyeri sektörüdür. Bu husus, iyileştirme çabalarında bu sektöre ve onun alt sektörlerine ağırlık verilmesi için açık bir davettir. En çok enerji kaybına yol açan dönüşüm sektörü ekserji kaybında %27 ile ikinci, endüstri %21 ile üçüncü sıradayken, en üstteki ulaşım sektöründe bile % 17 gibi önemli oranda kayıp söz konusudur. En yüksek enerji verimine endüstri (%57.6) ve konut (%55.5) sektörlerinde; en düşüğüne (%15) ise ulaştırma sektöründe ulaşılmaktadır. Bu sektörün ekserji verimi de % 15'dir ve düşüklüğü enerji verimi ile aynı sebeplere dayanmaktadır. Ekserji açısından yüksek kaliteli bir çıktı olan iş üretilmesine rağmen verimin bu derece düşmesine yol açan şehir içi ulaşımında yeni çözümler üretmek ve uygulamak iyileşmenin ilk adımı olacaktır. Öte yandan dönüşüm sektörünün ve son kullanıcılar arasında endüstri sektörünün ekserji verimleri nispeten yüksektir. Dönüşüm ve ulaşım sektörlerinde enerji ve ekserji verimlerinin birbirine yakınlığı bu sektörlerdeki kayıpların girdi ve çıktılar arasındaki kalite farkından değil de kullanılmak zorunda kalınan yanma gibi mevcut teknik yöntemlerden kaynaklandığını göstermektedir. Bu sektörlerdeki büyük çaplı düzeltmeler, yeni dönüşüm tekniklerinin keşfi ve uygulanmasını gerektirdiğinden daha zor ve zaman alıcı olacaktır. MAKALE Teknik Şekil 2 : 1995 Türkiye Enerji Akışı (%) (Toplam : 2.7 x 1012 MJ) Ekserji verirdi, konut sektörünün enerji verimiyle ele geçirdiği üstünlüğüne son verip, onu dokuz kere daha düşük bir değerle diğerlerinin çok altına yerleştirir. Bu kötü durumun ana sebebi, konut sektöründe yakıt ve elktrik gibi yüksek kaliteli kaynakların ev ve su ısıtılması gibi çok düşük kalitedeki amaçlar için harcanmasıdır. Sorunun temel çözümü, tüm ısıtmalar için mevcut jeotermal veya atık ısılardan, ısı pompalarından ve ısı ile gücün ortak üretildiği tesislerden yararlanmaktan geçmektedir. Sektörlerin yukarda irdelenen kullanım ve verim seviyeleri sonucu 1995'de Türkiye'deki tüm kullanımın enerji verimi % 35, ekserji verimi ise % 13 olarak belirlenmiştir. Bu değerlerin, ve özellikle ikincisinin umulandan oldukça ve diğer ülkelerin belirttiklerinden kısmen daha düşük seviyede kaldığı söylenebilir. Diğer bazı ülkelerin enerji verimleri: ABD ve Kanada : %59, Brezilya: %35; ekserji verimleri ise: Kanada: %24, Brazilya: %23, ABD: %21, Buna göre, £j - £2 Türkiye için %22, diğer ülkeler için % 10-30 ve £j / £2 Türkiye için 2.7, diğer üç ülke için 1.42-2.4 seviyesindedir. Son değerler, incelenen diğer ülkelerle de kıyaslanınca, Türkiye'nin ekserji kullanımında enerji kulla- nımından daha başarısız olduğunu ortaya koymaktadır. Gerçi ülke değerleri onların coğrafi durumları, endüstriyel imkanları ve benzeri kontrol cdilem ivecek özelliklerine ve ayrıca araştırıcıların uyguladıkları model, metod ve varsayımlara bağlıdır. Bu yüzden farklı ülkelerin değerlerinin doğrudan, hatalı sonuçlara sebep olmayacak şekilde birbirleriyle karşılaştırılmaları, her ne kadar çalışmaların gayelerinden biri ise de, zor ve hatta imkansız olabilir. Bütün bunlara rağmen, bu raporda belirlenen değerlerin gerçekçi olduğuna ve muhtemel hataların belirlenen verimleri ve varılan sonuçları önemli sayılacak mertebelerde etkilemeyeceğine inanılmaktadır. Sonuç olarak Türkiye'de ekserji kullanımının iyileştirilmesini hedefliyen ve (izellikle konut-işyerı sektörü ile kısmen de şehirıçı ulaşımı gibi düşük verimli olduğu tesbit edilmiş diğer alt sektörlere ağırlık veren, yürütülmekte olan gayretlere ek, ciddi, planlı ve kapsamlı geliştirme ve uygulama projelerine olan gereksinim açıktır, bu yolda aşılması gereken teknik, ekonomik ve diğer sorunların ağırlığına karşın, kazanç potansiyelinin büyüklüğünün de gerekli özveriye değecek seviyede olması cesaretlendirici ve sevindiricidir. Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say : 455 • 29 Teknik MAKALE KAYNAKÇA 1. tleri, A. and A. Ünal, "Energy and Exergy Balances For Türkiye in 1991", ECOS-95, İstanbul, s: 201-205, (1993). 2. Ünal, A., "Energy and Exergy Balance for Türkiye in 1991", M.S. thesis, METU, (1994). 3. Reistad, G.M., "Available Energy Conversion and Utilization in the USA", Journal of Engineering for Power, Series A, 97 (3), 429, (1975). 9. Ford, K.W., "Efficient Use of Energy" (APS Studies on the Technical Aspect of More Efficient Use Of Energy): Part 1, (1975). 10. Szargut, J.,D., R. Morris, F.R. Steward, "Exergy Analysis of Thermal, Chemical and Metallurgical Processes", HemispherePub. Co. (1988). 11. Van Gool, W., "The Value of Energy Carriers", Energy-The International Journal, 12(6), 509, (1987). 12. İleri, Al, "ekserji Verimi", Isı Bilimi ve Tekniği 3. Ulusal Kongresi, Trabzon, s: 164-172, (1981). 4. Reistad, G.M., "Available Energy Utilization in the USA", Thermodynamics: Second Law Analysis, Ed. by R.A. Gaggioli. Chem. Eng. Symposium No: 122, (1980). 13. Dünya Enerji Konseyi, Türk Milli Komitesi, "1995 Enerji Raporu", Ankara, (1997). 5. Wall, G., "Exergy Conversion in the Swedish Society", Resources and Energy, 9 (1), 55, (1987). 14. Dünya Enerji Konseyi, Türk Milli Komitesi, "Teknik Oturum Tebliğleri, 3", Ankara, (1986). 6. Wall, G., "Exergy Conversion in the Japanese Society", Energy-The International Journal, 15 (5), 435, (1990). 15. İstatistik Enstitüsü, "Türkiye istatistik Yıllığı, 1993", Başbakanlık yayınları, Ankara, (1993). 7. Schaeffer, R., R.M. Wirtshafter, "An Exergy Analysis of the Brazilian Economy: From energy produetion to final energy use", Energy-The International Jaurnal, 17 (9), 841, (1992). 16. Ang, B. W., T.T.Ng, T.F.Fwa, "A Factorization Analysis of Automobile Fuel Consumption in Actual Traffic", EnergyThe International Journal, 17(7), 629, (1992). 8. Rosen, M.A., "Evaluation of Energy Utilization Efficiency in Canada Using Energy and Exergy Analysis", Energy-The International Journal, 17(4), 339, (1992). POMPA İSTASYONUNUZDA SU KOÇU DARBESİ PROBLEMİNİZMİ VAR? ..i ÇEKVALFİN PATLAMASI!.. Su koçu darbelerini önleme vanası ...ÎPOMPA TEMELİNİN ZARAR GÖRMESİ!... KOÇ DARBESİ (BASINÇ ŞOKU) Pompa istasyonlarında pompanın çalıştırılması ve durdurulması ile elektrik kesilmesi neticesinde meydana gelen "Su Koçu DARBELERİNİ" önler. Sistemi ani basınç değişimlerinden korur. Sistemde "HAVA KAZANINA" eş değer görev yapar. LÜTFEN BİZİ ARAYINIZ... DOĞUŞ VANA LTD. ŞTI. Merkez : 1202/1 Sok. No: 26/A-B Yenişehir- İZMİR Tel : 0.232. 433 59 43 - 459 94 29- 433 60 11 Fax : 0.232. 458 08 96 Fabrika : Atatürk Organize Sanayi Bölgesi 10000 Sokak Çiğli - İZMİR Tel : 0.232. 376 85 80 -81 Fax : 0.232.376 85 82 30 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say : 455 Bakım Mühendisliğinde çağdaş teknolojiler: İşin uzmanından! Vibra Tek Çağdaş Bakım Teknolojileri serisi no 2: Titreşim Ölçümü İste Çözüm: Predict/DU DC-7B Titreşim Ölçüm Sistemi + VibraTek, Mühendislik ve Eğitim desteği Titreşim Ölçüm Cihazı Bildiğini pazarlayandan alınır, Bulduğunu pazarlayandan değil! ABD Titreşim Enstitüsü'nün (Vibration Institute-USA) dünyadaki üç temsilcisinden biri olan VibraTek, yetkisi ve bilgisi ile hizmetinizdedir. Vibration Institute Sertifikalı Eğitim Programınım sorunuz! Tel: 312-440-7111 (2 hat) Fax: 312-440-8640 Hoşdere Caddesi 164-2, 06550 Çankaya ANKARA PUF Hazırlayan : Nilgün KARAKÜÇÜK MMO Genel Merkezi NOKTASI Eski Bir Pompayı Çalıştırmak Pozitif Yerleştirme Pompası Emme Borusu Çözüm : Emme borusunda pompanın üzerine bir tank yerleştirin. Tank emme borusunun yaklaşık iki katı haciminde ve uzunluk I çap oranı 1/2 olmalı. Sorun : Emme borulu eski bir pozitif yerdeğiştirme pompasını çalıştırmak zor olabilir. Pompaya nasıl yardım edebilirim? Depolama Tankı Santrifüj Pompayı Değiştirmek Sorun : Pompa problemlerini önlemede uygun işlem prosedürleri çok zaman alır. Bu konuda yardımcı olabilecek başka bir şey var mı? 1/8-inç. Vent deliği •V r" "J 15° Açı % J 12:00 Pozisyon jjiMpk / u Çözüm : Pompayı bir parça delili W ğiştirin. Bunun için iki olasılık jj^fy/CJ^j. * vardır. İlki kanat bölgesi ile sızi^£gl^Hsrf| dırmazlık elemanı boşluğu ara^ • / " S ^ P ^ P ^ i J f : smda bir delik açmak, ikincisi •j > ^ n | | ff—. r— - ise kuru sürtünmenin sonuçlan1 IIl^kj| m ve şiddetini azaltmak için 11 dönen kanatlar üzerine oluklar j pFjw\' ^ Zm?)t^ 3 ya da 4 oluklu Aşınma halkası f j <-I."S\±ı döner aşınma durgunsa, besle-—jfc c^pr halkası nildiği kadar salar a ç m a ^ Cepleri Değişik Amaçlı Kullanmak Sorun : Küçük vidaları ya da somunları kullanmak özellikle de merdiven üzerinde ya da hareketin sınırlı olduğu yerlerde her zaman zordur. Bu küçük parçaları tutmanın kolay bir yolu var mı? Çözüm : Gömleğinizin cebine küçük bir mıknatıs koyun. Somun ve vidalan cebin dışına yerleştirin. Gerekli parçaları bulmak çok basit bir iştir. Isıtmak ve Soğutmak İki Tanesi Sorunu Çözer Sorun : Paslanmış veya sıkışmış somunlar genelde ısıtılarak çıkarılır. Fakat bazen somunu soğumadan çıkaracak kadar hızlı olamayabilirsiniz. Başka bir seçenek var mı? Sorun : Emniyet somunu olmadan bir somunu nasıl sıkıştırabilirim? Çözüm : Somunu kızarmaya kadar ısıtın sonra birden bire SUYU daldırarak elle dokunabilecek olana kadar tavan Somun bazen anahtar bile kullanılmadan kolayca çıkacaktır. 32 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Sayı : 455 Çözüm : Somunu sıktıktan sonra bir ikincisini ekleyin ilk somunu yerinde tutun ve ikincisini buna karşı gelecek şekilde sıkıştırın somunlar birlikte kitlenecek ve titreşim olmayacaktır. . ÛEÇMİŞE Çeviren :Mxw KAMKVÇM BAKIŞ MMO Genel Merkezi İnsanlar ve Maymunlar 100 Yıl Önce-1898 Kablolar Yeraltında T 75 Yıl Önce-Şubat 1923 Solda görülenler en yüksek telefon direkleri olup 1903 yılında New York'ta kullanılmıştı. Artan ticaret trafiğini karşılamak için dikilen ucube direkler halkın kabloların yeraltına alınması talebi (aşağıdaki fotoğraf) ile kaldırıldı. Bu kablolar dünyanın en meşgul kabloları. Direkler 280 tel taşıdığından, görülen kablolar 22.624 telden oluşuyor. • Sayılardan Resimlere 25 Yıl Önce-Şubat 1973 Şüphe yok ki ilk insanlar yaşamlarını maymunların şimdi yaptığı gibi geçirdiler. Büyük olasılıkla nasıl ev yapılacağım öğrenene ':adar ağaçlarda yaşadılar. Böylelikle ağaçlara tırmanmak için ilk olarak ellerimiz gelişti ve bu zamana kadar şekli çok az değişti. İnsan uygarlaştıkça elkrini daha ince işler yapmak için kullandı. Ellerimiz böylece maymunların ellerinden daha esnek ve daha fazla hareket kapasitesine sahip oldu. €l Havalar Nasıl 125 Yıl Önce Şubai 1873 Meteorolojinin !• keni Arıstotle za manına dayanmasına rag men 19. yüzyıla kadar hava tahminleri ile ilgisi kurulmamıştı. Rüzgarların yönünü analız eden ve kasırgaların dönme hareketini teorikleştire-n VVilliam C. RedfıelJ tarafından geliştirilen "fırtınalar yasası" çok önemli bir adımdı. Ayrıca bir keşif olan Sır Samuel VVhıte'ın Afrika çöllerinde kum fırtınaları üzerine yaptığı çalışması da unutmamak gerek! Picture adındaki yeni bir bilgisayar programıyla Los Alamos Bilim Laboratuarındaki bilim adamları karmaşık veri denklemlerini 3 boyutlu, renkli grafiklere dönüştürebiliyor. Örneğin bu plan (solda) |A(X-C)4 + B (XI C)6]/|(Y-C)2 + D] + F(Y-G)5 + C eşitliğini gösteriyor. Bilgisayarla donatılmış bir tasarımcı, herhangibir model olmadan istenen şekli çok çabuk elde edebiliyor. $ Kazın Yuvası 50 Yıl Önce-Şubat 1948 Arka plandaki cüceleşmiş liman görüntüsüyle bu fotoğraf Hıghes uçan gemısinır muazzam boyutlarını çerçeveliyor. Son zamanlarda test uçuşu yapan (Dünyanın en büyük uçağı ilk uçuşunu yapıyor! Aralık 1947) 400 poundluk dev uçak 500'den fazla insan veya toplam 70 ton yük taşıyacak. Uçağın 8 motoru 24,000 beygir gücü üretiyor. İH*. Howard Highe'in dev uçağı sadece, 2 Kasını 1947'de HO mph hızda denizin 70 feet üzerinde 1 inil uçtu. İkinci Dünya Savaşı sırasında kargo ve asker taşımakta kullanılan benzer model uçaklarla ilgili projeler savaşın bitmesi ile sonlandı. 1976'ya kadar depoda bekletilen uçak daha sonra California'da turistik amaçlı kullanıldı. # Popüler Science Dergisinden çevrilmiştir. Mühendis ve Makina- Cilt : 38 Say> : 455 • 33 MAKALE Teknik İKİ FAZLI AKIMDA DİRENÇ KATSAYISI İLİŞKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Ayla KALELİ* Ö Z E T GİRİŞ atı maddelerin hidrolik boru hatlarıyla taşınımı gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Sıvı-katı taşınımında olaya etki eden değişkenlerin tesbit edilip bu değişkenlerin gerçeğe yakın hesaplarının yapılabilmesi, hidrolik boru hatlarıyla katı madde taşımmını gerçekleştiren sistemlerin daha iyi bir şekilde dizayn edilmesini sağlayacaktır. Katıların borularla hidrolik taşınımında kritik hız önemli bir faktördür. Pratikte, tıkanma tehlikesini önlemek için, boru tabanında çökülme olmaması istenir, bu nedenle akım hızı kritik hızdan büyük seçilmelidir. Kritik hızın hesaplanabilmesi için, kritik hıza ait denklemlerin çoğunda yer alan direnç katsayısı C D 'nin bilinmesi gerekmektedir. Literatürde C D 'nin hesabı için önerilmiş değişik denklemler vardır. Örneğin,- Giles (1956); Camp'in (1946) deney sonuçlarından yararlanarak; Reynolds sayısına göre, direnç katsayısı C D 'nin okunmasına imkan veren bir diyaggram hazırlanmıştır. Doron ve arkadaşları (1987); akışkanla katı madde naklinin gerçekleştiği sistemlerde, borulardaki akışm hareketsiz çökmüş tabaka ve hareketli karışım tabakasından oluştuğunu kabul ederek akışa ait bilinmeyenlerin beş denklemle çözülebileceğini ifade etmişlerdir. Doron ve arkadaşları bu çalışmalarında, basınç kayıplarının hesabı için Durand (1953) tarafından teklif edilen denklemi; direnç katsayısı C D 'nin hesabı için de Bird ve arkadaşlarının (1960) önerdiği denklemi sunmaktadır. Brown ve Heyvvood (1991) yayımladıkları kitapta, sıvı-katı taşınımını gerçekleştiren sistemlerde C D 'nin hesabı için,- Reynolds sayısının değişik aralıklarında, farklı yazarlarca verilmiş olan denklemleri tablo halinde sunmaktadırlar. Kladas ve Georgiou (1993) çalışmalarında, CD ve Reynolds sayısı arasındaki ilişkileri gözden geçirmişlerdir. Yiğit ve Yapıcı (1996); akışkanlarla katı madde naklinde belirli bir boru çapında, basınç kayıpları ve kritik hızların, tane büyüklüğü dağılımının ve konsantrasyonun bir fonksiyonu olup olmadığını araştırmışlardır. Yiğit ve Yapıcı çalışmalarında C D 'nin hesabı için, Weber (1980) tarafından önerilen denklemden yararlanmışlardır. Bu çalışmada,- CD direnç katsayısının hesabı için önerilen denklemlerin, diğer denklemlerle mukayese edildiğinde, hem daha iyi sonuç verdiği hem de Reynolds sayısının daha geniş aralığını kapsadığı gösterilmektedir. K Katıların borularla hidrolik taşınımında, kritik hızın belirlenmesi pratikte oldukça önemlidir. Kritik hızın belirlenmesi için, direnç katsayısının (C^) bilinmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, Crj'nin hesaplanabümesi için denklemler önerilmektedir. Bu denklemlerden bulunan Cp değerleri ile, literatürdeki denklemlerden hesaplanan C^> değerleri mukayese edilmiştir. Sonuç olarak, önerilen denklemler diğer denklemlerden daha iyi netice vermektedir ve Reynolds sayısının daha geniş aralığım kapsamaktadır. A • Determination of the chtical velocity is quite important in hyraulic taransportation of solids with pipes. Value of drag coefficient CD is required for determination of the critical velocity. in this study, a set of equations have been suggested for calculation of Cr)The C/3 values obtained from these equations have been compared to those obtained from the equations given in the literatüre, it has been demostrated that the proposed equations give better results than the other equations and cover a larger range of Reynolds number. DIRENÇ KATSAYıSıNıN HESABı Literatürde CD direnç katsayısının hesaplanmasına ait pek çok denklem mevcuttur: ( Karaelmas Üniv. Müh. Fak. Makina Müh. Böl. 34 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say. : 455 Teknik MAKALE • Brown ve Heywood (1991) aşağıdaki formülleri sunmaktadır: Re p < 1 için C D = 24 / Re p (D 1 < Re p 1000 için CD = (24 / Re p ) (1 + 0,15 Re p ° (2) 1000 < Re p < 2. 105 için CD = 0,44 (3) Re,,>2 105 için C D =((24/Re p ) (1+0,173 Re/657)) + (0,413 / (1 + 16300 Re- 1 - 0 9 )) (4) DIRENÇ KATSAYıSı HESABı İÇIN ÖNERILEN DENKLEMLER Bu çalışmada CD direnç katsayısını hesaplamak amacıyla; Giles'in (1956) sunduğu diyagramdan okunan değerlere, regrasyon yöntemi uygulanarak aşağıdaki denklemler önerilmektedir: 0,6 < R e p < 1 için CD = 25,65 - 29,87 İn Re p (8) 1 < Re p < 100 için CD = 1,37 + 27,25 (1 /Rep) (9) 100<Re p <2000 için C D =0,37+78,78 (1/Rep) (10) • Yiğit ve Yapıcı (1996); Weber (1980) tarafından veri2000 < R e p < 10 000 için C D = 0,4 len aşağıdaki formülü önermektedir. (11) 1 < Re p < 4000 için CD = (21/Rep) + (6/Re/- 5 ) + 0,28 (12) (5) 10 000 < Re p < 100 000 için CD = 0,0972 (1/Re p 0 - 158 ) • Doron ve arkadaşları (1987); Bird ve arkadaşları 100 000 < Re p < 270 000 için CD = (1960) tarafından verilen aşağıdaki formülleri öner- 0,46- 1,428 x 10"" Re 2 + 2,7 x 10- 6 Re ) p p mektedir: 0 . 1 < R e p < 500 için C D = 18,5 Re p -°* (6) 500 < Re. < 2 x 1O5 için CD = 0,44 (7) (13) Yukarıda bahsedilen referanslardan yararlanarak Reynolds sayısının değişik değerleri için CD değerleri hesaplanmış ve tablo l'de sunulmuştur. Ayrıca bu değişim grafiksel olarak da şekil l'de gösterilmektedir. +++++Brown and Heywood (1991) «XX» Yiğit ye Yapici (1996) anana Doreua ye arkadaşları (1987) QQQQ£> Diyagramdan okunan değerler A A A A A Önerilen 0.1 •• 1 i 4 t § 10 t 4 t § 100 M 4 $$ 1000 M denklemler 4 $$ 1OOOO * 4 t § M 1OOOOO Re, Şekil 1 : Reynolds sayısına bağlı olarak direnç katsayısı Cg'nin değişimi Mühendis ve Makina - Cilt : 08 Say. : 455 • 35 MAKALE Teknik Tablo 1 : Reynolds sayısının değişik değerleri için, direnç katsayısı CD'nin hesapla bulunan ve tablodan okunan değerleri Giles (1956) (Diyagramdan okunan değerler) Rep Önerilen Denklemler ile CD Hesabı % Hata ((A) ve (B) kolonlarındaki Doron et al.'den (1987) Brovvn and Heyvvood (1991) C D değerleri (A) (B) (arasında) 33 32,3 0,021 1 26 25,6 0,015 18,5 24 24 10 4,6 4,1 0,108 4,64 4,15 4,27 0,8 30 — 200 0,78 0,77 0,012 0,77 0,805 0,809 0,54 0,53 0,018 0,44 0,562 0,59 600 0,51 0,507 0,005 0,44 0,526 0,56 1700 0,41 0,42 0,024 0,44 0,44 0,4378 3000 0,4 0,4 0,000 0,44 0,44 0,3965 5000 0,44 0,44 0,000 0,44 0,44 — 20 000 0,46 0,46 0,000 0,44 0,44 — 200 000 0,43 0,43 0,000 — 0,44 — 210 000 0,4 0,398 0,005 — 0,4647 — 220 000 0,38 0,364 0,042 — 0,4643 — 230 000 0,35 0,327 0,066 — 0,4638 — 240 000 0,31 0,287 0,074 — 0,4633 — 250 000 0,25 0,244 0,024 — 0,4629 260 000 0,2 0,198 0,010 — 0,4624 — 270 000 0,1 0,149 0,49 — 0,4620 — SEMBOLLER Direnç kat sayısı d Katı partikül çapı (mm) g Yerçekimi ivmesi (m/s2) Re p Katı Partikülün Reynolds sayısı (Re p = p g w d / u) s 21,25 500 Tablo l'e bakıldığında CD direnç katsayısının hesabı için, Yiğit ve Yapıcı (1996) ile Doron ve arkadaşlarının (1987) sunduğu denklemlerin çok dar bir aralığı kapsadığı görülmektedir. Yine Tablo l'e bakıldığında, Brown ve heyvvood'un (1991) verdiği denklemlerle bulunan sonuçların, özellikle Reynolds sayısının 200000'den büyük değerleri için, Giles'in (1956) sunduğu diyagramdan okunan değerler ile çok farklı olduğu görülmektedir. Reynolds sayısının özellikle 200000'den büyük değerlerinde, Giles (1956) tarafından sunulan diyagramdan okunan değerler ile önerilen denklemden hesaplanan değerler birbirine çok yakındır. Bu nedenle; hem iyi sonuç vermesi hem de Reynolds sayısının çok daha geniş aralığını kapsaması nedeniyle önerilen denklemler tavsiye edilmektedir. CD Yiğit ve Yapıcı'dan (1996) Özgül gravite (s= p k / p g ) 36 • Mühendis ve Makina - Cilt: 38 Say> : 455 w Çökelme hızı (m/s) u Dinamik viskozite (Pa.s) p Özgül kütle (kg/m3) İNDİSLER s k Sıvı Katı KAYNAKÇA 1. Brown, N.P. and Heywood, N.L., "Slurry Handling Design of Solid-Liquid Systems", Elsevier Science Publishers Ltd., 1991. 2. Doron, R, Granica, D., and Barnea, D., "Slurry Flow in Horizantal Pipes-Experimental and Modelling" Int. J. Multiphase Flow, Vol.13,1987. 3. Giles, R.V., "Schamum's Outline of Theory and Problems of Fluid Mechanics and Hydraulics", New York, 1956. 4. Kladas, D.D., and Georgiou, D.P., "A Relative Examination of Cjj-Re Relationships Used in Partide Trajectory Calculations", Journal of Fluids Engineering, Vol. 115., pp. 162-165, March 1993. 5. Yiğit, O. and Yapıcı, R., "Su ile Kum Naklinde Basınç Kayıpları ve Kritik Hızların Deneysel Belirlenmesi", Tr. J. of Engineering and Enviromental Sciences, TÜBİTAK, 1996. Teknik MAKALE POMPALI SİSTEMLERDE TİTREŞİM KAYNAKLARI VE SÖNÜMLENMELERİ Suat CANBAZOĞLIT POMPALı SISTEMLERDE TITREŞIM KAYNAKLARı Ö Z E T ompalı sistemlerin tasarımı ve işletilmesi aşamalarında, .sistemin titreşimine neden olan kaynakların uyarım frekanslarının ve uyarılan pompa sisteminin (pompa, boru ve bağlantıları vs.) doğal frekanslarının (mekanik veya akustik) iyi bir şekilde bilinmesi gerekir. Çünkü uyarım frekansları pompa sisteminin doğal mekanik ve/veya akustik frekansına veya tam katlarına eşit olduğunda, mühendisleri tedirgin eden ciddi titreşim problemleri ortaya çıkmaktadır. Bu titreşim kaynakları esas itibariyle mekanik ve akış kaynaklı olmak üzere iki ana grupta toplanabilmektedır. P Uygulamada pompalı sistemlerde mekanik ve akış kaynaklı (türbülans, kavıtasyon, surge, rotating stall, su darbeleri ve ön dönme ve recirculation gibi ikincil akışlar vb. gibi) bir çok titreşim problemleri görülebilmektedir. Bu titreşimlerle ilgili tanı ve hesapların iyi bir şekilde yapılması, tasarım ve işletme aşamalarında karşılaşılabilecek olan sorunları en aza indirgeyecektir. Çünkü özellikle akış kaynaklı titreşimler gürültü, debi ve basınç gibi akış ölçmelerinde hatalar, malzeme yorulması sonucunda sistem tahribatı ve önemli ölçüde enerji ve pompa performans kayıplarının oluşturduğu titreşimlerin sönümlenmesi için alınabilecek önlemlerden bahsedilecektir. A • Many mechanical vibrations as well as flow-induced vibrations caused by turbulance, cavitation, surging, rotating stall, v/atei hammers, secondary flows such as recirculatıons and prerotation ete. are observed in pumping systems. Identification and calculatıons related to these vibrations will minimize the problems in the design and operation stages because especially flow-induced vibrations may cause noise, flow rate and pressure measurement errors, system destruction by material fatigue, and energy and pump performance losses, in this study, vibration sources in pumping systems will be investigated and the techniques for attenuation of these vibrations will be considered. Mekanik Titreşim Kaynakları Mekanik titreşim kaynakları pompa kanadı, pistonu, paleti veya dişlisi, boru cidarları, vana klapesi veya sürgüsü gibi titreşim hareketi yapabilen yüzeylerdir. Hacımsal (pozitif deplasmanlı) pompalarda uyarım frekansları pompanın palet, diş veya piston adedine ve pompanın devir sayısına bağlıdır. Santrifüj pompalarda ise uyarım frekansları pompa çarkının kanat sayısı, eğci varsa kanatlı difüzör sayısı ve pompanın devir sayısına bağlıdır. Hacımsal pompalarda yarım veya geçiş frekansı fu, fu = nf veya fu = npf (i; şeklinde hesaplanır. Burada n, n = 1, 2, 3, ... şeklinde bir tam sayıyı, p pompanın piston, palet veya diş sayısını ve f ise pompanın Hz birimi cinsinden dönme hızını göstermektedir (1]. Santrifüj pompalarda ise uyarım veya kanat geçiş frekansı fu, fu = nf veya fu = nBf veya fu = ntf (2) ifadeleriyle tanımlıdır. Burada B pompa çarkının kanat sayısını ve t ise eğer varsa kanatlı difüzör sayısını göstermektedir. [1]. Santrifüj pompalarda eğer kanatlı difüzör yoksa, uygulamada genellikle uyarım veya kanat geçiş frekansı fu, (3) fu = 2f şeklinde belirlenebilmektedir Bu mekanik uyarım (geçiş) frekansları boru sisteminin doğal mekanik yapı frekanslarına ve tam katlarına veya boru sisteminin doğal akustik yapı frekanslarına ve tam katlarına eşit olduğunda rezonans olayı oluşmakta ve dolayısı ile büyük genlikli ' titreşimler gözlenebilmektedir. Doç. Dr., Erciyes Üniversitei, Mühendislik Fakültesi, Makina Mühendisliği Bölümü. Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455 • 37 MAKALE Teknik Akış Kaynaklı Titreşim Kaynakları Akış (Vorteks), mekanik yapı ve akustik yapı akuplajları : Vana, orifis (diyafram), dirsek, ani kesit değişimleri, bağlantı elemanları (fittings) vb. gibi yerel kayıp elemanları sınır tabaka ayrılması sonucunda akım ortamına sürekli olarak yaklaşık periyodik yapıdaki vorteksleri (girdapları) pompalarlar. Bu vortekslerin kopma frekansları, esas itibariyle yerel kayıp elemanının geometrisine ve akım hızına bağlıdırlar. Yerel kayıp elemanlarının sayısı ne kadar fazla ise titreşimlerin oluşturduğu problemler de orantılı olarak büyük olmaktadır, pompalı sistemdeki boru sisteminin geometrisi (çap ve uzunluk) ve boru malzemesi de iyi bilinmelidir. Çünkü bu parametreler boru sisteminin doğal akustik ve mekanik frekanslarını ve sistemini rijitlik ve sönümleme özelliklerini etkilemektedirler. Vana, orifis (diyafram), dirsek, ani kesit değişimleri, bağlantı elemanları (fittings) v.b. gibi yerel kayıp elemanlarından kopan vortekslerin sistemi uyarımı ile ortaya çıkan titreşimlerin analizi için özellikle vortekslerin kopma frekanslarının iyi bir şekilde bilinmesine ihtiyaç vardır. Bu amaçla uygulamada boyutsuz frekans olarak da ifade edilebilen Strouhal sayısı St, (4) St = fvD/U şeklinde tanımlanır ve uygulamada çok sık kullanılır. Burada fv vortekslerin kopma frekansını, D vorteks kaynağını karakterize eden bir uzunluğu (dirsek veya orifis çapı, ani genişlemede boru çapları farkı, vanalarda klape arkasındaki iz bölgesinin yüksekliği vb. gibi) ve U ise karakteristik bir akım hızını (jet akım hızı veya ortalama akım hızı vb. gibi) göstermektedir. St sayısı uygulamada geniş bir Reynolds sayısı (Re = UD/t)) aralığında sabit olup, pompalı sistemlerde sıkça kullanılan bazı önemli geometriler için Şekil-1'de verilmiştir (1), [2], [3]. Burada verilmeyen diğer vorteks kaynakları (yerel kayıp elemanları) için Strouhal sayısı, St = 0.2 -0.5 aralığında alınabilir [1]. Vortekslerin kopma frekansı yanında pompalı boru sisteminin doğal akustik frekanslarının da iyi bir şekilde belirlenmesi akış (vorteks), akustik yapı akuplajının önlenmesi açısından oldukça önemlidir. Çünkü pompalı boru sisteminin akustik cevabı (yapısı), vorteksle- rin kopma frekansını ve çalkantı basıncı genliğini önemli bir ölçüde etkileyebilmektedir (1). Pompalı boru sisteminin doğal akustik frekansı fa, f.= (2n - 1) c 4L bir ucu kapalı diğer ucu açık boru sistemi kabulüyle akustik teoriden hesaplanabilmektedir [1,4]. Burada n = 1,2,3,.... şeklinde tam sayılarla ifade edilen mod numarasını, L pompadan sonraki basma borusunun uzunluğunu ve c ise borudaki ses hızını göstermekte olup, c= (6) bağıntısıyla tanımlıdır. Burada p sıvının yoğunluğunu [Nnr 4 S 2 ], K sıvının hacımsal sıkışma (bulk) modülünü [Nnr 2 ], D boru çapını [m], e borunun cidar (et) kalınlığını [m] ve E ise borunun elastisite modülünü [Nnr2] göstermektedir. Ancak boru sisteminin doğal akustik frekanslarının belirlenmesi için en güvenilir yol, deneysel olarak pompa sistemini içerisinde sıvı bulunmazken bir osilatör-hoparlör çiftiyle uyarıp, sistemin cevabını bir mikrofonla alarak spektrum analizörü vb. gibi bir ortama kaydederek, büyük genlikli cevapların hangi frekanslarda olduğunu belirlemektir [3]. Dönen ayrılma (rotating stall): Rotodinamik pompa çarkı kanatlan arasında dönen ayrılma ismiyle tanımlanan ve sınır tabaka ayrılmasının yerel bir etkiden çıkarak tüm akım alanını etkilediği bir olay da titreşim kaynağı olup, pompa performansında (debi, manometrik basma yüksekliği, efektif güç ve genel verim) önemli ölçüde değişimlere neden olabilmektedir. Dönen ayrılma ile oluşan titreşimlerin frekansları 50-100 Hz mertebelerindedir [5]. Özellikle kimi debilerde bu titreşimlerin genliği daha büyük olmaktadır ve kanatların merkezcil uzunluklarının kısa olduğu santrifüj pompalarda olayın ciddiye alınması gerekir. Bu olay kompresörlerde de önemli bir titreşim problemidir. ! Ani Genişleme: St = fv (D-d)AJ = 0.15-0.18 Orifis (Divafram): St = f.,D/U= 0.40-0.55 DID KlaDesi (Cek Valf): St= f>,D/U= 0.08-0.32 İD oy Ol » . -U 1 Şekil 1 : Bazı geometrilerde endüstriyel Re sayılarındaki akımlar için kullanılabilecek St sayıları. 3S • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455 (5) Salınım (Surge) : Yine Rotodinamik pompalı sistemlerde görülen bir başka titreşim olayı salınım (surge) olayıdır. Kararsız çalışmaya neden olan bu olayda pompanın çalışma noktasının yerinin büyük bir önemi vardır. Bu da önemli ölçüde pompanm manometrik basma yüksekliği-debi (Hm-Q) eğrisi ile sistemdeki boru ve bağlantılarındaki kapı-de- TekniK MAKALE bi |H-Q) eğrisinin birbirlerine göre durumlarına bağlıdır. Bu olay neticesinde dönen ayrılmada olduğu gibi pompa performansında önemli ölçüde değişimler görülebilmektedir. Genellikle bu olay pompanın çalışma noktası H m -Q eğrisinin maksimum noktasının solunda iken meydana gelir (Şekil-2) ve bu durumda pompa kararsız çalışır [6]. Debi veya manometrik basma yüksekliğindeki herhangi bir artış veya azalış sistem tarafından amplifiye edilir bir hale gelir. Dolayısıyla Şekil-2'de ifade edildiği gibi pompanın Hm-Q karakteristik eğrisine ilave olarak boru sisteminin kayıp (kısma) eğrisi de çizilerek çalışma noktasının belirlenmesi gerekir. Salınım (surgcl tipi titreşimlerin frekansı dönen ayrılmanınkine göre daha düşük olup,. 3-10 Hz mertebelerindedir. [5j. ya çıkabilmektedir. Özellikle pahalı olan pompayı bu zararlı etkilerden korumak gerekir. Su darbesi sıvının ve boru malzemesinin elastiklik özelliklerinin de önem kazandığı çok yüksek genlikli basınç dalgalanmalarıdır. Türbülanslı akım : Türbülanslı akımın olduğu pompalı sistemlerde, özellikle akış kontrol vanaları veya basınç regülatörlerinde sınır tabaka ayrılması nedeniyle oluşan vortekslerle beklenen türbülanslı akımdaki tür bülans şiddeti artar ve gürültü ortaya çıkar. Vanaların özellikle kısık konumda çalıştırılmaları halinde türbülans şiddetinde önemli ölçüde artma görülür. Vanaların kısık pozisyonda çalıştırılmaları halinde oluşan yüksek hızlaı nedeniyle türbülans şiddeti artarken, basınç düşmesi nedeniyle vanalarda kavitasyon riski de artmaktadır [lj. Boru karakteristiği (H-Q) r yüksekl f Pompa karakteristiği ( rfo Q ) M/ M .'Kararsız çalışma noktası Geometrik basma o basr c yüksekGgi / ' V Manor C H g , kararsız çalışma belgesi kararlı çalışma bölgesi Debi Q Şekil 2 : Pompanın kararsız çalışma noktası (M), kararlı ve kararsız çalışma bölgeleri. Kavitasyon : Kavitasyon olayı da pompaların emme ağzında ve çark girişinde görülen bir olay olup, önlem alınmadığında önemli ölçüde performans kayıplarına, titreşime ve dolayısıyla gürültüye neden olabilmektedir. Olayın oluşma nedeni sıvının mutlak basıncının buharlaşma basıncının altma düşmesidir. Çekiç darbelerini andıran bir gürültü duyulması, pompada belirgin titreşimlerin oluşması ve cidarlarda aşınma gibi belirtileri vardır. Aşman yüzeyler delik deşik (süngerimsi) bir yapı kazanırlar. Pompanın emme yüksekliği, özgül hızı, geometrik büyüklüğü, sıvı içerisindeki erimiş haldeki hava ve gaz miktarı ile asılı halde toz miktarı ve sıvı sıcaklığı gibi bir çok faktör kavitasyonu etkilemektedir. Su darbeleri : Pompalı sistemlerde görülen bir başka titreşim olayı da su darbeleridir. Pompanın debi ayar vanasının ani kapatılması veya pompayı tahrik eden motorun ani durması neticesinde ortaya çıkan bu olay için tedbir alınmamışsa ciddi problemler orta- Ön-dönme : Özellikle yüksek özgül hızlı Santrifüj ve Eksenel Pompalarda emme borusunda bulunan süzgeç, dip klapesi (çek valf), dirsek vb. gibi yerel kayıp elemanları nedeniyle teğetsel hız bileşeni enerji kayıpları oluşturarak pompanın genel veriminin düşmesine neden olmaktadır. Bu durumda çark giriş şartları değişerek, çark giriş hız üçgeninin pompa projelendırilirken belirlenenden farklı olması söz konusu olmakta ve pompanın optimum çalışma noktası değişebilmektedir. Ayrıca oluşan bu dönmeli akış kavıtasyon olayının oluşmasına da yardımcı olabilmektedir. Pompanın ön-dönmcli çalışması halinde emme basıncı ölçmelerinde bazı hatalar gözlenebilmektedir. ikincil akışlar (Recirculations): Pompanın debi ayar vanası kısılırsa recirculation olarak adlandırılan ve çark kanatları arasındaki kanallardan çıkış ve/veya giriş kısımlarında normal akım yönüne ters yönde ikincil akımlar oluşur [1]. Bu olay sonucunda vorteksler oluşur, pompanın emme borusunda ve hatta çark kanatlarının basınç kenarlarında bile kavitasyon oluşumunu kolaylaştırarak pompalı sistemde titreşimlere (gürültülere) neden olarak, malzeme erozyonuna dahi yol açabilir [1], Bu olaya maruz kalan çarklar kritik debilerde çalışırlar. Emme özgül hızı ne kadar yüksek olursa, bu ikincil akışların başlangıcı o derece de en ıyı verimdeki debilere kaymaktadır [lj. POMPALı SISTEMLERDE TITREŞIMLERI SÖNÜMLEME TEKNIKLERI Mekanik Titreşimler Bu amaçla, genel olarak pompalı sistenim mekanik rijitliğini arttırmak ve sönüm elemanları kullanmak Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say. : 455 • 39 MAKALE mümkündür. Boru sisteminin doğal mekanik frekansı iyi bir şekilde hesaplanarak, bu frekansların hacımsal pompalarda (1), rotodinamik pompalarda ise (2) veya (3) bağıntıları ile belirlenen uyarım (geçiş) frekansları ile çakışmamalarına özen göstermek gerekir. Çakışma söz konusu ise pompanın devir sayısı, piston adedi, diş sayısı veya kanat adedi değiştirilerek problemin çözümüne gidilebilir. Dönen çark, dişli, palet vb. gibi elemanların balans kontrolü mutlaka yapılmalı, balansızlık varsa giderilmeye çalışılmaladır. Yatak sayısı mümkün mertebe arttırılmalı ve yataklarda kaliteli yağlama yağları kullanılmalıdır. Boru sisteminde belirli kesitlerde mekanik titreşimleri absorbe edici kompanzatörler bulundurulmaladır. Akış Kaynaklı Titreşimler Akış (Vorteks)-mekanik yapı ve akustik yapı akuplajlan : Vana, orifis (diyafram), dirsek, ani kesit değişimleri, bağlantı elemanları (fittings) vb. gibi yerel kayıp elemanlarının ürettiği vortekslerin kopma frekansları, karakteristik akım hızı ve karakteristik uzunluk kallanılarak, Şekil-1 'de verilen Strouhal sayılarından yararlanılarak (4) bağıntısından hesaplanmalı ve sistemin doğal mekanik veya (5) bağıntısı ile hesaplanabilen doğal akustik frekansları ile çakışmamaları sağlanmalıdır. Çark kanatlarının çıkış kısmında (firar kenarında) sivriltmeler yapmak, kanal ve delikler açmak gibi bazı modifikasyonların pompalardaki gürültüyü azaltmada etkili olduğu bilinmektedir [1]. Salyangoz diline eğim vermek veya delikler açmak da gürültü mertebesini etkilemektedir [1]. Çark çapı ile salyangoz dili veya difüzör kanatları arasındaki açıklığın ayarlanarak da titreşimlerin zararsız mertebelere indirgenebildiği bilinmektedir [1]. Ayrıca eğer akış (vorteks) -akustik yapı akuplajı sonucunda boru sisteminde ötme sesi şeklinde bir gürültü duyuluyorsa akustik susturucular kullanılmalıdır [1]. Yerel kayıp elemanlarının sayısı mümkün mertebe az olmalı ve bu elemanların birinden sonra bozulan akımın düzelmesi için yeterli mesafe bulunmalıdır. Aksi taktirde toplam yerel kayıp katsayısı, elemanların kayıp katsayılarının toplamının 3,5 katı gibi değerler alabilmekte ve pompalı boru sistemi akış (vorteks)'dan kaynaklanan titreşimler açısından daha tehlikeli olabilmektedir [7]. Pompanın mümkün mertebede kısmi debilerde çalıştırılmamasma özen gösterilmelidir. Çünkü vanalarda oluşan vortekslerin kısmi debilerde daha organize (periyodik) ve büyük genlikli (şiddetli) oldukları bilinmektedir [8]. Ayrıca debi ayar vanasının yerinin değiştirilmesinin bile titreşimlerin sönümlenmesinde önemli bir etkisinin olabileceği görülmüştür [2]. Teknik şiddetini azaltmaktadır [9]. Salınım (Surge) : Surge olayı da dönen ayrılma gibi özellikle kısmi debilerde çalıştırılan pompalarda önemli bir titreşim problemi olarak ortaya çıkabilmektedir. Kararlı çalışma bölgesinde kalmak için pompa Şekil2'de gösterilen kararlı bölgede çalıştırılmalıdır. Basınç artışlarını sönümlemek için "Surge Tankları" kullanılmalıdır. Kanat sayısının azaltılması, kanat çıkış açısının (fi2k) küçük olması, kanatsız difüzör kullanılması, girişte küçük boyutlu yöneltici kanatların kullanılması, pompanın özgül hızının yüksek tutulması ve pompa çıkışına bir by-pass borusu monte edilerek bu borunun çıkışını pompanın emme tarafına bağlamak gibi önlemlerin alınmasının salınım (surge) tipi titreşimleri önlemede etkili olduğu söylenebilmektedir [9]. Kavitasyon : Pompanın maksimum emme yüksekliği iyi bir şekilde (tercihen emme özgül hızı veya Thoma kavitasyon faktörü kullanılarak) hesaplanmalı ve pompa bu emme yüksekliğinin altında çalıştırılmalıdır. Gerekiyorsa ön-çark (inducer) kullanılmalıdır. Santrifüj pompalarda kavitasyon gürültüsünü önlemek için emme borusuna az miktarda havanın enjekte edilmesinin faydalı olduğu görülmüştür [1]. Emmedeki net pozitif yük (ENPY veya NPSH) değerinin mümkün mertebe büyük olmasına çalışılmalıdır. Pompalı sistemin ENPY değeri pompa kataloğundaki ENPY-Q eğrisinden debinin fonksiyonu olarak almandan daha büyük olacak şekilde belirlenmelidir. Kavitasyon nedeniyle oluşan titreşimlerin frekansı 3000 Hz'den büyük mertebelerde olup, oldukça yüksektir. Çark kanatlarının kısa ve sayılarının az olması kavitasyon riskini artırmaktadır. Emme borusundaki kayıpları minumum yapacak şekilde gereksiz yerel kayıp elemanlarından kaçınılmalıdır. Tozlu sıvılar emilmemeli ve bunu sağlamak için emme borusunun girişinde mutlaka iyi bir süzgeç kullanılmalı ve bu süzgeç zaman zaman temizlenmelidir. Ayrıca pompalı sistemlerde kullanılan akış kontrol (debi ayar) vanasının kısık çalıştırılması durumunda yerel statik basıncın sıvının buharlaşma basıncının altına düşmesi nedeniyle vana kavitasyonu ve salmastradan vanaya hava sızıntıları (frekans spektrumundaki baskın frekansı yaklaşık olarak 15 Hz) nedeniyle de titreşimler oluşabil mektedir [10]. Bu titreşimleri önlemek için vanalar kısık pozisyonda çalıştırılmamalı ve kaliteli salmastralar kullanılmalıdır. Sisteme salmastra kaçaklarıyla giren hava debisinin artmasıyla birlikte yaklaşık 15 Hz frekanslı titreşimlerinin genliğinde artmaların olduğu, buna karşılık daha yüksek frekanslardaki titreşimlerin genliklerinde ise azalmaların olduğu gözlenmiştir [10]. Dönen ayrılma (Rotating stall) : Kısmi debilerde Ayrıca vana gövdesi üzerinden alınan ölçümlerden vananın mekanik titreşim frekanslarının 20-1500 Hz arapompa çalıştırılmadığı zaman dönen ayrılma etkilerinlığında olabildiği müşahade edilmiştir [10]. den söz edilememektedir. Çark kanatları üzerinde yiv açılmasının ve kademeli türbomakinalarda (özellikle Su darbeleri: Su darbeleri etkisiyle oluşabilecek titkompresörlerde) kademeler arasındaki eksenel açıklığın azaltılmasının dönen ayrılmayı büyük ölçüde önle- reşimlerden boru sistemini ve daha da önemlisi pompadiği deneylerle kanıtlanmıştır [5]. Ayrıca kanatların yı koruyabilmek için gerekli tedbirler mutlaka alınmamerkezcil uzunluklarının olabildiğince uzun olması ge- lıdır. Bu amaçla Hava Kazanı (veya küçük manometrik rek dönen ayrılma gerekse kavitasyon gibi titreşimlerin basma yükseklikleri için Denge Bacası), Volan ve Çek 40 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455 MAKALE Valf pompa sisteminde mutlaka kullanılmalıdır. Bu elemanların özellikleri iyi bir şekilde yapılmalıdır. Mümkün mertebe sistemdeki debi ayar vanası ani olarak kapatılmamalıdır. Hidrolik kumanda devrelerinde genellikle hacımsal pompalar ve değişik amaçlarla pistonlar kullanıldığından, oluşacak basınç dalgalanmalarım önlemek için sistemde mutlaka bir Hidrolik Akümülatör (Biriktirici) kullanılmalıdır. Türbülanslı akış : Türbülansı artıran kısık vana halinde çalışma, çark kanatları arasındaki kanalların kısmi tıkanıklıkları, yerci kayıp elemanlarının sayılarının fazla ve aralarında yeterli uzaklıkların olmaması gibi şartlarda pompalı sistemi çalıştırmaktan kaçınmalıdır. Türbülanslı akımdan kaynaklanan tipik titreşimlerin gürültü frekans bandının oldukça geniş olmasına rağmen, frekans spektrumlarımn baskın frekansı St = fvD/U = 0.20 bağıntısı yardımıyla hesaplanabilir ve genellikle 0-30 Hz aralığındadır [1]. Ön-dönme : Pompa girişinde vorteks (girdap) oluşturacak yerel kayıp elemanlarından mümkün mertebe kaçınılmalıdır. Pompa girişinden önce dönmeli akışı sönümleyici rol oynayan merkezcil kanatlara sahip bir doğrultucu organ kullanılmalıdır [11]. Bu organ emme flanşı üzerine konulmuş bir veya iki adet radyal kanatçıktan oluşabilir. Ayrıca doğrultucu kanatlar yerine, pompaların projelendirilmeleri aşamasında, ön-dönme göz önüne alınarak çark giriş kenarı açılan belirli bir dönmeyi sağlayacak şekilde hesaplanabilir [11]. Dik girişi sağlayacak fij açısı yerine belirli bir teğetsel hız bileşeni oluşturacak a) ve fi] açıları belirlenebilir [11]. Böylece en azından çarpma kayıplarından kaçımlabilir. Ancak bu işlemlerin pompa girişinin geometrik özelliklerine bağlı olması nedeniyle güçlüklerle karşılaşılabılineceği açıktır. Kısmi ve aşırı debilerde çalışma durumlarına göre, çark girişinden önce, ayarlanabilir ve belirli profillere sahip merkezcil kanatlar konulabilir [11]. Ancak kanat ayar dizaynına özen göstermek ve vakum altında emme borusuna hava girişini önlemek gerekir. Santrifüj pompaların kanat giriş kenarları çoğu zaman yapıldığı gibi silindirik değil, uygun açıların gerçekleşmesini sağlayacak şekilde dönük kanat şeklinde yapılması ön-dönmeyı önlemektedir [11]. İmalatı pahalı olmakla birlikte bu yöntemle imal edilmiş çarkın, giriş kenarı boyunca gerçekleşen farklı açılarının, optimum çalışma noktasında, ön-dönmenin zararlı etkilerinden uzak uygun girişleri sağlamakta olduğu ve çarpma kayıplarını önlediği bilinmektedir [11]. İkincil akışlar (Recirculations): Pompanın debi ayar vanası kısık konumundan uzaklaştırılarak, pompanın basma borusundan emme borusuna bir boru bağlantısıyla by-pasi yapılarak, pompanın emme ağzına çok az miktarda hava enjekte edilerek ve çark malzemesi olarak daha mukavim (yüzeyi sertleştirilmiş veya aşınmaya mukavemetli) malzemeler kullanılarak ikincil akışlardan kaynaklanan titreşimler zararsız mertebelere indirgenebilir [1]. Erken uyarıcı dinamik bakım yöntemi: Pompalı sis- Teknik temin (emme ve basma boru cidarları, pompa ve vana gövdeleri vb. gibi) kritik bazı noktalarından dışarıdan bir duyarga ile ölçülen titreşim (yerdeğiştırme, hu: veya ivme) frekans spektrumlarımn izlenerek bunlardaki değişiklerin belirlenmesi esasına dayanan bu yöntem, bakım mühendisine aşınmalar, değişiklikler ve beklenebilecek arızalar hakkında önceden bazı bilgileri verebilmektedir [12J. Ayrıca bu yöntemle önceden elde edilen bilgiler yardımıyla da titreşimler daha büyük zararlara yol açmadan denetlenebilmekte ve arızanın ne zaman oluşabileceği ve nelerden kaynaklanabileceği de tahmin edilebilmektedir. Pompanın kıtık noktalarından alman titreşim sinyalleri değerlendirilerek, vantilatörler [12] ve pompalar [10] için de titreşim analizlerinde kullanılmak üzere bazı tanı esasları, daha (inceden verilen bilgilerden de yararlanılarak geliştirilebilir. SONUÇLAR Öncelikle pompalı sistemin tasarımı aşamasında titreşim kaynakları belirlenerek, (izcilikle akış (vorteks)- mekanik yapı ve akustik yapı akuplajları önlenecek bir şekilde sistem tasarımı yapılmalıdır. İşletme aşamasmda ise titreşim problemi varsa, problemi kaynağından çözümlemek en iyi yol olacaktır. Bu amaçlara yönelik olarak aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi halinde problemler en aza indirgenecektir. Vana, orifis (diyafram), dirsek,, ani kesit değişimleri, bağlantı elemanları (fıttmgs) vb. gibi yerel kayıp elemanlarında oluşan vorteklslerin kopma frekansları bclirlenek, pompalı sistemin doğal mekanik ve/veya doğal akustik frekansları veya bunların tam katlan ile çakışmamasına özen gösterilmelidir. Pompalar kısmi debilerde uzun süre çalıştırılmamalıdırlar. Çünkü bir çok titreşim problemi bu çalışma modunda ortaya çıkmaktadır. Ayrıca anı vana kapatılmalarından da kaçınılmalıdır. Pompanın karakteristik eğrisi üzerine boru kayıp karakteristiği eğrisi çizilerek pompanın çalışma noktası belirlenmeli ve bu noktanın pompanın maııometrik basma yüksekliği-debi (Hm-Q) karakteristik eğrisinin maksimum noktasının sağında olması sağlanarak, pompanın kararsız çalışması önlenmelidir [13]. Çark kanatlan ve salyangoz dilinde bazı modifikasyonlar yapılarak özellikle akış kaynaklı titreşimlerin genliği zararsız mertebelere indirgenebilin ektedir. Yerel kayıp elemanlarının sayısı az olmalı ve aralarında akımın düzelmesi için yeterli mesafe bulundurulmalıdır. Kavitasyonu önlemek için (izcilikle pompanın maksimum emme yüksekliği iyi belirlenmelidir. Kavıtasyon sonucunda oluşacak gürültüyü azaltmak için santrifüj pompaların emiş ağzına küçük miktarda hava enjekte edilebilir. Su darbelerine karşı mutlaka volan, hava kazanı veya denge bacası, çek valf ve hidrolik akümülatör gibi elemanların sistemde kullanılmasıyla önlem alınmalıdır. Bu elemanların pompalı sistemdeki yerleri ve kapasiteleri iyi belirlenmelidir. Pompanın en iyi verim (dizayn) noktası civarında çalıştırılmasına özen gösterilmelidir. Çünkü bir çok akış (vorteks) kaynaklı titreşim probleminin kaynağı Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say. : 455 • 41 MAKALE Teknik pompaların dizayn noktalarının dışında çalıştırılmalarından kaynaklanmaktadır. Pompalı sistemin kritik bazı noktalarında dışarıdan ölçülen titreşim sinyallerinin frekans spektrumlarımn gelişimlerinin izlenmesi esasına dayanan "Erken Uyarıcı Dinamik Bakım" mutlaka uygulanarak, arızaların belirlenmesine çalışılmalıdır. Pompa çıkışındaki basınç çalkantılarının çıkış flanşmdaki toplam hidrolik yüke (enerjiye) oranı pompa dönme hızının bir katı, iki katı ve kanat sayısı katındaki frekanslar için maksimum 0.005, pompa dönme hızından küçük frekanslar için ise maksimum 0.01 olmalıdır [14]. Pompa alımında bu sınır değerleri sağlayan pompa şartnamesi aranmalıdır. Titreşim ölçümlerinde ISO Standardı kullanılmalıdır [15] ve titreşim ölçümlerinin alınacağı yerler ve sinyallerin değerlendirme usulleri iyi bir şekilde belirlenrek, frekans aralıkları ve nedenleri bilinmeli ve böylece titreşimler sönümlenip, elimine edilmelidir. [16]. Vortckslerin kopma frekanslarının boru sisteminin akustik frekansı fa olmak üzere; f.,/3, fa/2, 3fa/2 ve 2fa değerlerine eşit olması hallerinde de önemli titreşim problemleri gözlenebilmektedir [17]. KAYNAKÇA 1. Karassik, I.J., Krutzsch, W.C, Fraser, W. H., Messina, J.P., Pump Handbook, Second Edition, McGraw-Hill Book Company, Nevv York, 1985. 2. Chen, Y. N. and Florjancic, D., Vortex-Induced Rcsonancc in a 3. 4. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. Pipe System Due to Branching, Vibrations an Noisc in Pump, Fan and Comprcssor Installations, Universty of Southampton, The Institution of Mechanical Engineers Proceedings, Ç109/75, 79-86, London, 1975. İzmirlioğlu, Ş., Borularda Akışın Yarattığı Titreşimler, Yüksek lisans Tezi, Î.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, istanbul, 1986. Grcitzcr, E.M., The Stability of Pumping Systems, Transactions of The ASME, Journal of Fluids Enginecring, Vol. 103, pp. 193-240, June, 1981. Yazıcı, H.F., Santrifüj Pompaların Çalışma Stabilitesi Hakkında, t.T.Ü. Dergisi, Cilt 23, Sayı 3, 22-26, 1965. Özgür, C, Deneysel Hidromekanik, Î.T.Ü. Matbaası, 1980. Canbazoğlu, S., Boru Hatlarında Akışın Yarattığı Titreşimler, Doktora Tezi, I.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, 1989. Kovats, A. de, Desmur, G., Çev: Özgür, C. ve Yazıcı, H.F., Santrifüj ve Eksenel Pompalar, Vantilatörler ve Kompresörler, Î.T.Ü. Makina Fakültesi Ofset Atölyesi, 1994. Erol, H., Karadoğan, H., Endüstriyel Vanalarda İstenilmeyen Çalışma Koşullarının tanısı, 4. Ulusal Makina Teorisi Sempozyumu, 79-88, Yalova, Eylül 1990. Baysal, M. K. ve Ediş, K., Santrifüj ve Eksenel Tulumbaların Girişindeki Ön-Dönmc olayının Etüdü ve Ön, dönmenin Giderilerek Tulumbaların Geliştirilmesi Yollan, Tübitak Proje No: MAG-219, istanbul, 1976. Karadoğan, H., Belek, H. T., Endüstriyel Vantilatörlerde Uyarıcı Dinamik Bakım, III. Ulusal Makina Teorisi Sempozyumu, 94-105, Foça, 1988. Canbazoğlu, S., Pompa Devrelerinde Akış Kaynaklı Titreşimler, 8. Ulusal Isı Bilimi ve Tekniği Kongresi, Eskişehir, 1991. Karadoğan, H., Urun, H., Pompa Çıkışındaki Basınç Çalkantıları, II. Pompa Kongresi ve Sergisi, 194-201, tstanbul, 1996. ISO 9614-1, Determinatıon of Sound Power Levels of Noise Sourees Using Sound Intensity Measurements of Discretc Points, Grade 1,2 and 3. Belek, H. T., Pompalarda Titreşim ve Gürültü, II. Pompa Kongresi ve Sergisi, 185-193, istanbul, 1996. Alansatan, S., Karadoğan, H., Türbo Makinalı Sistemlerde Akış Kaynaklı Titreşimler, II. Pompa Kongresi ve Sergisi, 346354, İstanbul, 1996. KUM FİLİTRESİ GERİ YIKAMA VANALARI (FILTER BACKVVASH VALVES) Normal Akış Filitre sistemlerinde kullanılır. Akış yönünü darbe yapmadan değiştirir. Kesin sızdırmazdır. Yüksek akış kapasitelidir. Kirli suyu temiz suya karıştırmaz. Bakım gerektirmez. Diyafram aktüatörlüdür. D A H A G E B İ L G İ İ Ç İ N L Ü T F E N B İ Z İ A R A Y I N I Z DOĞUŞ VANA LTD. ŞTİ. Merkez : 1202/1 Sok. No: 26/A-B Yenişehir- İZMİR Tel : 0.232. 433 59 43 - 459 94 29- 433 60 11 Fax : 0.232. 458 08 96 Fabrika : Atatürk Organize Sanayi Bölgesi 1OOOO Sokak Çiğli - İZMİR Tel : 0.232. 376 85 80 -81 Fax : 0.232.376 85 82 TRAFİK N'il^ün K.-\RAK> :<,: KÖŞESİ MMO acnal Mrrk TRAFİK KAZALARI osyal, ekonomik, sanayi, kültür ve turizm alanındaki gelişmeler motorlu taşıtların gittikçe artan oranda insan yaşamına girmesine ve onun ayrılmaz bir parçası haline gelmesine neden olmuştur. Trafiğe katılan motorlu taşıt ve yem sürücülerle birlikte giderek artan trafik yoğunluğu sonucu ülkemizde yaşanan trafik sorunu trafik canavarına dönüşmüş durumdadır. Karayollarında trafik güvenliğinin sağlanması amacıyla bazı yasal düzenlemeler yapılmış, konu ile ilgili kurullar oluşturulmuştur. Olumsuz sonuçların en aza indirilmesinde sorumlu kuruluşların görevlerini yapması gerekli ancak yeterli değildir. Bireyler de üzerlerine düşen trafik kurallarını öğrenmek ve bunları eksiksiz uygulamak sorumluluğunu yerme getirmelidir. Odamız da trafik konusunda üzerine düşeni yapmak çabası içerisindedir. Karayolu Trafik Güvenliği Kurulunda temsil edilen odamız, bu konuda düzenlediği kongre, toplantılarda yetkili ve uzman kişileri bir araya getirmekte, değişik platformlarda oda görüşlerini sunmak- 1997 Yılı (Kasım Ayı Sonu itibanyla) Moturlu Araç sayısı tadır. Bu sayımızdan itibaren Kadın de belli aralıklarla Türkiye'de 1997 Yılı (Kasım Ayı Sonu İtibarıyla) meydana gelen trafik kazalaErkek rıyla ilgili istatistiki bilgiler vereceğiz. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü 7997 Yılı ilk 11 Ayda Meydana Gelen Kazalar Trafik Hizmetleri Başkanlığınca hazırlanan Bülten'den alı- Kaza Sayısı Olü Yaralı nan değerlerin konunun bo4746 102.563 356.444 yutları hakkında daha ayrıntılı bilgi vereceğini umuyoruz. S : 7.658 417 : 1.421.342 : • 9.774.209 Maddi Hasar (TL) 40.602.958.661.000 1997 Yılı İlk 11 Ayda Meydana Gelen Kazalara Sebep Olan Unsurlar ve Oranları Kazada Sürücü Yaya Yolcu Taşıt Yol Toplam Kusurlu Unsurlar Kusur Sayısı % 372.609 95.82 12.861 3.31 557 0.14 2.189 0.56 641 0.16 388.857 1OO Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say : 455 • 43 TRAFİK — KÖŞESİ sıradadır. Bunu % 19.97 ile yolda münferit çukurlar, % 14.51 ile yol üzerinde görüşü kısıtlayan engel bulunması, % 13.73 ile yol sathında gevşek malzeme % 10.61 yol çökmesi, %5.30 tehlikeli eğim, %4.37 düşük banket izlemektedir. Kazaların oluş şekillerine baktığımızda ise ilk 11 ayda meydana gelen kazaların dağılımının aşağıdaki şekilde olduğu görülmektedir. k»*SsK*••«*•>;:• ...'• -* 1997 YILI İLK ONBİR AYDA MEYDANA GELEN TRAFİK KAZALARININ OLUŞ ŞEKİLLERİNE GÖRE DAĞILIMI VE ORANLARI Kazanın Oluş Şekli Kaza Sayısı % 251.994 70.70 521 0.15 Duran Araca Çarpma 41.136 11.54 Çarpışma Trene Çarpma Sürücü kusuru nedeniyle meydana gelen kazalara baktığımızda en büyük oranın % 21.91 ile arkadan çarpma olduğu görülmektedir. Bunu sırasıyla,- Sabit Cisme Çarpma 21.148 5.93 Yayaya Çarpma 16.065 4.51 Hayvana Çarpma 1.787 0.50 / % 14.78 ile kavşaklarda geçiş önceliğine uymama, Devrilme 9.000 2.52 / % 15.52 ile uykusuz, yorgun, hasta, dalgın olarak araç kullanma Yoldan Çıkma 14.429 4.05 </ % 12.54 ile doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma, Araçtan Düşme Toplam 364 356.444 0.10 100.00 Oluş yerlerine göre 1997 yılının ilk 11 ayındaki / % 8.36 manevraları düzenleyen genel şartlara uy- kazaların dağılımı şu şekilde gerçekleşmiştir. mama / % 6.29 şeride tecavüz etme, •/ % 6.01 aşırı hızla araç kullanma gelmektedir. Aynı dönem için yaya kusurlarına göz attığımızda ise; yola birden bire çıkmanın % 44 ile ilk sırada yer aldığını bunu % 32.95 ile araçlara ilk geçiş hakkını vermemenin, % 7.69 duran taşıtın önünden arkasından çıkmanın, % 7.68 ile yolda yürümek, oturmak ve oynamanın geldiği görülmektedir. Yolcu kusurlarında % 30.34 ile habersiz inmek veya binmek ve % 20-65 ile taşıttan sarkmak ilk sıralarda yer almaktadır. Araç kusurlarında ise % 54.27 ile lastik patlaması en önemli nedenken bunu 18.23 ile kusurlu fren izlemektedir. Daha az oranda olmasına rağmen kusurlu rot %7.22, kusurlu tekerlek %7.22, aks kırılması %5.03, kusurlu farlak %1.46, kusurlu direksiyon % 1.10 oranında kazaya neden olmaktadır. Yol kusurlarında işaretleme eksikliği % 31.36 ile ilk 4 4 * Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Sayı : 455 1997 YILI İLK ONBİR AYDA MEYDANA GELEN TRAFİK KAZALARININ OLUŞ ŞEKİLLERİNE GÖRE DAĞILIMI VE ORANLARI Kaza Sayısı % Cadde 138.874 38.96 Sokak 41.749 11.71 Kavşak 94.693 26.57 Kazanın Oluş Şekli 796 0.22 7.353 2.06 Otoyol 13.850 3.89 Devlet Yolu 37.234 10.45 Bölünmüş Devlet Yolu 13.953 3.91 İl Yolu 4.788 1.34 Bölünmüş İl Yolu 1.659 0.47 Köyyolu 1.495 0.42 Okul Önü Bölünmü Yol Toplam 356.444 100.00 Teknik MAKALE SONLU ELEMANLAR METODU İLE MODELLEME Cüneyt FETVACI* GIRIŞ Ö Z E T ühendislikte ve bilimin diğer alanlarında karşılaşılan problemler uygun modellerin kurulması ile incelenebilme ktedir. Doğadaki hemen her olay matematik olarak modellenebilmektedir. Problemin karakteristik büyüklükleri arasındaki bağ basit ise analitik metodlarla kesin çözümü elde edilir. Misal olarak dünyanın bugünkü nüfusu ve nüfus artış oranı bilindiğinde 50 yıl sonraki nüfusunun hesabı problemi gösterilebilir. Burada problem bir diferansiyel denklem ile matematik olarak modellenmiştır. Uygun sınır şartlan ile analitik olarak kesin çözüm elde edilir. Pratikte rastlanılan bir çok problemin ise analitik çözümünün elde edilmesi zordur. Bunun nedeni problemin geometrisinin, sınır şartlarını ve karakteristik büyüklükler arasında ilişkilerin basit olmamasıdır. Bu tip. problemlerin fiziksel davranışını incelemek gayesi ile matematik model tesis edilirken bir takım kabuller yapılır. Bir sayısal metodun uygulanması ile problemin yaklaşık çözümü elde edilir. Bu şekilde fiziksel bir problem matematik olarak modellenmış ve sayısal olarak çözümlenmiş olur. M Sayısal metodlar bir çok fen ve. mühendislik probleminin analizinde büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Bu araştırmada sonlu elemanlar metodu ile diğer bir sayısal metod olan sonlu farklar metodu karşılaştırılarak sonlu eleman metodunun avantajları belirtilmiştir. Sonlu elemanlar metodu geliştirilen paket programlarla problemlerin analizinde yaygın olarak kullanılmakladır. Yapısal analiz için bir paket programda problemin modellenmesinde dikkat edilecek hususlar ele alınmıştır. • T Nnınerical techniques such as linite dilferenee and jinite element method are widely used in the analysis of scıence and engineering problems. Finite element method has the great advantage to solve problems havmg arbitrary geometries and nonhomogenous material properties. in this research, the basic principles of modelling (obtaining fınhe element model) are given. Dırect modelliug and area discretizatıon methods are explamed wıth examples. SAYıSAL ANALIZ METODLARı Fiziksel bir prosesin veya sistemin (ele alman problemin) sayısal simulasyonu, bu prosesi ifade eden bir matematik modele ve bu matematik modeli analiz eden bir sayısal metoda ihtiyaç göstermektedir. Sonlu farklar metodu ve sonlu elemanlar metodu en çok kullanılan metodlardır. Her iki metodda çözüm bölgesi düğüm noktaları topluluğu ile temsil edilir [1]. Sürekli ortam mekaniği problemlerinin analizinde kullanılan bu metodlarm esas aldığı prensip yapının (problemin) küçük bir bölgesinin fiziksel davranışını doğru olarak ifade eden denklem ve bağların türetilebilmesidir. Problemi çok sayıda küçük bölgelere bölmek ve bu bölgeleri birbirine birleştiren bağları kullanmakla, yapıdaki büyüklükleri (gerilme analizi probleminde gerilme ve yerdeğiştirmeleri) tatminkar bir derecede hesaplamak mümkündür. Problemin sonlu farklar modeli karakteristik denklemlere noktasal (pointwise) yaklaşım sağlamaktadır. Düğüm noktalan dizisi için fark denklemleri yazılmakla oluşan model daha fazla nokta kullanıldığında daha iyi sonuç vermektedir. Karmaşık geometrilerde veya normal olmayan sınır şartlarında bu tekniğin kullanılması zordur. Sonlu elemanlar metodu olarak bilinen metodda problem geometrisi birbirlerine düğüm noktalarından bağlı bir çok elemana bölünür. Problemin sonlu elemanlar modeli karakteristik denklemlere parçalı (piecewise) yaklaşım sağlamaktadır. Çözüm bölgesi eleman ağına dönüştürülmüştür. Elemanların muhtelif geometrik şekillerde olması ile karmaşık geometriyi haiz problemler kolaylıkla modellenir [2|. •• İTÜ Mukimi Fakültesi M ü h e n d i s ve M a k i n a - Cilt 38 Say. : 455 • 45 MAKALE A Teknik \ \s \ Ön-işlemci modülünde eleman tipi, malzeme özellikleri, katı modelleme, doğrudan modelleme, ağ konfigürasyonu tayini ve ağ oluşturma modülleri bulunmaktadır. Eleman kütüphanesinde hemen her problem tipi için geliştirilmiş çok sayıda eleman vardır. Eleman tipi ve malzeme özellikleri analize göre belirlenir. ANSYS YAZıLıMıNDA MODEL OLUŞTURMA | •n Şekil 1 : Problem geometrisinin sonlu farklar ve sonlu elemanlar metodlan ile modellenmesi Şekil l'de problem geometrisinin temsilinde sonlu elemanlar metodu ile sonlu farklar metodunun karşılaştırılması görülmektedir. Sonlu farklar metodunda problem geometrisi koordinat eksenlerine paralel eşit aralıklarla yerleştirilmiş düğüm noktaları ile temsil edilir [3]. Sonlu elemanlar metodunda elemanların eşit büyüklükte olması veya koordinat eksenlerine paralel konumda olması gerekmektedir. Çözüm bölgesinde farklı geometrik şekilli elemanlar olabilir. Bu elemanlara istenen malzeme özellikleri atanabilir. Bu özellikleri ile sonlu elemanlar metodu keyfi geometriler ve homogen olmayan malzemelerin söz konusu olduğu problemlerin analizinde üstünlük sağlamıştır. Metod ile yapılan işlem diferansiyel denklemlerle ifade edilen sistemin (fiziksel problemin) cebirsel denklem takımlarına dönüştürülüp çözülmesidir. Simültane denklem takımının çözümü uygun donanımlı bilgisayarlarla seri bir şekilde yapılmaktadır. Yazılımların ilk geliştirildiği aşamalarda problem geometrisini belirleyen tüm düğüm noktaları tek tek belirlenir ve daha sonra elemanlar oluşturulurdu. Bu son derece zahmetli ve hata yaratma ihtimali büyük bir işlemdi. Sonlu elemanlar analiz paket programlarında CAD modellerinin geliştirilmesi ile önişlemci safhasında büyük kolaylıklar elde edilmiştir. Ele alman problemin sonlu elemanlar modelini oluşturma üç türlü yapılabilmektedir. Bunlar aşağıdaki şekillerde özetlenebilir [6]. Doğrudan (manuel) modellemede, koordinatlar tayin edilerek düğüm noktaları oluşturulur. Daha sonra bu noktalar üzerinde eleman oluşturulur. Zaman alıcı bir yöntemdir. Bununla birlikte bazı problemlerde temel geometrik dönüşümlerin tatbiki ile kolaylık sağlanabilir. Misal olarak içi boş mil (silindirik pres geçme problemi) modellenmesi gösterilebilir. SONLU ELEMANLAR METODU Metod ilk olarak 1950'li yıllarda uçak yapı elemanlarının dizaynı için geliştirilmiştir. Yaygın olarak kullanılması kompüter teknolojisindeki gelişmeler sayesinde gerçekleşmiştir. Biomekaniktcn nükleer teknolojiye kadar bir çok disiplinde kullanılan sayısal tekniktir. Metodu esas alan yazılımlar başlangıçta özel amaçlı ve sınırlı sayıda idi. Günümüzde genel amaçlı sonlu elemanlar yazılımları ile modellcme ve analiz kolaylıkla yapılmaktadır. ANSYS ve NASTRAN bu yazılımlardan yalnızca ikisidir [4, 5]. METODUN ADıMLARı Sonlu elemanlar metodu eleman ağı oluşturma, sınır şartlarının tatbiki, sistem denklemlerinin çözümü ve sonuçların değerlendirilmesi adımlarından oluşmaktadır. Bu adımlar ticari yazılımlarda üç ayrı modülde gerçekleşmektedir. Ön-işlemci modülünde problemin sonlu elemanlar modeli oluşturmakta, çözümleyici modülünde sınır şartları tatbik edilmekte ve sistem denklemleri çözülmekte, son-işlemci modülünde ise grafikler veya tablolar halinde analiz sonuçları elde edilmektedir. 46 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say : 455 Şekil 2 : Silindirik pres geçme modellemesı Bu problemde x ekseninde iç çapa ve dış çapa karşılık gelen düğüm noktalarını tanımlamak yeterlidir. Bu iki nokta arasında istenilen sayıda eşit veya artan aralıklı konumlandırılmış düğüm noktaları otomatik olarak oluşturulur. Bu düğüm noktası dizisinden uygun açının ve kopyalama sayısının tatbiki ile içi boş milin modeli elde edilir. Bundan sonra yapılacak iş x ekseni üzerindeki ilk iki düğüm noktası ile karşılık gelen dizideki noktaları birbirine bağlayarak birinci elemanı oluşturmaktadır. Diğer elemanlarda uygun komutlarla otomatik olarak oluşturulur. Dikkat edilecek husus kopyalama işleminde uygun numara artımlarının verilmesidir. Geometrik modelden faydalanılarak yapılan modellemede, problemin katı modeli oluşturulduktan sonra, Teknik MAKALE \ ^-—• \ _— --A A _^-—\- i1-j / 4 ——, —1 10 •Şe/oV 6 : Kiriş sonlu elemanlar modeli bu model üzerinde elde edilecek elamanların sayı ve yoğunluğu tayin edilir. Daha sonra program bu verilere göre otomatik olarak elemanları oluşturur. İstenilen bölgelerde eleman yoğunluğunun artırılmasına imkan sağlamaktadır. Paket programda 2 ve 3 boyutlu hazır elemanların oluşturulması geometrik şekiller mevcuttur. Bu şekillerin birbırilerıne eklenmesi veya çıkarılması ile istenen şekiller elde edilebilir. Kare kesitli bir kirişin iki boyutlu gerilme analizi CSG (düzlem gerilme) için modellenmesi ANSYS programında aşağıdaki komutların icrasıyla gerçekleşmekte dir. Komutların açıklamaları yanlarında verilmiştir. Bu program listesi ön işlemci modülünde problemin sonlu elemanlar modelini elde etmek için yapılan işlemlerin sırası hakkında bilgi vermektedir. Sonlu elemanlar agı CAD modülündeki hazır geometrik şekilden faydalanılarak elde edilmiştir. Şekil 5'de kiriş geometrisi görülmektedir. Şekil ('Ala kirişin düzlem gerilme ..birim 4 .- Haz/r geometrik şekillerle problem geometrisinin elde kalınlık için] analizi için sonlu elemanlar modeli görül edilmesi mektedir. Konstantrik dikdörtgen levha ise Boolean cebri kullanılarak iki geomet! Önişlemci modülüne giriş /PREP7 rik şekilden elde edilebilir. Yükleme ve geometride simetri var ise problemin ! Eleman kütüphanesinden ilgili elemanın seçilmesi ETYPE simetriye esas kısmını modellemek yeSTAT terlidir. ! 42 numaralı elamanın seçilmesi - düzlem gerilme ET, 1,42 Karmaşık geometriyi haiz pıoblemlerde ise geometrik model çok sayıda ! Elastisite modülü çelik için MP,EX,1,2.1e11 alt bölgenin birleşiminden oluşur. Alt ! Poisson oranı MP,NUXY,1,.3 bölgelerde sonlu elaman sayı, şekil ve ! Kiriş geometrisinin elde edilmesi RECTNG,0,5,0,2.5 yoğunluğu daha kolay kontrol edilmektedir. Yakınsamanın temel şartı olarak ! Geometrideki tüm çizgilerin 4'e bölünmesi LDVS,ALL,,4 gerilmenin yüksek olarak beklendiği ! Sonlu elemanlar ağı oluşturma AMESH.ALL yerlerde eleman sayısı arttırılır. Neti! Önişlemciden çıkış FINISH cede, program problemin sonlu elemanlar modelini oluşturur. Şekil 7'de düz dişli çarkın sonlu elemanlar modeli görülmektedir. Karmaşık olan dişli geometrisi uygun işlemler ile sonlu elemanlar ağma dönüştürülmüştür. Ağı oluştururken dikkat edilecek husus, gerilme değerlerinin yüksek olması beklenen yerlerde eleman yi >gun lugunu artırmaktır. Hasara yol açan aza mı gerilmeler dişdibı bölgesinde oluştuğundan bu bölgede geometrik olarak küŞekil 5 : Kiriş geometrik modeli çük boyutlu elemanlar kullanılır ——. Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455 • 47 MAKALE Şekil 7 : Düz dişli çark sonlu eleman modelleri Teknik edilir. Sonlu eleman programlarında kullanılan elemanlardan biri de izoparametrik elemanlardır. Bu elemanların formüle edilmesi doğal koordinatlarda yapılmaktadır. Çözüm bölgesinin sonlu elemanlar ağına dönüştürülmesi işleminin matematiksel prensibi elemanın doğal koordinatlardan fiziksel koordinatlara eşlenmesidir (Şekil 8). Elemanın fiziksel koordinatlardaki şeklinin ideal haldekinden farklı olması halinde çözümün güvenilirliğini azaltmaktadır. Örneğin fiziksel koordinatlarda keyfi bir dörtgen elemanının en küçük iç açısı 45°, en büyük iç açısı 135° olmalıdır [8]. Paket programlar ağ oluştururken kötü sayısal sonuç doğuracak geometrideki elemanlar kullanıcıyı uyarır. Belli toleranslar dahilinde bu durumdaki elemanlar kabul edilir. Bu toleransların dışındaki elemanlar oluşturulmazlar. Şekil 9'da kabul edilmez geometride dörtgen elemanlar görülmektedir. SONUÇ Şekil 8 : Bir sonlu elemanın doğal koordinatlardan fiziksel koordinatlara eşlenmesi Mühendislik problemlerinin çözümünde güçlü bir sayısal teknik olan sonlu elemanlar metodu geliştirilen ticari yazılımlar sayesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Metodun zaman alan adımı olan problemin sonlu elemanlar metodu ile çözülebilmesi için gerekli bütün verilerin hazırlanması yazılımların önişlemci modülünde gerçekleştirilmektedir. Problemin geometrisine göre model doğrudan veya katı model üzerinden faydalanılarak elde edilebilir. Problem geometrisi ve sınır şartları modelin nasıl elde edileceğini tayin etmektedir. Dikkat edilmesi gereken hususlar incelenen büyüklüğün hızlı değiştiği yerlerde bu değişime uygun eleman dağılımını tesis etmektir. Elemanların geometrik şekillerde çözüme etki etmektedir. KAYNAKÇA 1. Reddy, J.N., An Introduction to the Finite Element Method, Şekil 9 : Kabul edilmez eleman geometrisi Elemanların geometrik şekilleri, yukarıda belirtilen model oluşturma metodlarm tümünde oluşturma işlemi sırısanda kontrol edilmektedir. Bir elemanm uzunluğunun genişliğine oranının (aspect ratio) mümkün olduğu kadar l'e yakın olması istenmektedir. Eleman ideal geometrik şekillere göre formüle 48 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say : 455 NcGraw-Hill, Inc., Singapore, 1993. 2. Lange, J.J., Solving Mechanical Problems with Computer Graphics, Marcel Dekker, New York, 1986. 3. Krishnamachari, S.I., Applied Stress Analysis of Plastics : A Mechanical Engineering Approach, Von Nostrand Reinhold, New York, 1993. 4. Zeid, I., CAD/CAM Theory and Practice, McGraw-Hill Inc., New York, 1991. 5. Hsu, T., Smha, D.K., Computer Aided Design : An Integrated Approach, West Publishing Company, St. Paul, 1992. 6. ANSYS User's Manual for Revision 5.0, Swanson Analysis System, 1992. 7. Wilcox, L., Coleman, W., Application of Finite Elements to the anlysis of Gear Tooth Stresses, ASME Journal of Engineering for Industry, Vol. 95, 1973. 8. Fagan, M.J., Finite Element Analysis, Longman Scientific and Technical, England, 1992. Hazırlayan : Burak YELKEN Öğrenci, Gazi Üniversitesi SEMPOZYUM <sr m. Uluslararası Yapıda Tesisat Bilimi ve Teknoloji Sempozyumu İstanbul, Tel : 0-312- 285 78 61, Faks : 0*312* 285 78 62 *& Biotranspor '98 Biyoloji ve Tıp Mühendisliğinde Isı ve Kütle Transferi Sempozyumu Kuşadası, Tel: 0 • 312 - 210 14 29, Faks : 0 • 312 • 210 13 31 e-mail: [email protected] es- 1. Metropoliten Alanlar Planlama Sorunları Ulusal Sempozyumu İstanbul, Tel: 0-212- 259 70 70 - 2270, Faks : 0-212- 261 05 49 e-mail: [email protected] o» Sondaj Sempozyumu '98 İzmir, Tel: 0-232- 339 40 64, Faks : 0-232- 388 05 20 e-mail: [email protected] 07-09 Mayıs 1998 08-12 Haziran 1998 15-16 Ekim 1998 19-20 Kasım 1998 SERGİ «a- HANNOVER MESSE - Hannover Sergisi 20-25 Nisan 1998 /19-24 Nisan 1999 Hannover - Almanya, Tel :0511 / 890, Faks : 0511/89 32626 e-mail: [email protected] «*• WIRE - Uluslararası Tel ve Kablo Sergisi Düsseldorf - Almanya, Tel: 0211 / 4560-01, Faks : 0211 / 4560-668 e-mail: T-Online*55700# •s FAMETA - Uluslararası Metal İşlemleri Sergisi Nürnberg - Almanya, Tel: 07025 / 9206-0, Faks : 07025 / 9206-20 e-mail: [email protected] i® ILA-Berlin-Bandenburg Uluslararası Hava-Uzay Sergisi Berlin-Bandenburg - Almanya, Tel: 030 / 3038-0, Faks : 030 / 3038-2325 e-mail: [email protected] 20-24 Nisan 1998 -.05-09 Mayıs 1998 18-24 Mayıs 1998 «*- MOTEK - Uluslararası Montaj Teknolojisi 22-25 Eylül 1998/21-24 Eylül 1999 Sinsheim - Almanya, Tel: 07025 / 9206-0, Faks : 07025 / 9206-20 e-mail: [email protected] «a SMM - Uluslararası Gemi Yapımı, Makina ve Gemi Teknolojisi Sergisi . . .29 Eylül-03 Ekim 1998 Hamburg - Almanya, Tel: 040 / 3569-0, Faks : 040 / 3569-2180 e-mail: [email protected] >s IKK - Uluslararası Soğutma ve Klima Sergisi Nürnberg - Almanya, Tel :0911 / 8606-0, Faks :0911 / 8606-228 e-mail: [email protected] «• » Euro-BLECH Uluslararası Sac Metal İşleme Teknolojisi Sergisi Hannover - Almanya, Tel: 1707 / 275641, Faks : 275544 AERO - Uluslararası Genel Havacılık Sergisi Friedrichshafen - Almanya, Tel: 07 541 / 708-0, Faks : 07 541 / 708-110 e-mail: [email protected] 08-10 Ekim 1998 20-24 Ekim 1998 Nisan 1999 Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Sayı : 455 • 49 • SEMİNER-KURS-SEMPOZYUM • ^ M H B ^ ^ H H ^ ^ ^ ^ ^ H ^ ^ ^ ^ ^ M H HABERLERİ KONGRE &• METEC - Uluslararası Metalürji Teknolojisi ve Donatıları Kongresi Düsseldorf - Almanya, Tel: 0211 / 4560-01, Faks : 0211 / 4560-668 e-mail: T-Online*55700# 09-15 Haziran 1999 KONFERANS •®" 5. Uluslararası Motorlu Araç ve İçten Yanmalı Motorlar Bilim ve Teknik Konferansı Sofya - Bulgaristan, Tel: 359 2 - 987 72 90, Faks : 359 2-87 93 60 » 4. Uluslararası Bakım ve Güvenlik Konferansı Şanghay - Çin, Tel: (010) 685 94 854, Faks : (010) 685 94 866 14-16 Ekim 1998 Mayıs 1999 FUAR «s- EUROCARGO Uluslararası Transport (Taşıma) Fuarı ve Lojistik Düsseldorf - Almanya, Tel: 089/32391-253-250, Faks : 32391-416 ^ 11-13 Şubat 1998 ENVITEC Uluslararası Çevre Koruma ve Atık Yönetimi Teknolojileri Fuarı 02-06 Mart 1998 Düsseldorf - Almanya, Tel: 00 49 211 / 4560-01, Faks : 00 49 211 / 4560-668 «ar Infobase - Uluslararası Bilgi ve Haberleşme Fuarı Frankfurt - Almanya, Tel: 069 / 7575-0, Faks : 069 / 7575-6433 •s* METAV - Uluslararası İmalat Teknolojisi ve Otomasyon Fuarı Düsseldorf - Almanya, Tel: 069/756081-0, Faks : 069/7411574 e-mail: [email protected] <8? Automechanika - Uluslararası Araba Motorları, Servis İstasyon Donatımı, Otomobil Yedek Parçaları ve Aksesuarları Fuarı Frankfurt - Almanya, Tel: 069/7575-0 / Faks : 069/7575-6433 •sr INTERLIFT - Uluslararası Asansör Teknolojisi Fuarı ve Kongresi Augsburg- Almanya, Tel: 0821 / 25769-0, Faks : 0821 / 25769-85 e-mail: [email protected] ^ SECHVVEISSEN & SCHNEIDEN Uluslararası Kaynak Fuarı Essen - Almanya, Tel: 0201 / 72440, Faks : 0201 / 7244-448 e-mail: [email protected] 12-14 Mayıs 1998 16-20 Haziran 1998 15-20 Eylül 1998 12-15 Ekim 1998 12-18 Eylül 1998 SEMİNER «s? Paslanmaz Çelikler ve Kaynaklanabildiği Kocaeli Üniversitesi, Tel: 0-262- 324 99 10, Faks : 0 - 262 - 331 39 19 e-mail: [email protected] 50 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Sayı : 455 19-20 Mart 1998 DERGİMİZİN 3 7 . CİLDİNDEKİ YAZILAR • Bilim Köşesi Çev: Nilgün KARAKUÇÜK • Dergimize Bakış : Ahmet SUER • Sarımsak Soyma Makinası Tasarım ve imalatı _», «. M. Baki KARARMIŞ, Mehmet KÜÇÜK • Hidrostatik Eksenel Kaymalı Yatakların Teorik ve Deneysel Analizi Sistem Rijitliği Erdem KOÇ, Faruk CANBULUT, Fazıl CANBULUT • Yönetim ve Kalite : Step Standardı Formatı Kullanarak İşlem Planlaması İçin Unsur Tanıtımı M.Cengiz KAYACAN, Ş. Abdurrahman ÇELİK _ "* • Bilgisayar Dünyası : Yüzey Modelleyiciler Göründüğünden Daha Etkileyicidir • Çinko - Alüminyum Esaslı Alaşımların Yorulma Özelliklerinin incelenmesi Çev. H. Serkan KÖREZLİOGLU ...Murat AYDIN, Tevfik KÜÇÜKÖMEROĞLU, Temel SAVAŞKAN • Sonlu Eleman Kodu Epdan Üzerinde Yapılan Dinamik Boyutlandırma Tanımları Ezgi GÜNAY, A. ERman TEKKAYA • Çalışma Güvenliği : işçi Sağlığı iş Güvenliği Yönetimi Nazmı BİLİR, A. Naci YILDIZ • Dünyada ve Türkiye'de Teknoparklar Mustafa AY, Mahmut ÖZBAY *** • Çeliklerin Borlanarak Aşınma Dayanımlarının Arttırılması _ I , • Rüzgar Tünelinde Hava Kalitesi İncelemeleri ve Simülasyon Esasları Enver ATİK ibrahim KAYA, Tuncay DÖĞEROĞLU, Serap KARA •" • Bilgi Sayfası : Doğrusal (Linner) Direk Sürücüler Mustafa TÜKENMEZ _ • Metallerde imalat Kabiliyeti.... ^* • Yay Tellerinde Yorulma ve Yorulma Deneylerinde izlenecek Temel Esaslar Hüseyin SÖNMEZ, A. Ulvi AVCI, Nurullah GÜLTEKİN Haşim PIHTILI, Latif ÖZLER • Sonlu Eleman Kodu Epdan (MetalŞekillendirme Programı) İçin Etkileşimli Ön işlemci : Dator (Ön İşlemci Programı) Ezgi GÜNAY, A. ERman TEKKAYA • Bilim Köşesi Çev : Nilgün KARAKUÇÜK • Hidrolik ve Yağlama Yağlarının Analiz ve Kontrolü ile Makina Arızalarının Önüne Geçme ve Yağ Tasarrufu Yöntemleri ^f ibrahim ÇAĞLAYAN • Çalışma Güvenliği : Elektrikli El Aletlerinde Emniyet Çev: Yücel FIRAT • Krom Kaplama işlemindeki Bazı Parametrelerin Kaplama Kalitesine Etkisi Temel SAVAŞKAN, Süleyman KARAGÖL, Tevfik KÜÇÜKÖMEROĞLU — • Komisyandan Haberler: Döşemede Isıtma Sistemleri Remzi ÖZTÜRK il* *Z • Sürgülü Tip Hidrolik Yön Kontrol Vanalarının Piston Yüzey Düzgünlüğü ve Hidrolik Denge • Erdem KOÇ, Betül ÖZDEMİR • Sıkıştırılmayan Sıvı Teorisine Göre Hava Kazanlarının Boyutlandırılması • Kalınlık Ölçümü İçin Kullanılan Bir Radyasyon Ölçüm Cihazının Optimum Tasarımı Fahri DAĞLI, Ayla AKAL A. Filiz BAYTAŞ Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455 • 51 DERGİMİZİN 37. CİLDİNDEKİ YAZILAR • Güncel : 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunda Değişiklik Yapan {§ 4199 Sayılı Kanun'un Getirdiği Yenilikler Abdullah BOLCU (5Ş • Güncel : Trafik Sorunlarıyla İlgili Hukuk Alanında Yapılması Gereken "S N Düzenlemeler ,. R. Bârlas TÖRÜN, Özlem HANGİ, İ. Hamit HANCI, Toros YOLDAŞ • Bir Görüş : Demiryolu Sisteminde Yüksek Hızlı Tren Teknolojisi Mustafa ESER it- • T5 * Trafik Teknolojisinde Yeni Gelişmeler Mustafa DEMIRSOY Yönetim ve Kalite : Joker Sistemi : Bir Otomobil Fabrikası Uygulaması >• « CÖ _ • Moturlu Taşıtlardan Oluşan Hava Kirliliği ve Giderme Yöntemleri i" • Ağır Taşıtların Neden Olduğu Yol Yıpranmaları A. Murat YILDIRIM A.G. GÖKTAN, M. MITSCHKE "-"' • Taşıt ivmelenmesi Modellemesi Ahmet GÜNEY, Faruk ÖZLÜ • Endüstriden Haberler Tarhan ALAÇAM o- • Su Altında ARK Kaynağı ^^J^ ismail DURGUN, Cem SAYAR Çev: Tamer DEMİRKOL t/f ^ F co v* >• • Aşınmayı Önlemede Etkili Yöntemler: Bölüm -1 Isıl Püskürtme Nejat Y. Sarı, Sabrı AK AY, Erdinç KALUÇ tn • Çalışma Güvenliği : Kaynak Dumanının Sağlığa Zararlı Etkisi ve "" :< g Önlenmesi İçin Tedbirleri Bahadır GÜLBAHAR •"" •* • Atölyeden Melih ŞAHİN 1 QQ jjj • Çeliklerin Kaynağında Ön Isıtmanın Belirlenmesi İçin Kullanılan Yöntemler ( / ) *-" • Çeliklerde Isı Tesiri Altında Kalan Bölgenin Temperleme Sonrası Sertliğini Hesaplamak İçin Geliştirilen Bir Yöntem • Güncel : Türkiye'de Mühendislik Bilimleri Ne İşe Yarıyor • Türkiye'de Kömürün Biriketlenmesinin Dünü-Bugünü —, • Biyogazm içten Yanmalı Motorlarda Kullanımı «Çj-Ş ^" Alper GÜLSÖZ, Cemal MERAN Ahmet SEVÜK, Barlas ERYÜREK Hayati SOYKAN Ülker BEKER, Orhan KURAL Aykut ÖZGÜLSÜN. Filiz KARAOSMANOGLU, M. Turgut ÖZAKTAŞ :=. • Benzin Moturlu Taşıtlarda LPG Dönüşümlerinin Getirdikleri MMO LPG Komisyonu * * !§ • Bir Görüş : Yaşanabilir Bir Dünya istiyoruz. Fatma ÖZDEMİR Türkiye'de Gürültü Kirliliğinin Önlenmesi.Filiz BAL — . §> • Sanayi de Çevre Sorunları İlter SERİM •"** £ • Bilgisayar dünyası Isı Yalıtımı ile Yakıt Tevfik ALPDOGAN Tasarrufu Sağlanması ve Hava Kirliliğinin #>* O Azaltılması konusunda bilgisayar programı • Bir Görüş : insan ve Enerji: Etik Bir Bakış • Yüksek Sıcaklık Fırınlarında Enerji Tasarrufu - I 52 • Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455 Hilmi GÜVEN Orhan BÜYÜKALACA DERGİMİZİN 3 7 . CİLDİNDEKİ YAZILAR ^ • Yüksek Sıcaklık Fırınlarında Enerji Tasarrufu - II ^j> • Aşınmayı Önlemede Etkili Yöntemler Bölüm II Orhan BÜYÜKALACA Nejat Y. Sarı, Sabri AKAY, Erdinç KALUÇ • Çift Geçişli (Cröös- Rlövv) Türbinlerinin Mini ve Mikro Hidroelektrik Santrallerde Kullanılması m • • Bilgisayar Dünyası AutoPack Solo Mekanik ^ Kubilay BECERİK • Çinko Alüminyum Alaşımları için Mukavemet Artırma Yöntemleri (0 C/) Hayati OLGUN M. Şebnem TURHAL, Temel SAVAŞKAN • Tane Silisyum Karbür Katkılı, Alüminyum Alaşımı Bazlı Kompozitlerin Aşınma Davranışı Ümit GÖÇEN, Melih BELEVİ, Kazım ÖNEL ;,..........;..... • Levhalı ve Döner Tip Isı Değiştirgeçlerinin Karşılaştırılması R. Tuğrul OGULATA, Ayşe KÜÇÜK "j-j" • Hasak Kurumlardan : işçi Sağlığı Alanında Çok Önemli Bir Girişim IC% ro* T.T.B. 3. Ulusal işçi Sağlığı Kongresi HASAK "^ _ • Mesleki Sağlık ve Güvenlik Servisleri..;.... •ki •• " •. "•" : •"• ' • • " .. -O • Doğal Gaz Emniyet Tedbirleri ve Eğitimi - Filiz ANIK . . . Ruhi ÖKTEM ;2> • Bir Görüş Mühendislerimiz için Bir Yargıtay Kararı incelenmesi Ruhi ÖKTEM -~ "E >s Şj • Çalışma Güvenliği : Gürültü ile Oluşan işitme Kayıpları ve Korunma Yolları *& O • Elektromanyetik Radyasyonları •==• • Güncel : Sekiz Yıllık Eğtim ve Çalışan Çocukların Sağlığı • • vt Özel Sayı CM es İlknur KARAKAŞ Dr. Alp Ergör. M. Tekelioğlu, Aysel ERTURK Bilgisayar Destekli Tasarım ve Üretim Sistemlerinde Bilgi değişimi ve Satandartları Dizel Motor Silindirinin Sonlu Eleman Analizi ile Kompozit Tasarımı Bilgisayar Dünyaısı : GerçteM Görüntüyü Yakalamak Ezgi GÜNAY, Anıl KAREL Çev : Yücel FIRAT Eş zamanlı Cad/Cam Çalışmaları ve Uzaktan Kumandalı Talaşlı imalat Çev : Burak BAŞARAN, Hakan KANLI lgisa\ ro Vedat HAKSAL E Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Say> : 455 • 53 DERGİMİZİN 37. CİLDİNDEKİ YAZILAR ^yb: ,-*. • Günümüzde ve Gelecekte Otomobilde Malzeme Kullanımı v ' •* Murat BENGİSU « tf> >. • Çevre Dostu Yağlama Yağları re Dizel Moturlu Taşıtların Egzoz Gazındaki Duman Koyuluğu ve Ölçümde N O F. KARAOSMANOĞLU Karşılaşılan Sorunlar M. Ali IŞIKOĞLU Paletli Araç Krenleri Mine ÇELİKTAŞ Taşıtlarda Takla Atma Kazaları ve Modellenmeleri Önlenebilir Araç Kazaları Osman ELDOĞAN : Dizel Arabalar Şimdi Daha Temiz Ruhi ÖKTEM Çev: Koksal LİMAN- İzzet ÖTGÜN Reengineering; Toplam Kalite Yönetimi İle İlişkisi ve 10 <ö Türk Endüstrisi İçin Uygulanabilirliği Erhan KÜÇÜKSÜLEYMANOĞLU Üretim Sistemlerinin Gelişimi Adil BAYKASOGLU Otel İşletmelerinde Toplam Kalite Yönetimi ve Kalite Kontrol Çemberleri Hülya BAĞIRAN Toplam Tesis Yönetimi Mesut ÖZTÜRK Bilgisayar Dünyası : Autocad ile Atalet Momenti Hesabı Aylin TOPAKOĞLU Çalışma Güvenliği : iş Kazalarının İşletmelere Gerçek Maliyeti m Orhan SEZEROĞLU Yönetim ve Kalite : Kalite ya da Nitelik İlter SERİM Bir görüş : İşletmelerde MRP II Uygulamaları Bahadır ÖZKÖK 1997 YıLıNDA DERIGIMIZ İÇIN YAZı DEĞERLENDIREN UZMANLAR Dr. Hakkı ESKİCİOĞLU Prof. Dr. Ünal ERDEM Prof. Dr. Süleyman SARITAŞ Prof. Dr. Aybars ÇAKIR Prof. Dr. Sahir ARIKAN Prof. Dr. Bedri TUÇ Prof. Dr. A. Güvenç GÖKTAN Prof. Dr. Ali GÜNGÖR Prof. Dr Metin AKKÖK Prof. Dr. Rafet ARIKAN Prof Dr Yücel ERCAN Prof. Dr. Ertuğrul KÜÇÜKKARAMIKLI Prof Dr Hamit ÖZTEPE Doç. Dr. Şükrü PEKDEMİR Doç. Dr. Sait YÜCENUR Doç. Dr. Can ÇOĞUN Prof Doç. Dr. Ahmet GÜNEY Yrd. Doç. Dr. Nihat GENALMAYAN Yrd. Doç. Dr. Müfit GÜLGEÇ Yrd. Doç. Dr. Haluk DARANDELİLER Dr. Ezgi GÜNAY Melih ŞAHİN Özgür AKÇAM 1997 Yılında MÜHENDİS i^MAKİNA Dergisi'ne Yaptıkları Katkılardan Dolayı Teşekkür ederiz. M M O Yönetim Kurulu 1997 Yılında, Dergimiz Yayın Programının Gerçekleştirilmesinde Katkıda Bulunan Bursa, Eskişehir, Ankara, İzmir ve İçel Şubelerine Yaptıkları Katkılardan Dolayı Teşekkür Ederiz. 54» Mühendis ve Makina - Cilt : 38 Sayı : 455 j DOZAJ, TRANSFER ve YÜKSEK BASINÇ POMPALARI Makdos, Dozaj, Transfer ve yüksek basınç Pompaları 6 tip 300 çeşit ürün yelpazesiyle sanayiinin her kesiminde ihtiyaç duyulan proseslerde, başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. PİSTONLU ve DİYAFRAMLI DOZAJ POMPALARI Bir veya birkaç kafadan ibaret olup 0-5 Lt/h'dan 4m3/h kapasiteye kadar 0 ile maxımum arası ayarlanabilen 5 bardan 200 bara kadar yüksek verimli doza; pompalarımız Kimyasal sıvılardan etkilenmeyecek şekilde 304-316 paslanmaz çelik, PVC. teflon, poliamid, poiipropilen malzemelerden imal edilmekte olup her türlü viskos sıkları pompalıyacak niteliklere sahiptir ÇOK KOMPONENTLİ HİPOKLORİT DOZAJ ÜNİTESİ Çok komponentli Hıpoklorit dozaj ünitelerimiz şekilde görüldüğü gibi bir veya birkaç dozaj kafasından ibarettir Alüminyum sülfat Bakır sülfat gibi eriyik hazırlanmasında ve benzeri tesislerde yüzme havuzu içme suyu tesislerinin klorlanmasında kullanılabilen ünitelerimiz kullanım sahasına göre karıştıcılı olarak (0) Maxımum arasında ayarlanabilen değişken debili pistonlu diyaframlı dozaj pompalarıyla paket ünite olarak teçhiz edilmiştir. MOTORLU MİKSER KARIŞTIRICILARI Sanayii sektöründe kullanılan motorlu karıştırıcı elamanlarımız 60 d/d-500 d/d'ya kadar tank ve karıştırıcısıyla birlikte özel olarak imal edilmektedir. YÜK5FK BASINÇLI DONKİ POMPA Yüksek basınçlı pompalarımız pistonlu tipler olup genelde toz deterjan üretiminde basınçlı kapların testinde ve reaktörlerde kullanılmaktadır. 304-316 cRIMİ ve çelik malzemeden imal edilmekte olup kendinden soğutmalı 0-100 Lt/h-10m3/h kapasiteye kadar 15 bardan maxımum 300 bar karşı basınca göre dizayn edilmiştir SABİT DEBİLİ TRANSFER POMPASI Sabit debıli transfer pompalarımız Kimyasal niteliklere haiz viskos sıvıların transferinde kullanılmaktadır. Pompalarımız 8 bar maxımum 80m3/h kapasiteye kadar transfer edilecek sıvının kimyasal ve fiziksel yönünden etkilenmeyecek malzemelerden imal edilmektedir POMPALARIMIZIN KU LLANMA SAHALARI TEKNİK ÖZELLİKLER * Kademesiz kendinden ayarlanabilir sistem. * 0 - 1 Lt' den 0 - 4 m arası * 0,5 - 300 bar basınca kadar dozaj pompaları * Her türlü kimyasal maddeyi dozajlar. NOT : LÜTFEN AYRINTILI BİLGİ İÇİN BROŞÜR İSTEYİNİZ. * * * * * Kullanma sulun (asliyesinde Ickstil sanayiinde Alık su anlına (esişlerinde Fueloil yuknıa tesislerinde Nükleer ve (enuik sanlrullerd e sn şu"'1'»ııdırına İşlemlerinde * Temizlik, şuhun ve deterjan sanayiinde. * (iida Sanayide * Kiıına sunuviiııde katkı dozaj uda * I'ulverİzasyon işlemlerinde 11 Hova sanayiinde Meşrubat sanayiinde İlaç sanayiinde Kaijıt sanayiinde Kîree sanayiinde Kazan suları t asliyesinde içme suları tasfiyesinde İ^eker labrikulartnda Otnnıotik klorluma (esişlerinde * Dolum (esişlerinde ve daha birçok iş sahalarında kullanılmakladır. Merkez Mah. Üzeyir Ağa Sok. No : 11 Yenibosna / İSTANBUL Tel. : (0212) 655 24 83 (3 hat) - 651 91 92 Fax : (0212) 651 90 85 TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI ODTÜ KAYNAK TEKNOLOJİSİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA MERKEZİ işbirliği ile ayrupa, kaUnak „ * mühendisimi eğitimi Kursun Genel Planı • Kursun Genel Planı Gaz Kaynağı, Elle Ark Kaynağı, Tig Kaynağı, Mig/Mag Kaynağı, Plazma Kaynağı, Tozaltı Kaynağı, Direnç Kaynağı, Termik Kesme, Sert Lehim, Yumuşak Lehim, Metal Püskürtme, Plastikler İçin Birleştirme Yöntemleri, Qz,el Kaynak Yöntemleri. • Malzemeler ve Kaynak Esnasında Davranışları Çelik, Alüminyum, Bakır, Nikel Titanyum, Alaşımlar ve Faz Diyagramları, Karışık Bağlantılar, Ana Malzeme ve Kaynaklı Bölgelerin Isıl İşlemi ve İç Yapısı, Korozyona Giriş, Diğer Malzemeler ve Alaşımları, Farklı Malzemelerin Birleştirilmesi, Metalografik İnceleme. • Konstrüksiyon ve Tasarım Kaynak Tasarımının Temelleri, Kaynak Ağzının Tasarımı, Statik ve Dinamik Yük Altındaki Yapı Elemanlarının Tasarımı ve Hesapları. • Üretim, Kalite Güvencesi Kaynak Denetim Personelinin Görevleri, Uygunluk Belgeleri, Kaynakçı Sınavı, Kaynaklı Yapı Elemanlarında Çarpılma ve İç Gerilmeler, Kaynak Planı, Tahribatlı ve Tahribatsız Kaynak Dikişi Muayenesi, İş Güvenliği, Kaynakta Ekonomiklik. Kurs Tarihleri Kursun Başlangıcı Kursun Bitişi 23 Şubat 1998 19 Haziran 1998 AYRINTILI BİLGİ İÇİN Atilla PAMIR ODTÜ Kaynak Teknolojisi Eğitim ve Araştırma Merkezi Tel : 0 • 312 • 210 36 92 - 210 21 49 Faks : 0 • 312 • 210 11 68 Şenol KARACA TMMOB MMO Genel Merkezi Tel : 0 • 312 • 231 80 23 - 231 31 59 Faks : 0 • 312 • 231 31 65 Sümer Sokak 36/1-A Demirtcpc -ANKARA Tel : 0*312 »231 31 59 Fax ; 0 • 312 • 231 31 65 ,•*«% tmmob makîna mühendisleri odası TMMOB ' 9 7 SARAYİ KONGRESİ'IHE DOĞRU tmmob makina mühendisleri odası fâ* n liflerine I öre fykıik özelleri II Cilt : 1 - 2 - 3 Yayın no. -195 TMMOB Makina Mühendisleri Odası tmmob ogrenct • uye makina mühendisleri odası 750.000 LASTİKLER Yazan Orhan Cavit GEREDELİOĞLU N&-\$--.--•.•.---.-.';.•:• >• .••*= diğer İ0 OO.ooo Bu çalışmada lastik tekerli kara nakil araçlarında kullanılan lastiklerle ilgili akla gelebilecek tüm teknik detayların bütün açıklığı ile ortaya konması amaçlanmıştır. Ayrıca bu çalışmada; hızla gelişen otomotiv sektöründeki gelişmelere parelel olarak ortaya çıkarılan ve günümüzde çapraz katlı lastiklerin yerini alan yüksek teknoloji ürünü radyal katlı, tubeless ve basık seri lastikler tanıtılmış, sağladıkları avantajlar detaylı olarak izah edilmiştir. Bu amaçla konuya ilgi duyan ve lastik konusunda çalışma yapan üyelerimize faydalı olmak amacıyla Oda Merkezinde oluşturulan İş Makinaları Komisyonu lastikler konusunda çalışma yaparak bu kitabı hazırlamıştır. MUHENDIS£Z7MAKINA TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI AYLIK YAYIN ORGANI * AKACIMIZ Msjerrtıfemnuniyeti t -, r Hızlı ve kesin çözü * Kom|de mühendiA hcşderi ^ Etkin satış sonrası destek ve servis sunuyoruz 1998'emerhaba '98 yılında da Siz değerli üyelerimizin ve okurlarımızın katkı ve görüşlerini bekler, başarılar dileriz. ÜRETİMUKİMU: 3 cm. den 2 mt. ye kadar değişik genişliklerde. 1100 mt. ye kadar istenen I. olmak üzere; î P U. esaslı bantlı konveyörler. hnklı, rulolu konveyörler. itli eğ.nli konveyörler. ikonveyörler. t <onvçvörler. ^dertçe dönijşlü yörler. ) derece arasında ı özel konveyörler. ınnın komple pro|e ve tesisi. tmmob makina mühendisleri odası Sümer Sokak 36/1 -A Demirtepe - ANKARA Tel : O • 312 • 231 31 59 Fax : 231 31 65 ŞAMAYI A.S. Doğu Sanayi Sitesi 13. Blok No:11 Yenibosna-İSTANBUL Tel : (0212)552 51 79-552 40 63 -551 00 08 - 639 11 84 Fax : (0212)652 94 88 Doğal Gaz yakıtlı buhar santralı 2 x 8 ton/h, 8 ATÜ ve Su hazırlama grubu: Basınçlandırma, Filtreleme, Yumuşatma, Gaz alma 100 Ton/h. DOĞAL GAZ ve SIVI YAKITLI ISI SANTRALLARI TOZ KÖMÜR YAKILABİLEN TAM OTOMATİK HAREKETLİ IZGARALI ÖN OCAK ve İÇ OCAKLI SİSTEMLER KIZGIN YAĞ KAZANLARI BUHAR JENERATÖRLERİ BASINÇLI KAPLAR PETNİZ ISI SAN. ve TİC LTD. ŞTİ. Fab. : Fatih Mh. Suyolu üstü No: 9 Esenyurt/tstanbul Tel : 620 17 14 /3 hat Faks: 596 74 89 Büro : Perpa tş Merkezi 6. Kat No: 629 Tel : 220 60 47 - 220 60 25 Faks: 221 58 57 PETMAK PETNtZ MAKİNA SANAYİ A.Ş. İmalat : Haramidere Sanayi Sitesi Anbarlı/lstanbul Tel : 690 43 52 - 220 60 25 Faks : 221 58 57 35 Yıllık Tecrübe! Firmamız 23.000 ms alan üzerinde 5.000 m2 yeni fabrikamızda modern tezgahlarda seri üretim yapmaktadır. Redüktörlerimiz 0,25 Kvv'dan 250 Kw'a 1,5 devirden 625 devire kadar Motorlu ve motorsuz, seri ve standart olarak üretilmektedir. Firmalar istedikleri anda Firmamız veya Türkiye genelinde geniş bayilik teşkilatlarımızdan gerekli bilgi ve taleplerini bulabilirler. Redüktörlerimizde motor hariç 1 yıl garantimiz vardır. YILMAZ REDUKTOR A.S. Merkez/Centre: Maltepe Gümüşsüyü Caddesi Bestekar Medeni Aziz Efendi Sok. No:54 TOPKAPI / İSTANBUL/TURKEY Telephone: (90-1) 567.93 82 - 567 93 83 - 567 45 07 Fax: (90-1) 567 99 75 Fabrıka/Factory: Beylikdüzü Hadımköy Yolu Kıraç Köyü Mevkii 1. Km. BÜYÜKÇEKMECE / İSTANBUL / TURKEY Telephone: 886 50 43 - 886 50 44 Fax: 886 54 57 Tüm Gereksinimleriniz Tek Adresten!... KANTHAL, endüstriyel ve laboratuar fırınlarının ısıtma sistemlerinde 60 yılı aşkın dünya çapındaki liderliğini, geniş bilgi birikimi ve teknik donanıma 1 sahip genç kadrosuyla Türkiye de de sürdürmekten kıvanç duyar. Sahip olmak istediğiniz ileri teknoloji ile üretilmiş komple ısıtma sistemleri Kanthal tarafından size tek bir adresten sunulmaktadır Superthal Süper Elemanlar Kanthal Süper Değişik sıcaklıklardaki farklı fırın atmosferlerinde, koruyucu tüp gerektirmeksizin direkt olarak Çeşitli boyut ve formlara sahip Kanthal Süper elemanları ile endüstriyel ve laboratuar fırınlarında en yüksek verimi yıllar boyu sağlayabilirsiniz. 1550 °C eleman sıcaklıklarına kadar çalışan Kanthal Süper ısıtıcı elemanı ile entegre edilmiş seramik fiber izolasyonlu ısıtma modülleri. Endüstriyel ve laboratuar tipi fırınlar için 1900 "C sıcaklıklarına kadar çalışan kullanılabilirler. MoSiO, bazlı elektrikli ısıtma elemanları. Komple Isı Ünitesi Kanthal, gaz ve elektrik ısıtmalı fırınlar için farklı APM radyant/tüp Gazlı ve elektrikli ısıtma sistemleri ısıtma sistemi uygulamaları ile kullanıcılara daha da yakın... için toz metalürjisi ve ekstrüzyon ile üretilmiş max.125O 'C çalışma sıcaklıklarına uygun FeCrAI bazlı radyant/konıyucu tüp sistemleri. | APMRadyant Tüpler Metalik Elemanlar FıbrothaJ 1400 t eleman sıcaklıklarına kadar çalışan tüm fırınlarda Kanthal tarafından üretilen kullanıma hazır FeCrAI / NİCr esaslı tel ve şerit metalik elemanlar. Max. 1300 °C sıcaklıklarında çalışan laboratuar ve endüstriyel fırınlar için yataklarımı? ve/veya serbest ışıma ile çalışan elektrikli ısıtma ve vakum altında şekillendirilmiş seramik fiber izolasyon modülleri. KANTHAL ® KANTHAL TÜRKİYE FENER KALAMIŞ CAD. AKTUĞ APT. No: 65/1 81040 FENERBAHÇE - İSTANBUL Tel : 0 • 216 • 330 02 98 - 418 04 98 Fax : 0*216 «34851 15 ıltrasy fvttomat Otomatik Geri Yıkamalı Filtrasyon Cihazı ••t-i.-* Filtomatın Üstün Özellikleri: 1 Basınçlı hatlarda filtrasyon Her sıcaklık ve basınçta filtrasyon 1 Yüksek kirlilik yüklerinde maksimum verim • 2"-96" giriş çıkış çapı • Geniş filtrasyon alanı • %100 geri yıkama verimi • Geri yıkama sırasında filtrasyon devamlılığı • 3-30 sn geri yıkama süresi • Düşük su sarfiyatı • Montaj kolaylığı • Boru hattına her pozisyonda montaj imkanı • İlave enerjisiz çalışma imkanı • Düşük yük kaybı • Değişmeyen filtre elemanları ile çevre korumasına katkı. 1 .!•! Kullanıldığı Yerler: Soğutma suyu • Kondens suyu • Kuyu-deniz-yüzey suyu •Şeker şerbeti • White Water • İçme suyu • Tarım ve goff sahası sulama suyu • Sulama amaçlı atıksu • Midye yumurtası • Diğer her türlü sıvı 3 mikrondan 3000 mikrona kadar filtrasyon 3 3 Tek ünitede 20 m /h - 40.000 m /n kapasite ı ANTEL ANTEL ARITMA TESİSLERİ İNŞAAT, SANAYİ VE TİCARET A.Ş. İnönü Cad. Turaboğlu Sok. Sumko Sitesi M3 A Blok Kat :3 D : 16 81090 Kozvatağı / İSTANBUL T e l : (0 216i 463 55 89 (3 Hat) Faks : (0.216) 463 55 86 Bazı Filtomat Kullanıcıları: Trakya Cam-TR1, Trakya Cam-TR3, Cam Elyaf, Oyak Renault. Tofaş, Arçelik-Çayırova, Arçelik-Eskişehir, Arçelik-Ankara, Auer, Döktaş, Çukurova Çelik, Yarpet, Pimaş, Galsan, Marshall, Türk Siemens Kablo, Simko, Kartonsan, Brisa, Maret, Köy-Tür, Hürriyet-istanbul, Hürriyet-izmir. Kiriş-World, Club Tuana, Mar Otel, Göçtür, Tatlısu Sitesi, Sabancı Villaları, Motif Tekstil, Zümrüt Örme, Trend Boya, Akateks, Bilkont, Hasörme, First Tekstil. Denımko, Gap idaresi, DSİ XV. Bölge KTŞ?" • J ' • ' • • • . & *" er ı 0=- CL'. L L unu au '••' iıçPc Hidrofor Setleri KSB. Dünya üretici! •t Sizler içini En gelişmişi] üretiyoruz. Ş Pompa ve Vana : "KSB Pompa, ."dir. olduğu gibi modern öretim metodları ve -: ekipmanları kullanılmaktadır. KSB yenısıı eknolojî?* rı isteyirivs REFERANS inci Center I SA: 187 ^ : Çelik Pompalar KSB ürünleri az enerji tüketimi ve yi problemsiz çalışma özelliklerine kası i;Cola fabrikaları fabrikaları Oteli Elbistan TEMEL EN YÜKSEK İMA ELEMANLARINDA E SUNAR. * HİZMmkiZDE. .0 BİR İSİM "TEMİ GAL Rl ve SİYAH LEKTRO KAPLAMA KAPLAMA SİYAHLAŞT»MA INA HATLARI EMLERİ ST 'TVATA TIQIA.Ş. Ceyhan Yolu Üzeri 30. ANA/TMİYE İnönü Cad. STFA B^3 ^ g p g a a ^ / İSTANBUL S5 (4 Tel.: 0 . 2 1 6 . 3 6 2 ^ 1 ^ T 8 Fax: 0.216.362 94 09 , i: f^^P^^k ^H^M ^ ^ H ^ ^ ^ ^^^^m ^^•^^^^•^j^^^. Arctech Kaynak Elektrodları ve Telleri Sanayii A.Ş. Markaz Okçum^jsa Cad. Tezgül Işhanı No.2 Kat: 6 Şişhane 80020 fSTANBUL Tel :212 253 05 01 pbx Fax : 253 05 88 Fabrika tsüzce Çiftliği 59500 Çerkezköy TEKİRDAĞ Tel : 2 8 2 674 41 11 pbx Fax: 67441 1 6 / 1 7 ^^^^«fc^